ÖZDEYİŞLER
1 İsrail Kralı,+ Davut oğlu+ Süleyman’ın+ özdeyişleri:
2 Bu sözler sayesinde insan hikmet* kazanır+ ve eğitim alır,
Hikmetli sözleri anlayabilir,
3 Anlayış sahibi olmayı,
Doğru+ ve ilkeli* olmayı öğreten terbiyeyi alır,+
4 Tecrübesizler akıllıca davranır,+
Gençler bilgi edinir ve düşünmeyi öğrenir.+
5 Hikmetli kişi dinler ve daha çok şey öğrenir,+
Anlayış sahibi kişi doğru rehberliğe ulaşır,+
6 Bu sayede özdeyişleri ve anlaşılması zor sözleri,*
Hikmetlilerin deyişlerini ve bilmecelerini anlar.+
7 Bilgi Yehova korkusuyla* başlar.+
Hikmeti ve terbiyeyi sadece akılsızlar küçümser.+
10 Oğlum, günahkârlar aklını çelmeye çalışırsa onlara uyma.+
Sırf eğlence için suçsuzlara pusu kuralım.
13 Tüm servetlerine el koyalım,
Evlerimizi ganimetle dolduralım.
15 Oğlum, sen onların gittiği yoldan gitme,
O yola sakın ayak basma,+
16 Çünkü onlar kötülüğe koşa koşa gider,
Kan dökmeye can atarlar.+
17 Elbette bir kuşun gözü önünde ağ sermek işe yaramaz,
18 Bu yüzden onlar kan dökmek için pusuya yatar,
Can almak için pusu kurarlar.
20 Gerçek hikmet+ sokakta haykırıyor,+
Meydanlarda sesini duyuruyor,+
21 İşlek sokakların başında bağırıyor,
Şehir kapılarında şöyle diyor:+
22 “Ey cahiller, daha ne zamana kadar cahilliği seveceksiniz?
Ey alaycılar, ne zamana kadar alay etmekten zevk alacaksınız?
Ey akılsızlar, ne zamana kadar bilgiden nefret edeceksiniz?+
23 Ben yanlışınızı gösterdiğimde yolunuzdan dönün.+
24 Size seslendiğim halde beni reddedip durdunuz,
Yardım eli uzattığım halde kimse aldırmadı,+
25 Tüm öğütlerimi göz ardı ettiniz,
Yanlışınızı gösterdiğimde kabul etmediniz,
26 Bu yüzden ben de felakete uğradığınızda güleceğim,
Korktuğunuz başınıza geldiğinde alay edeceğim;+
27 Korktuğunuz o dehşet, fırtına gibi bastırdığında,
Felaket kasırga gibi patladığında,
Sıkıntı ve dertler kapınıza dayandığında size güleceğim.
28 O zaman bana seslenip duracaklar, fakat cevap vermeyeceğim,
Beni her yerde arayacaklar, fakat bulamayacaklar,+
29 Çünkü bilgiden nefret ettiler,+
Yehova’dan korkmayı seçmediler.+
30 Öğüdüme sırt çevirdiler,
Yanlışlarını gösterdiğimde umursamadılar.
32 Tecrübesizleri kendi asilikleri öldürecek,
Akılsızları kendi kayıtsızlıkları yok edecek.
2 Oğlum, sözlerimi kabul edersen,
Emirlerime bir hazine gibi değer verirsen,*+
2 Bu amaçla hikmeti can kulağıyla dinler,+
Ayırt etmeyi öğrenmeye gönül verirsen,+
3 Dahası, anlayış kazanmak için yakarır,+
Ayırt edici olabilmek için yalvarırsan,+
4 Ve tüm bunları gümüş arar gibi arar,+
Define araştırır gibi araştırırsan,+
5 İşte o zaman Yehova korkusunu* anlar,+
Tanrı hakkında bilgi edinirsin.+
9 Evet bunları yaparsan, doğru, adil ve dürüst olan nedir kavrarsın,
Gitmen gereken doğru yolu anlarsın.+
10 Hikmeti sevip benimsediğinde+
Ve bilgi sana zevk verdiğinde,+
11 Düşünme yeteneği sana bekçilik eder,+
Ayırt etme becerisi seni korur.
12 Bunlar seni kötülerin yoluna girmekten,
Ahlaksızca konuşanlardan uzak tutar;+
13 Doğru yoldan ayrılıp,
Karanlık yollarda yürüyenlerden,+
14 Haksızlık etmekten hoşlanan,
Kötü ve yoz işlerden zevk alanlardan,
15 Çarpık bir yol tutturan,
Hayatları yalandan ibaret olanlardan korur.
16 Hikmet seni yoldan çıkmış kadından,
Ahlaksız* kadının tatlı* sözlerinden korur,+
17 O kadın ki gençliğini paylaştığı can dostunu* bırakmış,+
Tanrısıyla ahdini* unutmuştur.
3 Oğlum, öğrettiklerimi* unutma,
Emirlerime yürekten uy,
2 Çünkü bunlar ömrüne ömür katacak,
Uzun ve huzur dolu bir yaşamın olacak.+
3 Vefa* ve sadakati* hiç bırakma.+
Bağla onları boynuna,
Yaz onları yürek levhana.+
8 Böylece bedenin şifa bulur,
Kemiklerine can gelir.
9 Değerli şeylerinle+ ve toprağının ilk ürünüyle,*+
Yehova’yı yücelt,
10 O zaman ambarların ağzına kadar dolar,+
Üzüm teknelerin* yeni şarapla dolup taşar.
11 Oğlum, Yehova’nın verdiği terbiyeyi reddetme,+
Sana yanlışını gösterdiğinde öfkelenme,+
12 Çünkü bir baba nasıl sevdiği evladına yanlışını gösterirse,+
Yehova da sevdiklerine öyle yapar.+
16 Onun sağ elinde uzun ömür,
Sol elinde servet ve itibar var.
21 Oğlum, gözünü bunlardan* ayırma.
Kazandığın hikmeti ve düşünme yeteneğini koru,
22 Onlar sana hayat verir,
Boynunda bir süs olur;
23 O zaman yürüdüğün yolda güvende olursun,
28 Komşuna bugün verebilecekken,
“Şimdi git, sonra gel, yarın veririm” deme.
31 Şiddet kullanan adama özenme,+
Onun yolundan gitme,
32 Çünkü Yehova hilekâr kişiden iğrenir,+
Doğru insanların ise dostu olur.+
4 Evlatlarım, baba terbiyesine kulak verin,+
Anlayış kazanmak için dikkatle dinleyin,
2 Çünkü size değerli bir eğitim vereceğim;
4 Babam beni eğitip şunları söyledi:
5 Hikmet kazan, anlayış kazan.+
Sözlerimi unutma ve onlardan sapma.
6 Hikmeti bırakma, o da seni korur.
Sev onu, o da seni kollar.
7 Hikmet en önemlisidir,+ bu yüzden hikmet kazan,
Başka ne kazanmış olursan ol, yanı sıra anlayış da kazan.+
8 Hikmete çok değer ver, seni yüceltir.+
Ona sarıldığın için seni onurlandırır.+
9 Başına şık bir çelenk koyar,
Sana güzellik tacı takar.”
12 Yürürken ayakların engele takılmayacak,
Koşarken tökezlemeyeceksin.
13 Terbiyeye sımsıkı sarıl, bırakma onu.+
Ondan öğrendiklerini unutma, o senin için hayat demektir.+
16 Çünkü onlar kötülük yapmazlarsa gözlerine uyku girmez,
Birilerinin hayatını mahvetmezlerse uykuları kaçar.
17 Kötülük onların ekmeğidir,
Şiddet ise onlar için şarap gibidir.
19 Kötülerin yolu karanlıktır;
Neden tökezlediklerini bilmezler.
20 Oğlum, sözlerime dikkat et,
Söylediklerime kulak ver.
Ayağın kötülükten uzak olsun.
5 Evladım, hikmetli sözlerime dikkat et.
Ayırt etmeyi öğrenmek için beni can kulağıyla dinle,+
2 Böylece sağlıklı düşünürsün,
Dudakların da hakikatten şaşmaz.+
6 Hayat yolu hakkında hiç düşünmez.
Dolanır durur, ama nereye gittiğini bilmez.
8 O kadından uzak dur,
Evinin kapısına yaklaşma ki,+
9 İtibarın başkasının eline geçmesin,+
Biçtiğin ürün acı dolu yıllar olmasın,+
10 Senin servetini* yabancılar yiyip bitirmesin,+
Zahmetle edindiklerin başkasının evine gitmesin.
11 Yoksa gücün tükendiğinde ve bedenin mahvolduğunda,
Ömrünün sonu geldiğinde inim inim inlersin,+
12 Dersin ki “Terbiyeden nasıl da nefret ettim,
Yanlışım gösterildiğinde içimden nasıl da küçümsedim!
13 Bana yol gösterenlerin sesini dinlemedim,
Öğretmenlerime kulak vermedim.
19 O sevecen bir geyik, zarif bir dağ keçisi gibi.+
20 Oğlum, neden yoldan çıkmış bir kadının esiri olasın?
Ahlaksız kadını neden kollarına alasın?+
23 Terbiyeyi kabul etmediği için canından olur,
Akılsızlıkları öyle çoktur ki, kaybolur gider.
6 Oğlum, eğer komşuna kefil olduysan,+
Yabancıyla el sıkışıp anlaştıysan,+
2 Verdiğin sözle kapana kısılıp,
Ağzından dökülen sözlerle tuzağa düştüysen,+
3 Komşunun elindesin demektir.
Oğlum, kendini kurtarmak için şöyle yap:
Gururu bırak, hemen komşuna git, yalvar yakar.+
4 Bunu yapana kadar gözüne uyku girmesin,
Sakın kırpma gözünü.
5 Bir ceylan gibi kaç avcının elinden,
Bir kuş gibi kurtul kuş avcısının elinden.
7 Başında bir komutan, görevli ya da yönetici olmadığı halde,
8 Yiyeceğini yazdan hazır eder,+
Hasat vaktinde erzağını toplar.
9 Daha ne kadar öylece yatacaksın, ey tembel?
Ne zaman uykudan uyanıp kalkacaksın?
10 Biraz uyuyayım, biraz kestireyim,
Kollarımı kavuşturup biraz dinleneyim derken,+
11 Yoksulluk bir haydut gibi,
Yokluk, eli silahlı bir hırsız gibi üstüne çullanır.+
12 İşe yaramaz kötü adam, aldatıcı sözler söyleyerek ortalıkta dolaşır;+
13 Kaşını gözünü oynatır,+ ayağıyla işaret yapar, parmaklarıyla bir şeyler anlatır.
16 Yehova’nın nefret ettiği altı şey var,
Evet, tiksindiği yedi şey var:
Yalancı dil,+ masum kanı döken eller,+
18 Haince planlar kuran yürek,+
Kötülüğe koşa koşa giden ayaklar,
19 Her solukta yalan söyleyen yalancı şahit+
Ve kardeşleri birbirine düşüren insan.+
21 Hiç unutmamak için bunları yüreğine bağla,
Boynunda taşı.
26 Çünkü fahişeyle birlikte olanın elinde kala kala bir ekmek kalır,+
Başka birinin karısı ise adamı değerli canından eder.
27 Bir adam koynuna ateş alır da giysisi yanmaz mı?+
28 Ya da korlar üzerinde yürür de ayakları kavrulmaz mı?
30 Aç karnını doyurmak için çalan bir hırsızı,
İnsanlar ayıplamaz,
31 Yine de yakalandığında çaldığının yedi katını öder,
Evinde değerli nesi varsa kaybeder.+
34 Çünkü kıskançlık bir kocayı çileden çıkarır,
Öç alırken adamın gözünün yaşına bakmaz,+
35 Yaptığını telafi etmek için ne verirsen ver kabul etmez,
İstediğin kadar büyük bir hediye ver, öfkesi dinmez.
6 Ben evimin penceresinden,
Kafesli pencerenin arkasından aşağıya bakıyordum,
7 Tecrübesiz* gençleri izliyordum,
Aralarındaki akılsız bir genç dikkatimi çekti.+
8 O kadının yaşadığı sokağın köşesinden geçiyordu,
Sonra onun evinin olduğu tarafa doğru yürüdü.
10 Sonra bir kadının onu karşıladığını gördüm;
Fahişe gibi giyinmiş,+ yüreğinde kurnazlık olan bir kadın.
12 Bir bakmışsın sokakta, bir bakmışsın meydanlarda.
Her köşe başında pusuya yatar.+
13 O kadın genci tuttu ve öptü.
Hiç utanmadan şunları söyledi:
14 “Paylaşma kurbanları* sunmaya gittim.+
Bugün gidip adaklarımı yerine getirdim.
15 Onun için seni karşılamaya çıktım,
Seni aradım ve işte buldum!
18 Gel, sabaha kadar aşkı kana kana içelim,
Aşkı tutkuyla yaşayalım.
19 Nasılsa kocam evde değil,
Uzun bir yolculuğa çıktı.
22 Delikanlı kesime giden sığır gibi,
Akılsızlığı yüzünden zincire* vurulacak bir adam gibi,
Hemen onun ardından gitti.+
23 Karaciğerini ok deşinceye kadar,
Tuzağa koşan kuş gibi kadının peşinden koştu
Ve bunun kendi canına mal olacağını bilemedi.+
4 “Ey insanlar, size sesleniyorum,
Bu sözlerim hepiniz için.
6 Dinleyin, çünkü söylediklerim önemli,
Dudaklarımdan dökülen sözler doğru,
7 Yumuşak bir sesle hakikati anlatıyorum,
Kötü sözden nefret ediyorum.
8 Ağzımdan çıkan her söz doğrudur,
Çarpıtılmış, hileli bir söz söylemem.
9 Tüm söylediklerim ayırt etmeyi bilen için açıktır,
Bilgi sahibi olan bunların doğru olduğunu anlar.
13 Yehova korkusu kötüden nefret etmektir.+
Büyüklenmekten, gururdan,+ kötü yoldan ve yalan* sözden nefret ederim.+
16 Önderler sayemde hüküm sürer,
Yetkililer sayemde adaletle yargılar.
20 Ben doğruluk yolunda yürürüm,
Adalet yolundan şaşmam,
21 Beni sevenlere zengin bir miras bırakırım,
Ambarlarını doldururum.
25 Dağlar yerine yerleştirilmeden,
Tepeler yaratılmadan önce doğmuştum.
26 O henüz dünyayı, kırları,
Yerin ilk toprağını yapmamıştı.
27 Gökleri hazırladığında+ ben oradaydım,
Suların üzerine ufuk çizgisini* çizdiğinde,+
28 Bulutları gökteki yerlerine koyduğunda,*
Derin suların kaynaklarını oluşturduğunda,
29 Sular emrettiğinden öteye geçmesin diye
Denizin sınırını belirlediğinde+
Ve yerin temellerini attığında,
30 Usta olarak O’nun yanında çalışıyordum,+
Varlığımla her gün O’na sevinç veriyordum,+
Huzurunda her zaman mutluydum.+
31 Yaşam için hazırladığı yeryüzü beni mutlu ediyor,
İnsanlar bana sevinç veriyordu.
32 Bu nedenle evlatlarım, şimdi beni dinleyin,
Çünkü benim yolumdan gidenler mutludur.
34 Beni dinleyen insan mutludur.
O her gün erkenden kapıma gelir,*
Kapımın eşiğinde bekler.
9 Gerçek hikmet evini inşa etti,
Evi için yedi sütun yonttu.
Ve sofrasını kurdu.
3 Davetini duyursunlar diye hizmetçi kızlarını gönderdi,
Onlar şehrin en yüksek yerlerinden şöyle seslendi:+
4 “Tecrübesiz olan kim varsa buraya gelsin.”
Hikmet, sağduyudan* yoksun olanlara şöyle diyor:
5 “Gelin, ekmeğimden yiyin,
Baharatlı şarabımdan için.
8 Alaycıya yanlışını gösterme, yoksa senden nefret eder.+
Hikmetli kişiye yanlışını göster, seni sever.+
9 Hikmetli kişiyle bilgini paylaş, daha da hikmetli olur.+
Doğru kişiye öğret, bilgisine bilgi katar.
12 Eğer hikmetli olursan sen yarar görürsün,
Alaycı olursan da zararını sen çekersin.
O cahildir, hiçbir şeyden anlamaz.
14 Şehrin yüksek bir yerinde,
Evinin kapısında oturur,+
15 Oradan gelip geçenlere,
Kendi yoluna gidenlere şöyle seslenir:
16 “Tecrübesiz olan kim varsa buraya gelsin.”
Akıllı oğul babasına sevinç verir,+
Akılsız oğul ise annesine dert olur.
15 Zenginin serveti onun surlu şehridir.
Fakirin yoksulluğu onun yıkımıdır.+
17 Terbiyeye kulak veren, başkalarına hayat yolu olur,*
Düzeltilmeyi reddeden ise başkalarını yoldan saptırır.
26 Dişler için sirke, gözler için duman neyse,
İşvereni için de tembel adam öyledir.
32 Doğruların dili yerinde sözler söylemeyi bilir,
Kötülerin ağzı ise kötülük saçar.
22 Sağduyuya sırt çeviren kadının güzelliği,
Domuzun burnundaki altın halka gibidir.
26 Tahılı elinde tutana halk lanet yağdırır,
Tahılı satışa çıkaran ise hayırdua alır.
31 Dünyada doğru insan bile yaptığının karşılığını alıyorsa,
Kötü ve günahkâr insan karşılığını hiç almaz mı?+
4 Becerikli* kadın kocasına saygınlık kazandırır,*+
Utanç veren kadın ise kocasının iliğini kemiğini kurutur.+
5 Doğruların düşünceleri adalet yansıtır,
Kötülerin rehberliği ise aldatıcıdır.
9 Fazla itibar görmeyen ve tek hizmetkârı olan insan,
Büyüklük taslarken ekmeğe muhtaç olandan iyidir.+
12 Kötü kişi diğer kötülerin avladıklarını kıskanır,
Oysa doğruların kökü sağlamdır ve meyve verir.
17 Güvenilir şahit doğruyu söyler,
Yalancı şahit ise aldatıcı şekilde konuşur.
26 Doğru kişi kendisine yeşil çayırlar arar,
Oysa kötülerin attığı adımlar onları yoldan çıkarır.
7 Kimi hiçbir şeyi yokken kendini zengin gösterir,+
Kimi de büyük serveti varken kendini yoksul gösterir.
15 Derin anlayış takdir kazandırır,
Hainlerin yolu ise zorludur.
18 Terbiyeye aldırmayanın sonu yokluk ve utançtır,
Yanlışı düzeltildiğinde kabul eden ise onurlandırılır.+
2 Doğruluk yolundan ayrılmayan Yehova’dan korkar,
Hileli yollarda giden ise O’nu küçümser.
3 Akılsızın kibirli sözleri sopa gibidir,
Hikmetlilerin dudakları ise onları korur.
8 Akıllı olan, nasıl bir yolda olduğunu hikmetiyle anlar,
10 İnsanın yüreği kendi acısını bilir,
Sevincini de başkası paylaşamaz.
13 Gülerken bile yürek sızlayabilir,
Sevincin sonu bazen kederdir.
16 Hikmetli kişi tedbirlidir ve kötülüğe sırt çevirir,
Akılsız ise umursamazdır* ve kendine fazla güvenir.
19 Kötüler iyilerin önünde diz çökecek,
Doğruların kapısında eğilecek.
25 Gerçeği söyleyen şahit hayatlar kurtarır,
Hilekâr ise her solukta yalan söyler.
27 Yehova korkusu hayat pınarıdır,
İnsanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
33 Hikmet, anlayışlı adamın yüreğinde sessizce oturur,+
Akılsızlar arasında ise kendini belli etmeden duramaz.
35 Hikmetli davranan hizmetkâr kralı memnun eder,+
Fakat yüz kızartıcı işler yapan onu öfkelendirir.+
5 Akılsız kişi babasının verdiği terbiyeyi küçümser,+
Akıllı olan ise yanlışı düzeltildiğinde kabul eder.+
11 Mezar* ve kara toprak* bile Yehova’nın gözü önündeyse,+
O, insanın yüreğini çok daha iyi görmez mi?+
27 Haksız kazanç sağlayan kendi ailesinin başına bela açar,*+
Rüşvetten nefret eden ise hayatta kalır.+
32 Terbiyeyi reddeden kendi canını hiçe sayar,+
Oysa yanlışı gösterildiğinde kulak veren anlayış kazanır.+
16 Hikmet edinmek altından çok daha iyidir!+
Anlayış kazanmak da gümüşten üstündür.+
17 Doğruların izlediği yol kötülükten geçmez.
Yoluna dikkat eden canını korur.+
20 İşlerini anlayışla yapan başarıya ulaşır,
Yehova’ya güvenen de mutludur.
22 Anlayış sahibi olmak insan için bir hayat pınarıdır,
Akılsızların cezasını ise kendi akılsızlıkları verir.
29 Şiddete düşkün adam komşusunu da ayartır,
Onu yanlış yola sürükler.
30 Kötülük için plan yaparken göz kırpar,
Planını gerçekleştirirken dudaklarını mühürler.
31 Doğruluk yolunda+ ağaran saçlar güzellik* tacıdır.+
2 Anlayış sahibi hizmetkâr, utanç veren oğula efendi olur,
Bir evlat gibi mirastan pay alır.
6 Yaşlıların tacı torunlarıdır,
Çocukların itibarı da anne babalarıdır.
12 Aptallığı üstünde olan bir akılsızla karşılaşmaktansa,
Yavrularından edilmiş bir ayıyla karşılaşmak daha iyidir.+
19 Sürtüşmeyi seven mutlaka suç işler.+
Giriş kapısını yüksek yapan belaya davetiye çıkarır.+
24 Ayırt etmeyi bilen kişi hikmeti gözünün önünden ayırmaz,
Akılsızın gözü ise dünyanın dört bir yanında dolanıp durur.+
26 Doğru insanı cezalandırmak yanlıştır,
Saygın insanı kırbaçlamak da haksızlıktır.
28 Akılsız bile sustuğunda hikmetli sayılır,
Çenesini tutan da akıllı görülür.
13 Gerçekleri dinlemeden cevap vermek akılsızlık ve utançtır.+
19 Gücenmiş kardeş surlu şehirden daha zor kazanılır,+
Öyle tartışmalar vardır ki, insanları sürgülü kale kapıları gibi ayırır.+
23 Yoksul yalvararak konuşur,
Zengin ise sert şekilde karşılık verir.
3 Kendi akılsızlığı insanı yoldan saptırır,
Sonra da içinden Yehova’ya öfkelenir.
6 Soylunun gözüne girmeye çalışan çoktur,
Hediyeler verenle herkes dost olur.
Peşlerinden koşup yalvarsa da hiçbiri onu dinlemez.
8 Sağduyu edinen kendi canını sever.+
Ayırt edici olmaya özen gösteren başarılı olur.+
27 Oğlum, terbiyeyi dinlemekten vazgeçersen,
Bilgi yolundan saparsın.
5 İnsanın yüreğindeki düşünceler* derin bir kuyudaki sular gibidir,
Ama ayırt edici kişi onları çekip çıkarır.
6 Vefasından söz edip duran çoktur,
Oysa gerçekten sadık birini kim bulabilir?
7 Doğru kişi Tanrı’ya bağlı kalır.+
Onun çocukları mutlu olur.+
13 Uykuyu sevme yoksa fakir olursun.+
Uyanık dur ki ekmeğe doyasın.+
11 Alaycı cezalandırılınca tecrübesiz kişi hikmet kazanır,
22 Hikmetli adam yiğit savaşçıların şehrini fetheder*
Ve askerlerin çok güvendiği güçlerini alt eder.+
23 Dilini tutanın başı belaya girmez.+
30 Yehova’nın karşısında durabilecek hikmet, anlayış ya da öğüt yoktur.+
2 Zenginle yoksulun ortak noktası şudur:
İkisini de Yehova yaratmıştır.+
5 Yoldan sapmış adamın önünde dikenler ve tuzaklar vardır,
Ama canına değer veren bunlardan uzak durur.+
16 Servetini çoğaltmak için yoksulun hakkını yiyenin+
Ve zengine hediyeler verenin sonu yoksulluk olur.
17 Hikmetlilerin sözlerine kulak ver ve onları dinle ki,+
Öğrettiklerimi yürekten benimseyesin,+
18 Çünkü onları yüreğinde tutarsan mutlu olursun,+
Böylece dilinden hiç düşmezler.+
19 Yehova’ya güvenmen için,
Bugün sana bilgi veriyorum.
20 Sana daha önce de yazdım,
Öğütler ve bilgiler verdim.
21 Güvenilir ve doğru sözleri öğrenmen için bunu yaptım ki,
Seni gönderene doğru bilgi götürebilesin.
22 Yoksulu yoksul olduğu için soyma,+
Garibanı şehir kapısında* ezme,+
23 Çünkü onların hakkını Yehova arayacak,+
Onlara haksızlık edenleri canlarından edecek.
24 Öfkeli insanla arkadaşlık etme,
Çabuk parlayan adamla dostluk kurma,
25 Yoksa sen de onun yollarını öğrenirsin
Ve kendine tuzak kurmuş olursun.+
27 Ödeyecek bir şeyin yoksa,
Yatağını altından çekip alırlar.
28 Atalarının eskiden koyduğu sınırın yerini değiştirme.+
29 İşinde usta birini gördün mü?
O sıradan insanların değil,
Kralların önünde duracak.+
3 Onun lezzetli yiyeceklerine için gitmesin,
Çünkü o yemek seni aldatır.
4 Zengin olmak için didinip durma.+
Dur ve aklını kullan.*
7 Çünkü yediğinin hesabını tutar.
Sana “Buyur ye iç” der, oysa bu sadece laftadır.
12 Terbiyeye yüreğini ver,
Bilgiye de kulağını aç.
19 Oğlum, dinle de hikmetli ol
Ve yüreğini doğru yola yönelt.
24 Doğru insanın babası elbette sevinir
Ve hikmetli evladın babası mutlu olur.
25 Annen ve baban sevinç duyar,
Seni doğuran mutlu olur.
29 Derdinden inleyen kim? Kendini yiyip bitiren kim?
Etrafıyla tartışan kim? Söylenen kim?
Hiç uğruna yara bere alan kim? Gözleri kızaran* kim?
31 Şarabın kızıl rengine, kadehte ışıldamasına,
Boğazından aşağı süzülüvermesine bakma,
32 Çünkü sonunda yılan gibi ısırır,
Engerek gibi zehrini salar.
35 “Beni dövdüler ama acı hissetmedim,
Bana vurdular ama anlamadım” dersin.
“Bir ayılsam da yine içsem.”+
24 Kötülere özenme,
Onlarla arkadaşlık yapmaya can atma,+
2 Onların aklı fikri şiddette,
Dillerinde de hep kötülük planları var.
8 Kötülük tasarlayana entrikacı denir.+
10 Sıkıntılı günde cesaretin kırılırsa,
Gücün de kalmaz.
Evet, seni izleyen ne düşündüğünü bilir,
Ve her insana yaptıklarının karşılığını verir.+
13 Oğlum, bal ye, iyidir,
Petek balının tadına doyum olmaz.
14 Bil ki, hikmet de senin için iyidir.*+
Onu bulursan bir geleceğin olur,
Ve umudun boşa çıkmaz.+
15 Doğru insanın evinin yakınlarında kötü niyetle pusu kurma,
Onun yuvasını yok etme.
21 Oğlum, Yehova’dan ve kraldan kork.+
Onların* asileri nasıl yıkıma uğratacağını kim bilir?+
23 Şu sözler de hikmetlilerin sözleridir:*
Yargıda taraf tutmak iyi değildir.+
26 Dürüst cevap vereni yanaklarından öperler.*+
28 Geçerli bir nedenin yokken komşun aleyhinde tanıklık etme.+
Dilini başkalarını aldatmak için kullanma.+
32 Buna şahit olunca durup düşündüm,
Gördüklerimden şu dersi çıkardım:
33 Biraz uyuyayım, biraz kestireyim,
Kollarımı kavuşturup biraz dinleneyim derken,
34 Yoksulluk bir haydut gibi,
Yokluk, eli silahlı bir hırsız gibi üstüne çullanır.+
25 Bunlar da Süleyman’ın özdeyişleridir+ ve Yahuda Kralı Hizkiya’nın+ adamları tarafından derlenip kaydedilmiştir:
2 Tanrı’nın yüceliği bir konuyu sır olarak tutmasında,+
Kralların yüceliği ise bir konuyu iyice araştırmalarındadır.
3 Göklerin yüksekliğini ve yerin derinliğini ölçemediğin gibi,
Kralların yüreğindekileri de bilemezsin.
6 Kralın önünde kendini yüceltme,+
Ve gidip büyük adamların arasında oturma,+
7 Çünkü bir soylunun önünde kralın seni küçük düşürmesindense,+
“Gel yakınıma otur” demesi daha iyidir.
9 Davanı doğrudan komşunla görüş,+
Ama yaptığın özel konuşmaları* ortaya dökme,+
10 Yoksa bunu duyan seni utandırır,
Ve geri alınamayacak yıkıcı sözler* yaymış olursun.
12 Altın küpe ve saf altından bir takı nasılsa,
Dinleyen kişi için de yanlışını gösteren hikmetli insan öyledir.+
13 Hasat sıcağında kar serinliği nasılsa,
Sadık elçi de kendisini gönderen için öyledir,
Efendisini ferahlatır.+
17 Komşunun evine ayağını seyrek bas ki,
Senden bıkmasın ve nefret etmesin.
19 Sıkıntılı günde güvenilmez* adama bel bağlamak,
Kırık dişe ya da topal ayağa bel bağlamak gibidir.
20 Yüreği kederli olana şarkı söyleyen biri,
Soğuk günde üstündeki giysiyi çıkaran,
21 Düşmanın* açsa, ekmek ver yesin,
Susamışsa, su ver içsin,+
22 Böylece onun yüreğini yumuşatırsın,*+
Yehova da seni ödüllendirir.
4 Akılsıza akılsız biri gibi cevap verme,
Yoksa onun seviyesine inersin.
6 İşleri akılsıza emanet edenin,
Kendi ayağını sakatlayan
Ve kendine zarar veren birinden farkı yoktur.
9 Sarhoşun elinde tuttuğu dikenli çalı nasılsa,
Akılsızın ağzındaki özlü söz de öyledir.
10 Akılsızı ya da yoldan geçeni işe alan,
Önüne geleni yaralayan okçu gibidir.
12 Kendini akıllı sanan birini gördün mü?+
Ondan çok akılsızdan umut vardır.
16 Tembel kendini, akıllıca cevap veren yedi kişiden daha hikmetli görür.
18 Ölüm saçan mızraklar ve ateşli oklar fırlatan çılgın nasılsa,
24 İçi nefret dolu kişi sözleriyle bunu gizler,
Oysa yüreğinde hainlik besler.
26 O, nefretini hileyle gizlese de,
Kötülüğü halkın içinde açığa çıkar.
10 Kendi arkadaşını da babanın arkadaşını da bırakma,
Sıkıntı yaşadığın gün kardeşinin evine gitme,
Çünkü yakın komşu uzak kardeşten iyidir.+
14 Sabah sabah bağırarak komşusuna hayırdua edenin sözleri beddua gibi gelir.
15 Kavgacı* kadın yağmurlu günde durmadan akan çatı gibidir.+
16 Onu zapt edebilen rüzgârı da zapt edebilir
Ve akan zeytinyağını sağ eliyle tutabilir.
19 Suda yüzünün yansımasını gördüğün gibi,
Bir başkasının yüreğinde de kendi yüreğini görürsün.
22 Akılsızı havanda tokmakla buğday gibi dövsen bile,
Akılsızlığı onu bırakmaz.
23 Sürünün ne durumda olduğunu iyi bilmelisin.
25 Yeşil otlar kurur gider, yeni çimler çıkar
Ve sürüler için dağlardaki otlar toplanır.
26 Genç koçlar giysilerin içindir,
Erkek keçilerle tarla parası kazanırsın,
27 Dişi keçilerin sütü de hem seni hem de ev halkını beslemeye
Ve hizmetçi kızlarının ihtiyacını karşılamaya yeter.
2 Kanunun çiğnendiği* yerde hükümdar değişir durur,+
Fakat ayırt edici ve bilgili biri ona yardım ederse,
Hükümdarın yönetimi uzun ömürlü olur.+
9 Kanuna kulak tıkayanın duası bile iğrençtir.+
12 Doğrular zafer kazandığında halk sevinir,
Fakat kötüler başa geçtiğinde insanlar saklanacak yer arar.+
16 Bir önder anlayıştan yoksunsa gücünü kötüye kullanır,+
Fakat haksız kazançtan nefret edenin ömrü uzar.+
22 Gözünü kıskançlık bürümüş* adam zenginlik peşindedir,
Ama yoksulluğun pençesine düşeceğini bilmez.
24 Annesinin babasının malını elinden alıp,
“Yaptığım yanlış değil” diyenin,+
Yıkım getiren adamdan farkı yoktur.+
29 Yanlışı defalarca gösterildiği halde dik başlılık eden,+
Ansızın yıkıma uğrayacak ve bir daha toparlanamayacak.+
5 Komşusunu pohpohlayan onun yoluna ağ atmış olur.+
9 Hikmetli adam akılsızla tartışmaya girerse,
Sonuç sadece bağırış çağırış ve alaycı sözler olur,
Eline başka bir şey geçmez.+
11 Akılsız kişi tüm duygularını ortaya döker,+
Hikmetli kişi ise duygularını sakince kontrol altında tutar.+
13 Yoksulla zalimin ortak noktası şudur:
İkisinin de gözünün ışığı Yehova’dandır.*
15 Terbiye* ve yanlışın gösterilmesi hikmet kazandırır,+
Kendi haline bırakılan çocuk ise annesini utandırır.
20 Konuşmakta acele eden birini gördün mü?+
Ondan çok akılsızdan umut vardır.+
21 Çocukluğundan beri şımartılan hizmetkâr,
Sonunda nankör olur.
24 Hırsıza ortak olan kendi canından nefret ediyor demektir.
Tanıklık çağrısını* duysa da bildiğini anlatmaz.+
30 Yake oğlu Agur’un, İtiel ve Ukal’a söylediği önemli sözler:
3 Hikmeti öğrenmedim,
En Kutsal Olan’ın bilgisinden de yoksunum.
Kim rüzgârı avuçlarına topladı?
Kim suları giysisiyle sarıp sarmaladı?+
Kim yerin dört bir yanına sınır çekti?+
Onun adı ne, ya oğlunun adı ne? Biliyorsan söyle.
O, Kendisine sığınanlara kalkan olur.+
7 Tanrım, Senden iki şey diliyorum,
Ölmeden bunları benden esirgeme:
8 Aldatıcı sözler ve yalan benden uzak olsun.+
Bana ne yoksulluk ne de zenginlik ver.
Sadece payıma düşen yiyeceği ver ki,+
9 Tokluk içinde “Yehova da kim?” diyerek seni inkâr etmeyeyim,+
Ya da yoksul düşüp çalarak Tanrımın adına leke sürmeyeyim.
14 Öyle nesil var ki dişleri kılıç gibi,
Çenesi kasap bıçağı gibidir,
Yeryüzünün düşkünlerini
Ve halkın yoksullarını yiyip yutar.+
15 Sülüklerin “Ver! Ver!” deyip duran iki kızı vardır,
Hiç doymayan üç şey,
Asla “Yeter!” demeyen dört şey vardır:
17 Babasıyla alay edenin,
Anne sözü dinlemeyi hor görenin+ gözünü,
Vadinin kuzgunları oyacak,
Kartal yavruları yiyecek.+
19 Göklerde kartalın yolu,
Kaya üzerinde yılanın yolu,
Açık denizde giden geminin yolu
Ve bir kızla erkeğin yolu.
20 Zina yapan kadının yolu da şudur:
Yemeğini yer ve ağzını siler,
Sonra da “Ben yanlış bir şey yapmadım” der.+
21 Dünyayı sarsan üç şey,
İnsanların dayanamadığı dört şey var:
25 Karıncalar güçlü canlılar* değildir,
Ama yiyeceklerini yazdan hazırlarlar,+
26 Kaya damanları*+ da güçlü canlılar değildir,
Ama yuvalarını kayalıklara kurarlar,+
27 Çekirgelerin+ kralı yoktur,
Ama hepsi düzen içinde* ilerler,+
28 Geko*+ her yere ayaklarıyla tutunur
Ve kral saraylarına girer.
29 Görkemli şekilde adım atan üç şey,
Etkileyici şekilde yürüyen dört şey var:
30 Hayvanların en güçlüsü olan
Ve kimsenin karşısında geri çekilmeyen aslan,+
31 Tazı, erkek keçi
Ve ordusunun başındaki kral.
32 Eğer akılsızca davranıp kendini yücelttiysen,+
Ya da bunu yapmayı aklına koyduysan,
Elinle ağzını kapat.+
33 Çünkü süt çalkalandığında nasıl tereyağı çıkarsa,
Burun sıkıldığında nasıl kan çıkarsa,
Öfke alevlendiğinde de kavga çıkar.+
31 Kral Lemuel’in sözleri; bunlar annesinin onu eğitmek için verdiği önemli bilgilerdi.+
2 Oğlum, bak sana ne diyeceğim,
Rahmimin meyvesi, bak sana ne söyleyeceğim,
Sen benim oğlum, adaklarımın ürünüsün.+
4 Krallara yakışmaz ey Lemuel,
Şarap içmek krallara yakışmaz,
“İçkim nerede?” demek önderlere yakışmaz.+
5 Yoksa içip kanunu unuturlar,
Düşkünlerin hakkını çiğnerler.
7 İçsinler ki yoksulluklarını unutsunlar,
Artık dertlerini hatırlamasınlar.
א [Alef]
10 İyi* bir eş bulmak kolay mı?+
O mercanlardan* daha değerlidir.
ב [Bet]
11 Kocası ona yürekten güvenir
Ve hiçbir şeyden yoksun kalmaz.
ג [Gimel]
12 O, kocasına hiç kötülük etmez,
Ömrü boyunca iyilikle davranır.
ד [Dalet]
ה [He]
ו [Vav]
15 Daha gün doğmadan kalkar,
Ailesine yemek hazırlar,
Evdeki hizmetçi kızlara da paylarına düşeni verir.+
ז [Zayin]
ח [Het]
ט [Tet]
18 İşlerinin kazancını görür,
Işığı gece boyunca sönmez.
י [Yod]
כ [Kaf]
ל [Lamed]
21 Karda kışta ev halkı için kaygılanmaz,
Çünkü evindeki herkesin giysisi çift kattır.
מ [Mem]
22 Yatak örtülerini kendisi yapar.
Giysileri ketenden ve erguvani* yündendir.
נ [Nun]
ס [Sameh]
24 Bu kadın keten giysiler yapıp satar,
Tüccarlar ondan kuşak alır.
ע [Ayin]
פ [Pe]
צ [Tsade]
ק [Kof]
ר [Reş]
29 Becerikli kadınlar çok,
Ama hiçbiri senin eline su dökemez, der.
ש [Şin]
ת [Tav]
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Adil.”
Ya da “adaletli.”
Ya da “eğitici hikâyeleri.”
Ya da “Yehova’ya derin saygı duymakla.” Sözlük kısmındaki “Tanrı korkusu” maddesine bakın.
Ya da “kanunundan.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Hepimizin kesesi ortak olsun.”
Tanrı’nın ruhunun verdiği hikmet kastediliyor olabilir.
Ya da “tavsiyelerinde.”
Ya da “planlarına doyacaklar.”
Ya da “saklarsan.”
Sözlük kısmındaki “Tanrı korkusu” maddesine bakın.
Ya da “Doğruluktan ayrılmayanlara.”
Özdeyişler kitabında kullanılan “yoldan çıkmış” ve “ahlaksız” kelimeleri orijinal dilde “yabancı” anlamına geliyor ve anlaşılan, ahlaki açıdan Tanrı’ya yabancılaşmış birine atfediyor.
Ya da “baştan çıkarıcı.”
Ya da “kocasını.”
Kanun ahdindeki zinayla ilgili sözler ya da evlilik andı kastediliyor olabilir.
Ya da “Tanrı’ya bağlılığını koruyan.”
Ya da “kanunumu.”
Ya da “Vefalı sevgi.” Sözlük kısmındaki “vefa” maddesine bakın.
Ya da “hakikati.”
Ya da “kazandıklarının en iyisiyle.”
Sözlük kısmındaki “üzüm teknesi” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “barış.”
Anlaşılan Tanrı’nın önceki ayetlerde bahsedilen nitelikleri kastediliyor.
Ya da “ayağın hiçbir yere çarpmaz.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Kanunuma.”
Ya da “hayatın kaynakları ondan çıkar.”
Alternatif çeviri: “dikkatle düşün.”
Orijinal dilde: “Yabancı.” Anlaşılan, ahlaki açıdan Tanrı’ya yabancılaşmış birine atfediyor.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “oğullarım.”
Ya da “gücünü.”
Orijinal dilde: “Milletin ve cemaatin.”
Ya da “memeleriyle kendinden geç.”
Ya da “kemendi.”
Ya da “kanunundan.”
Ya da “seni eğitirler.”
İçinde yağ ve fitil bulunan aydınlatma aracı.
Ya da “sakla.”
Ya da “Kanunumu.”
Ya da “baştan çıkarıcı.”
Ya da “Saf.”
Sözlük kısmındaki “paylaşma kurbanı” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Yani, öd ağacı.
Orijinal dilde: “Dolunay zamanına.”
Ya da “tomruğa.”
Orijinal dilde: “oğullarım.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Ayırt etme yeteneği.”
Ya da “ayırt edici olmayı.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “kötü.”
Ya da “Miras bırakılan değerler.”
Ya da “adeta doğum sancılarıyla doğmuştum.”
Orijinal dilde: “daire.”
Orijinal dilde: “Bulutları güçlendirdiğinde.”
Ya da “kapımda uyumadan bekler.”
Ya da “Hayvanlar kestirdi.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Cahilleri.”
Sözlük kısmına bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “emirleri.”
Ya da “bağışlar.”
Ya da “bilgi biriktirir.”
Alternatif çeviri: “hayat yolundadır.”
Ya da “Dedikodu yayan.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “çok kişiye rehberlik eder.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “sıkıntı.”
Ya da “beklentisi.”
Orijinal dilde: “yolu.”
Ya da “Fesat.”
Ya da “Doğru.”
Ya da “Tanrı’yı hiçe sayanın.”
Alternatif çeviri: “hayırduasıyla.”
Orijinal dilde: “meseleyi örter.”
Ya da “Hikmetli.”
Ya da “kurtuluş.”
Ya da “Vefalı.”
Ya da “kendini rezil eder.”
Orijinal dilde: “Dağıtan.”
Ya da “Başkasına bol bol su verene bol su verilir.”
Ya da “utanç getirenin.”
Orijinal dilde: “eline geçen rüzgârdır.”
Orijinal dilde: “Canlar kazanan.”
Ya da “Erdemli; faziletli.”
Ya da “kocasının başında bir taç gibidir.”
Ya da “o gün.”
Orijinal dilde: “aşağılamanın üstünü örter.”
Ya da “düzeltmeye.”
Ya da “Söylediklerine dikkat eden.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “azar işitmez.”
Orijinal dilde: “sevinir.”
Ya da “Havadan.”
Orijinal dilde: “Eliyle.”
Ya da “ümit.”
Ya da “Sözü.”
Ya da “kanunu.”
Ya da “habercinin başı belaya girer.”
Yoksul kişiye ya da ürüne atfediyor.
Ya da “Cezayı.” Orijinal dilde: “Sopasını.”
Alternatif çeviri: “zaman kaybetmeden terbiye eder.”
Orijinal dilde: “boğanın.”
Alternatif çeviri: “başkalarını.”
Ya da “telafi etmek istemez.”
Ya da “niyeti iyidir.”
Ya da “refah içinde.”
Ya da “Tecrübesiz.”
Ya da “öfkelidir.”
Ya da “Aklını kullanandan.”
Ya da “şifa.”
Ya da “Acı.”
Ya da “Şifa veren.”
Orijinal dilde: “ruhu ezer.”
Ya da “biçtiği.”
Ya da “katı.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Abaddon.” Sözlük kısmındaki “Abaddon” maddesine bakın.
Ya da “aptallık peşindedir.”
Ya da “Karamsar.”
Ya da “iyi.”
Ya da “dikenli bir çit gibidir.”
Ya da “Baş başa verilip konuşulmazsa.”
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “temizdir.”
Ya da “ailesine utanç getirir.”
Ya da “konuşmadan önce düşünür.”
Ya da “ihtişam.”
Orijinal dilde: “Yüreğindekileri düzenlemek insana aittir.”
Ya da “doğru cevap.”
Orijinal dilde: “temiz.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “ondan uzak durur.”
Ya da “toprağı kazıp kötü şeyi çıkarır.”
Ya da “Entrikacı.”
Ya da “onur.”
Orijinal dilde: “Ruhuna.” Sözlük kısmındaki “ruh” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “kurbanlarla dolu evden.”
İçinde maden eritilen kap.
Ya da “Güzel söz.”
Ya da “soylunun.”
Ya da “itibar kazandıran.”
Orijinal dilde: “örten.”
Ya da “Sağduyudan yoksun olduktan sonra.”
Ya da “Umutsuzluk; Cesaret kırıklığı.” Orijinal dilde: “Ezilmiş ruh.”
Ya da “iliği kemiği kurutur.”
Ya da “Hikmeti küçümser.”
Orijinal dilde: “yükseğe çıkar”, yani ona kimse erişemez, güvende olur.
Ya da “ihtişam.”
Orijinal dilde: “İnsanın ruhu.”
Ya da “cesaret kırıklığının.” Orijinal dilde: “ezilmiş ruhun.”
Orijinal dilde: “Güçlüler ayrılır.”
Ya da “sözlerinin sonuçlarından kaçamaz.”
Ya da “lütuf.”
Ya da “kardeşten de yakındır.”
Ya da “doğruluk yolundan ayrılmayan biri.”
Ya da “Dırdırcı.”
Ya da “ödülünü.”
Ya da “ölümünü isteyecek duruma gelme.”
Ya da “öğüdüdür.”
Alternatif çeviri: “Hasat zamanı bakar ama bir şey bulamaz.”
Ya da “niyetler.”
Ya da “eler.”
Ya da “İki farklı ölçek ve iki farklı ağırlık.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Yabancıya.”
Ya da “hikmetli.”
Ya da “İki farklı.”
Ya da “gittiği yolu nasıl anlayabilir?”
Ekinin sapıyla tanelerini ayırmak için kullanılan, altına keskin taşlar çakılmış kızak biçiminde araç.
Orijinal dilde: “soluğu.”
Orijinal dilde: “Yara bere.”
Ya da “temizler.”
Orijinal dilde: “Dayak.”
Ya da “niyetleri.”
Ya da “yarar sağlar.”
Alternatif çeviri: “ve bu yoldan giden canına susamıştır.”
Ya da “Dırdırcı.”
Ya da “bilgi sahibi olur.”
Ya da “Eğlenceye.”
Ya da “şehrine tırmanır.”
Ya da “Hele bir yandan da rezilce davranıyorsa!”
Orijinal dilde: “sonsuza dek konuşur.”
Ya da “gittiği yolu güvenli yapar.”
Ya da “İyi nam.”
Ya da “cezasını çeker.”
Orijinal dilde: “Zenginlik.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Davalar.”
Orijinal dilde: “Yabancı.” Anlaşılan, ahlaki açıdan Tanrı’ya yabancılaşmış birine atfediyor.
Orijinal dilde: “terbiye değneği.”
Sözlük kısmındaki “şehir kapısı” maddesine bakın.
Alternatif çeviri: “Kendi aklına güvenme.”
Ya da “Gözünü kötülük bürümüş.”
Orijinal dilde: “lokmaları kusarsın.”
Orijinal dilde: “onları bedelle kurtaran.”
Bu ifade düzeltme ya da terbiyeyi simgeliyor olabilir.
Sözlük kısmına bakın.
Orijinal dilde: “Böbreklerim sevinç duyar.”
Ya da “benimse; elde et.”
Orijinal dilde: “yüreğini.”
Ya da “donuklaşan.”
Orijinal dilde: “Karışık.”
Ya da “denemek için toplaşanlar.”
Orijinal dilde: “yatan.”
Ya da “Yuva.”
Ya da “hikmetli.”
Ya da “başarı; kurtuluş.”
Sözlük kısmındaki “şehir kapısı” maddesine bakın.
Ya da “Niyetleri.”
Ya da “sana tatlı gelir.”
Ya da “kızma.”
Yani, Yehova’nın ve kralın.
Ya da “hikmetliler içindir.”
Alternatif çeviri: “Dürüst cevap öpücük gibidir.”
Ya da “yuvanı kur.”
Eritilen metalden ayrıştırılan atık madde.
Ya da “başkalarının sırlarını.”
Ya da “zararlı bir dedikodu.”
Ya da “Gümüş oymalar.”
Alternatif çeviri: “hain.”
Yani, karbonata.
Orijinal dilde: “Senden nefret eden.”
Orijinal dilde: “onun başına kızgın korlar yığarsın.” Muhtemelen metali yumuşatmak için kullanılan kızgın korlara atfediyor.
Ya da “Dırdırcı.”
Ya da “Kötüyle uzlaşan.” Orijinal dilde: “Kötünün karşısında sendeleyen.”
Ya da “Kendine.”
Alternatif çeviri: “Hak edilmeyen lanet de tutmaz.”
Ya da “milinde.”
Alternatif çeviri: “karışan.”
Ya da “Çünkü yüreği tamamen iğrençtir.”
Orijinal dilde: “yabancı.”
Ya da “yapmacıktır; zorlamadır.”
Orijinal dilde: “bal peteğinin üzerine basıp geçer.”
Ya da “kaçıp giden.”
Orijinal dilde: “Oğlum.”
Ya da “cezasını çeker.”
Ya da “Yabancıya.”
Ya da “Dırdırcı.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Abaddon.” Sözlük kısmındaki “Abaddon” maddesine bakın.
İçinde maden eritilen kap.
Ya da “Aklın koyunlarında olsun; Koyunlarına dikkat et.”
Ya da “İsyan çıkan.”
Ya da “Tanrı’ya bağlı.”
Ya da “Tanrı korkusunu elden bırakmayan.”
Orijinal dilde: “Yüreğini katılaştıransa.”
Ya da “Açgözlü.”
Alternatif çeviri: “Küstah.”
Ya da “temiz.”
Alternatif çeviri: “Doğrular ise onun canını gözetir.”
Yani, onlara hayat veren Yehova’dır.
Ya da “Ceza.” Orijinal dilde: “Sopa.”
Ya da “Lanet andını.”
Alternatif çeviri: “gözüne girmek.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Benim için harika olan.”
Ya da “Sevilmeyen.”
Ya da “yerini zorla ele geçirmesi.”
Ya da “İnanılmaz hikmetlidirler.”
Orijinal dilde: “güçlü bir topluluk.”
Kayalık yerlerde yaşayan, tavşana benzer bir hayvan.
Ya da “bölükler halinde.”
Bir tür kertenkele.
Ya da “Erdemli; faziletli.”
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “Kazancıyla.”
Orijinal dilde: “Kuvveti beline sarar.”
Öreke ve iğ, iplik yapmak için kullanılan aletlerdir.
Morun bir tonu.
Sözlük kısmındaki “şehir kapısı” maddesine bakın.
Sözlük kısmına bakın.
Ya da “gülerek.”
Ya da “sevgi; vefa.”
Ya da “boş.”