ÇIKIŞ
1 Ailelerini yanlarına alarak babaları Yakup’la birlikte Mısır’a gelen oğulları* şunlardı:+ 2 Ruben, Şimeon, Levi, Yahuda,+ 3 İssakar, Zebulun, Benyamin, 4 Dan, Naftali, Gad ve Aşer.+ 5 Yusuf zaten Mısır’daydı. Yakup’un soyu 70 kişiydi.+ 6 Sonra Yusuf öldü,+ bütün kardeşleri ve o nesilden olanlar da öldü. 7 Ve İsrailoğulları çocuklar sahibi olup sayıca artmaya başladı. Olağanüstü bir hızla çoğalıyor ve güçleniyorlardı; öyle ki o topraklar onlarla dolmuştu.+
8 Bir süre sonra, Mısır’ın başına yeni bir kral geçti. O Yusuf’u tanımıyordu. 9 Halkına şöyle dedi: “Bakın, İsrail halkı bizden daha kalabalık ve daha güçlü.+ 10 Akıllıca davranıp bir şeyler yapalım, yoksa daha da çoğalacaklar. Olur da bir savaş çıkarsa, düşmanlarımızla birlik olup bize karşı savaşır ve ülkeden çıkıp giderler.”
11 Bunun üzerine, İsrailoğullarını ağır işlerde çalıştırıp baskı altında tutmak için başlarına adamlar koydular.+ İsrailoğulları Firavun’a ambar şehirleri inşa etti; bu şehirler Pitom ve Raamses’ti.+ 12 İsrailoğulları üzerindeki baskı arttıkça onlar daha da çoğalıyor ve her tarafa yayılıyordu. Mısırlılar İsrailoğulları yüzünden büyük bir korku içindeydi.+ 13 Bu nedenle İsrailoğullarını köleleştirip zor koşullarda çalıştırdılar.+ 14 Killi harç ve kerpiç yapımında, ayrıca tarlada her türlü işte gaddarca çalıştırıp onlara hayatı zehir ettiler. Evet, onları ağır şartlarda çalıştırıp her tür işte köle olarak kullandılar.+
15 Sonra bir gün Mısır Kralı, Şifra ve Pua adlı İbrani ebelerle konuştu 16 ve onlara şöyle dedi: “Doğurmasına yardım ettiğiniz İbrani kadınlar+ doğum oturağındayken bebeklerine bakın, erkekse öldürün, kızsa bırakın yaşasın.” 17 Fakat ebeler Tanrı korkusu olan insanlardı. Onlar Mısır Kralı’nın dediğini yapmadılar ve erkek çocukları sağ bıraktılar.+ 18 Bir süre sonra, Mısır Kralı ebeleri çağırıp “Neden erkek çocukları sağ bıraktınız?” diye sordu. 19 Ebeler Firavun’a şu cevabı verdi: “İbrani kadınlar Mısırlı kadınlar gibi değil. Onlar güçlü kuvvetli kadınlar, daha ebe gelmeden doğurmuş oluyorlar.”
20 Bundan dolayı Tanrı ebelere iyilik etti. İsrailoğulları da gitgide çoğaldılar ve güçlendikçe güçlendiler. 21 Ebeler Tanrı korkusuyla davrandıkları için daha sonra Tanrı onları çoluk çocuk sahibi yaptı. 22 Sonunda Firavun tüm halkına şu emri verdi: “İbranilerin yeni doğan her erkek çocuğunu Nil Irmağı’na atın, fakat kızları sağ bırakın.”+
2 O günlerde Levi soyundan bir adam bir Levi kızıyla evlenmişti.+ 2 Kadın hamile kalıp bir erkek çocuk doğurdu. Bebeğin çok güzel olduğunu gördü ve onu üç ay gizledi.+ 3 Çocuğu daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca,+ papirüsten bir sepet alıp katran ve ziftle kapladı, çocuğu içine koydu. Sonra sepeti Nil Irmağı kıyısındaki sazların arasına bıraktı. 4 Çocuğun ablası+ da kardeşine neler olacağını görmek için uzakta durup izlemeye başladı.
5 O sırada Firavun’un kızı yıkanmak için Nil Irmağı’na geldi. Hizmetindeki kızlar da ırmağın kıyısında yürüyorlardı. Firavun’un kızı sazların arasındaki sepeti gördü. Onu getirmesi için hemen hizmetçisini gönderdi.+ 6 Sepeti açınca, ağlayan çocuğu gördü. “İbrani bir çocuk bu” dedi, yine de ona acıdı. 7 O zaman çocuğun ablası, Firavun’un kızına “Gidip İbrani kadınlardan bir sütanne çağırayım mı? Çocuğu senin için emzirir” dedi. 8 O da “Git çağır” diye karşılık verdi. Kız hemen gidip annesini* çağırdı.+ 9 Firavun’un kızı kadına “Bu çocuğu al, benim için bak ve emzir, sana ücretini veririm” dedi. Kadın da çocuğu aldı ve ona baktı. 10 Çocuk büyüyünce, kadın onu Firavun’un kızına getirdi; böylece çocuk onun oğlu oldu.+ Firavun’un kızı, “Onu sudan çıkardım”+ diyerek çocuğun adını Musa* koydu.
11 Musa büyüyüp yetişkin bir adam oldu. Bir gün kardeşlerinin ağır yükler altında neler çektiğini görmek için onların yanına gitti.+ Bir Mısırlının İbrani kardeşlerinden birini dövdüğünü gördü. 12 Etrafına bakındı, kimseyi görmeyince Mısırlıyı öldürdü ve saklamak için üzerini kumla örttü.+
13 Ertesi gün yine gitti ve iki İbraniyi kavga ederken gördü. Haksız olana, “Neden arkadaşına vuruyorsun?” dedi.+ 14 Bunun üzerine adam “Seni başımıza efendi ya da hâkim diye koyan mı oldu! Mısırlıyı öldürdüğün gibi beni de mi öldüreceksin?” dedi.+ O zaman Musa korktu ve “Olay duyulmuş” diye düşündü.
15 Olanlar daha sonra Firavun’un da kulağına gitti. Bunun üzerine Firavun, Musa’yı öldürtmek istedi, fakat Musa kaçıp Midyan’a gitti.+ Orada bir kuyunun başına gelip oturdu. 16 Midyanlı bir kâhinin*+ yedi kızı vardı. Onlar da su çekmek için kuyuya geldiler. Yalakları* doldurup babalarının sürüsüne su içireceklerdi. 17 Fakat her zaman olduğu gibi çobanlar gelip kızları kovdular. Bunun üzerine Musa kızların yardımına koştu ve onların sürüsüne su verdi. 18 Kızlar eve dönünce, babaları Reuel*+ “Bugün nasıl oldu da böyle çabuk döndünüz?” diye sordu. 19 Kızlar da “Mısırlı bir adam+ bizi çobanlardan kurtardı. Üstelik bizim için su çekip sürüye su verdi” dediler. 20 O zaman adam kızlarına “Hani nerede? Neden onu da getirmediniz? Gidip çağırın, gelsin bizimle yemek yesin” dedi. 21 Sonra Musa Reuel’in teklifi üzerine orada kaldı. Reuel, kızı Tsippora’yı+ eş olarak Musa’ya verdi. 22 Tsippora bir erkek çocuk doğurdu. Musa “Gurbette bir yabancı oldum”+ diyerek çocuğun adını Gerşom* koydu.+
23 Aradan yıllar geçti ve Mısır Kralı öldü.+ Fakat İsrailoğulları kölelik yüzünden acı çekmeye devam ediyorlardı ve feryatları dinmiyordu. Köle olarak çektikleri eziyetten ötürü Tanrı’ya durmadan yakarıyorlardı.+ 24 Tanrı onların feryatlarını duydu+ ve İbrahim, İshak ve Yakup’la yaptığı ahdi andı.*+ 25 Tanrı İsrailoğullarının haline baktı ve çektiklerini gördü.
3 Musa, Midyan’da kâhin olan kayınbabası Yetro’nun+ sürüsüne çobanlık ediyordu. Bir gün sürüyü çölün batısına doğru güderken, Tanrı’nın dağına, Horeb’e geldi.+ 2 Ardından Yehova’nın meleği, bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü.+ Musa bir süre çalıya baktı ve onun yandığı halde kül olup bitmediğini fark etti. 3 Bunun üzerine “İnanılmaz bir olay bu! Çalı neden yanıp kül olmuyor, gidip bakayım” diye düşündü. 4 Yehova Musa’nın bakmak için oraya doğru geldiğini görünce çalının içinden “Musa! Musa!” diye seslendi, o da “Efendim” diye karşılık verdi. 5 Tanrı “Daha fazla yaklaşma” dedi, “Çarıklarını çıkar, çünkü bastığın yer kutsaldır.”*
6 Ona, “Ben babanın* Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı,+ İshak’ın Tanrısı,+ Yakup’un Tanrısıyım”+ dedi. Bunun üzerine Musa yüzünü kapattı, çünkü Tanrı’ya bakmaya korktu. 7 Ardından Yehova şöyle dedi: “Mısır’daki halkımın yaşadığı sıkıntıları gördüm, onları zorla çalıştıran adamlar yüzünden nasıl feryat ettiklerini duydum. Çektikleri acıların farkındayım.+ 8 İnip onları Mısırlıların elinden kurtaracağım,+ oradan çıkarıp geniş ve verimli bir diyara, süt ve bal akan topraklara,+ Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin, Perizzilerin, Hivilerin ve Yebusilerin oturduğu yere götüreceğim.+ 9 İsrail halkının feryadı Bana erişti, Mısırlıların onlara çektirdiği eziyeti görüyorum.+ 10 Şimdi seni Firavun’a göndereceğim ve halkımı Mısır’dan çıkaracaksın.”+
11 Fakat Musa Tanrı’ya “Ben kimim ki Firavun’a gideyim, İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarayım?” diye karşılık verdi. 12 Bunun üzerine Tanrı “Ben seninle olacağım” dedi.+ “Seni Benim gönderdiğimin işareti şu olacak: Halkı Mısır’dan çıkaracaksın ve bu dağa gelip tek gerçek Tanrı olan Bana ibadet edeceksiniz.”+
13 Fakat Musa Tanrı’ya şöyle sordu: “İsrailoğullarına gidip ‘Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi’ dersem, onlar da bana ‘O’nun ismi ne?’+ diye sorarlarsa, onlara ne söyleyeyim?” 14 Bunun üzerine Tanrı, Musa’ya “Ne Olmayı İstersem* Ben O Olacağım”*+ dedi. Sonra şunu ekledi: “İsrailoğullarına şöyle diyeceksin: ‘Beni size, “Ben O Olacağım” gönderdi.’”+ 15 Ve yine Musa’ya şunları söyledi:
“İsrailoğullarına de ki, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı,+ İshak’ın Tanrısı,+ Yakup’un Tanrısı+ Yehova gönderdi.’ Sonsuza kadar ismim budur+ ve nesiller boyu bu isimle anılacağım. 16 Şimdi git, İsrail’in ihtiyarlarını* topla ve şunları söyle: ‘Atalarınızın Tanrısı Yehova, İbrahim’in, İshak’ın, Yakup’un Tanrısı bana göründü ve şöyle dedi: “Halinizi gördüm+ ve Mısır’da neler yaşadığınızın farkındayım. 17 Bu nedenle, sizi Mısırlıların eziyetinden kurtarıp+ Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin,+ Perizzilerin, Hivilerin ve Yebusilerin+ oturduğu yere, süt ve bal akan topraklara götüreceğim.”’+
18 İsrail’in ihtiyarları senin sözünü dinleyecek+ ve onlarla birlikte Mısır Kralı’na gideceksin. Kral’a ‘İbranilerin+ Tanrısı Yehova bizimle konuştu. Bu nedenle, lütfen izin ver de üç günlük yol gidip çölde Tanrımız Yehova’ya kurban sunalım’ diyeceksiniz.+ 19 Ama Ben iyi biliyorum ki, Mısır Kralı mecbur bırakılmadıkça gitmenize izin vermeyecek.+ 20 Bu yüzden elimi kaldırıp Mısır’a darbe indireceğim, orada olağanüstü şeyler yapacağım. O zaman Firavun sizi gönderecek.+ 21 Bu halka Mısırlıların gözünde itibar kazandıracağım, böylece oradan eli boş çıkmayacaksınız.+ 22 Her kadın, komşusundan ve evinde kalan misafir kadından, gümüş ve altın eşyalar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı ve kızlarınızı bunlarla giydirip kuşatacaksınız. Mısırlıların elinde avcunda ne varsa alıp götüreceksiniz.”+
4 Musa şu karşılığı verdi: “Peki ya ‘Yehova sana görünmüş olamaz’ deyip bana inanmazlarsa ve beni dinlemezlerse+ ne olacak?” 2 Yehova “Elindeki ne?” diye sordu, o da “Değnek” diye cevap verdi. 3 Bunun üzerine “Onu yere at” dedi. Musa da değneği yere attı ve değnek yılana dönüştü.+ Musa yılandan kaçtı. 4 O zaman Yehova Musa’ya “Elini uzat ve onu kuyruğundan tut” dedi. Musa elini uzatıp yılanı tuttu ve yılan elinde değneğe dönüştü. 5 Ve Tanrı şöyle dedi: “Atalarının Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı, Yakup’un Tanrısı+ Yehova’nın sana göründüğüne+ inanmaları için bunu yap.”
6 Sonra Yehova “Şimdi lütfen elini koynuna sok” dedi. Musa da elini koynuna soktu. Çıkardığında baktı ki elini cüzam* sarmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.+ 7 Ardından Tanrı “Elini yine koynuna sok” dedi. Musa da elini koynuna soktu. Çıkardığında eli eski haline dönmüştü. 8 Tanrı “Olur da sana inanmaz, gösterdiğin ilk işaretle ikna olmazlarsa, ikincisinde mutlaka inanacaklar” dedi.+ 9 “Ama bu iki işarete de inanmaz ve seni dinlemeyi reddederlerse, Nil Irmağı’ndan biraz su alıp toprağa dök. Irmaktan aldığın su, kuru toprak üzerinde kana dönecek.”+
10 O zaman Musa Yehova’ya şöyle dedi: “Bağışla beni Yehova, ama ben iyi konuşabilen biri değilim. Bu kulun ne geçmişte öyleydi ne de Sen onunla konuştuktan sonra öyle biri oldu. Ben yavaş konuşan, dili tutuk bir adamım.”+ 11 Yehova “İnsana ağzı veren kim? Ben Yehova, değil miyim? Öyleyse insanı dilsiz veya sağır yapamaz mıyım? Gözlerinin kör olmasını ya da açılmasını sağlayamaz mıyım?” diye sordu. 12 “O halde şimdi git, sen konuşurken Ben seninle* birlikte olacağım, sana ne söylemen gerektiğini bildireceğim.”+ 13 Fakat Musa “Beni bağışla Yehova, ne olur uygun gördüğün başka birini gönder” dedi. 14 O zaman Yehova Musa’ya öfkelendi ve şunları söyledi: “Abin, Levioğlu Harun+ yok mu? Onun çok iyi konuştuğunu biliyorum. Şimdi yolda, geliyor. Seninle burada buluşacak. Seni görünce çok sevinecek.+ 15 Onunla konuş ve ne söylemesi gerektiğini anlat.+ Siz konuşurken Ben sizinle birlikte olacağım.+ Size ne yapacağınızı söyleyeceğim. 16 Senin adına halkla o konuşacak, senin sözcün olacak, sen de Beni temsil edeceksin.*+ 17 Bu değneği elinde tutacaksın ve mucizeleri onunla yapacaksın.”+
18 Bunun üzerine Musa kayınbabası Yetro’nun+ yanına döndü. Ona “Lütfen izin ver de Mısır’daki kardeşlerimin yanına gideyim. Hayattalar mı değiller mi göreyim” dedi. Yetro da “Yolun açık olsun” dedi. 19 Musa hâlâ Midyan’dayken Yehova ona “Mısır’a dön, çünkü canını almak isteyenlerin+ hepsi öldü” dedi.
20 Musa karısını ve oğullarını eşeğe bindirdi, Mısır’a doğru yola çıktılar. Tanrı’nın değneği de elindeydi. 21 Sonra Yehova Musa’ya şunu dedi: “Mısır’a döndüğünde, sana yapma gücü verdiğim tüm mucizeleri Firavun’un önünde yapacaksın.+ Fakat Ben onun yüreğinin katılaşmasına engel olmayacağım+ ve halkı göndermeyecek.+ 22 Firavun’a diyeceksin ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: “İsrail Benim oğlumdur, ilk oğlum.+ 23 Seni uyarıyorum, Bana ibadet etsin diye oğlumu serbest bırak. Eğer onu bırakmayı reddedersen, Ben de senin oğlunu, ilk oğlunu öldüreceğim.”’”+
24 Sonra Yehova’nın meleği*+ yolda, konaklama yerinde onun karşısına çıktı ve onu* öldürmek istedi.+ 25 Sonunda Tsippora+ bir çakmaktaşı alıp oğlunu sünnet etti ve meleğe “Kan yoluyla efendim* oldun” diyerek sünnet derisini onun ayaklarına attı. 26 Böylece Tanrı’nın meleği onu bıraktı. O zaman Tsippora sünnetten ötürü, “Kan yoluyla efendimsin”* dedi.
27 Ve Yehova Harun’a, “Musa’yı karşılamak için çöle git”+ dedi. Bunun üzerine, Harun gitti ve Musa’yı Tanrı’nın dağında+ karşılayıp onu öptü. 28 Musa kendisini gönderen Yehova’nın tüm söylediklerini+ ve yapmasını emrettiği tüm mucizeleri Harun’a anlattı.+ 29 Sonra Musa’yla Harun gidip İsrailoğullarının tüm ihtiyarlarını bir araya topladılar.+ 30 Harun, Yehova’nın Musa’ya söylediği her şeyi anlattı, Musa da halkın gözü önünde o mucizeleri yaptı.+ 31 O zaman halk Musa’ya inandı.+ Yehova’nın onlarla ilgilendiğini+ ve çektikleri ıstırabı gördüğünü işitince,+ eğilip yere kapandılar.
5 Sonra Musa ve Harun, Firavun’un huzuruna çıkıp şöyle söylediler: “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Halkımı bırak da çölde bir bayram yapıp Bana ibadet etsinler.’” 2 Fakat Firavun “Yehova kim ki+ sözünü dinleyip İsrail’i serbest bırakayım?+ Yehova’yı tanımam, İsrail’i de bırakmam” dedi.+ 3 Musa ve Harun şöyle dedi: “İbranilerin Tanrısı bizimle konuştu. Lütfen izin ver de üç günlük yol gidip çölde Tanrımız Yehova’ya kurban sunalım.+ Yoksa bizi hastalıkla ya da kılıçla cezalandıracak.” 4 Bunun üzerine Mısır Kralı, “Musa, Harun! Halkın çalışmasına engel oluyorsunuz. Hadi işinizin başına dönün!” dedi.+ 5 “Çalışan bunca insan var, işlerini bırakmalarını nasıl istersiniz?”
6 Firavun hemen o gün, işin başındaki adamlara ve ustabaşılara şu emri verdi: 7 “Bundan böyle halka kerpiç* için saman vermeyeceksiniz.+ Samanı gidip kendileri toplasınlar. 8 Ayrıca şimdiye dek her gün ne kadar kerpiç yaptılarsa, yine aynı miktarda yaptıracaksınız. Sayıyı azaltmayın çünkü onlar tembellik ediyor. Bu yüzden ‘Gitmek istiyoruz! Tanrımıza kurban sunmak istiyoruz!’ diye sızlanıyorlar. 9 İşlerini ağırlaştırın ve onları daha çok çalıştırın. İşten başlarını kaldıramasınlar ki masallara kulak asmasınlar.”
10 İşin başındaki adamlar+ ve ustabaşılar gidip halka şunları söylediler: “Firavun diyor ki, ‘Artık size saman verilmeyecek. 11 Gidin, nereden bulursanız bulun, kendinize saman toplayın. Ayrıca sizden beklenen iş de hiçbir şekilde azaltılmayacak.’” 12 Bunun üzerine halk hasat edilmiş tarlalardan saman toplamak üzere tüm Mısır’a dağıldı. 13 Fakat işin başındaki adamlar “Saman verildiğinde olduğu gibi, herkes günlük işini bitirmek zorunda” diyerek onlara baskı yapıp duruyordu. 14 Ayrıca İsrailoğulları arasından ustabaşı olarak görevlendirdikleri kişileri dövdüler.+ Onlara “Hem dün hem de bugün eksik sayıda kerpiç yapıldı. Neden her zamanki kadar yapmadınız?” diye sordular.
15 Bunun üzerine İsrailoğullarının ustabaşıları, Firavun’un huzuruna çıkıp şikâyet ettiler: “Neden biz kullarına böyle davranıyorsun? 16 Bize saman verilmiyor, yine de ‘Kerpiç yapın!’ deniyor. Suç senin adamlarında ama biz kulların dayak yiyoruz.” 17 Ama Firavun “Tembelsiniz, hepiniz tembelsiniz!”+ dedi, “Bu yüzden ‘Gitmek istiyoruz! Yehova’ya kurban sunmak istiyoruz’ diyorsunuz.+ 18 Hadi işinizin başına! Size saman verilmeyecek! Ama aynı sayıda kerpiç yapacaksınız!”
19 İsrailoğullarının ustabaşıları günlük kerpiç sayısında azalma olmayacağına dair emri duyunca başlarının fena halde dertte olduğunu anladılar. 20 Firavun’un yanından çıktıktan sonra, orada kendilerini bekleyen Musa ve Harun’la karşılaştılar. 21 Onları görür görmez şöyle dediler: “Yehova yaptığınızı görsün ve sizden hesap sorsun. Sizin yüzünüzden Firavun ve hizmetkârları bizden nefret ediyor, bizi öldürmeleri için ellerine silah vermiş oldunuz.”+ 22 Bunun üzerine Musa Yehova’ya seslenip “Yehova, neden bu halka acı çektiriyorsun? Beni neden gönderdin?” dedi. 23 “Senin adına Firavun’un huzuruna çıkıp konuştuğumdan+ beri halkına daha kötü davranılıyor.+ Sen ise halkını kurtarmak için hiçbir şey yapmadın.”+
6 Yehova, Musa’ya şu karşılığı verdi: “Şimdi Firavun’a neler yapacağımı göreceksin.+ Gücüm karşısında sizi bırakmaya mecbur kalacak. Ben gücümü gösterince sizi memleketinden gönderecek.”+
2 Sonra Tanrı şöyle dedi: “Ben Yehova’yım. 3 İbrahim’e, İshak’a ve Yakup’a Her Şeye Gücü Yeten Tanrı+ olarak göründüm, fakat Kendimi onlara Yehova ismimle+ tanıtmadım.*+ 4 Bu kullarımla ahit yapıp, yabancı olarak oturdukları Kenan diyarını onlara vereceğime söz verdim.+ 5 Şimdi de, Mısırlıların köle olarak çalıştırdığı İsrailoğullarının feryadını duyuyorum ve ahdimi yerine getireceğim.+
6 Bu nedenle İsrailoğullarına şu sözlerimi ilet: ‘Ben Yehova’yım. Sizi Mısırlıların baskısından kurtaracağım, artık köle olmayacaksınız.+ Sizi geri almak için elimi uzatacağım* ve Mısır’ı ağır şekilde cezalandıracağım.+ 7 Sizi Kendi halkım yapacağım ve Tanrınız olacağım.+ O zaman sizi Mısır’ın baskısından kurtaranın Ben, Tanrınız Yehova olduğunu anlayacaksınız. 8 Sizi İbrahim’e, İshak’a ve Yakup’a vermeye yemin ettiğim topraklara götüreceğim. O toprakları size vereceğim.+ Ben Yehova’yım.’”+
9 Musa bu sözleri İsrailoğullarına aktardı fakat onu dinlemediler, çünkü cesaretleri kırılmıştı ve köle olarak zor koşullarda yaşıyorlardı.+
10 O zaman Yehova Musa’ya şunu dedi: 11 “Mısır Kralı’nın, Firavun’un huzuruna çık ve ona İsrailoğullarını bırakmasını söyle.” 12 Fakat Musa Yehova’ya şu karşılığı verdi: “Bak İsrailoğulları bile beni dinlemedi,+ Firavun hiç dinler mi? Ben iyi konuşamıyorum.”*+ 13 Yine de Yehova Musa ve Harun’la konuşup, halkının Mısır’dan çıkması için İsrailoğullarına ve Firavun’a iletecekleri emirleri tekrarladı.
14 İsrailoğullarının aşiret reisleri şunlardır: İsrail’in ilk oğlu Ruben’in+ oğulları Hanok, Pallu, Hetsron ve Karmi’ydi.+ Ruben kabilesinin aşiretleri bunlardır.
15 Şimeon’un oğulları Yemuel, Yamin, Ohad, Yakin, Tsohar ve Kenanlı bir kadından olan Şaul’du.+ Şimeon kabilesinin aşiretleri bunlardır.
16 Levi’nin+ oğulları Gerşon, Kohat ve Merari’ydi.+ Levi kabilesinin aşiretleri bunlardır. Levi 137 yıl yaşadı.
17 Gerşon’un oğulları Libni ve Şimei’ydi. Soylarından gelen aileler onların adını taşıyordu.+
18 Kohat’ın oğulları Amram, Yitshar, Hebron ve Uzziel’di.+ Kohat 133 yıl yaşadı.
19 Merari’nin oğulları Mahli ve Muşi’ydi.
Aşiretlerine göre, Levioğullarının aileleri bunlardır.+
20 Amram babasının akrabası* Yokebed’le evlendi.+ Yokebed, Harun ve Musa’yı doğurdu.+ Amram 137 yıl yaşadı.
21 Yitshar’ın oğulları Korah,+ Nefeg ve Zikri’ydi.
22 Uzziel’in oğulları Mişael, Elsafan+ ve Sitri’ydi.
23 Harun, Amminadab’ın kızı, Nahşon’un+ kız kardeşi Elişeba’yı aldı. Elişeba ona Nadab, Abihu, Eleazar ve İtamar’ı doğurdu.+
24 Korah’ın oğulları Assir, Elkana ve Abiasaf’tı.+ Korahoğullarının aileleri bunlardır.+
25 Harun’un oğlu Eleazar,+ Putiel’in kızlarından birini aldı. O, Eleazar’a Finehas’ı+ doğurdu.
Bunlar Levioğulları kabilesinin aşiret reisleri ve aileleriydi.+
26 Yehova’nın “İsrailoğullarını Mısır’dan bölükler halinde çıkarın”+ dediği Harun ile Musa’nın soy kaydı budur. 27 İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmak için Firavun’la konuşan onlardı.+
28 Yehova o gün Mısır’da Musa’yla konuşmuştu. 29 Yehova Musa’ya şöyle demişti: “Ben Yehova’yım. Sana söylediğim her şeyi Mısır Kralı’na, Firavun’a söyle.” 30 Musa ise Yehova’ya, “Fakat ben iyi konuşamıyorum, Firavun beni hiç dinler mi?” diye karşılık vermişti.+
7 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Bak, seni Firavun’un karşısında Tanrı gibi yaptım, abin Harun da peygamberin olacak” dedi.+ 2 “Sana vereceğim emirlerin hepsini abin Harun’a anlatacaksın, o da Firavun’la konuşacak ve Firavun sonunda İsrailoğullarını ülkesinden gönderecek. 3 Ama Ben Firavun’un inadını sürdürmesine engel olmayacağım+ ve Mısır’da çok sayıda olağanüstü iş ve mucize gerçekleştireceğim.+ 4 Yine de Firavun sizi dinlemeyecek. Ben de elimi Mısır’a karşı kaldırıp Mısır’ı ağır şekilde cezalandıracağım ve halkım İsrailoğullarını oradan büyük bir ordu halinde çıkaracağım.+ 5 Elimi Mısır’a karşı kaldırdığımda ve İsrailoğullarını onların arasından çıkardığımda Mısırlılar anlayacak ki Ben Yehova’yım.”+ 6 Musa ve Harun Yehova’nın emirlerini yerine getirdiler. Tam söylendiği gibi yaptılar. 7 Firavun’la konuştuklarında Musa 80, Harun 83 yaşındaydı.+
8 Yehova Musa ve Harun’la konuştuğu zaman 9 Musa’ya şöyle dedi: “Firavun ‘Bir mucize yapın da görelim’ derse, Harun’a değneğini alıp Firavun’un önünde yere atmasını söyle. Değnek büyük bir yılana dönüşecek.”+ 10 Böylece Musa’yla Harun gidip Firavun’un huzuruna çıktılar ve Yehova’nın emirlerini tam olarak yerine getirdiler. Harun değneğini Firavun ile hizmetkârlarının önünde yere attı ve değnek büyük bir yılan oldu. 11 Fakat Firavun bilge adamlarını ve büyücülerini çağırdı+ ve Mısır’ın büyücü rahipleri de büyüleriyle aynısını yaptılar.+ 12 Hepsi değneklerini yere attı ve her bir değnek büyük bir yılan oldu. Ancak Harun’un değneği onların değneklerini yuttu. 13 Ne var ki, Yehova’nın dediği gibi Firavun inat etti+ ve onları dinlemedi.
14 Yehova Musa’ya şöyle söyledi: “Firavun’un yüreği yumuşamıyor.+ Bu yüzden de halkı bırakmayı reddediyor. 15 Sabah Firavun’un karşısına çık. O Nil Irmağı’na gidecek. Suyun kenarında durup onu karşıla, yılana dönüşen değnek de elinde olsun.+ 16 Ona şöyle söyle: ‘Beni sana İbranilerin Tanrısı Yehova gönderdi.+ “Halkımı gönder, çölde Bana ibadet etsinler” diyor. Fakat sen şu ana dek itaat etmedin. 17 Yehova diyor ki, “Benim Yehova olduğumu şununla anlayacaksın:+ Bu değnekle Nil Irmağı’nın sularına vuracağım ve ırmağın suyu kana dönecek. 18 Nil Irmağı’ndaki balıklar ölecek, ırmak kokacak ve Mısırlılar ırmaktan su içemeyecekler.”’”
19 Sonra Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Harun’a de ki, ‘Değneğini al, elini Mısır sularına,+ ırmaklarına, kanallarına,* sazlıklarına,+ havuzlarına doğru uzat da sular kan olsun.’ Tüm Mısır’da ağaç kapların ve taş kapların içinde bile kan olacak.” 20 Musa ve Harun hemen harekete geçip Yehova’nın emrini eksiksiz şekilde yerine getirdiler. Harun, Firavun ile hizmetkârlarının gözü önünde değneğini kaldırıp Nil Irmağı’nın sularına vurdu ve ırmağın tüm suyu kana döndü.+ 21 Irmaktaki balıklar öldü+ ve ırmak kokmaya başladı. Mısırlılar Nil Irmağı’ndan su içemediler.+ Mısır’ın her yerinde sular kana dönmüştü.
22 Ancak Mısır’ın büyücü rahipleri de büyüleriyle aynısını yaptılar.+ Bu nedenle, Yehova’nın söylediği gibi Firavun’un inatçı yüreği yumuşamadı ve onları dinlemedi.+ 23 Dönüp evine gitti, olanlara yine aldırmadı. 24 Sonuçta tüm Mısırlılar içecek su bulmak için Nil Irmağı’nın çevresini kazmaya başladılar, çünkü ırmaktan su içemiyorlardı. 25 Ve Yehova’nın Nil Irmağı’nı kana döndürmesinin üzerinden yedi gün geçti.
8 Sonra Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Firavun’a git ve ona de ki, ‘Yehova şöyle diyor: “Halkımı gönder de Bana ibadet etsinler.+ 2 Eğer onları bırakmayı yine reddedersen, bela olarak ülkenin her yanına kurbağalar göndereceğim.+ 3 Nil Irmağı kurbağalarla dolup taşacak. Oradan çıkıp evine, yatak odana, yatağına, hizmetkârlarının evlerine girecekler. İnsanların üzerine sıçrayacaklar, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler.+ 4 Senin, halkının ve tüm hizmetkârlarının üstüne çıkacaklar.”’”
5 Daha sonra Yehova Musa’ya şunları söyledi: “Harun’a şöyle de: ‘Elindeki değneği ırmaklara, Nil kanallarına ve sazlıklara doğru uzat; kurbağalar çıksın ve Mısır’ın her yerine yayılsın.’” 6 Harun da elini Mısır’ın sularına doğru uzattı ve kurbağalar çıkıp Mısır’ın dört bir yanını sarmaya başladı. 7 Fakat büyücü rahipler de büyüleriyle aynısını yaptılar, onlar da ülkenin her yerinde kurbağalar çıkardılar.+ 8 Firavun o zaman Musa’yla Harun’u çağırıp şöyle dedi: “Yehova’ya yalvarın, kurbağaları benden ve halkımdan uzaklaştırsın,+ halkınızı Yehova’ya kurban sunması için göndermeyi kabul ediyorum.” 9 Musa şu karşılığı verdi: “Lütfen sen söyle, kurbağalar senden, hizmetkârlarından, halkından ve evlerinizden; Nil Irmağı dışında her yerden uzaklaşsın diye Tanrıma ne zaman yalvarayım?” 10 Firavun “Yarın” dedi. Musa da şöyle karşılık verdi: “Tam dediğin gibi olacak, böylece anlayacaksın ki, Tanrımız Yehova gibisi yoktur.+ 11 Kurbağalar senden, hizmetkârlarından, halkından ve evlerinizden uzaklaşacak. Sadece Nil Irmağı’nda kurbağa kalacak.”+
12 Bunun üzerine Musa’yla Harun, Firavun’un huzurundan ayrıldı. Musa, Firavun’un başına gelen kurbağa belasını durdurması için Yehova’ya yalvardı.+ 13 Yehova Musa’nın isteğini yerine getirdi. Kurbağalar evlerde, avlularda ve tarlalarda öldüler. 14 Halk yığın yığın ölü kurbağa topladı. Memleket kokmaya başladı. 15 Memleketin kurbağalardan kurtulduğunu görünce, Yehova’nın dediği gibi, Firavun yüreğini katılaştırdı+ ve Musa’yla Harun’u dinlemedi.
16 O zaman Yehova Musa’ya şunları söyledi: “Harun’a şöyle de: ‘Değneğini uzat ve toprağa vur, tüm Mısır’da yerin tozu yakarcaya* dönüşsün.’” 17 Öyle yaptılar. Harun elindeki değneği uzatıp toprağa vurdu, insanların ve hayvanların üzerine yakarcalar üşüştü. Bütün Mısır’da yerin tozu yakarcaya dönüştü.+ 18 Büyücü rahipler de aynısını yapmaya çalıştılar, büyü yaparak yakarcalar çıkarmak istediler,+ fakat başaramadılar. Yakarcalar insanları ve hayvanları rahatsız etmeye devam etti. 19 Büyücü rahipler, Firavun’a “Bu Tanrı’nın işi!”* dediler.+ Buna rağmen, Yehova’nın dediği gibi Firavun’un inatçı yüreği yumuşamadı ve Musa’yla Harun’u dinlemedi.
20 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Sabah erkenden gidip Firavun’un karşısına çık” dedi. “O ırmağa gidecek. Firavun’u görünce ona de ki, ‘Yehova şöyle söylüyor: “Halkımı gönder de Bana ibadet etsinler. 21 Eğer göndermezsen, senin, hizmetkârlarının, halkının üzerine ve evlerinin içine atsineği göndereceğim. Mısırlıların evleri, hatta bastıkları her yer atsinekleriyle dolacak. 22 O gün, halkımın yaşadığı Goşen topraklarını ayrı tutacağım. Orada hiç atsineği olmadığını görünce+ anlayacaksın ki Ben Yehova burada, Mısır’dayım.+ 23 Kendi halkımı senin halkından ayrı tutacağım. Bunlar yarın olacak.”’”
24 Ve Yehova öyle yaptı. Atsinekleri Firavun’un evini, hizmetkârlarının evlerini ve tüm Mısır’ı sürüler halinde istila etti.+ Memleket atsinekleri yüzünden perişan oldu.+ 25 Sonunda Firavun, Musa’yla Harun’u çağırıp “Gidin, Tanrınıza kurban sunun ama Mısır’dan çıkmayın” dedi. 26 Fakat Musa “Bunu burada yapamayız” dedi, “Çünkü Mısırlılar Tanrımız Yehova’ya sunduğumuz kurbanları görünce öfkelenir.+ Bunu gözlerinin önünde yaparsak, kızıp bizi taşlamazlar mı? 27 Tanrımız Yehova’nın söylediği gibi, üç günlük yol gidip kurbanlarımızı çölde sunacağız.”+
28 Bunun üzerine Firavun şu karşılığı verdi: “Tanrınız Yehova’ya kurban sunmak için çöle gitmenize izin vereceğim. Fakat çok uzaklaşmayın. Gidin ve benim için Tanrınıza yalvarın.”+ 29 Musa şöyle dedi: “Şimdi huzurundan ayrılıp Yehova’ya yalvaracağım ve yarın atsinekleri Firavun’dan, hizmetkârlarından ve halkından uzaklaşacak. Ancak Firavun bizimle oyun oynamayı bıraksın ve halkımızı Yehova’ya kurban sunmak için göndermekten yine vazgeçmesin.”+ 30 Musa, Firavun’un huzurundan ayrıldı ve Yehova’ya yalvardı.+ 31 Yehova da Musa’nın isteğini yerine getirdi. Atsinekleri Firavun’dan, hizmetkârlarından ve halkından uzaklaştı, bir tane bile kalmadı. 32 Fakat Firavun yine yüreğini katılaştırdı ve halkı göndermedi.
9 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Firavun’un huzuruna çık” dedi, “Ona diyeceksin ki, ‘İbranilerin Tanrısı Yehova şöyle söylüyor: “Halkımı gönder de Bana ibadet etsinler.+ 2 Eğer onları göndermeyi reddedip serbest bırakmazsan, 3 Yehova+ otlaklardaki hayvanlara çok ağır bir hastalık verecek. Atlar, eşekler, develer, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar bu hastalıktan ölecek.+ 4 Fakat Yehova İsrail’in hayvanlarını Mısır’ın hayvanlarından ayrı tutacak. İsrailoğullarına ait hayvanlardan hiçbiri ölmeyecek.”’”+ 5 Yehova vakti de belirledi ve “Ben Yehova, bunu yarın yapacağım” dedi.
6 Hemen ertesi gün Yehova dediğini yaptı. Mısırlıların bütün hayvanları ölmeye başladı,+ fakat İsrailoğullarının hiçbir hayvanı ölmedi. 7 Firavun sorup soruşturunca İsrailoğullarına ait tek bir hayvanın bile ölmediğini öğrendi. Buna rağmen yüreği yumuşamadı ve halkı göndermedi.+
8 Yehova o zaman Musa’yla Harun’a, “Avuçlarınıza bir fırından kül* doldurun” dedi, “Musa, Firavun’un önünde külleri havaya savursun. 9 Bu küller, tüm Mısır topraklarını toz gibi kaplayacak ve tüm memlekette, insanların ve hayvanların üzerinde irinli çıbanlara dönüşecek.”
10 Bunun üzerine onlar fırından kül alıp Firavun’un önüne geldiler. Musa külleri havaya savurdu, insanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı. 11 Büyücü rahipler Musa’nın karşısına çıkamadılar çünkü tüm Mısırlılar gibi onların da vücudunda çıbanlar çıkmıştı.+ 12 Fakat Yehova, Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmadı. Yehova’nın Musa’ya söylediği gibi, Firavun onu ve Harun’u dinlemedi.+
13 O zaman Yehova Musa’ya şunu söyledi: “Sabah erkenden gidip Firavun’un karşısına çık. Ona diyeceksin ki, ‘İbranilerin Tanrısı Yehova şöyle diyor: “Halkımı gönder de Bana ibadet etsinler. 14 Bak, senin, hizmetkârlarının ve halkının üzerine bütün belalarımı gönderiyorum, böylece tüm dünyada Benim gibisi olmadığını öğreneceksin.+ 15 İsteseydim şimdiye kadar seni ve halkını ağır bir hastalıkla cezalandırıp yeryüzünden silerdim. 16 Fakat gücümü sana göstermek için ve ismim tüm dünyada duyulsun diye, işte bu yüzden seni hayatta bıraktım.+ 17 Hâlâ mı kibri bırakmıyor ve halkımı göndermiyorsun? 18 O halde Ben yarın bu vakitlerde çok şiddetli bir dolu yağdıracağım. Öyle bir dolu yağacak ki, Mısır’da daha önce böylesi yaşanmadı. 19 Bu nedenle haber gönder de hizmetkârların, hayvanların ve sana ait olan hiçbir şey dışarıda kalmasın. Çünkü dolu yağdığında, dışarıda kalan tüm insanlar ve hayvanlar ölecek.”’”
20 Firavun’un hizmetkârları arasında Yehova’nın sözlerinden korkanlar kendi hizmetkârlarını ve hayvanlarını hemen içeri soktular. 21 Fakat Yehova’nın sözünü ciddiye almayanlar hizmetkârlarını ve hayvanlarını dışarıda bıraktı.
22 Ve Yehova Musa’ya, “Elini göğe doğru uzat, tüm Mısır üzerine; insanların, hayvanların ve topraktaki bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın” dedi.+ 23 Musa değneğini göğe uzattı. Yehova gök gürlemeleri ve dolu gönderdi, yere ateş* de düşüyordu. Yehova Mısır topraklarına dolu yağdırmaya devam etti. 24 Dolu yağarken bir yandan da birbiri ardına şimşekler* çakıyordu. Dolu o kadar şiddetliydi ki, Mısırlılar millet olalı memleketlerinde böylesi görülmemişti.+ 25 Dolu insandan hayvana dışarıda ne varsa hepsini vurdu. Tüm ağaçları ve bütün bitkileri mahvetti.+ 26 Sadece İsrailoğullarının yaşadığı Goşen’e dolu yağmadı.+
27 Bunun üzerine Firavun adam gönderip Musa’yla Harun’u çağırdı. Onlara şöyle dedi: “Bu kez günah işledim. Yehova haklı, suçlu olan biziz, ben ve halkım. 28 Yehova’ya yalvarın da artık bu gök gürlemesini ve doluyu durdursun. O zaman sizi göndereceğim, sizi burada daha fazla tutmayacağım.” 29 Musa şu karşılığı verdi: “Şehirden çıkar çıkmaz ellerimi Yehova’ya açacağım. Gök gürlemesi kesilecek, daha fazla dolu yağmayacak; böylece yeryüzünün sahibinin Yehova olduğunu anlayacaksın.+ 30 Yine de biliyorum ki, sen ve hizmetkârların o zaman bile Yehova Tanrı’dan korkmayacaksınız.”
31 Arpa başaklanmış ve keten çiçeklenmiş olduğundan, yağan dolu bunların hepsini mahvetmişti. 32 Ama daha sonra yetiştiğinden buğday ve kızılbuğday zarar görmemişti. 33 Musa, Firavun’un huzurundan ayrılıp şehirden çıktı ve ellerini Yehova’ya açıp dua etti. Gök gürlemesi ve dolu kesildi, yağmur durdu.+ 34 Yağmurun, dolunun ve gök gürlemesinin kesildiğini görünce Firavun yine yüreğini katılaştırıp günah işledi.+ Hizmetkârları da onun gibi yaptı. 35 Firavun’un inatçı yüreği yumuşamadı. Yehova’nın Musa aracılığıyla söylediği gibi, İsrailoğullarını göndermedi.+
10 O zaman Yehova Musa’ya “Firavun’a git” dedi. “Bu olağanüstü işleri Firavun’un gözleri önünde gerçekleştirmek için,+ onun ve hizmetkârlarının inatçı tutumlarını sürdürmelerine izin verdim.+ 2 Böylece sen de, Mısır’ı nasıl cezalandırdığımı ve aralarında gerçekleştirdiğim olağanüstü işleri çocuklarına ve torunlarına anlatabileceksin.+ Ve hepiniz anlayacaksınız ki, Ben Yehova’yım.”
3 Bunun üzerine Musa’yla Harun, Firavun’un huzuruna çıkıp şöyle dediler: “İbranilerin Tanrısı Yehova şunları diyor: ‘Bana boyun eğmeyi daha ne kadar reddedeceksin?+ Halkımı gönder de Bana ibadet etsinler. 4 Sen halkımı bırakmamakta ısrar edersen Ben de yarın senin topraklarına çekirgeler göndereceğim. 5 Toprağın üzerini öyle bir kaplayacaklar ki, yeri göremeyeceksin. Doludan geriye kalan ne varsa yiyip bitirecekler. Memleketinizde filiz veren tüm ağaçları yiyecekler.+ 6 Senin, tüm hizmetkârlarının ve tüm Mısırlıların evleri çekirgelerle dolacak. Babalarınız ve dedeleriniz bu topraklarda yaşamaya başladığından beri görülmemiş bir bela olacak.’”+ Musa bunları söyleyip Firavun’un yanından ayrıldı.
7 Hizmetkârları Firavun’a “Bu adam başımıza daha ne kadar dert açacak?” dedi. “Onları gönder, Tanrıları Yehova’ya ibadet etsinler. Mısır mahvoldu, farkında değil misin?” 8 Bunun üzerine, Musa’yla Harun tekrar Firavun’un huzuruna getirildi. Firavun onlara “Gidin, Tanrınız Yehova’ya ibadet edin” dedi. Sonra “Peki kimler gidecek?” diye sordu. 9 Musa “Genç yaşlı hepimiz gideceğiz” diye karşılık verdi. “Oğullarımızla ve kızlarımızla; koyunlarımızla ve sığırlarımızla gideceğiz,+ çünkü Yehova’nın onuruna bayram yapacağız.”+ 10 O zaman Firavun “Sizi çoluk çocuk göndereyim de ‘Bizi Yehova kurtardı’ deyin, öyle mi?” dedi.+ “Belli, sizin niyetiniz kötü. 11 Hayır, olmaz! Sadece erkekler gidebilir. Onlar gidip Yehova’ya ibadet etsinler, zaten istediğiniz de buydu.” Bunun üzerine Musa’yla Harun, Firavun’un huzurundan kovuldular.
12 O zaman Yehova Musa’ya “Elini Mısır topraklarına doğru uzat” dedi. “Çekirgeler gelip bütün Mısır’ı kaplasın. Memleketin tüm bitkilerini, doludan geriye kalan her şeyi yiyip bitirsinler.” 13 Musa hemen değneğini Mısır topraklarına doğru uzattı ve Yehova o gün ve gece boyunca bir doğu rüzgârı estirdi. Sabaha kadar esen bu rüzgâr beraberinde çekirgeleri de getirdi. 14 Çekirgeler gelip bütün memlekete yayıldı ve Mısır topraklarını kapladı.+ Bu korkunç bir felaketti.+ Daha önce böyle bir çekirge istilası görülmemişti, bundan sonra da görülmeyecekti. 15 Ülke toprakları baştan başa çekirge doldu. Memleket kapkara oldu. Çekirgeler doludan geriye kalan tüm bitkileri ve ağaçlarda kalan tüm meyveleri yiyip bitirdiler. Bütün Mısır’da, ağaçlarda ve tarlalarda yeşillikten eser kalmadı.
16 Firavun Musa’yla Harun’u aceleyle çağırıp şöyle dedi: “Tanrınız Yehova’ya ve size karşı günah işledim. 17 Ne olur günahımı bu seferlik bağışlayın. Tanrınız Yehova’ya yalvarın da ölümümüze yol açacak bu belayı kaldırsın.” 18 Musa da Firavun’un yanından ayrılıp Yehova’ya yalvardı.+ 19 Sonra Yehova rüzgârın yönünü değiştirdi ve sert bir batı rüzgârı esmeye başladı. Bu rüzgâr çekirgeleri sürükleyip Kızıldeniz’e döktü. Mısır topraklarında tek bir çekirge kalmadı. 20 Fakat Yehova Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmadı+ ve Firavun İsrailoğullarını göndermedi.
21 Yehova o zaman Musa’ya “Elini göğe uzat, tüm Mısır’da insanların üzerine zifiri karanlık çöksün” dedi. 22 Musa hemen elini göğe uzattı ve tüm Mısır üç gün boyunca koyu karanlığa gömüldü.+ 23 İnsanlar birbirini göremedi; üç gün kimse evinden dışarı çıkamadı. Fakat İsrailoğullarının yaşadığı yerler aydınlıktı.+ 24 Bunun üzerine Firavun, Musa’yı çağırıp “Gidin, Yehova’ya ibadet edin” dedi.+ “Sadece koyunlarınızı ve sığırlarınızı burada bırakın. Çocuklarınız da sizinle gidebilir.” 25 Fakat Musa şu karşılığı verdi: “Bize hayvanlar da vermelisin* ki bunları kurban ve yakılan sunu olarak Tanrımız Yehova’ya sunalım.+ 26 Bu nedenle hayvanlarımızı da yanımıza alacağız. Tek bir hayvan kalmayacak, çünkü Tanrımız Yehova’ya ibadet etmek için bu hayvanlardan kurban sunacağız. Yehova’ya ibadet ederken hangilerini sunacağımızı oraya varmadan bilemeyiz.” 27 Fakat Yehova Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmadı ve Firavun onları yine göndermedi.+ 28 Musa’ya “Defol karşımdan!” dedi, “Sakın bir daha gözüme gözükme, bir daha karşıma çıkarsan ölürsün.” 29 Bunun üzerine Musa “Dediğin gibi olsun, bir daha karşına çıkmayacağım” dedi.
11 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Firavun’un ve Mısır’ın başına bir bela daha getireceğim” dedi. “Ondan sonra sizi gönderecek.+ Sizi serbest bırakmakla kalmayacak, buradan kovacak.+ 2 Halka söyle, kadın erkek herkes, komşusundan gümüş ve altın eşyalar istesin.”+ 3 Ve Yehova, İsrailoğullarına Mısırlıların gözünde itibar kazandırdı. Musa da Mısır’da Firavun’un hizmetkârlarının ve tüm halkın çok saygı duyduğu biri olmuştu.
4 Ve Musa, Firavun’a şöyle söyledi: “Yehova diyor ki, ‘Gece yarısı Mısır’dan geçeceğim.+ 5 Tahtta oturan Firavun’un ilk çocuğundan el değirmeni çeviren köle kadının ilk çocuğuna dek Mısır’da tüm ilk doğanlar ve hayvanların ilk yavruları ölecek.+ 6 Tüm Mısır’da büyük bir feryat kopacak, böylesi şimdiye dek ne görüldü ne de bir daha görülecek.+ 7 Fakat Yehova İsrailoğullarını Mısırlılardan ayrı tutup onlara farklı davranacak. Bunu görmeniz için İsrailoğullarına ve hayvanlarına hiçbir zarar gelmeyecek, onlara bir köpek bile hırlamayacak.’+ 8 Tüm hizmetkârların yanıma gelecek ve önümde eğilerek ‘Sen de, önderlik ettiğin halk da buradan gidin’ diyecekler. Ben de gideceğim!”+ Ve Musa büyük bir öfkeyle Firavun’un yanından çıktı.
9 Sonra Yehova Musa’ya “Firavun bu sözleri dinlemeyecek,+ Ben de Mısır’da daha çok mucize yapacağım” dedi.+ 10 Musa’yla Harun, Firavun’un önünde zaten birçok mucize yapmıştı.+ Fakat Yehova Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmamış ve Firavun İsrailoğullarını ülkesinden göndermemişti.+
12 Yehova Mısır’da Musa ile Harun’a şunları söyledi: 2 “Bu ay sizin için yılın başlangıcı, ayların ilki olacak.+ 3 Tüm İsrail topluluğuna şöyle söyleyin: ‘Bu ayın 10. günü herkes kendi ata evi için bir kuzu alacak,+ her ev için bir kuzu olacak. 4 Eğer ev halkı kuzuyu bitiremeyecek kadar küçükse, en yakın komşularını çağırıp kuzuyu aralarında paylaşacaklar ve birlikte yiyecekler. Bunu yaparken kişi sayısını ve herkesin ne kadar yiyebileceğini hesaba katacaklar. 5 Kuzu sağlıklı,+ erkek ve bir yaşında olacak. Kuzu yerine keçi yavrusu da seçebilirsiniz. 6 Bu ayın 14’üne kadar hayvana bakacaksınız.+ Tüm İsrail cemaati* onu akşamleyin karanlık tam çökmeden*+ kesecek. 7 Kanından alıp, kuzuyu yiyecekleri evin kapı çerçevesinin iki yan kenarına ve üst kenarına serpecekler.+
8 Eti o gece yiyecekler.+ Et ateşte kızartılıp acı otlarla ve mayasız ekmekle yenecek.+ 9 Kuzunun hiçbir kısmını çiğ ya da suda haşlanmış olarak yemeyeceksiniz. Başı, paçaları ve iç kısımlarıyla birlikte ateşte kızartacaksınız. 10 Hiçbir kısmını sabaha ayırmayacaksınız. Sabaha kalırsa ateşte yakacaksınız.+ 11 Kuzuyu yola çıkmaya hazır şekilde,* çarıklarınız ayağınızda, değneğiniz elinizde, aceleyle yiyeceksiniz. Bu Yehova için Fısıh* kurbanıdır. 12 Ben o gece Mısır’ın içinden geçeceğim, bütün ilk doğan çocukları ve hayvanların ilk yavrularını öldüreceğim.+ Mısır’ın tüm tanrılarını cezalandıracağım.+ Ben Yehova’yım. 13 Bulunduğunuz evlerin üzerindeki kan sizin işaretiniz olacak. Kanı görünce sizi atlayacağım. Ben Mısır’ı vururken, siz bu beladan zarar görmeyeceksiniz.+
14 Bu günü anacaksınız ve Yehova’nın onuruna bayram olarak kutlayacaksınız. Bu günü sonraki nesiller de kutlayacak. Bu kalıcı bir kanun olacak. 15 Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz.+ Evet, birinci gün ekşi hamuru evlerinizden kaldıracaksınız, çünkü birinci günle yedinci gün arasında kim mayalı bir şey yerse İsrail toplumunda yaşatılmayacak. 16 Birinci gün kutsal bir toplantı yapılacak, yedinci gün ise başka bir kutsal toplantı yapılacak. O günlerde hiçbir iş yapılmayacak.+ Sadece ihtiyacınız olan yiyeceği hazırlayabilirsiniz.
17 Mayasız Ekmek Bayramı’nı kutlayacaksınız,+ çünkü tam o gün sizi ordu halinde Mısır’dan çıkaracağım. Bu günü nesilden nesle kutlamaya devam edeceksiniz. Bu kalıcı bir kanun olacak. 18 1. ayın 14’ünün akşamından 21’inin akşamına kadar mayasız ekmek yiyeceksiniz.+ 19 Yedi gün boyunca evlerinizde ekşi hamur bulunmayacak. Yerli ya da yabancı olsun aranızda mayalı bir şey yiyen olursa,+ o kişi İsrail topluluğunda yaşatılmayacak.+ 20 Mayalı hiçbir şey yemeyeceksiniz. Bütün evlerde mayasız ekmek yenilecek.’”
21 Musa hemen İsrail’in bütün ihtiyarlarını çağırdı.+ Onlara şöyle dedi: “Hepiniz kendi aileleriniz için bir küçükbaş hayvan seçin. Onu Fısıh kurbanı olarak keseceksiniz. 22 Sonra bir demet zufaotu* alıp leğendeki kana batıracaksınız. Onu kapı çerçevesinin üst kenarına ve iki yan kenarına süreceksiniz. Sabaha kadar hiç kimse kapıdan dışarı çıkmayacak. 23 Yehova Mısırlıları belayla vurmak için geçerken hangi kapı çerçevesinin üst ve yan kenarlarında kan görürse o kapıyı atlayacak. Yehova ölüm getiren bu belanın sizin evlerinize girmesine izin vermeyecek.+
24 Bu yaşananları devirler boyu hatırlayıp kutlayacaksınız. Bu sizin ve oğullarınız için kalıcı bir kanun olacak.+ 25 Ve Yehova’nın size vermeyi vaat ettiği topraklara vardığınızda bu günü anacaksınız.+ 26 Çocuklarınız bunu neden yaptığınızı sorduklarında+ 27 şöyle diyeceksiniz: ‘Bu Yehova için Fısıh kurbanıdır. O, Mısırlıları belayla cezalandırdığında Mısır’daki İsrailoğullarının evlerini atladı, ailelerimize dokunmadı.’”
Bunun üzerine halk eğilip yere kapandı. 28 Sonra İsrailoğulları gidip Yehova’nın Musa’ya ve Harun’a emrettiklerini eksiksiz şekilde yerine getirdiler.+ Tam söylendiği gibi yaptılar.
29 Ve gece yarısı Yehova, tahtta oturan Firavun’un ilk çocuğundan zindandaki tutsağın ilk çocuğuna dek Mısır’daki tüm ilk doğanları ve hayvanların ilk yavrularını öldürdü.+ 30 Firavun gece kalktı, tüm hizmetkârları ve Mısır halkı da kalktı. Mısırlılar arasında büyük bir feryat koptu, çünkü içinde ölü olmayan tek bir ev yoktu.+ 31 Firavun geceleyin hemen Musa’yla Harun’u çağırıp+ şöyle dedi: “Kalkın, halkımın arasından çıkıp gidin. Siz ve diğer tüm İsrailoğulları gidin ve dediğiniz gibi Yehova’ya ibadet edin.+ 32 Söylediğiniz gibi giderken davarınızı ve sığırınızı da alın.+ Fakat benim için de dua edeceksiniz.”
33 Mısırlılar ülkeden bir an önce ayrılmaları için İsrail halkını zorlamaya başladılar,+ “Gitmezseniz hepimiz öleceğiz!” diyorlardı.+ 34 Bu yüzden İsrailoğulları hamur teknelerini giysilere sarıp, götürmek için omuzlarına aldılar. Hamuru daha mayalamamışlardı. 35 İsrailoğulları Musa’nın dediğini yapıp Mısırlılardan gümüş ve altın eşyalar, ayrıca giysiler istediler.+ 36 Yehova Mısırlıların gözünde halka itibar kazandırdı, böylece Mısırlılar onlara istediklerini verdiler. İsrailoğulları onların elinde avcunda ne varsa alıp götürdüler.+
37 Halk Ramses’ten+ ayrılıp Sukkot’a+ doğru yola çıktı. Çocukların dışında yaklaşık 600.000 erkek* vardı.+ 38 Başka halklardan+ çok büyük bir topluluk da onlarla birlikte çıktı. Ayrıca yanlarında çok sayıda koyun, keçi ve büyükbaş hayvan da vardı. 39 Mısır’dan getirdikleri hamurdan mayasız pideler yaptılar. Hamuru mayalamamışlardı çünkü Mısır’dan apar topar kovulmuşlar, kendilerine yiyecek hazırlayacak vakitleri olmamıştı.+
40 Mısır’da yaşamış olan İsrailoğullarının+ gurbette geçirdikleri süre 430 yıl oldu.+ 41 Ve 430 yılın sonunda tam o gün Yehova’nın bütün halkı bölükler halinde Mısır’dan çıktı. 42 Yehova’nın onları Mısır’dan çıkardığı o geceyi hatırlayıp kutlayacaklardı. Nesiller boyunca tüm İsrailoğulları aynı gece Yehova’nın onuruna bir kutlama yapacaktı.+
43 Sonra Yehova Musa’yla Harun’a şunları söyledi: “Fısıh’la ilgili kanun şudur: Hiçbir yabancı Fısıh kurbanından yemeyecek.+ 44 Eğer birinin satın aldığı bir kölesi varsa önce sünnet edilsin.+ Ancak o zaman ondan yiyebilir. 45 Yaşadığınız yere göç edenler ve tuttuğunuz yabancı işçiler ondan yemeyecek. 46 Fısıh kurbanı aynı evde yenecek, hiçbir parçasını evden çıkarıp başka bir yere götürmeyeceksiniz ve hiçbir kemiğini kırmayacaksınız.+ 47 Tüm İsrail topluluğu Fısıh’ı kutlayacak. 48 Eğer aranızda yaşayan bir yabancı Yehova’nın Fısıhı’nı kutlamak isterse, önce ev halkındaki her erkek sünnet edilmeli. O zaman yerli biri gibi olacak ve Fısıh’ı kutlayabilecek. Fakat sünnetsiz hiç kimse Fısıh kurbanından yiyemez.+ 49 Yerli için de aranızda yaşayan yabancı için de aynı kanun geçerlidir.”+
50 Tüm İsrailoğulları Yehova’nın Musa’yla Harun’a emrettiklerini eksiksiz şekilde yerine getirdiler. Tam söylendiği gibi yaptılar. 51 Ve tam o gün Yehova tüm İsrailoğullarını Mısır’dan ordu halinde çıkardı.
13 Yehova Musa’ya ayrıca şunu söyledi: 2 “İsrailoğulları arasında ilk doğan her erkek çocuğu* ve hayvanların ilk erkek yavrusunu Benim için ayırın. Onlar Benimdir.”+
3 Sonra Musa halka şöyle dedi: “Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıktığınız bu günü unutmayın.+ Çünkü Yehova güçlü eliyle sizi oradan çıkardı.+ Bu günü anmak için mayalı hiçbir şey yemeyeceksiniz. 4 Bugün, Abib* ayında+ buradan çıkıyorsunuz. 5 Yehova sizi, Kenanlıların, Hititlerin, Amorilerin, Hivilerin ve Yebusilerin+ topraklarına, atalarınıza yemin edip size vermeyi vaat ettiği+ süt ve bal akan topraklara götürdüğünde,+ Abib ayında bu ibadeti yerine getireceksiniz. 6 Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz+ ve yedinci gün Yehova’nın onuruna bir bayram olacak. 7 Yedi gün boyunca mayasız ekmek yenecek.+ Çevrenizde mayalı hiçbir şey olmayacak.+ Yaşadığınız yerin sınırları içinde hiç ekşi hamur bulunmayacak. 8 O gün herkes kendi çocuğuna şöyle diyecek: ‘Bunu, Yehova’nın beni Mısır’dan nasıl çıkardığını anmak için yapıyorum.’+ 9 Bu bayram, elinizin ve alnınızın üzerindeki bir işaret gibi olacak.+ Böylece Yehova’nın kanunu dilinizden düşmeyecek ve Yehova’nın güçlü eliyle sizi Mısır’dan çıkardığını hatırlayacaksınız. 10 Ve her yıl bu vakit bu kanunu yerine getireceksiniz.+
11 Yehova sizi Kenanlıların topraklarına, size ve atalarınıza vermeye yemin ettiği o memlekete getirdiğinde,+ 12 ilk doğan her erkek çocuğu ve size ait hayvanların ilk erkek yavrularını Yehova’ya adayacaksınız. İlk doğan erkekler Yehova’ya aittir.+ 13 Eşeğin ilk yavrusu yerine bedel olarak bir kuzu vereceksiniz, bedelini ödemezseniz boynunu kıracaksınız. Her ilk doğan oğlunuzun bedelini vereceksiniz.+
14 Olur da, ileride çocuklarınız size ‘Bunun anlamı nedir?’ diye sorarsa, onlara şöyle diyeceksiniz: ‘Yehova güçlü eliyle bizi Mısır’dan, köle olduğumuz ülkeden çıkardı.+ 15 Firavun bizi bırakmamakta inat edince+ Yehova da Mısır’daki tüm ilk doğan çocukları ve hayvanların ilk yavrularını öldürdü.+ Bunun için hayvanların ilk doğan tüm erkek yavrularını Yehova’ya kurban olarak sunuyoruz, oğullarımız arasından ilk doğanların da bedelini veriyoruz.’ 16 Bu kanun elinizin üzerinde bir işaret ve başınızda alın bağı gibi olacak,+ çünkü Yehova güçlü eliyle bizi Mısır’dan çıkardı.”
17 Firavun halkı serbest bıraktığında Tanrı onları Filisti topraklarına giden kısa yoldan götürmedi. Çünkü “Savaşmak zorunda kaldıklarında pişman olup Mısır’a geri dönebilirler” dedi. 18 Onları Kızıldeniz yakınındaki çölden dolaştırarak götürdü.+ İsrailoğulları Mısır’dan savaş düzeni içinde çıktılar. 19 Musa Yusuf’un kemiklerini de yanına aldı. Çünkü Yusuf “Tanrı mutlaka size yardım edecek. O zaman kemiklerimi buradan götürün” diye İsrailoğullarına yemin ettirmişti.+ 20 İsrailoğulları Sukkot’tan ayrılıp çöl kenarındaki Etam’da konakladılar.
21 Yehova, onların gece gündüz yol alabilmesi için, gündüz bir bulut sütunuyla yol göstererek,+ gece de bir ateş sütunuyla yollarını aydınlatarak önlerinden gidiyordu.+ 22 Gündüz bulut sütunu, gece de ateş sütunu halkın önünden ayrılmadı.+
14 Yehova Musa’ya şunları dedi: 2 “İsrailoğullarına söyle, geri dönsünler ve denizle Migdol arasındaki Pi-hahirot önünde, Baal-tsefon’a doğru konaklasınlar.+ Baal-tsefon karşısında, deniz kıyısında konaklayacaksınız. 3 O zaman Firavun İsrailoğulları için ‘Yollarını şaşırıp çölde kapana kısıldılar’ diyecek. 4 Ben, Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmayacağım,+ o da İsrailoğullarının peşine düşecek. Ve Ben, Firavun ile tüm ordusunu yenilgiye uğratarak Kendimi yücelteceğim.+ Mısırlılar anlayacak ki, Ben Yehova’yım.”+ Ve İsrailoğulları söyleneni yaptılar.
5 Bu arada Mısır Kralı’na İsrailoğullarının gittiği haber verildi. Bunu duyunca Firavun ve hizmetkârları fikir değiştirip şöyle dediler:+ “Neden böyle bir şey yaptık? İsrail’i göndererek elimizdeki köleleri kaçırdık!” 6 Firavun savaş arabalarını hazırlattı ve adamlarını yanına aldı.+ 7 En iyi 600 savaş arabasını ve Mısır’ın diğer tüm savaş arabalarını aldı. Her birine savaşçılar koydu. 8 Yehova Firavun’un yüreğinin katılaşmasına engel olmadı. İsrailoğulları Mısır’dan zafer havası içinde çıkarken+ Firavun onların peşine düştü. 9 Firavun’un tüm savaş arabaları, atlıları ve ordusu onların peşindeydi.+ İsrailoğulları Baal-tsefon karşısında, Pi-hahirot önünde deniz kıyısında konaklarken Mısırlılar onlara yetişti.
10 Firavun ve ordusu yaklaşırken, İsrailoğulları başlarını kaldırıp baktılar ve Mısırlıların geldiğini gördüler. Büyük bir korku içinde Yehova’ya feryat etmeye başladılar.+ 11 Musa’ya şöyle dediler: “Mısır’da mezar yok muydu da bizi buraya, çölde ölmeye getirdin?+ Bunu bize neden yaptın? Neden bizi Mısır’dan çıkardın? 12 Sana bunu Mısır’dayken de söyledik, ‘Bırak bizi, Mısırlılara hizmet edelim’ dedik. Çölde ölmektense Mısırlılara hizmet etmek bizim için daha iyi olurdu.”+ 13 Bunun üzerine Musa halka şöyle dedi: “Korkmayın!+ Dimdik durun! Yehova’nın bugün sizi nasıl kurtaracağını görün.+ Karşınızdaki bu Mısırlıları bir daha asla görmeyeceksiniz.+ 14 Yehova sizin için savaşacak,+ siz ise sessizce durup bekleyeceksiniz.”
15 Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Bana feryat etmeyi bırak. Gidip İsrailoğullarına söyle, her şeylerini toplasınlar. 16 Sen de değneğini kaldır, elini denizin üzerine uzat ki sular ikiye ayrılsın ve İsrailoğulları denizin içinden, kuru topraktan geçsinler. 17 Ben Mısırlıların inatlarını sürdürmesine engel olmayacağım ve peşinize düşecekler. Firavun’u, tüm ordusunu, savaş arabalarını ve atlılarını yenilgiye uğratarak Kendimi yücelteceğim.+ 18 Firavun’u, savaş arabalarını ve atlılarını bozguna uğratarak Kendimi yücelttiğimde Mısırlılar anlayacak ki, Ben Yehova’yım.”+
19 Sonra, İsrail topluluğunun önünden giden Tanrı’nın meleği+ yer değiştirdi ve arkalarına geçti. Önlerindeki bulut sütunu da yer değiştirip arkalarında durdu.+ 20 Sütun Mısırlılarla İsraillilerin arasına girdi.+ Sütunun bir tarafı kapkara bir bulutken diğer tarafı geceyi aydınlatıyordu.+ Böylece Mısırlılar bütün gece İsrailoğullarına yaklaşamadılar.
21 Musa elini denizin üzerine uzattı+ ve Yehova bütün gece suları kuvvetli doğu rüzgârıyla iterek denizi ikiye yardı;+ deniz yatağı kuru toprağa döndü.+ 22 İsrailoğulları denizin ortasından kuru toprak üzerinde yürüyerek geçmeye başladılar.+ Sular sağ ve sol yanlarında duvar gibi olmuştu.+ 23 Mısırlılar peşlerine düştü ve Firavun’un tüm atları, savaş arabaları ve atlıları arkalarından deniz yatağına girmeye başladı.+ 24 Gün doğmadan* Yehova ateş ve bulut sütunundan+ Mısır ordusuna baktı ve onları kargaşaya düşürdü. 25 Arabalarının tekerleklerini çıkardı, bu yüzden onları güçlükle sürüyorlardı. “İsrailoğullarından kaçalım, çünkü Yehova onlar için bizimle savaşıyor” demeye başladılar.+
26 O zaman Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Elini denizin üzerine uzat. Sular Mısırlıların, savaş arabalarının ve atlılarının üzerine kapansın.” 27 Musa hemen elini denizin üzerine uzattı ve sabah olmak üzereyken deniz eski haline döndü. Mısırlılar sulardan kaçmaya çalışsa da Yehova onları denizin içine itti.+ 28 Eski haline dönen sular İsrailoğullarının peşinden deniz yatağına giren savaş arabalarını, atlıları ve Firavun’un tüm ordusunu yuttu.+ Onlardan tek kişi bile sağ kalmadı.+
29 İsrailoğulları ise denizin ortasından kuru toprak üzerinde yürüyerek geçmişlerdi,+ sular sağ ve sol yanlarında duvar gibi olmuştu.+ 30 Yehova o gün İsrailoğullarını Mısırlıların elinden kurtardı,+ onlar Mısırlıların kıyıya vurmuş cesetlerini gördüler. 31 İsrailoğulları Yehova’nın büyük gücüyle* Mısırlıları yok ettiğini gördü ve Yehova’dan korkmaya başladı. Yehova’ya ve kulu Musa’ya iman ettiler.+
15 O zaman Musa ve İsrailoğulları Yehova’ya şu ilahiyi söylediler:+
“Yehova’ya ilahi söyleyeyim, çünkü yüceldikçe yüceldi.+
Atı da binicisini de denize attı.+
2 Yah* benim gücüm ve kuvvetimdir, çünkü beni O kurtardı.+
3 Yehova güçlü savaşçıdır.+ O’nun ismi Yehova’dır.+
5 Kabaran sular üzerlerini örttü, taş gibi dibe battılar.+
6 Sağ elinin gücü ne büyük, ey Yehova!+
Sağ elin, ey Yehova, düşmanı ezer geçer.
7 Öyle büyüksün ki düşmanlarını yerle bir edersin,+
Alev alev yanan öfkeni gönderirsin, kuru ot gibi yanıp giderler.
8 Sular bir soluğunla iki yana yığıldı,
Duvar olup denizi tuttular,
Coşkun sular denizin ortasında kaskatı kesildi.
9 Düşman dedi ki: ‘Peşlerine düşüp onları yakalayacağım!
Neleri varsa alacağım, gözüm gönlüm doyacak.
Kılıcımı çekeceğim, önümde boyun eğecekler!’+
11 Tanrılar arasında Senin gibi kim var ey Yehova?+
Senin gibi kutsal olan var mı?+
Sen harikalar yaparsın,+ Senden korkup övgü ilahileri söylemeli herkes.
12 Sağ elini uzattın, yer onları yuttu.+
13 Bedelle kurtardığın halka vefayla* rehberlik ettin.+
Büyük gücünle, onları oturduğun kutsal yere götüreceksin.
15 O zaman Edom’un kabile reisleri büyük bir korkuya kapılacak,
Moab’ın zorba yöneticilerini titreme alacak.+
Bütün Kenan halklarının cesareti kırılacak.+
16 Onların üzerine korku ve dehşet çökecek.+
Senin halkın yanlarından geçene dek ey Yehova,
Var ettiğin halk geçip gidinceye dek,+
Bileğinin gücü karşısında taş kesilecekler.
17 Ey Yehova, onları getirip Sana ait olan dağa yerleştireceksin,+
Kendin için hazırladığın,
Ellerinle kurduğun kutsal mekânda oturtacaksın ey Yehova.
18 Yehova sonsuza dek kral olarak saltanat sürecek.+
19 Ne zaman ki Firavun’un savaş arabaları, atları ve atlıları deniz yatağına girdi,+
Yehova denizin sularını üzerlerine yıktı.+
Fakat İsrailoğulları denizin ortasından, kuru toprak üzerinde yürüyerek geçti.”+
20 Ve Harun’un kız kardeşi, Peygamber Miryam eline bir tef aldı, tüm kadınlar da tef çalıp dans ederek peşinden gittiler. 21 Miryam erkeklere şu dizelerle karşılık verdi:
“Yehova’ya ilahi söyleyin, çünkü yüceldikçe yüceldi.+
Atı da binicisini de denize attı.”+
22 Sonra İsrailoğulları Musa’nın önderliğinde Kızıldeniz’den ayrıldı. Şur Çölü’ne geldiler. Çölde üç gün yol gittiler, fakat su bulamadılar. 23 Ve Mara’ya* geldiler.+ Acı olduğu için suyunu içemediler, buraya bu nedenle Mara dendi. 24 Halk “Ne içeceğiz?” diyerek Musa’ya söylenmeye başladı.+ 25 Bunun üzerine Musa Yehova’ya feryat etti.+ Yehova da ona küçük bir ağaç gösterdi. Musa onu suya attı ve su tatlı oldu.
Tanrı orada onlara bir kural ve kanun koydu. İtaat edip etmeyeceklerini görmek istedi.+ 26 Şöyle söyledi: “Tanrın Yehova’nın sözünü dikkatle dinlersen, O’nun gözünde doğru olanı yaparsan, O’nun emirlerine kulak verirsen ve tüm kurallarına uyarsan,+ Mısırlıların başına getirdiğim hastalıkların hiçbirini senin başına getirmeyeceğim.+ Çünkü Ben Yehova’yım, sana şifa veren Benim.”+
27 Sonra Elim’e geldiler. Burada 12 pınar ve 70 hurma ağacı vardı. Bu nedenle burada, su kıyısında konakladılar.
16 Elim’den ayrıldıktan sonra tüm İsrail topluluğu Elim ile Sina arasındaki Sin Çölü’ne geldi.+ Mısır’dan çıkışlarının 2. ayının 15. günüydü.
2 Tüm topluluk çölde Musa ile Harun’a söylenmeye başladı.+ 3 Şöyle diyorlardı: “Tüm halkı açlıktan öldürmek için mi bu çöle getirdiniz?+ Keşke Yehova bizi Mısır’da, et kazanlarının başında otururken,+ doyasıya ekmek yerken öldürseydi.”
4 Bunun üzerine Yehova Musa’ya şunları dedi: “Ben sizin için gökten ekmek yağdıracağım.+ Herkes her gün çıkıp kendi payını toplayacak,+ böylece kanunuma uyup uymayacaklarını görmek için onları sınayacağım.+ 5 Altıncı gün+ ise her gün topladıkları miktarın iki katını toplayacaklar ve topladıklarını hazırlayacaklar.”+
6 Ve Musa’yla Harun tüm İsrailoğullarına şöyle söyledi: “Akşam, sizi Mısır’dan çıkaranın Yehova olduğunu kesin olarak anlayacaksınız.+ 7 Sabah da Yehova’nın ihtişamını göreceksiniz. Çünkü Yehova O’na söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki bize söyleniyorsunuz?” 8 Musa şöyle devam etti: “Yehova size akşam et, sabah da doyasıya yemeniz için ekmek verecek. O zaman Yehova’nın O’na karşı söylediğiniz sözleri duyduğunu anlayacaksınız. Biz kimiz ki? Siz bize değil, Yehova’ya söyleniyorsunuz.”+
9 Ve Musa, Harun’a şöyle dedi: “Tüm İsrail topluluğuna Yehova’nın huzuruna yaklaşmalarını söyle, çünkü Tanrı söylendiklerini duydu.”+ 10 Harun İsrailoğullarına bu sözleri söyler söylemez herkes çöle doğru dönüp baktı ve Yehova’nın ihtişamı bulutta göründü.+
11 O zaman Yehova Musa’ya şunları söyledi: 12 “İsrailoğullarının söylendiklerini duydum.+ Onlara de ki, ‘Akşam et yiyeceksiniz, sabah da ekmeğe doyacaksınız+ ve anlayacaksınız ki Ben Tanrınız Yehova’yım.’”+
13 O akşam bıldırcınlar gelip konakladıkları yeri sardı.+ Sabah da kaldıkları yerin çevresini çiy kapladı. 14 Çiy kalkınca yerde ince, pul pul bir şey kaldı.+ Toprağa düşen kırağı* gibi inceydi. 15 İsrailoğulları bu gördüklerinin ne olduğunu bilmiyorlardı, bu nedenle birbirlerine “Bu ne?” diye sordular. Musa onlara “Bu, Yehova’nın size verdiği ekmek” dedi.+ 16 “Yehova’nın emri şudur: ‘Herkes yiyebileceği kadar toplasın. Çadırınızdaki kişi sayısına göre, kişi başına bir omer*+ toplayacaksınız.’” 17 Böyle yaptılar, kimisi çok kimisi az topladı. 18 Omerle ölçtüklerinde çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu.+ Herkes yiyebileceği kadar toplamıştı.
19 Sonra Musa onlara “Kimse sabaha bir lokma bile bırakmasın” dedi.+ 20 Ancak, bazıları Musa’yı dinlemedi ve sabaha bıraktıkları ekmek kurtlanıp koktu. Musa da onlara kızdı. 21 Her sabah herkes yiyebileceği kadar topluyordu. Güneş ortalığı ısıttığında man eriyordu.
22 Altıncı gün iki kat, kişi başına iki omer ekmek topladılar.+ Ve halkın beyleri gelip Musa’ya böyle yaptıklarını söylediler. 23 Musa onlara “Yehova şöyle söyledi” dedi, “Yarın çalışmayı bırakacağınız özel bir gün, Yehova için kutsal Sebt* günü olacak.+ Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın.+ Kalanı ayırıp sabaha saklayın.” 24 Musa’nın emrettiği gibi, kalanı sabaha sakladılar. Ne koktu ne de kurtlandı. 25 Sonra Musa şöyle dedi: “Onu bugün yiyin, çünkü bugün Yehova için Sebt’tir. Bugün onu yerde bulamayacaksınız. 26 Altı gün toplayacaksınız fakat yedinci gün, Sebt gününde+ yerde ekmek olmayacak.” 27 Yine de bazıları yedinci gün man toplamak için çıktı, ancak hiçbir şey bulamadılar.
28 Bunun üzerine Yehova, Musa’ya şunları söyledi: “Emirlerime ve kanunlarıma uymayı daha ne kadar reddedeceksiniz?+ 29 Unutmayın, Ben Yehova Sebt’i dinlenmeniz için verdim.+ Bu yüzden altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes kendi yerinde kalsın. Kimse bulunduğu yerden ayrılmasın.” 30 Ve halk yedinci gün Sebt kanununa uydu.*+
31 İsrailoğulları bu ekmeği “man”* diye adlandırdı. Kişniş tohumu gibiydi, rengi beyazdı, tadı ise ballı yufkaya benziyordu.+ 32 Sonra Musa “Yehova şunu emretti” dedi, “Ondan bir omer saklansın ki, sonraki nesiller de sizi Mısır’dan çıkardığımda çölde yemeniz için verdiğim ekmeği görsünler.”+ 33 Bu nedenle Musa, Harun’a şöyle söyledi: “Bir testi alıp içine bir omer man doldur ve nesiller boyu saklanması için onu Yehova’nın huzuruna koy.”+ 34 Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, Harun saklanması için onu sandığın*+ önüne koydu. 35 İsrailoğulları bir yerleşim yerine gelinceye dek,+ 40 yıl boyunca man yediler.+ Man, onların Kenan topraklarının sınırına varıncaya dek+ yedikleri yiyecek oldu. 36 Bir omer, efanın* onda biridir.
17 Tüm İsrail topluluğu Yehova’nın emrine göre+ bir yerden öbürüne göç ederek Sin Çölü’nü geçti+ ve Refidim’e gelip konakladı.+ Ancak, halk içecek su bulamadı.
2 Bu yüzden Musa’ya çıkışıp+ “Bize içecek su ver” demeye başladılar. Musa da, “Neden benim üstüme geliyorsunuz? Neden hep böyle Yehova’yı sınıyorsunuz?” dedi.+ 3 Fakat halk çok susamıştı ve Musa’ya durmadan söylenerek+ “Neden bizi Mısır’dan çıkardın? Hepimizi öldürmek için mi? Çocuklarımız ve hayvanlarımızla birlikte susuzluktan öleceğiz” diyorlardı. 4 Sonunda Musa “Ben bu halkla ne yapacağım? Neredeyse beni taşlayacaklar!” diye Yehova’ya feryat etti.
5 Bunun üzerine Yehova, Musa’ya şöyle dedi: “Halkın önüne geç. Nil Irmağı’na vurduğun değnek elinde olsun+ ve İsrail’in ihtiyarlarından bazılarını yanına alıp yola çık. 6 Ben Horeb’deki kayanın üzerinde olacağım, orada senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, su çıkacak ve halk içecek.”+ Musa da İsrail ihtiyarlarının gözü önünde bunu yaptı. 7 Musa o yerin adını Massa*+ ve Meriba*+ koydu, çünkü İsrailoğulları Musa’yla tartışmış ve “Yehova bizimle mi, değil mi?” diyerek Yehova’yı sınamışlardı.+
8 Sonra Amalekoğulları+ gelip Refidim’de İsrailoğullarına savaş açtılar.+ 9 Bunun üzerine Musa, Yeşu’ya+ “Bizim için adamlar seç ve Amalekoğullarıyla savaşmak için onların karşısına çık” dedi. “Yarın ben elimde Tanrı’nın değneğiyle tepede duracağım.” 10 Yeşu, Musa’nın tüm söylediklerini yerine getirip+ Amalekoğullarıyla savaşmak üzere karşılarına çıktı. Musa, Harun ve Hur+ da tepeye çıktılar.
11 Musa ellerini yukarıda tuttuğunda İsrailoğulları üstün geliyordu, fakat ellerini indirir indirmez üstünlük Amalekoğullarına geçiyordu. 12 Musa’nın kolları yorulunca bir taş getirip onu üzerine oturttular ve bir yanında Harun diğer yanında Hur, onun ellerini desteklediler. Güneş batıncaya dek elleri öyle kaldı. 13 Böylece Yeşu Amalekoğullarını kılıçla yenilgiye uğrattı.+
14 Yehova sonra Musa’ya şöyle dedi: “Amalek adını yeryüzünden* sileceğim.+ Hatırlanması için bunu kitaba yaz ve Yeşu’ya söyle.” 15 Ve Musa bir sunak yapıp adını Yehova-nissi* koydu. 16 “Yehova’nın nesiller boyunca Amalek halkıyla savaşı olacak,+ çünkü o Yah’ın+ tahtına düşmanlık etti” dedi.
18 Musa’nın kayınbabası, Midyan’da kâhin olan Yetro,+ Yehova’nın Musa ve halkı İsrail için yaptıklarını ve İsrailoğullarını Mısır’dan nasıl çıkardığını duydu.+ 2 Musa karısı Tsippora’yla iki oğlunu+ Midyan’a göndermişti. 3 Onlar Yetro’nun yanında kalıyordu. Çocuklardan birinin ismi Gerşom’du.*+ Musa “Gurbette bir yabancı oldum” diyerek ona bu ismi vermişti. 4 Diğerinin adı Eliezer’di.* Musa “Babamın Tanrısı benim yardımcımdır, O beni Firavun’un kılıcından kurtardı” diyerek ona bu ismi vermişti.+
5 Yetro, Musa’nın karısı ve oğullarıyla birlikte Tanrı’nın dağına, Musa’nın konakladığı çöle geldi.+ 6 Ve Musa’ya “Ben kayınbaban Yetro,+ karın ve iki oğlunla birlikte yanına geliyorum” diye haber gönderdi. 7 Musa hemen kayınbabasını karşılamaya çıktı. Önünde eğildi ve onu öptü. Birbirlerine hal hatır sorup çadıra girdiler.
8 Musa, Yehova’nın İsrailoğulları uğrunda Firavun’a ve Mısır’a yaptığı her şeyi,+ yolda karşılaştıkları tüm sıkıntıları+ ve Yehova’nın onları nasıl kurtardığını kayınbabasına anlattı. 9 Yetro, Yehova’nın İsrailoğullarını Mısır’ın elinden kurtarmak için yaptığı bütün iyilikleri duyunca çok sevindi. 10 Şöyle dedi: “Sizi Mısır’ın ve Firavun’un elinden, halkını Mısır’ın hâkimiyetinden kurtaran Yehova’ya şükürler olsun! 11 Halkına küstahça davrananlara yaptıklarını görünce, anlıyorum ki Yehova tüm tanrılardan büyüktür.”+ 12 Sonra Musa’nın kayınbabası Yetro, Tanrı için kurbanlar ve yakılan sunu getirdi. Harun ve İsrailoğullarının tüm ihtiyarları da onunla Tanrı’nın önünde yemek yemek için oraya geldiler.
13 Ertesi gün Musa her zaman olduğu gibi halkın davalarına bakmak için oturdu. İnsanlar gelip sabahtan akşama kadar onun önünde bekliyorlardı. 14 Kayınbabası, Musa’nın halk için yaptıklarını görünce şöyle dedi: “Halkın davalarına neden böyle bakıyorsun? Bütün bu davalarla tek başına ilgileniyorsun, insanlar da sabahtan akşama kadar ayakta bekliyor.” 15 Musa kayınbabasına “Çünkü halk Tanrı’nın hükmünü öğrenmek için bana geliyor” dedi. 16 “Bir davaları olduğunda bana geliyorlar ve benim hâkimlik yapmam gerekiyor. Tanrı’nın kararlarını ve kanunlarını onlara bildiriyorum.”+
17 Bunun üzerine kayınbabası Musa’ya şunları söyledi: “Böyle olması iyi değil. 18 Sen de bu insanlar da yorulursunuz. Bu senin için çok ağır bir yük, tek başına kaldıramazsın. 19 Dinle bak, sana bir öğüt vereceğim, Tanrı da seninle olacak.+ Tanrı’nın önünde halkı yine sen temsil et,+ davaları Tanrı’ya sen götür.+ 20 Onlara kuralları ve kanunları öğret.+ İzlemeleri gereken yolu ve yapmaları gerekeni onlara göster. 21 Halkın arasından Tanrı’dan korkan, güvenilir ve haksız kazançtan nefret eden,+ bu işi yapabilecek adamlar seç.+ Onları halkın başına koy; biner, yüzer, ellişer ve onar kişilik gruplara önderlik etsinler.+ 22 İnsanlar arasında bir anlaşmazlık çıkınca onlar ilgilensin. Eğer dava büyükse sana getirsinler,+ küçükse kendileri karar versinler. Yükünü onlarla paylaş ki işin kolaylaşsın.+ 23 Böyle yaparsan ve bu Tanrı’nın isteğine uygunsa, omuzlarındaki ağır yükü taşıyabilirsin, insanlar da evlerine huzur içinde döner.”
24 Musa kayınbabasını dinledi ve söylediklerinin hepsini hemen yaptı. 25 Tüm İsrailoğulları arasından bu işi yapabilecek adamlar seçti. Onları biner, yüzer, ellişer ve onar kişilik gruplara önderlik etsinler diye halkın başına koydu. 26 Davalara onlar bakıyordu. Zor davaları Musa’ya getiriyor,+ küçük davalarda kendileri karar veriyordu. 27 Sonra Musa kayınbabasını uğurladı+ ve Yetro memleketine gitti.
19 İsrailoğulları Mısır’dan çıkışlarının üçüncü ayında Sina Çölü’ne vardılar. 2 Refidim’den+ ayrılmış, Sina Çölü’ne girmişlerdi. Çölde, Sina Dağı’nın önünde konakladılar.+
3 Musa dağa, Tanrı’nın huzuruna çıktı. Yehova ona dağdan seslenip+ “Yakup’un soyuna, İsrailoğullarına şunları söyle” dedi. 4 “‘Mısırlılara neler yaptığımı,+ bir kartal gibi sizi nasıl kanatlarım üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.+ 5 Şimdi, sözüme tam olarak itaat eder ve sizinle yapacağım ahde bağlı kalırsanız, tüm halklar arasında siz Benim özel* halkım olacaksınız;+ sonuçta tüm yeryüzü Benimdir.+ 6 Benim için kâhinlerin* yönettiği bir krallık* ve kutsal bir millet olacaksınız.’+ İsrailoğullarına bunları söyleyeceksin.”
7 Bunun üzerine Musa gidip halkın ihtiyarlarını çağırdı ve Yehova’nın bütün bu emirlerini onlara bildirdi.+ 8 Ve tüm halk birlikte “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız”+ dedi. Musa da halkın cevabını hemen Yehova’ya iletti. 9 Bunun üzerine Yehova Musa’ya “Kara bir bulut içinde senin yanına geleceğim ki, Ben seninle konuşurken halk da duysun, böylece sana da daima güvensinler” dedi. Ve Musa halkın cevabını Yehova’ya iletti.
10 Sonra Yehova ona şunları söyledi: “Halka git, onları bugün ve yarın arındır. Giysilerini de yıkasınlar. 11 Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü Ben Yehova üçüncü gün, tüm halkın gözü önünde Sina Dağı’na ineceğim. 12 Halk için dağın çevresine bir sınır çiz ve onlara şöyle de: ‘Sakın dağa çıkmayın, hatta sınıra bile ayak basmayın. Dağa ayak basan mutlaka öldürülecek. 13 Dağa ayak basan olursa o kişi ya taşlanacak ya da okla* vurulacak, kimse ona dokunmayacak. Dağa çıkan hiçbir insan ya da hayvan sağ kalmayacak.’+ Ama boru* çalınca+ dağa yaklaşabilirler.”
14 Sonra Musa dağdan halkın yanına indi ve onları arındırmaya başladı. Halk giysilerini de yıkadı.+ 15 Onlara “Üçüncü gün için hazırlanın. Karılarınızla ilişkide bulunmayın” dedi.
16 Ve üçüncü günün sabahında gök gürlemeye, şimşekler çakmaya başladı. Dağın üzerinde kara bir bulut vardı+ ve çok güçlü bir boru sesi duyuluyordu. Konaklama yerindeki tüm halk titriyordu.+ 17 Musa Tanrı’nın önüne çıkmaları için halkı konakladıkları yerden alıp getirdi. Halk dağın eteğine gelip orada durdu. 18 Sina Dağı her yandan tütüyordu, çünkü Yehova oraya ateş içinde inmişti.+ Dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyordu. Bütün dağ şiddetle sarsılıyordu.+ 19 Boru sesi gittikçe yükseldi. Bu sırada Musa konuşuyor ve Tanrı ona karşılık veriyordu.
20 Evet, Yehova Sina Dağı’nın tepesine indi. Yehova Musa’yı da oraya çağırdı, o da çıktı.+ 21 Sonra Yehova Musa’ya şunları söyledi: “Halkı uyarmak için aşağı in. Onlara şöyle de: ‘Yehova’yı görmek için sınırı geçmeye kalkışmayın, yoksa ölürsünüz. 22 Her zaman Yehova’nın önünde hizmet eden kâhinler* de kendilerini arındırsınlar ki Yehova onları cezalandırmasın.’”+ 23 Bunun üzerine Musa Yehova’ya şöyle karşılık verdi: “Halk dağa çıkamaz. Çünkü Sen, ‘Dağın çevresine sınır çiz ve bu dağ sizin için kutsal olsun’ diyerek bizi uyarmıştın.”+ 24 Fakat Yehova ona “Hadi aşağı in ve Harun’u da alıp tekrar buraya çık” dedi, “Ancak kâhinlere ve halka ‘Yehova’nın huzuruna çıkmak için sınırı geçmeyin’ de ki, onlara öfkelenmeyeyim.”+ 25 Musa da halkın yanına inip bu sözleri onlara iletti.
2 “Sizi Mısır’dan, köle olduğunuz ülkeden çıkaran Tanrınız Yehova Benim.+ 3 Benden başka tanrınız olmayacak.+
4 Tapınmak amacıyla göklerde, yerde veya sularda olan herhangi bir şeyin oyma heykelini ya da şeklini* yapmayacaksınız.+ 5 Onların önünde eğilmeyeceksiniz ve aldanıp onlara hizmet etmeyeceksiniz.+ Çünkü Ben, Tanrınız Yehova, tam bağlılık isteyen bir Tanrı’yım.+ Benden nefret eden babaların işlediği suçların sonuçlarını oğullarının, torunlarının ve onların çocuklarının yaşamasına engel olmam, 6 fakat Beni seven ve emirlerime uyan+ babaların soyuna, binlerce nesil boyunca vefamı gösteririm.
7 Tanrınız Yehova’nın adını saygısız şekilde ağza almayacaksınız,+ çünkü Yehova, adını saygısız şekilde ağza alanı cezasız bırakmaz.+
8 Sebt gününün gereğini yapmayı unutmayın, o günü kutsal görün.+ 9 Altı gün çalışıp bütün işlerinizi yapın.+ 10 Yedinci gün ise Tanrınız Yehova için Sebt’tir; o gün hiçbir iş yapmayacaksınız. Siz, oğlunuz, kızınız, erkek ve kadın köleniz, hayvanınız ve şehrinizde yaşayan yabancı, kimse hiçbir iş yapmayacak.+ 11 Çünkü Yehova gökleri, yeri, denizi ve içlerindeki her şeyi altı günde yarattı ve yedinci günü dinlenme günü yaptı.+ Bu nedenle Yehova Sebt gününü kutsadı,* onu kutsal bir gün olarak ayırdı.
12 Anne babanıza saygılı olun,+ böylece Tanrınız Yehova’nın size vereceği toprakta ömrünüz uzun olur.+
15 Hırsızlık yapmayacaksınız.+
16 Komşunuz hakkında yalan şahitlik etmeyeceksiniz.+
17 Komşunuzun evine göz dikmeyeceksiniz. Karısına,+ erkek ve kadın kölesine, sığırına, eşeğine, ona ait hiçbir şeye göz dikmeyeceksiniz.”+
18 Tüm halk şimşekleri, dağdan yükselen dumanı görüyor, gök gürlemelerini ve boru sesini duyuyordu. Bütün bunları görünce korkudan titreyip uzakta durdular.+ 19 Musa’ya “Bizimle sen konuş, ne dersen dinleyeceğiz; fakat bizimle Tanrı konuşmasın, yoksa öleceğiz” dediler.+ 20 Musa halka şöyle dedi: “Endişelenmeyin. Tanrı, günah işlemeyesiniz diye yüreğinizde her zaman Tanrı korkusu* olsun istiyor.+ Bu nedenle sizi sınayıp+ durumunuzu görmek için geldi.” 21 Bunun üzerine halk uzakta durmaya devam etti, Musa ise Tanrı’nın bulunduğu kara buluta yaklaştı.+
22 Sonra Yehova Musa’ya şöyle dedi: “İsrailoğullarına şu sözlerimi ilet: ‘Sizinle gökten konuştuğumu gördünüz.+ 23 Altın ve gümüş putlar yapıp onları Benimle bir tutmayacaksınız.+ 24 Benim için topraktan bir sunak yapacaksınız. Yakılan sunularınızı, paylaşma kurbanlarınızı,* küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarınızı kurban olarak onun üzerinde sunacaksınız. Adımın anılması için seçtiğim her yerde+ yanınızda olup size bereket vereceğim. 25 Benim için taştan sunak yaparsanız, onu yontma taşlardan yapmayacaksınız.+ Sunağı yaparken herhangi bir alet kullanırsanız onun kutsallığını bozmuş olursunuz. 26 Sunağın üzerine çıkmak için basamak yapmayacaksınız ki edep yerleriniz görünmesin.’”
21 “Onlara bildirmen gereken kanunlar şunlardır:+
2 Biri İbrani bir köle satın alırsa,+ kölesi ona altı yıl hizmet edecek, yedinci yıl bedelsiz özgür bırakılacak.+ 3 Eğer yalnız geldiyse, yalnız gidecek. Karısıyla geldiyse, karısı da onunla birlikte gidecek. 4 Eğer efendisi onu bir kadınla* evlendirmişse ve oğulları, kızları olmuşsa, kadın ve çocukları efendisinin olacak, köle yalnız gidecek.+ 5 Ancak köle ısrarla ‘Efendimi, karımı, çocuklarımı seviyorum, onlardan ayrılıp özgür kalmak istemiyorum’ diyorsa,+ 6 efendisi Tanrı’nın huzurunda onun kulağını kapıya veya kapı çerçevesine dayayıp delecek ve köle ömür boyu onun olacak.
7 Bir adam kızını köle olarak satarsa, kızın özgür bırakılmasında erkek kölelerinkinden farklı bir yol izlenecek. 8 Efendisi kızı beğenmez, onu cariye yapmak yerine başkası alsın* isterse onu başka milletlerden birine satamaz, çünkü kıza hainlik etmiştir. 9 Eğer efendisi köle kızı oğluna alırsa, ona bir kız evladın haklarını sağlayacak. 10 Adam sonra başka bir kadın daha alırsa, öncekinin yiyeceğini, giyeceğini ve evlilikten doğan haklarını+ kısıtlamayacak. 11 Eğer bunları vermezse, kadın bedelsiz özgür bırakılacak.
12 Kim birine vurur ve ölümüne yol açarsa kendisi de öldürülecek.+ 13 Fakat olayda kasıt yoksa ve Ben buna izin vermişsem, sizin için belirleyeceğim yere kaçabilir.+ 14 Bir kimse komşusuna çok öfkelenir ve onu kasten öldürürse,+ sunağımda bile olsa onu oradan çıkarıp öldüreceksiniz.+ 15 Annesine ya da babasına vuran öldürülecek.+
16 Birini kaçırıp+ onu satan veya alıkoyan+ öldürülecek.+
17 Annesine ya da babasına lanet eden* öldürülecek.+
18 Kavga sırasında bir adam komşusuna taşla veya yumrukla* vurursa, komşusu ölmez fakat yatağa düşerse, 19 sonra kalkıp bastonla dışarıda gezebilirse, vuran kişi cezalandırılmayacak. Ancak yaralı tamamen iyileşene dek, onun çalışamadığı süre içinde uğradığı kaybı karşılayacak.
20 Bir adam, erkek veya kadın kölesine değnekle vurur ve köle bu sebeple ölürse onun öcü alınacak.+ 21 Fakat köle bir iki gün yaşadıktan sonra ölürse sahibinden öç alınmayacak, çünkü o da bedelini ödeyerek aldığı kölesini kaybetmiştir.
22 Bir kavgada adamlar hamile bir kadına çarparsa, can kaybı* olmaz fakat kadın erken doğum yaparsa,+ suçlu kişi, kadının kocasının istediği tazminatı hâkimlerin+ de kararıyla ödeyecek. 23 Fakat kaza can kaybına yol açarsa, o zaman cana karşılık can vereceksin;+ 24 göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak,+ 25 yanığa yanık, yaraya yara, bereye bere.
26 Bir adam erkek veya kadın kölesinin gözüne vurur ve onu kör ederse, gözüne karşılık köleyi özgür bırakacak.+ 27 Eğer efendi, erkek ya da kadın kölesine vurup dişini kırarsa, dişine karşılık köleyi özgür bırakacak.
28 Bir boğa, bir adamı veya kadını boynuzlayıp öldürürse, boğa taşlanacak+ ve eti yenmeyecek. Ama boğanın sahibi cezalandırılmayacak. 29 Fakat bir boğanın eskiden beri tos vurma huyu varsa, sahibi de uyarılmasına rağmen ona göz kulak olmamışsa ve hayvan bir adamı veya kadını öldürürse, boğa taşlanacak, sahibi de öldürülecek. 30 Eğer hayvanın sahibinden fidye* istenirse, kurtulma bedeli olarak kendi canı için belirlenen miktar neyse onu ödeyecek. 31 Boğa bir çocuğu boynuzlarsa, çocuk erkek veya kız olsun, boğanın sahibi hakkında bu kanun uygulanacak. 32 Boğa bir erkek veya kadın köleyi boynuzlarsa, hayvanın sahibi, kölenin efendisine 30 şekel* gümüş verecek ve hayvan taşlanarak öldürülecek.
33 Bir kimse bir çukurun üstünü açar ve öyle bırakırsa veya bir çukur kazıp üzerini kapatmazsa, bir boğa veya eşek de oraya düşerse, 34 çukurun sahibi verdiği zararın bedelini ödeyecek.+ Hayvanın bedelini sahibine verecek ve ölü hayvan kendisinin olacak. 35 Eğer bir adamın boğası, başka birinin boğasını yaralar ve hayvan ölürse, boğaların sahipleri canlı olanı satıp parasını paylaşacak. Ölü hayvanı da paylaşacaklar. 36 Eğer boğanın eskiden beri tos vurma huyu olduğu biliniyorsa, fakat sahibi ona göz kulak olmamışsa, boğaya karşılık boğa verecek, ölü hayvan ise onun olacak.”
22 “Bir adam bir hayvan çalıp onu keserse veya satarsa, bir büyükbaş yerine beş büyükbaş, bir küçükbaş yerine dört küçükbaş hayvan verecek.+
2 (Eğer bir hırsız+ geceleyin bir eve girerken yakalanır ve aldığı darbe nedeniyle ölürse, öldüren kan dökmekten suçlu olmayacak. 3 Ama olay güneş doğduktan sonra olmuşsa, öldüren kan dökmekten suçlu olacak.)
Bir hırsız verdiği zararı karşılayacak. Verecek hiçbir şeyi yoksa, çaldıklarına karşılık kendisi köle olarak satılacak. 4 Boğa, eşek, koyun, çaldığı her ne ise, yanında canlı olarak bulunursa iki katını verecek.
5 Bir adam hayvanlarını tarlasında ya da bağında otlatmaya çıkarır ve başkasının toprağındaki ürünü yemelerine göz yumarsa, zararı kendi tarlasının veya bağının ürününün en iyileriyle karşılayacak.
6 Yakılan bir ateş çalılara sıçrar, sonra yayılıp ekini, demetleri ya da tarlayı yakıp kül ederse, yangını çıkaran zararı karşılayacak.
7 Bir adam, komşusuna para veya eşya emanet eder ve bunlar komşusunun evinden çalınırsa, yakalanması durumunda hırsız iki katını ödeyecek.+ 8 Eğer hırsız bulunmazsa, komşusunun malına el uzatıp uzatmadığı anlaşılsın diye ev sahibi Tanrı’nın huzuruna getirilecek.+ 9 Hırsızlık iddiası olan her dava şöyle ele alınacak: Bir kişi boğasının, eşeğinin, koyununun, giysisinin veya kendisine ait kayıp herhangi bir şeyin bir başkası tarafından çalındığını iddia ederse, iki kişi de Tanrı’nın huzuruna getirilecek.+ Tanrı kimin suçlu olduğunu ortaya çıkaracak. Tanrı’nın suçlu bulduğu kişi, komşusuna zararın iki katını ödeyecek.+
10 Bir adam komşusuna eşek, sığır, koyun veya başka bir hayvan emanet ederse ve hayvan ölür, sakatlanır veya kimse görmeden alınıp götürülürse, 11 hayvanı emanet alan kişi, komşusunun malına el sürmediğine dair Yehova’nın önünde yemin edecek. Hayvanın sahibi bu yemini kabul edecek ve emanet ettiği kişi bir bedel ödemeyecek.+ 12 Fakat hayvan onun yanındayken çalınırsa, sahibine bedelini ödeyecek. 13 Emanet aldığı hayvan bir vahşi hayvan tarafından parçalanırsa, kanıt olarak parçalanmış hayvanı getirecek. Onun için bedel ödemeyecek.
14 Bir kimse komşusundan bir hayvan ödünç alırsa ve sahibi yanında değilken hayvan sakatlanır veya ölürse, ödünç alan onun bedelini ödeyecek. 15 Fakat sahibi yanındaysa bir şey ödemeyecek. Eğer hayvan kiralanmışsa, ödenen kira zararın karşılığı sayılacak.
16 Bir adam nişanlı olmayan bir kızın aklını çeler de birlikte olurlarsa, onunla evlenmek için başlık parasını ödeyecek.+ 17 Baba kızını ona vermeyi reddederse, adam yine de başlık parası ne kadarsa ödeyecek.
18 Büyücü kadını yaşatmayacaksınız.+
19 Bir hayvanla cinsel ilişkiye giren mutlaka öldürülecek.+
20 Yehova’dan başka bir tanrıya kurban sunan öldürülecek.+
21 Aranızda yaşayan yabancıya kötü davranmayacaksınız ya da onu ezmeyeceksiniz,+ çünkü siz de Mısır’da yabancıydınız.+
22 Hiçbir dula ya da yetime sıkıntı vermeyeceksiniz.+ 23 Onlardan birine herhangi bir şekilde sıkıntı verirseniz ve Bana feryat ederse, feryadını mutlaka duyacağım.+ 24 O zaman öfkelenip sizi kılıçtan geçireceğim ve karılarınız dul, çocuklarınız yetim kalacak.
25 Halkımdan yoksul birine ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Ondan faiz almayacaksınız.+
26 Komşunuzun borcuna karşılık teminat olarak giysisinin üzerindeki örtüyü alırsanız,+ onu güneş batmadan önce geri vereceksiniz. 27 Çünkü o tek örtüsüdür, onu sıcak tutan tek şeydir. Örtüsü olmazsa neyle yatacak?+ Bana feryat ederse onu kesinlikle dinleyeceğim, çünkü Ben şefkatliyim.+
28 Tanrı’ya lanet etmeyeceksiniz,+ size önderlik edenlere hakaret etmeyeceksiniz.+
29 Bereketli hasadınızdan, dolup taşan yağ ve şarap teknenizden tereddüt etmeden sunular vereceksiniz.+ Oğullarınızın ilkini Bana vereceksiniz.+ 30 Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarınız için şöyle yapacaksınız:+ Yedi gün anneleriyle kalacaklar, sekizinci gün onları Bana vereceksiniz.+
31 Siz Benim için kutsal bir halk olacaksınız.+ Kırda vahşi hayvan tarafından parçalanmış olan eti yemeyeceksiniz,+ onu köpeklere atacaksınız.”
23 “Doğru olmayan bir haberi yaymayacaksınız.+ Art niyetle şahitlik ederek+ kötü biriyle işbirliği yapmayacaksınız. 2 Çoğunluğu izleyip kötülük yapmayacaksınız. Tanıklık ederken çoğunluğa uyup adaleti saptırmayacaksınız. 3 Yoksulun* davasında taraf tutmayacaksınız.+
4 Düşmanının kaybolan sığırını veya eşeğini görürsen, onu sahibine götüreceksin.+ 5 Senden nefret eden birinin eşeğini yükü altında çökmüş görürsen, durumu görmezden gelip yoluna devam etmeyeceksin. Hayvanı kurtarması için sahibine yardım edeceksin.+
6 Yoksulun davasında adaleti saptırmayacaksınız.+
7 Kimseyi yalan yere suçlamayacaksınız. Suçu olmayan masum adamı öldürmeyeceksiniz, çünkü böyle bir kötülük yapan Benim gözümde suçludur.+
8 Rüşvet almayacaksınız, çünkü rüşvet adaletli adamın gözünü kör eder, doğru insanın sözünü değiştirmesine neden olur.+
9 Aranızda yaşayan yabancıyı ezmeyeceksiniz, çünkü siz de Mısır’da yabancıydınız, bunun ne demek olduğunu bilirsiniz.+
10 Altı yıl toprağınızı ekip ürün toplayacaksınız.+ 11 Fakat yedinci yıl toprağı ekmeyeceksiniz, dinlenmeye bırakacaksınız ve halkın arasındaki yoksullar tarlanızdan yiyecek. Onların bıraktıklarını da yaban hayvanları yiyecek. Bağınızda ve zeytinliğinizde de böyle yapacaksınız.
12 Altı gün çalışacaksınız fakat yedinci gün çalışmayacaksınız. Böylece o gün tarlada çalışan hayvanınız ve eşeğiniz rahat edecek, hizmetçinizin oğlu ve şehrinizdeki yabancı dinlenip güç toplayacak.+
13 Size söylediğim her şeyi yapmaya çok dikkat edeceksiniz.+ Başka tanrıların adını anmayacaksınız, ağzınıza bile almayacaksınız.+
14 Yılda üç defa Benim onuruma bayram kutlayacaksınız.+ 15 Mayasız Ekmek Bayramı’nı* kutlayacaksınız.+ Size emrettiğim gibi, Abib* ayının belirlenmiş vaktinde, yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz,+ çünkü Mısır’dan o ayda çıktınız. Kimse önüme eli boş gelmeyecek.+ 16 Ayrıca, tarlaya ektiğiniz ürünü biçtiğinizde emeğinizin ilk ürünü için Hasat Bayramı’nı* kutlayacaksınız.+ Mevsim* sonunda, emeğinizin karşılığı olan ürünü topladığınızda Ürün Toplama Bayramı’nı* kutlayacaksınız.+ 17 Yılda üç kez bütün erkekler Rab Yehova’nın önüne gelecek.+
18 Bana sunulacak kurbanın kanını mayalı herhangi bir şeyle sunmayacaksınız. Ve Benim bayramlarımda sunulan kurbanların yağını sabaha dek bekletmeyeceksiniz.
19 Toprağınızın ilk ürününün en iyisini Tanrınız Yehova’nın evine getireceksiniz.+
Oğlağı annesinin sütünde pişirmeyeceksiniz.+
20 Önünüzden bir melek gönderiyorum.+ O sizi yol boyunca koruyup sizin için hazırladığım yere götürecek.+ 21 Onu iyi dinleyin ve sözüne itaat edin. Ona baş kaldırmayın, çünkü o Benim adımı taşıyor* ve suçunuzu bağışlamaz.+ 22 Fakat onun sözüne tam olarak itaat eder ve söyleyeceğim her şeyi yaparsanız, o zaman Ben sizin düşmanlarınıza düşman olacağım ve sizin karşınızda olanlar karşılarında Beni bulacak. 23 Meleğim önünüzden gidecek ve sizi Amorilerin, Hititlerin, Perizzilerin, Kenanlıların, Hivilerin ve Yebusilerin topraklarına götürecek ve Ben onları yok edeceğim.+ 24 Onların tanrılarının önünde eğilmeyeceksiniz ve aldanıp putlarına tapınmayacaksınız.+ Onların yaptıklarını yapmayacaksınız. Tersine putlarını parçalayacaksınız ve dikili taşlarını* yerle bir edeceksiniz.+ 25 Bana, Tanrınız Yehova’ya kulluk edeceksiniz.+ Ben ekmeğinizi ve suyunuzu bereketli kılacağım.+ Aranızdan hastalıkları kaldıracağım.+ 26 Memleketinizde kadınlar düşük yapmayacak ya da kısır olmayacak.+ Size uzun ömür vereceğim.
27 Siz o topraklara varmadan orada yaşayanları Benim korkum saracak.+ Önünüze çıkan tüm halkları kargaşaya düşüreceğim ve bütün düşmanlarınız yenilgiye uğrayıp sizden kaçacak.+ 28 Siz oraya varmadan Hivilerin, Kenanlıların ve Hititlerin gözünü korkutacağım+ ve sizden kaçacaklar.+ 29 Onları hemen ilk yıl kovmayacağım yoksa memleket boş kalır ve vahşi hayvanlar çoğalıp size zarar verir.+ 30 Siz çoğalıp o toprakları tamamen ele geçirene kadar onları yavaş yavaş kovacağım.+
31 Size Kızıldeniz’den Filistilerin denizine,* çölden ırmağa* dek sınır çizeceğim.+ Orada oturan halkları sizin elinize düşüreceğim ve onları kovacaksınız.+ 32 Tanrılarıyla ya da onlarla anlaşma yapmayacaksınız.+ 33 Onlar sizin memleketinizde oturmamalı, yoksa Bana karşı günah işlemenize neden olurlar. Onların tanrılarına kulluk etmeniz sizin yıkımınıza yol açar.”*+
24 Sonra Tanrı Musa’ya şunları dedi: “Sen, Harun, Nadab, Abihu+ ve İsrail ihtiyarlarından 70 kişi, dağa, Yehova’nın huzuruna çıkın. Uzakta durup yere kapanın. 2 Sen Musa, Yehova’ya tek başına yaklaşacaksın, diğerleri yaklaşmayacak ve halktan kimse seninle birlikte çıkmayacak.”+
3 Musa da geldi ve Yehova’nın bütün sözlerini ve kanunlarını halka iletti.+ Tüm halk hep bir ağızdan şöyle karşılık verdi: “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız.”+ 4 Bunun üzerine Musa Yehova’nın bütün söylediklerini yazıya döktü.+ Sabah erkenden kalkıp dağın eteğinde bir sunak hazırladı ve İsrail’in 12 kabilesi için 12 sütun yaptı. 5 Daha sonra İsrailoğullarının arasından seçtiği gençler Yehova’ya yakılan sunular sundular ve paylaşma kurbanları+ olarak boğalar kurban ettiler. 6 Musa kanın yarısını alıp kaplara koydu, diğer yarısını da sunağın üzerine serpti. 7 Sonra da yazdığı ahit kitabını alıp yüksek sesle halka okudu.+ Onlar da şu sözlerle karşılık verdi: “Yehova’nın bütün söylediklerini yapacağız ve O’na itaat edeceğiz.”+ 8 Bunun üzerine Musa kanı alıp halkın üzerine serpti+ ve şöyle dedi: “Bu, Yehova’nın tüm bu sözlere dayanarak sizinle yaptığı ahdin kanıdır.”+
9 Sonra Musa, Harun, Nadab, Abihu ve İsrail ihtiyarlarından 70 kişi dağa çıktı. 10 Orada İsrail’in Tanrısını gördüler.+ Ayaklarının altında sanki safir taşından bir döşeme vardı, pırıl pırıl bir gökyüzü gibiydi.+ 11 Tanrı, İsrailoğullarına önderlik eden bu adamlara dokunmadı.+ Onlar Tanrı’yı bir görüntüde* gördüler; orada yediler ve içtiler.
12 Yehova sonra Musa’ya şöyle dedi: “Dağa, huzuruma çık, orada kal. Çünkü halkın öğrenmesi için kanun ve emirlerimi taş levhalara yazacağım ve sana vereceğim.”+ 13 Bunun üzerine Musa’yla hizmetkârı Yeşu+ yola koyuldu. Sonra Musa Tanrı’nın dağında yukarı doğru çıkmaya devam etti.+ 14 İhtiyarlara şöyle demişti: “Biz dönünceye dek burada bizi bekleyin.+ Harun ve Hur+ yanınızda, kimin bir davası olursa onlara gitsin.”+ 15 Musa yukarı çıkarken bulut dağı örtmeye başladı.+
16 Yehova’nın ihtişamı+ Sina Dağı’nın üzerindeydi,+ bulut altı gün boyunca dağın üzerinde kaldı. Tanrı yedinci gün bulutun içinden Musa’ya seslendi. 17 Dağa bakan İsrailoğulları için Yehova’nın ihtişamı dağın doruğunda devasa bir ateş gibi görünüyordu. 18 Sonra Musa bulutun içine girdi ve dağın tepesine doğru ilerledi.+ Musa 40 gün 40 gece dağda kaldı.+
25 Yehova o zaman Musa’ya şöyle dedi: 2 “İsrailoğullarına Bana sunulmak üzere bağış toplamalarını söyle. Gönülden vermeye istekli herkesten bağış toplayacaksınız.+ 3 Onlardan bağış olarak şunları alacaksınız: altın,+ gümüş,+ bakır,+ 4 mavi ip, erguvani* yün, kırmızı ip, has keten, keçi kılı, 5 kırmızı boyalı koç derisi, fok derisi ve akasya ağacı,+ 6 kandilleri* yakmak için yağ,+ hem güzel kokulu+ buhur hem de mesh yağı+ yapmak için pelesenk,* 7 efoda+ ve göğüslüğe+ yerleştirilecek oniks* ve diğer değerli taşlar. 8 Halk Benim için kutsal bir yer yapacak ve Ben aranızda olacağım.+ 9 Kutsal Çadır’ı* ve tüm eşyalarını tam sana göstereceğim örneğe göre yapacaksın.+
10 Akasya ağacından bir sandık yapılacak. Uzunluğu 2,5 arşın, genişliği 1,5 arşın ve yüksekliği 1,5 arşın olacak.*+ 11 Sandığı hem içten hem de dıştan saf altınla kaplayacaksın+ ve üst kısmının etrafına altın bir kenar süsü yapacaksın.+ 12 Sandık için altından 4 tane döküm halka yapacaksın ve bunları dört ayağın hemen üstüne koyacaksın. Halkaların ikisi sandığın bir yanında, ikisi diğer yanında olacak. 13 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kaplayacaksın.+ 14 Sırıkları yanlardaki halkaların içinden geçireceksin; sandık bunlarla taşınacak. 15 Sırıklar sandığın halkalarına takılı kalacak, oradan çıkarılmayacak.+ 16 Sana vereceğim Hatırlatma Levhaları’nı* sandığın içine koyacaksın.+
17 Saf altından bir kapak yapacaksın. Uzunluğu 2,5 arşın, genişliği 1,5 arşın olacak.*+ 18 Dövme altından 2 kerubi* yapacaksın ve onlar kapağın iki ucunda olacak.+ 19 Biri bir uçta diğeri öteki uçta olacak. 20 Kerubilerin kanatları yukarıya doğru açık olacak ve kapak kanatların altında kalacak.+ Kerubiler karşılıklı duracak ve yüzleri kapağa bakacak. 21 Kapağı sandığın üzerine kapatacaksın.+ Sana vereceğim Hatırlatma Levhaları’nı sandığın içine koyacaksın. 22 Sana orada görüneceğim ve seninle kapağın üstünden konuşacağım.+ İsrailoğulları için vereceğim tüm emirleri Hatırlatma Sandığı* üzerindeki kerubilerin arasından bildireceğim.
23 Ayrıca akasya ağacından bir masa yapacaksın.+ Uzunluğu 2 arşın, genişliği 1 arşın ve yüksekliği 1,5 arşın olacak.*+ 24 Onu saf altınla kaplayacaksın ve etrafına altın bir kenar süsü yapacaksın. 25 Masaya 4 parmak* genişliğinde bir çerçeve yapacaksın ve çerçevenin de etrafına altın bir kenar süsü yapacaksın. 26 Masa için altından 4 halka yapacaksın ve onları ayakların masayla birleştiği dört köşeye koyacaksın. 27 Halkalar çerçevenin hemen altında olacak, masayı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklar. 28 Sırıkları akasya ağacından yapacaksın ve altınla kaplayacaksın, masa bunlarla taşınacak.
29 Masa için kaplar ve taslar, içecek sunularını dökmek için de testiler ve kâseler yapacaksın. Bunları saf altından+ yapacaksın. 30 Huzurumda durması için masanın üzerine daima huzur ekmeklerini* koyacaksın.+
31 Saf altından bir şamdan+ yapacaksın. Şamdan çekiçle dövülerek yapılacak. Taban, gövde, dallar, çanak yapraklar, tomurcuklar ve çiçekler tek parça olacak.+ 32 Bir yandan 3 dal, diğer yandan da 3 dal olmak üzere gövdeden 6 kol çıkacak. 33 Gövdenin bir tarafındaki dalların her birinde badem çiçeğine benzer 3 çanak yaprak olacak ve aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunacak. Diğer tarafındaki dalların da her birinde badem çiçeğine benzer 3 çanak yaprak olacak ve aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunacak. Şamdanın gövdesinden çıkan 6 kol bu şekilde olacak. 34 Şamdanın gövdesinde ise badem çiçeğine benzer 4 çanak yaprak olacak ve aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunacak. 35 Gövdenin iki yanından çıkan ilk çift kolun altında, ikinci çift kolun altında ve üçüncü çift kolun altında birer tomurcuk olacak. Şamdanın gövdesinden çıkan 6 kol da böyle olacak. 36 Tomurcuklar, dallar ve şamdanın tamamı saf altından tek parça halinde çekiçle dövülerek yapılacak.+ 37 Şamdan için 7 kandil* yapacaksın. Kandiller yakılınca şamdanın önündeki alan aydınlanacak.+ 38 Fitil maşaları ve kor kapları saf altından olacak.+ 39 Bu takımla birlikte şamdan 1 talant* saf altından yapılacak. 40 Bunları, dağda sana gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.”+
26 “Kutsal Çadır’ı+ 10 parça kumaştan yapacaksın. Kumaşlar bükülmüş has ketenden, mavi ipten, erguvani yünden ve kırmızı ipten olacak ve üzerlerine kerubi+ motifleri işleyeceksin.+ 2 Bu 10 parçanın her biri 28 arşın boyunda, 4 arşın eninde* olacak. Parçaların hepsi aynı ölçülerde olacak.+ 3 İlk 5 parça birbirine dikilip bir takım yapılacak, diğer 5 parça da birbirine dikilip bir takım yapılacak. 4 Bu takımlardan birinin son parçasının kenarına mavi ipten ilmekler yapacaksın. Diğer takımın kenarına da, öbürüyle birleşeceği yere aynısını yapacaksın. 5 Takımlardan birine 50 ilmek yapacaksın. Diğer takımın ucuna, öbür takımla birleşeceği yere de 50 ilmek yapacaksın; ilmekler karşılıklı olacak. 6 Altından 50 çengel yapacaksın ve takımları bu çengellerle birleştireceksin, böylece çadır bezi bir bütün olacak.+
7 Kutsal Çadır’ın üzerini örtmek için keçi kılından örtü+ yapacaksın; 11 parçadan oluşacak.+ 8 Her bir parçanın boyu 30 arşın, eni 4 arşın* olacak. 11 parça da aynı ölçülerde olacak. 9 5 parçayı ayrı, 6 parçayı ayrı birleştireceksin ve altıncı parçayı çadırın ön kısmında arkaya doğru ikiye katlayacaksın. 10 Bu takımlardan birinin son parçasının kenarına 50 ilmek yapacaksın. Diğer takımın kenarına da, öbürüyle birleşeceği yere 50 ilmek yapacaksın. 11 Ve 50 bakır çengel yapacaksın. Çengelleri ilmeklere geçirerek takımları birleştireceksin, böylece örtü tek parça olacak. 12 Örtünün uzun kalan kısımları keten kumaşın üzerinden sarkacak. Arkada uzun kalan yarım parça aşağı sarkacak. 13 Yanlarda uzun kalan kısımlar birer arşın sarkacak ve çadırın iki yanını kapatacak.
14 Çadırın üzerine ayrıca kırmızı boyalı koç derisinden bir örtü, onun üzerine de fok derisinden bir örtü yapacaksın.+
15 Çadır için akasya ağacından dikine duracak çerçeveler yapacaksın.+ 16 Her bir çerçevenin boyu 10 arşın, eni 1,5 arşın* olacak. 17 Her bir çerçevenin altında yan yana 2 çıkıntı olacak. Çadırın tüm çerçevelerini böyle yapacaksın. 18 Çadırın güneye bakan tarafı için 20 çerçeve yapacaksın.
19 20 çerçevenin altına 40 gümüş taban+ yapacaksın. Her tabanda bir yuva olacak. Her çerçevenin altına çerçevedeki 2 çıkıntının oturması için 2 taban koyacaksın. Art arda tüm çerçeveler için böyle yapacaksın.+ 20 Çadırın diğer yanı, kuzey tarafı için de 20 çerçeve 21 ve 40 gümüş taban yapacaksın. Her çerçeve için 2 taban olacak. 22 Çadırın batıya bakan arka tarafı için 6 çerçeve yapacaksın.+ 23 Arka tarafta her iki köşeye, çadıra köşe desteği olacak birer çerçeve yapacaksın. 24 Her destek 2 keresteden oluşacak. Bunlar alt kısımda ayrık duracak ve tepede, baştaki halkada birleşecekler. İki köşedeki çerçeve de böyle olacak ve köşe desteği görevi görecekler. 25 Böylece arka kısımda toplam 8 çerçeve ve her çerçeve için 2 taban olmak üzere 16 gümüş taban olacak.
26 Çerçeveleri birleştirmek için akasya ağacından sırıklar yapacaksın. Çadırın bir yanındaki çerçeveler için 5 sırık,+ 27 diğer yanındaki çerçeveler için 5 sırık ve batıya bakan arka taraftaki çerçeveler için 5 sırık olacak. 28 Çerçevelerin ortasından geçen sırık bir uçtan öbür uca kadar uzanacak.*
29 Çerçeveleri altınla kaplayacaksın.+ Sırıkların geçirileceği halkaları altından yapacaksın ve sırıkları da altınla kaplayacaksın. 30 Kutsal Çadır’ı dağda sana gösterilen plana göre yapacaksın.+
31 Bir perde+ yapacaksın. Perde mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden yapılacak. Perdenin üzerine kerubi motifleri işlenecek. 32 Akasya ağacından 4 sütun yapıp altınla kaplayacaksın ve perdeyi sütunlara asacaksın. Askıları altından olacak. 4 sütun, gümüşten yapılmış 4 tabanın üzerine oturtulacak. 33 Perdeyi üstteki çengellerin* hizasına asacaksın. Perde, Kutsal Yer+ ile En Kutsal Yer’i+ ayıracak. Hatırlatma Sandığı’nı+ perdenin arkasındaki iç kısma getireceksin. 34 En Kutsal Yer’e getirdiğin Hatırlatma Sandığı’nın kapağı sandığın üzerinde olacak.
35 Masayı perdenin diğer tarafındaki kısma koyacaksın. Masa çadırın kuzey tarafında olacak. Şamdan+ masanın karşısında, çadırın güneye bakan tarafında duracak. 36 Çadırın girişi için, mavi iple, erguvani yünle, kırmızı iple ve bükülmüş has ketenle dokunmuş bir perde yapacaksın.+ 37 Bu perde için akasya ağacından 5 sütun yapacaksın ve onları altınla kaplayacaksın. Sütunlardaki askılar altından olacak. Ve sütunları oturtmak için bakırdan, 5 tane döküm taban yapacaksın.”
27 “Akasya ağacından bir sunak yapacaksın.+ Sunak kare şeklinde, 5 arşın* uzunluğunda, 5 arşın genişliğinde olacak. Yüksekliği ise 3 arşın* olacak.+ 2 Dört köşesine birer boynuz*+ yapacaksın. Boynuzlar ve sunak tek parça halinde yapılacak. Sunağı bakırla kaplayacaksın.+ 3 Sunakta kullanmak için leğenler, çatallar, kürekler, kor kapları ve küllerin konacağı kovalar yapacaksın. Bütün takım bakırdan olacak.+ 4 Sunak için bir ızgara yapacaksın; bakırdan bir ağ biçiminde olacak, dört köşesine bakır halkalar yapacaksın. 5 Izgarayı pervazın alt kısmına, sunağın içine yerleştireceksin; sunağın yarı yüksekliğine konacak. 6 Sunak için akasya ağacından sırıklar yapacaksın ve onları bakırla kaplayacaksın. 7 Sunak taşınırken sırıklar sunağın iki yanındaki halkalara geçirilecek.+ 8 Sunağı içi boş bir tahta sandık şeklinde yapacaksın. Tıpkı dağda sana gösterildiği gibi olacak.+
9 Çadırın etrafında bir avlusu olacak.+ Avlunun güneye bakan tarafı bükülmüş has ketenden perdeyle çevrilecek. Uzunluğu 100 arşın* olacak.+ 10 Perdenin 20 direği ve bakırdan 20 tabanı olacak. Direklerin askıları ve halkaları gümüşten olacak. 11 Kuzeye bakan taraf da aynı uzunlukta olacak, perde 100 arşın olacak. 20 direği ve bakırdan 20 tabanı olacak. Direklerin askıları ve halkaları gümüşten olacak. 12 Avlunun arka tarafında, yani batıya bakan eni boyunca 50 arşın* uzunluğunda bir perde olacak. 10 direği ve 10 tabanı olacak. 13 Avlunun doğuya bakan ön tarafı da 50 arşın olacak. 14 Ön tarafın bir yanında 15 arşın* uzunluğunda bir perde, 3 direk ve 3 taban olacak.+ 15 Öbür yanında da 15 arşın uzunluğunda bir perde, 3 direk ve 3 taban olacak.
16 Avlunun girişine 20 arşın* uzunluğunda dokuma bir perde yapacaksın. Perde mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden olacak.+ 4 direği ve direkler için 4 tabanı olacak.+ 17 Avlunun çevresindeki tüm direklere bağlantı halkaları ve askılar yapılacak. Onların hepsi gümüşten olacak, fakat direklerin tabanı bakırdan olacak.+ 18 Avlunun uzunluğu 100 arşın,+ genişliği 50 arşın ve bükülmüş has ketenden dokunmuş perdenin yüksekliği 5 arşın* olacak ve bakır tabanlar yapılacak. 19 Kutsal Çadır’daki tüm hizmetlerde kullanılacak takımlar, ayrıca çadırın ve avlunun bütün kazıkları bakırdan olacak.+
20 Kandillerin devamlı yanıp etrafı aydınlatması için, İsrailoğullarına dövülmüş zeytinden saf zeytinyağı getirmelerini emret.+ 21 Harun ve oğulları Toplanma Çadırı’nda,* Hatırlatma Sandığı’nın önündeki perdenin+ diğer tarafında bulunan şamdanın, Yehova’nın huzurunda akşamdan sabaha kadar yanmasını sağlayacak.+ Bu, İsrailoğullarının devirlerce, nesiller boyu yerine getireceği bir kanun olacak.”+
28 “İsrailoğulları arasından abin Harun’u ve oğullarını çağır. Harun+ ile oğulları+ Nadab, Abihu,+ Eleazar ve İtamar+ Bana kâhin olarak hizmet edecekler.+ 2 Abin Harun için kutsal bir kıyafet yapacaksın. Bu kıyafet ona görkem ve güzellik kazandıracak.+ 3 Yüreğine hikmet* verdiğim+ tüm beceri sahibi kişilerle konuş; Bana kâhin olarak hizmet etsin diye, Harun’u kutsal kılacak bir kıyafet yapsınlar.
4 Yapacakları kıyafet* şunlardan oluşacak: göğüslük,+ efod,+ kolsuz elbise,+ kareli giysi, sarık+ ve kuşak.+ Bana kâhin olarak hizmet etsin diye abin Harun ve sonrasında yerine geçecek oğulları için bu kutsal kıyafeti yapacaklar. 5 Altın sırma, mavi iplik, erguvani yün, kırmızı iplik ve has keten kullanacaklar.
6 Efodu altın sırma, mavi iplik, erguvani yün, kırmızı iplik ve bükülmüş has ketenden yapacaklar ve üzerine nakış işlenecek.+ 7 Efodun önü ve arkası iki omuzdan birleştirilecek. 8 Efodu tutması için üzerine dokuma bir kuşak+ yapılacak. Malzemesi efodunkiyle aynı olacak. Altın sırma, mavi iplik, erguvani yün, kırmızı iplik ve bükülmüş has ketenden yapılacak.
9 İki oniks taşı+ alacaksın ve üzerlerine İsrail’in oğullarının isimlerini+ oyarak yazacaksın. 10 Doğum sırasına göre, altısının ismini bir taşa, altısının ismini de diğer taşa yazacaksın. 11 Bir taş oyma ustası, İsrail’in oğullarının isimlerini bu iki taşa mühür gibi oyacak.+ Sonra bunlar altın yuvalara yerleştirilecek. 12 Bu iki taşı, İsrail’in oğulları için hatırlatma taşları olarak efodun omuz kısımlarına koyacaksın.+ Harun, onların isimlerini hatırlatıcı olarak Yehova’nın önünde iki omzu üzerinde taşıyacak. 13 Bu taşlar için altından yuvalar yapacaksın. 14 Ve saf altından iki burma zincir+ yapıp bu yuvalara bağlayacaksın.+
15 Bir nakışçıya hüküm göğüslüğü+ yaptıracaksın. O da efod gibi altın sırma, mavi iplik, erguvani yün, kırmızı iplik ve bükülmüş has ketenden yapılacak.+ 16 Göğüslük için yapılan kumaş ikiye katlanacak, böylece bir karış* uzunluğunda ve bir karış genişliğinde bir kare olacak. 17 Üzerine alt alta dört sıra taş yerleştireceksin. Birinci sırada yakut, topaz ve zümrüt olacak. 18 İkinci sırada turkuaz, safir ve jasper olacak. 19 Üçüncü sırada leşem,* akik ve ametist olacak. 20 Dördüncü sırada krizolit, oniks ve yeşim olacak. Taşlar altın yuvalara yerleştirilecek. 21 12 taş olacak ve İsrail’in oğullarının her birinin ismi bir taşa yazılacak. Taşların üzerine 12 kabileyi temsil eden isimler mühür gibi oyulacak.
22 Göğüslük için saf altından kordon gibi burma zincirler yapacaksın.+ 23 İki altın halka yapıp göğüslüğün iki üst köşesine takacaksın. 24 İki altın kordonu göğüslüğün iki köşesindeki iki halkaya takacaksın. 25 Kordonların diğer iki ucunu da ön taraftan efodun omuz parçaları üzerinde bulunan iki yuvaya takacaksın. 26 İki altın halka yapacaksın ve onları göğüslüğün efoda bakan iç kısmının iki alt köşesine takacaksın.+ 27 İki altın halka daha yapacaksın. Onları iki kol açıklığının* aşağısına dış taraftan takacaksın; kuşağın yukarısında, efodun birleşme yerine yakın olacaklar.+ 28 Göğüslük alt halkalarından mavi kordonla efodun halkalarına bağlanacak. Bu sayede yerinden oynamayacak, kuşağın yukarısında sabitlenmiş olacak.
29 Harun Kutsal Yer’e girdiğinde hüküm göğüslüğünü giyecek. Böylece İsrail’in oğullarının isimlerini Yehova’nın önünde daima hatırlatıcı olarak kalbinin üstünde taşıyacak. 30 Urim ve Tummim’i*+ hüküm göğüslüğünün içine koyacaksın. Harun, Yehova’nın huzuruna girdiğinde, bunlar onun kalbinin üzerinde olacak. Harun İsrailoğullarıyla ilgili hüküm verirken kullanacağı Urim ve Tummim’i Yehova’nın önünde daima kalbinin üzerinde taşıyacak.
31 Efodun altına giyilecek kolsuz uzun elbiseyi tamamen mavi iplikten yapacaksın.+ 32 Giysinin üst kısmının ortasına bir yaka açacaksın. Yakanın çevresine dokumacı işi kenar yapacaksın. Zırh yakası gibi sağlam olacak ki yırtılmasın. 33 Mavi iplik, erguvani yün ve kırmızı ipliklerden nar motifleri yapıp giysinin etek ucuna boydan boya koyacaksın ve aralarına altından çıngıraklar ekleyeceksin. 34 Kolsuz elbisenin eteğinde sırayla bir altın çıngırak bir nar motifi, bir altın çıngırak bir nar motifi olacak. 35 Harun hizmetini yerine getirirken bu giysi üzerinde olacak. Kutsal mekâna, Yehova’nın huzuruna girip çıkarken çıngırakların sesi duyulacak ki ölmesin.+
36 Saf altından parlak bir levha yapacaksın. Üzerine bir mühür oyması gibi ‘Kutsallık Yehova’nındır’+ yazacaksın. 37 Onu sarığın üzerine mavi bir kordonla bağlayacaksın,+ sarığın ön kısmında duracak. 38 Bu levha Harun’un alnında olacak. Ve biri kutsal eşyalara, İsrailoğullarının adadığı kutsal sunulara yönelik bir suç işlerse Harun bu suçun sorumluluğunu taşıyacak.+ İsrailoğullarının Yehova’nın onayını kazanması için Harun bunu daima takacak.
39 Has ketenden kareli dokunmuş bir giysi yapacaksın. Kuşak da dokuma olacak ve sarık has ketenden olacak.+
40 Harun’un oğulları için de onlara görkem ve güzellik kazandıracak+ kıyafetler, kuşaklar ve başlıklar yapacaksın.+ 41 Abin Harun’a ve oğullarına bunları giydireceksin. Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için onları meshedip*+ yetkilendireceksin+ ve kutsal duruma getireceksin. 42 Onlara edep yerlerini örtmesi için belden dize kadar inen keten iç çamaşırları yap.+ 43 Harun’la oğulları Toplanma Çadırı’na girecekleri veya kutsal yerde hizmet edip avludaki sunağa yaklaşacakları zaman bunları giyecekler ki, suç işleyip ölmesinler. Bu, Harun ve soyundan gelenler için devirler boyu bir kanun olacak.”
29 “Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için Harun ve oğullarını kutsal duruma getirmek üzere şunları yapacaksın: Genç bir boğa ve iki kusursuz koç alacaksın.+ 2 İnce öğütülmüş buğday unundan mayasız somun ekmekler, yağla yoğrulmuş mayasız halka ekmekler ve yağlanmış mayasız yufkalar yapacaksın.+ 3 Bu ekmekleri bir sepete koyup+ boğa ve iki koçla birlikte önüme getireceksin.
4 Harun’la oğullarını Toplanma Çadırı’nın girişine getireceksin+ ve suyla yıkanacaklar.+ 5 Sonra kıyafetleri alacaksın,+ Harun’a giysiyi, efodun altına giyilen kolsuz elbiseyi, efodu ve göğüslüğü giydireceksin. Efodun kuşağını beline sıkıca bağlayacaksın.+ 6 Sarığı da başına takıp üzerine kutsal altın levhayı* bağlayacaksın.+ 7 Ve mesh yağını+ alıp başına dökerek onu meshedeceksin.+
8 Sonra Harun’un oğullarını da önüme getirip kıyafetleri giydireceksin.+ 9 Harun’a da oğullarına da kuşakları bağlayacaksın ve başlıklarını takacaksın. Kâhinlik onların olacak ve bu, devirler boyu bir kanun olacak.+ Harun’la oğullarını kâhin olmak üzere böyle yetkilendireceksin.+
10 Sonra boğayı Toplanma Çadırı’nın önüne getireceksin. Harun’la oğulları ellerini boğanın başına koyacaklar.*+ 11 Yehova’nın önünde, Toplanma Çadırı’nın girişinde boğayı keseceksin.+ 12 Boğanın kanından biraz alıp parmağınla sunağın boynuzlarına+ süreceksin. Kalan kanın tümünü sunağın dibine dökeceksin.+ 13 Sonra tüm içyağını,+ karaciğer üzerindeki yağı, iki böbreği ve üzerlerindeki yağı alacaksın. Bunları sunakta yakacaksın ki dumanı göğe yükselsin.+ 14 Fakat boğanın etini, derisini ve gübresini konakladığınız yerin dışında yakacaksın. Bu boğa bir günah sunusudur.*
15 Sonra koçlardan birini alacaksın ve Harun’la oğulları ellerini koçun başına koyacaklar.+ 16 Koçu keseceksin ve kanını alıp sunağın her yanına serpeceksin.+ 17 Hayvanı parçalara ayıracaksın, bağırsaklarını ve paçalarını yıkayacaksın.+ Parçalarını kafasıyla birlikte sunağa dizeceksin. 18 Koçun tümünü sunakta yakacaksın ki dumanı göğe yükselsin. Bu bir yakılan sunudur* ve Yehova için hoş kokudur.+ Yehova’ya ateşte sunulan bir kurbandır.
19 Sonra diğer koçu alacaksın ve Harun’la oğulları ellerini koçun başına koyacaklar.+ 20 Koçu keseceksin ve kanından biraz alıp Harun ve oğullarının sağ kulakmemelerine, sağ ellerinin başparmağına ve sağ ayaklarının başparmağına süreceksin. Kalan kanı sunağın her yanına serpeceksin. 21 Sonra sunağın üzerindeki kandan ve mesh yağından+ biraz alıp Harun’un ve kıyafetlerinin, ayrıca oğullarının ve kıyafetlerinin üzerine serpeceksin. Böylece Harun’la kıyafetleri ve oğullarıyla kıyafetleri kutsal olacak.+
22 Koçun yağını; kuyruk yağını, içyağını, karaciğer üzerindeki yağı, iki böbrekle üzerlerindeki yağı+ ve sağ budu alacaksın. Bu, kâhinlik görevinin başlatılması için sunulan koçtur.+ 23 Ayrıca, Yehova’nın önündeki mayasız ekmek sepetinden bir somun ekmek, yağla yoğrulmuş bir halka ekmek ve bir yufka alacaksın. 24 Tüm bunları Harun’un ve oğullarının avuçlarına koyup Yehova’nın önünde sallama sunusu* olarak sallayacaksın. 25 Sonra bunları ellerinden alıp sunağa, yakılan sununun üzerine koyacaksın ve Yehova’nın önünde hoş bir koku olarak yakacaksın. Bu, Yehova’ya ateşte sunulan bir kurbandır.
26 Harun’un kâhinlik görevinin başlaması için sunulan koçun döş kısmını alacaksın+ ve onu Yehova’nın önünde sallama sunusu olarak sallayacaksın; bu senin payın olacak. 27 Harun’la oğullarının görevlendirilmesi için kesilen koçtan alınıp sallama sunusu olarak sunulan döşü ve kutsal pay olan budu kutsayacaksın.*+ 28 İsrailoğulları devirler boyu bu düzenlemeye uyacak ve bunlar Harun’la oğullarının olacak. Bu, İsrailoğullarının vermesi gereken kutsal bir paydır.+ Bu, onların paylaşma kurbanlarından Yehova’ya verdikleri kutsal pay olacak.+
29 Harun’un kutsal kıyafeti+ kendisinden sonra oğullarına kalacak.+ Onun yerine geçecek olan oğlu meshedilip yetkilendirildiğinde bu kıyafeti giyecek. 30 Harun’un oğullarından, onun yerine geçip kutsal yerde hizmet etmek üzere Toplanma Çadırı’na girecek olan kâhin yedi gün boyunca bu kıyafeti giyecek.+
31 Kâhinlik görevinin başlatılması için sunulan koçun kalan etini kutsal bir yerde haşlayacaksın.+ 32 Harun ve oğulları Toplanma Çadırı’nın girişinde koçun etinden ve sepetteki ekmeklerden yiyecekler.+ 33 Onları yetkilendirmek ve kutsal duruma getirmek için günahlarına kefaret* olarak sunulan bu sunulardan yiyecekler. Fakat yetkisi olmayan* hiç kimse bu sunulardan yiyemez, çünkü bunlar kutsaldır.+ 34 Koçun etinden ve ekmeklerden sabaha kalan olursa bunları yakacaksın.+ Bunlar yenmeyecek, çünkü kutsaldır.
35 Harun ve oğullarıyla ilgili olarak sana emrettiğim tüm bu şeyleri yerine getireceksin. Onları kâhinlik görevi için yetkilendirmen yedi gün sürecek.+ 36 Günah sunusu olarak her gün bir boğa sunacaksın. Bu kurbanlar günahlar için kefaret olacak ve sunağı kutsal duruma getirecek. Ayrıca Tanrı’ya ibadet etmek için ayrıldığının bir işareti olarak üzerine yağ dökerek sunağı meshedeceksin.+ 37 Onu kutsal duruma getirmek için yedi gün boyunca kefarette bulunacaksın. Böylece çok kutsal bir sunak olacak.+ Sunağa dokunan kutsal durumda olmalı.
38 Sunakta düzenli olarak her gün+ bir yaşında iki koç sunacaksın. 39 Genç koçlardan birini sabah, diğerini de akşamleyin karanlık tam çökmeden sunacaksın.+ 40 İlk koçla birlikte, onda bir efa* ince un sunacaksın. Una, dörtte bir hin* ölçüsünde saf zeytinyağı katılmış olacak. Ve içecek sunusu* olarak dörtte bir hin şarap da sunacaksın. 41 İkinci genç koçu akşamleyin karanlık tam çökmeden sunacaksın. Onunla birlikte, Tanrı’ya hoş koku olarak sabahki gibi tahıl sunusu* ve içecek sunusu da sunacaksın. Bu Yehova için ateşte sunulan bir kurbandır. 42 Bu Yehova’nın önünde, Toplanma Çadırı’nın girişinde nesiller boyu günlük* yakılan sunu olacak. Halka görüneceğim ve seninle konuşacağım yer orası olacak.+
43 İsrailoğullarının Benimle buluşacağı o yer ihtişamımla kutsanacak.+ 44 Toplanma Çadırı’nı ve sunağı kutsal duruma getireceğim. Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için Harun’la oğullarını da kutsal duruma getireceğim.+ 45 İsrailoğullarının arasında oturacağım ve onların Tanrısı olacağım.+ 46 Ve anlayacaklar ki, aralarında oturmak için onları Mısır’dan çıkaran Tanrıları Yehova Benim.+ Ben onların Tanrısı Yehova’yım.”
30 “Üzerinde buhur yakmak için, akasya ağacından+ bir buhur sunağı yapacaksın.+ 2 Sunak kare şeklinde, 1 arşın* uzunluğunda ve 1 arşın genişliğinde olacak. Yüksekliği ise 2 arşın olacak. Sunağın boynuzları olacak ve boynuzlar sunakla tek parça olacak.+ 3 Buhur sunağının üstünü, dört yanını ve boynuzlarını saf altınla kaplayacaksın ve etrafına altın bir kenar süsü yapacaksın. 4 Ayrıca sunağın iki yanına ikişer altın halka yapacaksın, kenar süsünün altında olacaklar. Bu halkalar sunağın taşınması için kullanılacak sırıkları tutacaklar. 5 Sırıkları akasya ağacından yapıp altınla kaplayacaksın. 6 Sunağı, Hatırlatma Sandığı’nın önündeki perdenin+ dışına, seninle konuşacağım yerin,+ yani sandığın kapağının karşısına koyacaksın.
7 Harun+ her sabah kandillere yağ koyup onları hazırladığında,+ sunakta güzel kokulu buhur+ yakacak.+ 8 Ve akşamleyin karanlık tam çökmeden kandilleri yaktığında buhuru yine yakacak. Yehova’nın önünde nesiller boyunca düzenli olarak böyle buhur yakacaksınız. 9 Bu sunakta, emredilenin dışında bir buhur sunmayacaksınız.+ Ayrıca orada yakılan sunu veya tahıl sunusu da sunmayacaksınız ve üzerine içecek sunusu dökmeyeceksiniz. 10 Harun buhur sunağı için yılda bir kez kefarette bulunacak.+ Bunu yapmak için, kefaret amacıyla sunulan günah sunusunun kanından biraz alıp buhur sunağının boynuzlarına sürecek.+ Bu, nesiller boyunca, yılda bir kez yapılacak. Sunak Yehova için çok kutsaldır.”
11 Sonra Yehova Musa’ya şunları söyledi: 12 “Nüfus sayımı yapıp İsrailoğulları arasındaki erkekleri saydığın zaman,+ hepsi kendi canına karşılık Yehova’ya bir bedel* verecek. Kaydolduklarında başlarına bir bela gelmesin diye her sayımda böyle yapılacak. 13 Kaydedilen herkes kutsal mekân şekeliyle*+ yarım şekel* gümüş verecek. Bu gümüş Yehova’ya bağış olarak verilecek.+ Bir şekel 20 gera’ya* eşittir. 14 Kaydedilen herkes, yani 20 ve daha yukarı yaşta olanlar Yehova’nın istediği bu bağışı verecek.+ 15 Canınıza karşılık* olan bu bağışı Yehova’ya sunarken, zengin olan yarım şekelden fazla vermeyecek, yoksul da daha az vermeyecek. 16 Canınıza karşılık ödediğiniz gümüş para toplanacak ve Toplanma Çadırı’nın hizmetinde kullanılacak. Bu bedel canlarınıza kefaret edecek ve sizin için Yehova’nın önünde bir hatırlatıcı olacak.”
17 Ayrıca Yehova Musa’ya şöyle dedi: 18 “Bakırdan bir kazan yapacaksın, ayağı da bakırdan olacak.+ Kazanı Toplanma Çadırı ile sunağın arasına koyacaksın ve suyla dolduracaksın.+ 19 Harun ve oğulları ellerini ve ayaklarını bu kazandaki suyla yıkayacaklar.+ 20 Toplanma Çadırı’na girecekleri zaman veya Yehova’ya ateşte sunu sunmak ve görevlerini yerine getirmek için sunağa yaklaşacakları zaman bu suyla temizlenecekler ki ölmesinler. 21 Ellerini ve ayaklarını yıkayacaklar ki ölmesinler. Bu Harun ve soyu için nesiller boyunca değişmeyen bir kanun olacak.”+
22 Yehova Musa’yla konuşmaya devam edip şunları söyledi: 23 “Sonra en seçme baharatlardan alacaksın. Tane halinde 500 ölçü mür* reçinesi, bunun yarısı kadar, yani 250 ölçü güzel kokulu tarçın, 250 ölçü hoş kokulu kamış, 24 kutsal mekân şekeliyle+ 500 ölçü tarçın* ve bir hin* zeytinyağı. 25 Kutsal mesh yağı yapmak için bunları ustalıkla* karıştıracaksın.+ Kutsal mesh yağı böyle yapılacak.
26 Bu yağla Toplanma Çadırı’nı,+ Hatırlatma Sandığı’nı, 27 masayı ve takımını, şamdanı ve takımını, buhur sunağını, 28 yakılan sunu sunağını ve takımını, kazanı ve ayağını meshedeceksin. 29 Tam anlamıyla kutsal olmaları için+ onları Bana adayacaksın. Bu eşyalara dokunan kutsal durumda olmalı.+ 30 Harun ve oğullarını+ da meshedeceksin,+ Bana kâhin olarak hizmet etmeleri için onları kutsal duruma getireceksin.+
31 İsrailoğullarına şunu diyeceksin: ‘Bu yağ, nesiller boyunca Benim gözümde kutsal mesh yağı olacak.+ 32 İnsan bedenine sürülmeyecek ve buna benzeyen hiçbir karışım yapmayacaksınız, o kutsaldır. Sizin için de hep kutsal olacak. 33 Kim bunun gibi bir yağ yaparsa veya yetkisi olmayan* birinin üzerine ondan dökerse öldürülecek.’”+
34 Sonra Yehova, Musa’ya şöyle dedi: “Hepsi aynı miktarda olacak şekilde şu güzel kokulu+ baharatlardan al: karagünlük, onika,* güzel kokulu kasnı otu ve saf akgünlük.* 35 Bunlardan bir buhur yapacaksın.+ Bu baharat karışımı ustalıkla* hazırlanmalı, içine tuz katılmalı,+ saf ve kutsal olmalı. 36 Bir kısmını dövüp ince toz haline getireceksin. Ve birazını alıp Toplanma Çadırı’na getirecek ve seninle konuşacağım yerin, yani Hatırlatma Sandığı’nın karşısına koyacaksın. Bu buhur sizin için çok kutsal olacak. 37 Bu tarifle kendiniz için buhur yapmayacaksınız,+ çünkü o Yehova’nın gözünde kutsaldır. 38 Kim güzel kokusu için bunun aynısından yaparsa öldürülecek.”
31 Yehova sonra Musa’ya şunları dedi: 2 “Yahuda kabilesinden Hur oğlu Uri oğlu Betsalel’i+ seçtim.+ 3 Onu ruhumla* dolduracağım, böylece el ustalığı isteyen her işte hikmet, anlayış ve bilgi sahibi olacak. 4 Tasarım yapmak konusunda; altın, gümüş ve bakır işçiliğinde; 5 değerli taş kesimi ve taş kakmacılığında,+ ayrıca her türlü ahşap işinde becerikli olacak.+ 6 Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab’ı+ da ona yardım etmesi için görevlendirdim. Ayrıca sana emrettiğim+ her şeyi yapabilsinler diye, yetenekli olan herkese hikmet veriyorum. Şunları yapacaklar: 7 Toplanma Çadırı,+ Hatırlatma Sandığı+ ve üzerindeki kapak,+ çadırın tüm takımları, 8 masa+ ve takımı, saf altından şamdan ve takımı,+ buhur sunağı,+ 9 yakılan sunu sunağı+ ve takımı, kazan ve ayağı,+ 10 ince dokumadan kıyafetler, Kâhin Harun’un kutsal kıyafetleri, oğullarının kâhinlik giysileri,+ 11 mesh yağı ve kutsal mekân için güzel kokulu buhur.+ Onlar sana emrettiğim tüm bu şeyleri yapacaklar.”
12 Yehova Musa’ya şunu söyledi: 13 “İsrailoğullarına diyeceksin ki, ‘Sebt günüyle ilgili kanunuma mutlaka uyacaksınız.+ Çünkü Sebt sizinle Benim aramda nesiller boyunca bir işaret olacak ve sizi kutsal kılanın Ben Yehova olduğumu size hatırlatacak. 14 Sebt günü kanununa uyacaksınız, çünkü sizin için kutsaldır.+ Sebt günüyle ilgili kanunu çiğneyen olursa öldürülecek. O gün iş yapan kişi yaşatılmayacak.+ 15 Altı gün iş yapılabilir fakat yedinci gün Sebt’tir, çalışmayı bırakacağınız özel bir gündür+ ve Yehova için kutsaldır. Sebt günü iş yapan öldürülecek. 16 İsrailoğulları Sebt kanununa mutlaka uyacak ve bunu nesiller boyunca sürdürecekler. Bu, devirlerce sürecek bir ahittir. 17 Sebt Benimle İsrailoğulları arasında değişmez bir işaret olacak,+ çünkü Ben Yehova gökleri ve yeri altı günde yarattım; yedinci gün, yaptıklarımdan memnun şekilde çalışmayı bıraktım.’”+
18 Tanrı Sina Dağı’nda Musa’yla konuşmayı bitirince ona Hatırlatma Levhaları’nı verdi.+ Bunlar Tanrı’nın parmağıyla yazılmış iki taş levhaydı.+
32 Bu arada halk uzun süre geçtiği halde Musa’nın dağdan inmediğini görünce,+ Harun’un yanına toplandı. Ona şöyle dediler: “Hadi, bize yol gösterecek bir tanrı yap.+ Çünkü Musa’ya, bizi Mısır’dan çıkaran o adama ne olduğunu bilmiyoruz.” 2 Harun da onlara “Karılarınızın, oğullarınızın ve kızlarınızın kulaklarındaki altın küpeleri+ çıkarıp bana getirin” dedi. 3 Bunun üzerine herkes kulaklarındaki altın küpeleri çıkarıp Harun’a getirdi. 4 Harun altınları onlardan aldı ve oymacı aletiyle şekil verip bir buzağı heykeli* yaptı.+ Halk şöyle demeye başladı: “Ey İsrail, sizi Mısır’dan çıkaran Tanrınız işte bu!”+
5 Harun bunu görünce heykelin önünde bir sunak yaptı. Sonra, “Yarın Yehova’nın onuruna bayram olacak” diye halka duyurdu. 6 Bu nedenle ertesi gün erkenden kalktılar, yakılan sunular ve paylaşma kurbanları sundular. Ardından oturup yediler ve içtiler. Sonra da kalkıp eğlenmeye başladılar.+
7 Bunun üzerine Yehova Musa’ya şöyle dedi: “Aşağı in, çünkü Mısır’dan çıkardığın halk rezil bir durumda.+ 8 Gitmelerini emrettiğim yoldan+ çok çabuk saptılar. Kendilerine bir buzağı heykeli yaptılar. Önünde eğiliyorlar ve ona kurbanlar sunup ‘Ey İsrail halkı, sizi Mısır’dan çıkaran Tanrınız işte bu!’ diyorlar.” 9 Yehova sözlerine şöyle devam etti: “Görüyorum ki bunlar dik başlı bir halk.+ 10 Beni çok öfkelendirdiler, bırak onları yok edeyim ve onların yerine senin soyunu büyük bir millet yapayım.”+
11 Musa, Tanrısı Yehova’ya yakardı+ ve şunları söyledi: “Ey Yehova, büyük gücünle Mısır’dan çıkardığın halkına öfkelenip onları nasıl yok edersin?+ 12 O zaman Mısırlılar şöyle demez mi: ‘Tanrıları onları Mısır’dan çıkarırken niyeti kötüydü. Onları dağlarda öldürmek ve yeryüzünden silmek istedi.’+ Bunun için lütfen öfken dinsin, halkını yok etme kararından vazgeç.* 13 Kulların İbrahim, İshak ve İsrail’i hatırla. Kendi üzerine yemin edip onlara şöyle demiştin: ‘Sizin soyunuzu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım.+ Söz verdiğim gibi tüm bu toprakları sizin soyunuza vereceğim ve devirler boyu onların olacak.’”+
14 Bunun üzerine Yehova halkını yok etme kararından vazgeçti.+
15 Sonra Musa elinde iki Hatırlatma Levhası’yla+ dağdan indi.+ Levhaların iki tarafı da, hem önü hem de arkası yazılıydı. 16 Levhaları Tanrı yapmıştı, üzerlerine oyulmuş yazılar da Tanrı’nın yazısıydı.+ 17 Yeşu halkın bağırış seslerini duyunca Musa’ya “Konaklama yerinden savaş sesleri geliyor” dedi. 18 Fakat Musa şu karşılığı verdi:
“Duyduklarım ne zafer şarkısı,
Ne de yenilenlerin ağıtları.
Duyduğum şarkının ezgisi farklı.”
19 Musa konaklama yerine yaklaşıp buzağıyı+ ve dans eden insanları görünce çok öfkelendi, elindeki levhaları dağın eteğinde yere atıp parçaladı.+ 20 Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı ve ezip toz haline getirdi.+ Ardından tozu dereye savurdu ve İsrailoğullarına o suyu içirdi.+ 21 Harun’a “Bu halk seni nasıl ikna etti de böyle büyük bir günaha önayak oldun?” diye sordu. 22 Harun şöyle karşılık verdi: “Efendim öfkelenme, sen de çok iyi biliyorsun, bu halk kötü şeyler yapmaya meyilli.+ 23 Bana gelip şöyle dediler: ‘Bize yol gösterecek bir tanrı yap. Çünkü Musa’ya, bizi Mısır’dan çıkaran o adama ne olduğunu bilmiyoruz.’+ 24 Ben de ‘Kimin altını varsa çıkarıp bana versin’ dedim. Altınları ateşe attım, ortaya bu buzağı çıktı.”
25 Musa halkın dizginsizce davrandığını, Harun’un da buna izin verdiğini gördü. Bu yüzden halk düşmanları karşısında rezil bir duruma düşmüştü. 26 Musa konaklama yerinin girişinde durup “Yehova’nın tarafında olanlar yanıma gelsin” dedi.+ Ve tüm Levioğulları onun yanına toplandı. 27 O zaman onlara şöyle söyledi: “İsrail’in Tanrısı Yehova diyor ki, ‘Hepiniz kılıcınızı kuşanın. Konaklama yerini bir girişten öbürüne boydan boya dolaşın. Bu günaha karışan kim varsa; kardeşiniz, komşunuz ya da dostunuz bile olsa öldürün.’”+ 28 Levioğulları Musa’nın dediğini yaptılar. O gün yaklaşık 3.000 adam öldü. 29 Sonra Musa Levioğullarına şunları dedi: “Bugünden itibaren kendinizi Yehova’nın hizmetine adayın. Hepiniz kendi oğluyla, kendi kardeşiyle savaştı.+ Yaptıklarınızın karşılığında bugün Tanrı sizi ödüllendirecek.”+
30 Ertesi gün Musa halka şöyle dedi: “Çok büyük bir günah işlediniz. Şimdi dağa çıkıp Yehova’nın önünde yalvaracağım, belki günahınızı affettirebilirim.”+ 31 Musa tekrar Yehova’nın huzuruna gelip şunları dedi: “Bu halk çok büyük bir günah işledi. Kendilerine altından bir tanrı yaptılar.+ 32 Ne olur onların günahını bağışla,+ eğer bağışlamayacaksan lütfen benim adımı kitabından sil.”+ 33 Fakat Yehova, Musa’ya şu karşılığı verdi: “Bana karşı kim günah işlediyse, kitabımdan onu sileceğim. 34 Şimdi git, halkı sana söylediğim yere götür. Meleğim senin önünden gidecek+ ve hesap soracağım gün gelince, onları günahlarından dolayı cezalandıracağım.” 35 Sonra Yehova yaptıkları buzağı yüzünden, evet Harun’a yaptırdıkları buzağı yüzünden halkın başına bela getirdi.
33 Yehova, Musa’ya şunları söyledi: “Mısır’dan çıkardığın halkla birlikte yola çık. İbrahim’e, İshak’a ve Yakup’a vaat ettiğim topraklara gidin. Orayı onların soyuna vereceğime yemin ettim.+ 2 Önünüzden bir melek göndereceğim+ ve Kenanlıları, Amorileri, Hititleri, Perizzileri, Hivileri ve Yebusileri kovacağım.+ 3 Süt ve bal akan topraklara gideceksiniz.+ Fakat sizi yolda yok etmemek+ için Ben sizinle gelmeyeceğim, çünkü siz dik başlı bir halksınız.”+
4 Halk bu kötü haberi duyunca yasa büründü, kimse süslerini takmadı. 5 Yehova, Musa’ya şöyle dedi: “İsrailoğullarına de ki, siz dik başlı bir halksınız.+ Aranızdan geçip sizi bir anda yok edebilirim.+ Bu nedenle, size ne yapacağıma karar verene kadar süslerinizi takmayın.” 6 Dolayısıyla İsrailoğulları Horeb Dağı’ndan sonra süslerini tekrar takmadılar.
7 Musa kendi çadırını söküp konaklama yerinin dışına, biraz uzağa kurdu. Çadırına “toplanma çadırı” adını verdi. Yehova’ya danışmak isteyenler+ konaklama yeri dışındaki toplanma çadırına giderdi. 8 Musa ne zaman oraya doğru gitse bütün halk kalkar ve herkes kendi çadırının girişinde dururdu. Musa çadıra girinceye dek de arkasından bakarlardı. 9 O içeri girer girmez bulut sütunu aşağı inerdi+ ve Tanrı Musa’yla konuşurken bulut çadırın girişinde dururdu.+ 10 Bulut sütununun çadırın önünde durduğunu gördüklerinde herkes kendi çadırının girişinde durup eğilirdi. 11 Yehova, iki insanın birbiriyle konuşması gibi, Musa’yla yüz yüze konuşurdu.+ Musa konaklama yerine dönünce, hizmetkârı ve yardımcısı+ olan Nun oğlu Yeşu+ çadırda kalırdı.
12 Musa Yehova’ya şunları söyledi: “Benden bu halka önderlik etmemi istiyorsun, fakat benimle birlikte kimi göndereceğini söylemedin. Üstelik beni iyi* tanıdığını ve benden hoşnut olduğunu söylemiştin. 13 Eğer benden memnunsan lütfen nasıl davrandığını* bana öğret,+ böylece Seni daha iyi tanıyayım ve Seni daima hoşnut edebileyim. Ayrıca lütfen unutma, bu millet Senin halkın.”+ 14 Bunun üzerine Tanrı ona “Seninle birlikte Ben geleceğim+ ve seni rahatlatacağım” dedi.+ 15 O zaman Musa şöyle dedi: “Sen bizimle gelmeyeceksen, bizi buradan çıkarma. 16 Halkından ve benden hoşnut olduğun nasıl anlaşılacak? Bizimle birlikte gelmenle değil mi?+ Bizimle gel ki, yeryüzündeki tüm halklardan ayrı olduğumuzu herkes anlasın.”+
17 Yehova Musa’ya şöyle dedi: “İsteğini yapacağım, çünkü senden hoşnutum ve seni iyi tanıyorum.” 18 Bunun üzerine Musa “Lütfen ihtişamını görmeme izin ver” dedi. 19 Fakat Tanrı şu cevabı verdi: “Önünden geçeceğim ve ne kadar iyi olduğumu göreceksin. Sana Yehova ismini açıklayacağım.*+ İyilik etmek istediğime iyilik ederim ve merhamet etmek istediğime merhamet ederim.”+ 20 Ama şunu da ekledi: “Yüzümü göremezsin, çünkü Beni gören hiçbir insan yaşayamaz.”
21 Sonra Yehova şöyle dedi: “İşte yakınımda bir kaya var, onun üzerinde dur. 22 Önünden geçip ihtişamımı gösterirken seni kayadaki bir kovuğa koyacağım ve oradan geçene kadar seni elimle örtüp koruyacağım. 23 Elimi çekince Beni arkamdan göreceksin, fakat yüzüm görünmeyecek.”+
34 Sonra Yehova Musa’ya şunları söyledi: “Kendine öncekiler gibi iki taş levha yont.+ Kırdığın önceki levhalarda+ yazılı sözleri onlara yazacağım.+ 2 Sabah için hazırlan. Çünkü sabah Sina Dağı’na çıkacaksın. Orada dağın tepesinde huzurumda dur.+ 3 Fakat seninle birlikte kimse gelmesin ve dağın hiçbir yerinde kimse görülmesin. Dağın eteklerinde sürüler bile otlamasın.”+
4 Böylece Musa öncekiler gibi iki taş levha yonttu. Yehova’nın emrettiği gibi sabah erkenden kalktı ve eline iki taş levhayı da alıp Sina Dağı’na çıktı. 5 Yehova bulutun içinde Musa’nın yanına inip+ orada durdu ve ona Yehova ismini açıkladı.*+ 6 Yehova, Musa’nın önünden geçerken şunları söyledi: “Ben Yehova’yım, Yehova’yım; merhametli,+ şefkatli,+ çabuk öfkelenmeyen,+ vefasını bol bol gösteren+ ve her sözü doğru*+ olan Tanrı’yım. 7 Yapılan yanlışı, suçu ve günahı bağışlayarak+ vefamı binlerce nesil boyunca gösteririm.+ Fakat suçluyu asla cezasız bırakmam+ ve babaların suçunun sonucunu oğulların, torunların, üçüncü ve dördüncü neslin yaşamasına engel olmam.”+
8 Musa hemen eğilip yere kapandı. 9 Ve şöyle dedi: “Ey Yehova, halk olarak dik başlı olsak da,+ eğer benden hoşnutsan Yehova, lütfen bizimle gel.+ Suçumuzu, günahımızı bağışla+ ve bizi sahiplen.” 10 Tanrı şöyle karşılık verdi: “Sizinle şu ahdi yapıyorum: Sizin önünüzde, yeryüzünün hiçbir yerinde hiçbir zaman yapılmamış ve hiçbir milletin görmediği harika işler yapacağım.+ Sizin için yapacağım muhteşem şeylerden dolayı, aralarında yaşadığınız tüm halklar Yehova’nın işlerini görecek.+
11 Bugün size verdiğim emirlere dikkat edin.+ Ben önünüzden Amorileri, Kenanlıları, Hititleri, Perizzileri, Hivileri ve Yebusileri kovacağım.+ 12 Sakın gittiğiniz topraklardaki halklarla anlaşma yapmayın,+ yoksa bu size tuzak olur.+ 13 Onların sunaklarını yıkacaksınız, dikili taşlarını parçalayacaksınız ve kutsal direklerini* keseceksiniz.+ 14 Sahte bir tanrının önünde eğilmeyeceksiniz,+ çünkü Yehova* tam bağlılık ister. Evet, O tam bağlılık isteyen bir Tanrı’dır.+ 15 O topraklarda oturanlarla anlaşma yapmamaya dikkat edin, aksi halde kendi tanrılarına tapınarak günah işlediklerinde* ve onlara kurban sunduklarında,+ biri sizi davet eder ve siz de onun kurbanından yersiniz.+ 16 Ve oğullarınıza onların kızlarından alırsınız.+ O kızlar kendi tanrılarına tapınarak günah işlerler ve oğullarınızın da o tanrılara tapınıp Bana sadakatsizlik etmesine yol açarlar.+
17 Kendinize tanrı diye metalden putlar yapmayacaksınız.+
18 Mayasız Ekmek Bayramı’nı kutlayacaksınız.+ Size emrettiğim gibi mayasız ekmek yiyeceksiniz. Bunu Abib* ayının belirlenmiş günlerinde,+ yedi gün boyunca yapacaksınız, çünkü Mısır’dan Abib ayında çıktınız.
19 İlk doğan her erkek Benimdir.+ Sığırdan koyuna, tüm hayvanlarınızın ilk erkek yavrusu Benimdir.+ 20 Eşeğin ilk yavrusu yerine bedel olarak bir kuzu vereceksiniz. Eğer bu bedeli ödemeyecekseniz, onun boynunu kıracaksınız. İlk doğan her bir erkek evladınız için bedel ödeyeceksiniz.+ Kimse önüme eli boş gelmeyecek.
21 Altı gün çalışacak, fakat yedinci gün Sebt kanununa uyup dinleneceksiniz.+ Toprağı sürme vaktinde ve hasat döneminde bile böyle yapacaksınız.
22 Haftalar Bayramı’nı kutlayacaksınız ve o zaman buğday hasadının ilk ürününü sunacaksınız. Mevsim* sonunda da Ürün Toplama Bayramı’nı kutlayacaksınız.+
23 Bütün erkekler yılda üç kez İsrail’in Tanrısı Rab Yehova’nın önüne gelecek.+ 24 Milletleri sizin önünüzden kovacağım+ ve topraklarınızı genişleteceğim. Yılda üç kez Tanrınız Yehova’nın huzuruna çıkmak* için gittiğinizde kimse topraklarınıza göz dikmeyecek.
25 Benim için kesilen kurbanın kanını mayalı bir şeyle sunmayacaksınız.+ Fısıh Bayramı kurbanından sabaha hiçbir şey kalmayacak.+
26 Hepiniz toprağınızın ilk ürününün en iyisini Tanrınız Yehova’nın evine getireceksiniz.+
Oğlağı annesinin sütünde pişirmeyeceksiniz.”+
27 Yehova sonra Musa’ya şöyle dedi: “Bu sözleri yaz,+ çünkü bu şartlara dayanarak seninle ve İsrail’le ahit yapıyorum.”+ 28 Musa orada Yehova’nın yanında 40 gün 40 gece kaldı. Ne ekmek yedi ne de su içti.+ O* da ahdin sözleri olan On Emri* levhalara yazdı.+
29 Musa elinde iki Hatırlatma Levhası’yla Sina Dağı’ndan indi.+ Tanrı’yla konuştuğundan dolayı yüzü ışıldıyordu, fakat Musa bunun farkında değildi. 30 Harun ve İsrailoğulları Musa’nın ışıldayan yüzünü görünce ona yaklaşmaya korktular.+
31 Fakat Musa onları yanına çağırdı. Bunun üzerine Harun ve halkın bütün beyleri onun yanına gittiler. Musa onlarla konuştu. 32 Sonra tüm İsrailoğulları ona yaklaştı ve Musa Yehova’nın Sina Dağı’nda kendisine verdiği tüm emirleri onlara bildirdi.+ 33 Musa halkla konuşmasını bitirince yüzünü bir peçeyle örterdi.+ 34 Fakat Yehova’yla konuşmak için O’nun huzuruna girdiğinde peçeyi açardı ve çıkıncaya dek örtmezdi.+ Sonra dışarı çıkar, aldığı emirleri İsrailoğullarına bildirirdi.+ 35 İsrailoğulları Musa’nın yüzünün ışıldadığını görürlerdi, sonra Musa peçeyi tekrar örterdi ve Tanrı’yla konuşmak üzere huzuruna girene dek çıkarmazdı.+
35 Sonra Musa tüm İsrail topluluğunu bir araya toplayıp “Yehova’nın yapmanızı emrettiği şeyler şunlardır”+ dedi. 2 “Altı gün iş yapabilirsiniz, fakat yedinci gün sizin için kutsal olacak. O gün Yehova’ya adanmış bir Sebt olduğundan çalışmayı bırakacağınız özel bir gün olacak.+ O gün iş yapan öldürülecek.+ 3 Yaşadığınız hiçbir yerde Sebt günü ateş yakmayacaksınız.”
4 Musa sonra tüm İsrail topluluğuna “Yehova şunu emretti” dedi. 5 “Yehova’ya sunulmak üzere aranızda bağış toplayacaksınız.+ Gönülden istekli+ olan herkes Yehova’ya sunmak için bağış olarak şunları getirebilir: Altın, gümüş, bakır, 6 mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip, has keten, keçi kılı,+ 7 kırmızı boyalı koç derisi, fok derisi, akasya ağacı, 8 kandilleri yakmak için yağ, hem güzel kokulu buhur hem de mesh yağı yapmak için pelesenk,+ 9 efoda ve göğüslüğe yerleştirilecek oniks ve diğer değerli taşlar.+
10 Aranızda beceri sahibi*+ olan herkes gelsin ve Yehova’nın emrettiği her şeyi yapsınlar. 11 Kutsal Çadır’ın çadır bezini, örtülerini, çengellerini, çerçevelerini, sırıklarını, sütunlarını ve tabanlarını; 12 Sandığı,+ sırıklarını+ ve kapağını;+ bölmenin perdesini;+ 13 masayı,+ sırıklarını ve tüm takımını; huzur ekmeklerini;+ 14 aydınlatma için şamdanı,+ tüm takımını, kandillerini ve yağını;+ 15 buhur sunağını+ ve sırıklarını; mesh yağını ve güzel kokulu buhuru;+ çadırın girişindeki perdeyi; 16 yakılan sunu sunağını,+ bakır ızgarasını, sırıklarını ve tüm takımlarını; kazanı ve ayağını;+ 17 avlunun perdelerini,+ direklerini ve direklerin tabanlarını; girişe takılacak perdeyi; 18 çadırın kazıklarını, avlunun kazıklarını ve iplerini;+ 19 kutsal mekândaki hizmette giyilecek ince dokumadan kıyafetleri,+ Kâhin Harun’un kutsal kıyafetlerini+ ve oğullarının kâhinlik giysilerini yapsınlar.”
20 Bunun üzerine tüm İsrail topluluğu Musa’nın yanından ayrılıp çadırlarına gitti. 21 Sonra, yüreğindeki arzuyla harekete geçen+ ve istekli olan kim varsa Toplanma Çadırı’nın yapımı, hizmeti ve kutsal giysiler için Yehova’ya bağış getirdi. 22 Gelenlerin ardı arkası kesilmedi; erkekler, kadınlar, gönülden istekli olan herkes geliyordu. Süs iğneleri, küpeler, yüzükler, başka takılar ve çeşit çeşit altın eşyalar getirip bu sunularını* Yehova’ya sundular.+ 23 Elinde mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip, has keten, keçi kılı, kırmızı boyalı koç derisi ve fok derisi olan herkes bunları getirdi. 24 Gümüş ve bakır bağışlamak isteyenler bağışlarını Yehova’ya sundular ve akasya ağacı olan herkes elindekini bu işte kullanılsın diye getirdi.
25 Tüm becerikli kadınlar+ elleriyle ip eğirdiler ve eğirdikleri mavi ipi, erguvani yünü, kırmızı ipi ve has keteni getirdiler. 26 Yürekten istekli bütün hünerli kadınlar keçi kılı eğirdi.
27 Halkın beyleri efod ve göğüslük+ için oniks ve diğer değerli taşları getirdiler. 28 Ayrıca aydınlatmada, mesh yağında+ ve kokulu buhurda+ kullanılması için yağ getirdiler. Getirilenler arasında pelesenk de vardı. 29 Yüreği harekete geçen tüm erkek ve kadınlar, Yehova’nın Musa aracılığıyla emrettiği iş için bir şeyler getirdi. İsrailoğulları bunları Yehova’ya gönüllü sunu olarak verdiler.+
30 Sonra Musa İsrailoğullarına şöyle dedi: “Yehova Yahuda kabilesinden, Hur oğlu Uri oğlu Betsalel’i seçti.+ 31 El ustalığı isteyen her işte hikmet, anlayış ve bilgi sahibi olsun diye onu ruhuyla doldurdu. 32 Böylece Betsalel tasarım yapmak konusunda, altın, gümüş ve bakır işçiliğinde; 33 değerli taş kesiminde, taş kakmacılığında ve yaratıcılık gerektiren her türlü ahşap işinde becerikli olacak. 34 Ayrıca Tanrı ona ve Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab’a öğretme yeteneği verdi.+ 35 Onlara bir nakışçının; mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve has ketenle dokuma yapan bir dokumacının yeteneklerini de verdi. Ayrıca onları el ustalığı isteyen her iş için donattı.+ Bu sayede bu adamlar her türlü işi ve tasarımı yapabilecek.”
36 “Yehova’nın emrettiği gibi, Betsalel, Oholiab ve kutsal hizmetle ilgili işler için Yehova’nın hikmet ve anlayış verdiği yetenekli adamların hepsi bu işte çalışacak.”+
2 Sonra Musa Betsalel’i, Oholiab’ı ve Yehova’nın hikmet verdiği tüm yetenekli adamları,+ bu işte çalışmayı yürekten isteyen herkesi çağırdı.+ 3 Onlar, İsrailoğullarının kutsal hizmetle ilgili işler için getirdiği tüm bağışları+ Musa’dan teslim aldılar. Fakat halk her sabah Musa’ya gönüllü sunular getirmeye devam ediyordu.
4 Kutsal iş başladıktan sonra, orada çalışan tüm yetenekli kişiler teker teker Musa’ya gelmeye başladı. 5 Ona şöyle diyorlardı: “Halk Yehova’nın emrettiği iş için ihtiyacımız olandan çok daha fazlasını getiriyor.” 6 Bunun üzerine Musa konaklama yerinin her yanında şöyle bir duyuru yapılmasını emretti: “Artık ne erkek ne de kadın, hiç kimse kutsal bağış olarak bir şey getirmesin.” Böylece halkın bağış getirmesi engellendi. 7 Getirilmiş olanlar işin tamamı için yeter de artardı.
8 Kutsal Çadır’ın yapımında+ çalışan tüm yetenekli kişiler,+ bükülmüş has keten, mavi ip, erguvani yün ve kırmızı iple 10 parça kumaş yaptılar. Betsalel bunların üzerine kerubi motifleri işledi.+ 9 Parçaların her biri 28 arşın boyunda, 4 arşın enindeydi.* Tüm parçalar aynı ölçülerdeydi. 10 Sonra ilk 5 parçayı birleştirdi, ardından diğer 5 parçayı da birleştirdi. 11 Takımlardan birinin diğeriyle birleşeceği kenara mavi ipten ilmekler yaptı. Diğer takım için de aynısını yaptı. 12 Takımlardan birine 50 ilmek yaptı. Diğer takımın ucuna, birleşme yerine de 50 ilmek yaptı; ilmekler karşılıklıydı. 13 Son olarak da 50 altın çengel yaptı ve takımları bu çengellerle birleştirdi, böylece tek parça bir çadır bezi oldu.
14 Kutsal Çadır’ın üzerini örtmek için keçi kılından örtü yaptı. Örtü 11 parçaydı.+ 15 Her parçanın boyu 30 arşın, eni 4 arşındı.* 11 parça da aynı ölçülerdeydi. 16 Sonra 5 parçayı ayrı, 6 parçayı ayrı birleştirdi. 17 Bu takımlardan birinin diğeriyle birleşeceği kenara 50 ilmek yaptı. Diğer takımın birleşeceği kenara da 50 ilmek yaptı. 18 Ve takımları birleştirip tek parça haline getirmek için 50 bakır çengel yaptı.
19 Sonra çadırın üzerine kırmızı boyalı koç derisinden bir örtü ve en üste de fok derisinden bir örtü yaptı.+
20 Çadır için akasya ağacından+ dikine duracak çerçeveler yaptı.+ 21 Her bir çerçevenin boyu 10 arşın, eni 1,5 arşındı.* 22 Her bir çerçevenin altına yan yana 2 çıkıntı yaptı. Tüm çerçeveleri böyle yaptı. 23 Çadırın güneye bakan tarafı için 20 çerçeve yaptı. 24 Her çerçevenin altına, 2 çıkıntının oturması için 2 taban yaptı. Art arda tüm çerçeveler için böyle yaptı. 20 çerçevenin altında, üzerlerinde birer yuva olan 40 gümüş taban vardı.+ 25 Çadırın diğer yanı, kuzey tarafı için de 20 çerçeve ve 26 her çerçeve için 2 taban olacak şekilde 40 gümüş taban yaptı.
27 Çadırın batıya bakan arka tarafı için 6 çerçeve yaptı.+ 28 Arkada her iki köşeye, çadıra köşe desteği olarak birer çerçeve yaptı. 29 Her destek 2 keresteden oluşuyordu. Bunlar alt kısımda ayrık duruyor ve tepede, baştaki halkada birleşiyordu. İki köşe desteğini de böyle yaptı. 30 Böylece arka kısımda toplam 8 çerçeve oldu. Her çerçeve için 2 taban olmak üzere 16 gümüş taban yaptı.
31 Çerçeveleri birleştirmek için akasya ağacından sırıklar yaptı. Çadırın bir yanındaki çerçeveler için 5 sırık,+ 32 diğer yanındaki çerçeveler için 5 sırık ve batıya bakan arka taraftaki çerçeveler için 5 sırık yaptı. 33 Üç taraf için de ortadaki sırıkları bir uçtan bir uca uzanacak şekilde yaptı.* 34 Çerçeveleri altınla kapladı. Sırıkların geçirileceği halkaları altından yaptı ve sırıkları da altınla kapladı.+
35 Mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden bir perde yaptı.+ Perdenin üzerine kerubi+ motifleri işledi.+ 36 Sonra perde için akasya ağacından 4 sütun yaptı ve bunları altınla kapladı, ayrıca altın askılar yaptı. Sütunlar için de gümüşten 4 döküm taban yaptı. 37 Çadırın girişi için, mavi iple, erguvani yünle, kırmızı iple ve bükülmüş has ketenle dokunmuş bir perde yaptı.+ 38 Perdeyi asmak için 5 sütun ve sütunlar için askılar yaptı. Sütunların başlıklarını ve halkalarını altınla kapladı, fakat 5 tabanı bakırdan yaptı.
37 Betsalel+ sandığı+ akasya ağacından yaptı. Uzunluğu 2,5 arşın, genişliği 1,5 arşın* ve yüksekliği 1,5 arşındı.+ 2 Sandığı içten ve dıştan saf altınla kapladı ve üst kısmının etrafına altından kenar süsü yaptı.+ 3 Sonra altından 4 döküm halka yaptı ve bunları dört ayağın hemen üstüne koydu. Halkaların ikisi sandığın bir yanında, ikisi diğer yanındaydı. 4 Ardından akasya ağacından sırıklar yapıp bunları altınla kapladı.+ 5 Sırıkları yanlardaki halkaların içinden geçirdi; sandık bunlarla taşınacaktı.+
6 Kapağı saf altından yaptı.+ Uzunluğu 2,5 arşın, genişliği 1,5 arşındı.+ 7 Sonra, kapağın+ iki ucuna dövme altından 2 kerubi+ yaptı. 8 Kerubilerden biri bir uçta, diğeri de öteki uçtaydı. Böylece kapağın iki ucu için de birer kerubi yapıldı. 9 Kerubilerin kanatları yukarıya doğru açıktı ve kanatlar kapağın üzerini örtüyordu.+ Kerubiler karşılıklı duruyor ve yüzleri kapağa bakıyordu.+
10 Sonra masayı akasya ağacından yaptı.+ Uzunluğu 2 arşın, genişliği 1 arşın ve yüksekliği 1,5 arşındı.*+ 11 Masayı saf altınla kapladı ve etrafına altın bir kenar süsü yaptı. 12 Masaya 4 parmak* genişliğinde bir çerçeve yaptı ve çerçevenin de etrafına altın bir kenar süsü yaptı. 13 Sonra altından 4 tane döküm halka yaptı ve bunları dört ayağın masayla birleştiği köşelere koydu. 14 Halkalar çerçevenin hemen altındaydı ve masayı taşımak için kullanılacak sırıkları tutacaklardı. 15 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kapladı; masa bunlarla taşınacaktı. 16 Ardından masanın üzerinde duracak saf altından eşyaları; yani kapları ve tasları, ayrıca içecek sunularını dökmek için kullanılacak kâseleri ve testileri yaptı.+
17 Sonra şamdanı+ saf altından, çekiçle döverek yaptı. Tabanı, gövdesi, çanak yaprakları, tomurcukları ve çiçekleri tek parçaydı.+ 18 Bir yandan 3 dal, diğer yandan da 3 dal olmak üzere gövdeden 6 kol çıkıyordu. 19 Gövdenin bir tarafındaki dalların her birinde badem çiçeğine benzer 3 çanak yaprak vardı ve aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunuyordu. Diğer tarafındaki dalların da her birinde badem çiçeğine benzer 3 çanak yaprak vardı ve aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunuyordu. Şamdanın gövdesinden çıkan 6 kol bu şekildeydi. 20 Şamdanın gövdesinde badem çiçeğine benzer 4 çanak yaprak vardı, aralarında birer tomurcuk ve çiçek bulunuyordu. 21 Gövdenin iki yanından çıkan ilk çift kolun altında, ikinci çift kolun altında ve üçüncü çift kolun altında birer tomurcuk vardı. Şamdanın gövdesinden çıkan 6 kol da böyleydi. 22 Tomurcuklar, dallar ve şamdanın tamamı saf altından, çekiçle dövülerek tek parça halinde yapılmıştı. 23 Sonra şamdanın saf altından 7 kandilini,*+ fitil maşalarını ve kor kaplarını yaptı. 24 Şamdanı ve tüm takımını 1 talant* saf altından yaptı.
25 Sonra buhur sunağını+ akasya ağacından yaptı. Sunak kare şeklinde, 1 arşın* uzunluğunda ve 1 arşın genişliğindeydi. Yüksekliği ise 2 arşındı. Boynuzları vardı ve bunlar sunakla tek parça halinde yapılmıştı.+ 26 Buhur sunağının üstünü, dört yanını ve boynuzlarını saf altınla kapladı; etrafına da altın bir kenar süsü yaptı. 27 Kenar süsünün aşağısına, sunağın iki yanına 2 altın halka yaptı. Bu halkalar sunağın taşınması için kullanılacak sırıkları tutacaklardı. 28 Akasya ağacından sırıklar yapıp bunları altınla kapladı. 29 Sonra kutsal mesh yağını+ ve güzel kokulu saf buhuru yaptı;+ bunları ustalıkla* hazırladı.
38 Yakılan sunu sunağını akasya ağacından yaptı. Uzunluğu 5 arşın, genişliği 5 arşın olup kare şeklindeydi ve yüksekliği 3 arşındı.*+ 2 Sonra dört köşesine boynuzlar yaptı, boynuzları sunakla tek parça halinde yaptı. Ardından onu bakırla kapladı.+ 3 Sunağın takımını, yani kovalarını, küreklerini, leğenlerini, çatallarını ve kor kaplarını yaptı. Bütün takımı bakırdan yaptı. 4 Sunak için bakırdan, ağ biçiminde bir ızgara yaptı ve onu pervazın alt kısmına, sunağın yarı yüksekliğinde olacak şekilde içine yerleştirdi. 5 Sırıkların geçirileceği 4 döküm halkayı yaptı ve bunları bakır ızgaraya yakın bir şekilde sunağın köşelerine taktı. 6 Sonra, akasya ağacından sırıklar yapıp bunları bakırla kapladı. 7 Sunağı taşımak için kullanılacak bu sırıkları yanlardaki halkalara geçirdi. Sunağı tahtadan, içi boş bir sandık şeklinde yaptı.
8 Ardından bakır kazanı+ ve ayağını yaptı. Onu Toplanma Çadırı’nın girişinde hizmet eden görevli kadınların verdiği aynalardan* yaptı.
9 Sonra avluyu yaptı.+ Avlunun güneye bakan tarafı için bükülmüş has ketenden 100 arşın* uzunluğunda perde yaptı.+ 10 Perdenin 20 direği ve bakırdan 20 tabanı vardı. Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi. 11 Aynı şekilde, kuzeye bakan taraf için de 100 arşın uzunluğunda bir perde yaptı. 20 direği ve 20 tabanı bakırdandı. Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi. 12 Avlunun batıya bakan arka tarafının perdesi ise 50 arşındı. 10 direği ve 10 tabanı vardı. Direklerin askıları ve halkaları gümüştendi. 13 Doğuya bakan ön taraf 50 arşındı. 14 Ön tarafın bir yanında 15 arşın* uzunluğunda bir perde, 3 direk ve 3 taban vardı. 15 Avlu kapısının diğer yanında da 15 arşın uzunluğunda bir perde, 3 direk ve 3 taban vardı. 16 Avlunun etrafını çevreleyen perdenin tamamı bükülmüş has ketendendi. 17 Direklerin tabanları bakırdandı. Direklerin askıları, halkaları ve tepelerinin kaplaması gümüştendi. Avlunun tüm direklerinde gümüşten bağlantı halkaları vardı.+
18 Avlunun girişindeki perde mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden dokunmuştu. Uzunluğu 20 arşındı.* Yüksekliği, avlu perdesinin yüksekliğine eşit olup 5 arşındı.+ 19 Perdenin 4 direği ve 4 tabanı bakırdandı. Direklerin askıları, halkaları ve tepelerinin kaplaması gümüştendi. 20 Çadırın ve avluyu çevreleyen perdenin bütün kazıkları bakırdandı.+
21 Hatırlatma Sandığı’nın+ bulunduğu Kutsal Çadır’ın yapımında kullanılan malzemeler Musa’nın emriyle kayda geçirildi. Levioğulları+ bu işi Kâhin Harun’un oğlu İtamar’ın+ önderliğinde yaptılar. 22 Yahuda kabilesinden Hur oğlu Uri oğlu Betsalel,+ Yehova’nın Musa’ya emrettiği her şeyi yaptı. 23 Dan kabilesinden Ahisamak oğlu Oholiab+ da onunla çalıştı. Oholiab nakış işleyen; mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve has ketenle desenli dokuma yapan bir ustaydı.
24 Kutsal mekânın yapımında kullanılan altının miktarı sallama sunusu+ olarak verilen altın miktarıyla eşitti; kutsal mekân şekeliyle 29 talant 730 şekeldi.* 25 Halktan nüfus sayımında kaydedilenlerin verdiği gümüş, kutsal mekân şekeliyle 100 talant 1.775 şekeldi.* 26 Kayda geçen 20 ve daha yukarı yaştaki 603.550 kişi,+ adam başına kutsal mekân şekeline göre yarım şekel vermişti.+
27 Kutsal mekânın ve perdenin döküm tabanları için 100 talant gümüş kullanıldı. Her taban için bir talant olmak üzere 100 taban için 100 talant harcandı.+ 28 1.775 şekel gümüşle direklerin askıları yapıldı, tepeleri kaplandı ve birleştirildi.
29 Sunu* olarak verilen bakır, 70 talant 2.400 şekeldi.* 30 Bununla, Toplanma Çadırı’nın girişinin tabanları, bakır sunak, sunağın bakır ızgarası ve tüm takımı, 31 çadırı çevreleyen avlunun tabanları, avlu girişinin tabanları, çadırın ve avluyu çevreleyen perdenin bütün kazıkları yapıldı.+
39 Mavi ip, erguvani yün ve kırmızı iplerle+ yapılmış ince dokumadan kıyafetler dikildi. Bunlar kutsal yerde hizmet ederken giyilecekti. Harun’un giyeceği kutsal kıyafetler,+ tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yapıldı.
2 Betsalel efodu+ altın sırma, mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden yaptı. 3 Altın levhalar dövülüp ince yapraklar haline getirildi. Sonra bunları mavi ip, erguvani yün ve kırmızı iple birlikte has keten üzerine işlemek için tel tel kesti. 4 Efodun önü ve arkası iki omuzdan birleştirildi. 5 Efodu tutması için üzerine dokuma bir kuşak yapıldı.+ Malzemesi efodunkiyle aynıydı. Altın sırma, mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden yapılmıştı. Tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibiydi.
6 İki oniks taşını altın yuvalara yerleştirdiler. Bu taşların üzerine, İsrail’in oğullarının isimleri mühür gibi oyulmuştu.+ 7 Betsalel tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, İsrail’in oğullarını hatırlatacak olan taşları efodun omuz parçaları üzerine koydu.+ 8 Sonra altın sırma, mavi ip, erguvani yün, kırmızı ip ve bükülmüş has ketenden+ göğüslüğü+ yaptı ve üzerine nakış işledi. İşçiliği efodunkiyle aynıydı. 9 Kumaş ikiye katlandığında göğüslük bir karış* uzunluğunda ve bir karış genişliğinde bir kare oluyordu. 10 Sonra üzerine alt alta dört sıra taş yerleştirdiler. Birinci sırada yakut, topaz ve zümrüt vardı. 11 İkinci sırada turkuaz, safir ve jasper vardı. 12 Üçüncü sırada leşem,* akik ve ametist vardı. 13 Dördüncü sırada krizolit, oniks ve yeşim vardı. Taşlar altın yuvalara yerleştirildi. 14 Bu 12 taşın her birine İsrail’in oğullarından birinin ismi yazıldı. Taşların üzerine 12 kabileyi temsil eden isimler mühür gibi oyuldu.
15 Göğüslük için saf altından kordon gibi burma zincirler yaptılar.+ 16 İki altın yuva ve iki altın halka yapıp halkaları göğüslüğün iki üst köşesine taktılar. 17 İki altın kordonu göğüslüğün iki köşesindeki iki halkaya taktılar. 18 Kordonların diğer iki ucunu da ön taraftan efodun omuz parçaları üzerinde bulunan iki yuvaya taktılar. 19 Sonra iki altın halka yaptılar ve onları göğüslüğün efoda bakan iç kısmının iki alt köşesine taktılar.+ 20 İki altın halka daha yaptılar. Onları iki kol açıklığının* aşağısına dış taraftan taktılar; halkalar kuşağın yukarısında, efodun birleşme yerine yakındı. 21 Son olarak tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, göğüslüğü alt halkalarından mavi kordonla efodun halkalarına bağladılar. Bu sayede göğüslük yerinden oynamayacak şekilde, kuşağın yukarısında sabitlenmiş oldu.
22 Sonra Betsalel efodun altına giyilecek olan, sadece mavi iplikten dokunmuş kolsuz uzun elbiseyi yaptı.+ 23 Elbisenin ortasında yaka açıklığı vardı ve zırh yakası gibi sağlamdı. Yakanın çevresine kenar yaptı ki yırtılmasın. 24 Sonra birlikte bükülmüş mavi ip, erguvani yün ve kırmızı iplerden nar motifleri yapıp elbisenin etek ucuna koydular. 25 Ve saf altından çıngıraklar yapıp kolsuz elbisenin eteği boyunca nar motiflerinin arasına bir çıngırak bir nar olacak şekilde koydular. 26 Tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, hizmet ederken giyilecek kolsuz elbisenin eteğine sırayla bir çıngırak bir nar, bir çıngırak bir nar motifi koydular.
27 Sonra Harun ve oğulları için has ketenden, dokumacı işi kıyafetler yaptılar.+ 28 Ve has ketenden sarığı,+ has ketenden süslü başlıkları,+ bükülmüş has ketenden iç çamaşırları;+ 29 bükülmüş has ketenle, mavi iple, erguvani yünle ve kırmızı iple dokunmuş kuşağı tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.
30 Son olarak saf altından kutsal levhayı* yaptılar. Bu parlak levhanın üzerine bir mühür oyması gibi “Kutsallık Yehova’nındır” diye yazdılar.+ 31 Levhayı sarığın üzerine bağlamak için ona mavi bir kordon taktılar, tıpkı Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptılar.
32 Böylece Kutsal Çadır’ın, yani Toplanma Çadırı’nın tüm işleri tamamlandı. İsrailoğulları Yehova’nın Musa’ya emrettiği her şeyi yaptı.+ Tam söylendiği gibi yaptılar.
33 Sonra tüm parçalarıyla Kutsal Çadır’ı+ Musa’ya getirdiler: Çadır bezini, keçi kılından örtüyü,+ çengelleri,+ çerçeveleri,+ sırıkları,+ sütunları, tabanları;+ 34 kırmızı boyalı koç derisinden örtüyü,+ fok derisinden örtüyü, bölme perdesini;+ 35 Hatırlatma Sandığı’nı, sırıklarını+ ve kapağını;+ 36 masayı, tüm takımını+ ve huzur ekmeklerini; 37 saf altından şamdanı,+ üzerine dizilecek kandilleri, tüm takımını+ ve kandil yağını;+ 38 altın sunağı,+ mesh yağını,+ güzel kokulu buhuru,+ çadırın giriş perdesini;+ 39 bakır sunağı,+ onun bakır ızgarasını, sırıklarını+ ve tüm takımını,+ kazanı ve ayağını;+ 40 avlunun perdelerini, direklerini ve tabanlarını;+ avlu girişi olan perdeyi,+ iplerini ve kazıklarını;+ Kutsal Çadır’da, yani Toplanma Çadırı’nda sunulacak hizmet için gereken tüm takımları; 41 kutsal mekânda hizmet ederken giyilecek ince dokumadan giysileri, Kâhin Harun’un kutsal giysilerini+ ve oğullarının kâhinlik giysilerini getirdiler.
42 İsrailoğulları tüm bu işleri Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi yaptı.+ 43 Musa yapılan bütün işi gözden geçirince her şeyi tam Yehova’nın emrettiği gibi yerine getirdiklerini gördü. O zaman Musa onlara hayırdua etti.
40 Sonra Yehova, Musa’ya şunları söyledi: 2 “1. ayın ilk günü Kutsal Toplanma Çadırı’nı kuracaksın.+ 3 Hatırlatma Sandığı’nı+ çadırın içine koyacaksın ve sandığın bulunduğu yeri perdeyle kapatacaksın.+ 4 Masayı getirip+ ona ait eşyaları üzerine yerleştireceksin ve şamdanı+ getirip kandillerini yakacaksın.+ 5 Altın buhur sunağını+ Hatırlatma Sandığı’nın karşısına* koyacaksın ve çadırın giriş perdesini takacaksın.+
6 Yakılan sunu sunağını+ Kutsal Toplanma Çadırı’nın girişinin karşısına koyacaksın. 7 Kazanı Toplanma Çadırı’yla sunak arasına koyacaksın ve suyla dolduracaksın.+ 8 Sonra çadırın etrafına avluyu yapacaksın+ ve avlunun girişine perdeyi takacaksın.+ 9 Mesh yağını+ alıp çadırı ve içindeki her şeyi meshedeceksin. Çadırı ve tüm takımlarını kutsal duruma getireceksin.+ 10 Yakılan sunu sunağını ve tüm takımlarını meshedeceksin. Sunağı kutsayacaksın, böylece çok kutsal olacak.+ 11 Kazanı ve ayağını meshedip kutsal duruma getireceksin.
12 Sonra Harun’la oğullarını Toplanma Çadırı’nın girişine getireceksin ve suyla yıkanacaklar.+ 13 Harun’a kutsal kıyafetini giydireceksin,+ onu meshedecek+ ve kutsal duruma getireceksin. Bana kâhin olarak hizmet edecek. 14 Ardından oğullarını getirip kıyafetlerini giydireceksin.+ 15 Babalarını meshettiğin gibi onları da meshedeceksin,+ böylece Bana kâhin olarak hizmet edecekler. Meshedildikleri için kâhinlik görevi nesiller boyu daima soylarının olacak.”+
16 Musa her şeyi Yehova’nın emrettiği gibi yaptı.+ Tam söylendiği gibi yaptı.
17 Böylece 2. yılın 1. ayında, ayın 1. günü Kutsal Çadır kuruldu.+ 18 Musa çadırı kurmak için çadırın tabanlarını+ yerleştirip çerçevelerini koydu,+ sırıklarını taktı+ ve sütunlarını dikti. 19 Üzerine çadır bezini yaydı, bezin üzerine de çadırın örtülerini serdi.+ Her şeyi tam Yehova’nın emrettiği gibi yaptı.
20 Sonra Hatırlatma Levhaları’nı+ alıp sandığın+ içine koydu, sırıkları sandığa taktı+ ve kapağı+ sandığın+ üzerine koydu. 21 Sandığı Kutsal Çadır’a getirdi ve onu koyduğu yeri+ kapatmak için bölme perdesini taktı,+ tam Yehova’nın emrettiği gibi.
22 Sonra masayı+ bölme perdesinin dışına, Toplanma Çadırı’nın kuzey tarafına yerleştirdi. 23 Yehova’nın huzurunda ekmekleri masanın üzerine dizdi,+ tam Yehova’nın emrettiği gibi.
24 Şamdanı+ masanın karşısına, çadırın güney tarafına koydu. 25 Yehova’nın huzurunda kandilleri yaktı,+ tam Yehova’nın emrettiği gibi.
26 Sonra, üzerinde güzel kokulu buhur+ yakılacak+ altın sunağı+ 27 bölme perdesinin önüne koydu, tam Yehova’nın emrettiği gibi.
28 Ve Kutsal Çadır’ın girişine perdeyi taktı.+
29 Tahıl sunusu ve yakılan sunu sunmak için+ kullanılacak olan yakılan sunu sunağını+ Kutsal Toplanma Çadırı’nın girişine koydu, tam Yehova’nın emrettiği gibi.
30 Sonra Toplanma Çadırı ile sunak arasına kazanı yerleştirdi ve yıkanılması için onu suyla doldurdu.+ 31 Musa, Harun ve oğulları ellerini ve ayaklarını bu suyla yıkadılar. 32 Yehova’nın Musa’ya emrettiği gibi, onlar Toplanma Çadırı’na girecekleri veya sunağa yaklaşacakları zaman yıkanırlardı.+
33 Son olarak, Kutsal Çadır ile sunağın etrafına avluyu yaptı ve avlunun girişindeki perdeyi taktı.+
Böylece Musa işi tamamladı. 34 O zaman bulut Toplanma Çadırı’nı örttü, Yehova’nın ihtişamı çadırı doldurdu.+ 35 Musa çadıra giremedi, çünkü bulut çadırın üzerindeydi, Yehova’nın ihtişamı çadırı doldurmuştu.+
36 Bulut ne zaman Kutsal Çadır’ın üzerinden kalksa İsrailoğulları çadırlarını toplar ve yola devam ederlerdi. Onlar tüm yolculukları boyunca+ böyle yaptılar. 37 Fakat bulut kalkmadığı sürece çadırlarını toplamazlardı, bulutun kalkacağı güne dek beklerlerdi.+ 38 Tüm İsrail halkı yolculukları boyunca gündüzleri Yehova’nın bulutunun, geceleri de bir ateşin Kutsal Çadır’ın üzerinde durduğunu görebiliyordu.+
Orijinal dilde: “İsrail’in oğulları.”
Orijinal dilde: “çocuğun annesini.”
Anlamı, “çıkarılmış”, yani sudan kurtarılmış.
Sözlük kısmına bakın.
Hayvanların su içtiği yer.
Yani, Yetro.
Anlamı, “orada bir yabancı.”
Ya da “ahde göre harekete geçmeye karar verdi.” Sözlük kısmındaki “ahit” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “atalarının.”
Ya da “Ne Olmaya Karar Verirsem.”
Ek A4’e bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “ağzınla.”
Orijinal dilde: “sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.”
“Yehova’nın meleği”, orijinal dilde: “Yehova.”
Musa’nın oğlu kastediliyor olabilir.
Ya da “kocam.”
Ya da “kocamsın.”
Toprağın saman ve suyla karıştırıldıktan sonra kalıplar halinde kurutulmasıyla elde edilen bir tür tuğla.
Anlaşılan bu kişiler Tanrı’nın isminin anlamını tam olarak bilmiyordu.
Ya da “gücümü kullanacağım.”
Orijinal dilde: “dudakları sünnetsiz biriyim.”
Orijinal dilde: “kız kardeşi.”
Nil’in kanallarına.
Ya da “tatarcığa.”
Orijinal dilde: “Bu Tanrı’nın parmağı!”
Ya da “kurum.”
Yıldırım kastediliyor olabilir.
Orijinal dilde: “ateş.”
Ya da “Hayvanlarımızı da götürmemize izin vermelisin.”
Sözlük kısmına bakın.
“Akşamleyin karanlık tam çökmeden”, orijinal dilde: “iki akşam arasında.”
Ya da “beliniz kuşanmış.”
“Fısıh”, İbranice pesah. Orijinal dilde: “üstünden atlamak, geçmek.” Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “yaya erkek.” Anlaşılan, askerlik hizmeti yapabilecek durumdaki erkeklere atfediyor.
Orijinal dilde: “rahmi açanı.”
Mart-nisan aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Orijinal dilde: “Sabah nöbeti vaktinde.” Gece saat iki ile sabah altı arasındaki zaman dilimi.
Orijinal dilde: “eliyle.”
“Yah” Yehova isminin kısaltılmış halidir.
Ya da “vefalı sevgiyle.” Sözlük kısmındaki “vefa” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “doğum sancıları çekecek.”
Anlamı, “acılık.”
Su buğusunun donmasıyla yüzeylerde oluşan ince tabaka.
“1 omer” yaklaşık 2,2 L. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “dinlendi.”
Büyük olasılıkla İbranice “Bu ne?” ifadesinden geliyor. Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “tanıklığın.” Anlaşılan önemli belgeleri saklamak için kullanılan bir sandık.
1 efa 22 L.
Anlamı, “sınama; deneme.”
Anlamı, “tartışma.”
Orijinal dilde: “gökler altından.”
Anlamı, “Yehova sancağımdır.”
Anlamı, “orada bir yabancı.”
Anlamı, “Tanrım yardımcıdır.”
Ya da “değerli.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “kâhinler krallığı.”
Alternatif çeviri: “mızrakla.”
Orijinal dilde: “koç boynuzu.” Sözlük kısmındaki “boynuz” maddesine bakın.
Ailelere önderlik eden kişilere atfediyor olabilir.
Ya da “suretini.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmındaki “Tanrı korkusu” maddesine bakın.
Ya da “barış sunularınızı.” Sözlük kısmındaki “paylaşma kurbanı” maddesine bakın.
Anlaşılan yedi yılın sonunda özgür kalma hakkı olmayan yabancı bir kadından bahsediliyor.
Orijinal dilde: “kurtarma bedelini ödesin.”
Ya da “söven.”
Alternatif çeviri: “bir aletle.”
Ya da “ağır yaralanma.”
Sözlük kısmına bakın.
“30 şekel” yaklaşık 342 g. Ek B14’e bakın.
Ya da “Düşkünün.”
Sözlük kısmındaki “Mayasız Ekmek Bayramı” maddesine bakın.
Mart-nisan aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Haftalar Bayramı ya da Pentekost olarak da bilinir. Sözlük kısmındaki “Pentekost” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “Yıl.”
Çardaklar Bayramı olarak da bilinir. Sözlük kısmındaki “Çardaklar Bayramı” maddesine bakın.
Ya da “o Benim temsilcim.”
Sözlük kısmındaki “dikili taş” maddesine bakın.
Akdeniz.
Fırat Irmağı.
Ya da “sizin için bir tuzak olur.”
Sözlük kısmına bakın.
Morun bir tonu.
İçinde yağ ve fitil bulunan aydınlatma aracı.
Sözlük kısmındaki “Kutsal Çadır” maddesine bakın.
Yani, uzunluğu yaklaşık 110 cm, genişliği ve yüksekliği yaklaşık 67 cm. Ek B14’e bakın.
Sözlük kısmındaki “Hatırlatma Levhaları” maddesine bakın.
Yani, uzunluğu yaklaşık 110 cm ve genişliği yaklaşık 67 cm.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmındaki “Ahit Sandığı” maddesine bakın.
Yani, uzunluğu 89 cm, genişliği 44,5 cm ve yüksekliği yaklaşık 67 cm.
“4 parmak” 7,4 cm.
Sözlük kısmındaki “huzur ekmeği” maddesine bakın.
Altısı dallar, biri gövde için.
“1 talant” 34,2 kg.
Yani, 12,5 m boyunda ve 1,8 m eninde. Ek B14’e bakın.
Yani, boyu 13,4 m ve eni 1,8 m.
Yani, boyu 4,5 m ve eni yaklaşık 67 cm.
Anlaşılan üstte ve altta bulunan sırıklar iki parçadan, ortadaki sırık ise tek bir uzun parçadan oluşuyordu.
Anlaşılan keten takımları birleştirmek için kullanılan çengeller.
“5 arşın” yaklaşık 2,5 m. Ek B14’e bakın.
“3 arşın” 1,3 m.
Sözlük kısmındaki “sunağın boynuzları” maddesine bakın.
“100 arşın” 44,5 m.
“50 arşın” 22 m.
“15 arşın” yaklaşık 6,7 m.
“20 arşın” yaklaşık 9 m.
“5 arşın” yaklaşık 2,5 m.
Sözlük kısmındaki “Toplanma Çadırı” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ek B5’teki resme bakın.
“1 karış” yaklaşık 22,2 cm. Ek B14’e bakın.
Bilinmeyen değerli bir taş. Kehribar, opal, turmalin ya da sümbül taşı olabilir.
Ya da “omuz parçasının.”
Sözlük kısmındaki “Urim ve Tummim” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “kutsal tacı.” Orijinal dilde: “kutsal adanmayı.” Bu, Harun’un Tanrı’ya adandığının işaretiydi. Çk 39:30’a ve Ek B5’e bakın.
Sözlük kısmındaki “ellerini koymak” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “günah sunusu” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “yakılan sunu” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “sallama sunusu” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “yabancı.” Yani, Harun’un soyundan olmayan.
“Onda bir efa” 2,2 L. Ek B14’e bakın.
“Dörtte bir hin” yaklaşık 1 L.
Sözlük kısmındaki “içecek sunusu” maddesine bakın.
Sözlük kısmındaki “tahıl sunusu” maddesine bakın.
Ya da “düzenli olarak sunulan.”
“1 arşın” 44,5 cm. Ek B14’e bakın.
Orijinal dilde: “kurtarma bedeli; fidye.”
Ya da “kutsal şekelle.” Sözlük kısmındaki “şekel” maddesine bakın.
“Yarım şekel” yaklaşık 6 g.
“20 gera” 11,4 g.
Orijinal dilde: “Canınızın kefareti.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “kasia tarçını.” Sözlük kısmındaki “kasia tarçını” maddesine bakın.
“1 hin” 3,67 L.
Ya da “aktar ustalığıyla.”
Orijinal dilde: “yabancı.” Yani, Harun’un soyundan olmayan.
Tam olarak ne olduğu bilinmemekle birlikte, güzel kokulu bitki veya deniz kabuklularından yapılan bir baharat olabilir.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “aktar ustalığıyla.”
Sözlük kısmındaki “kutsal ruh” maddesine bakın.
Ya da “döküm bir buzağı heykeli.”
Ya da “kararını yeniden değerlendir.”
Ya da “adımla.”
Orijinal dilde: “yollarını.”
Yani, Kendini tanıtıp kişiliğiyle ilgili bilgi verecekti.
Yani, Kendini tanıtıp kişiliğiyle ilgili bilgi verdi.
Ya da “her zaman güvenilir.”
Sözlük kısmındaki “kutsal direk” maddesine bakın.
Orijinal dilde: “Yehova’nın adı.”
Ya da “fahişelik ettiklerinde.” Burada bu ifade mecazi olarak kullanılıyor. Sözlük kısmındaki “fahişe” maddesine bakın.
Mart-nisan aylarına denk gelir. Ek B15’e bakın.
Orijinal dilde: “Yıl.”
Orijinal dilde: “yüzünü görmek.”
Anlaşılan Yehova kastediliyor. 1. ayete bakın.
Orijinal dilde: “On Söz.”
Orijinal dilde: “yüreği hikmetli.”
Ya da “sallama sunularını.”
Yani, 12,5 m boyunda ve 1,8 m enindeydi. Ek B14’e bakın.
Yani, boyu 13,4 m ve eni 1,8 m. Ek B14’e bakın.
Yani, boyu 4,5 m ve eni yaklaşık 67 cm.
Anlaşılan üstte ve altta bulunan sırıklar iki parçadan, ortadaki sırık ise tek bir uzun parçadan oluşuyordu.
Yani, uzunluğu yaklaşık 110 cm, genişliği ve yüksekliği yaklaşık 67 cm. Ek B14’e bakın.
Yani, uzunluğu 89 cm, genişliği 44,5 cm ve yüksekliği yaklaşık 67 cm.
“4 parmak” 7,4 cm.
Altısı dallar, biri gövde için.
“1 talant” 34,2 kg.
“1 arşın” 44,5 cm.
Ya da “aktar ustalığıyla.”
Yani, uzunluğu ve genişliği 2,2 m ve yüksekliği 1,3 m. Ek B14’e bakın.
İyice parlatılmış metal aynalar.
“100 arşın” 44,5 m.
“15 arşın” yaklaşık 6,7 m.
“20 arşın” yaklaşık 9 m.
“29 talant 730 şekel” yaklaşık 1 ton.
“100 talant” 3 ton 420 kg; “1.775 şekel” 20 kg.
Ya da “Sallama sunusu.”
“70 talant 2.400 şekel” yaklaşık 2,5 ton.
”1 karış” yaklaşık 22,2 cm. Ek B14’e bakın.
Bilinmeyen değerli bir taş. Kehribar, opal, turmalin ya da sümbül taşı olabilir.
Ya da “omuz parçasının.”
Ya da “kutsal tacı.” Orijinal dilde: “kutsal adanmayı.” Bu, Harun’un Tanrı’ya adandığının işaretiydi. Ek B5’e bakın.
Yani, Hatırlatma Sandığı’nın önündeki bölme perdesinin diğer tarafına.