Barış Düşlerinin Paramparça Olduğu Zaman
ÇOK az kişi, 1914 yılının olağandan farklı bir yıl olacağını düşündü. Aslında gelecek, insanlara ondan önceki yıllarda olağanüstü parlak görünüyordu. Bilim, hastalıklara karşı ilerlemekteydi. Ya savaş? Vatikan’ın L’Osservatore Romano gazetesinin, Şubat 1991’de söylediği gibi, 1914’ten önce halk, “savaşın tarihsel belleğin en uzak köşelerine havale edildiğine” ve insanlığın artık “savaşın aydınlatılmış halk ve hükümetler tarafından aforoz edildiği bir çağ”da yaşadığına inanıyordu.
Bununla beraber, 1914 ve sonraki yıllar, kayıtsız insanlığa bazı zalim sürprizler saklıyordu. Barış düşlerini dağıtan ilk sürpriz, 1914-18’in Büyük Savaş denilen olayı idi. Gerçekte, L’Osservatore Romano bunu “önceki nesillerin büyük bilim adamlarının barışçıl amaçlara adandığına inandığı teknolojik bulgularla işaretlenen modern tarihin ilk büyük katliamı” olarak adlandırdı. Bu savaş, barışı gerçekleştirme aracı olarak bilimle alay etti; bunun yerine, bilim, bu savaşa toplu kırımlara neden olabilecek görülmedik bir potansiyel sağladı.
Ve savaş katliamı bitince, başka bir kırım başladı. 1918-19’un İspanyol gribi, 20 milyonu aşkın insanı öldürdü, ki bu, Büyük Savaşın korkunç ölü sayısından çok daha fazla idi. Çaresizlik içinde önlemler alındı; bazı ülkelerde hastalığı yaymak suç sayıldı. Hatta polis alenen aksıranları tutukladı! Oysa alınan önlemler bir şeye yaramadı. Hastalık bir kasırga gibi, kendiliğinden bitinceye kadar engellenemeden yayıldı. Kasabalar bütünüyle boşaldı. Cesetler şehir morglarında üst üste yığıldı.
1914 ile gelen değişimler çağı insanlığı sendeletti. İnsanlığın, savaş ve hastalık üzerindeki zaferle ilgili insan hikmetiyle kurduğu hayal ve dünya barışı için gördüğü düşler acıklı bir biçimde paramparça oldu. Tarihçiler, durumlar kötüleşmeye devam edince, Büyük Savaş dev halefi İkinci Dünya Savaşı sebebiyle Birinci Dünya Savaşı pozisyonuna düşünce, hastalık, fakirlik, açlık ve kanunsuzluk dünya çapında salgın hale gelmeye devam edince, 1914’ü insanlık tarihinin büyük bir dönüm noktası olarak görmeye başladılar.
Genelde dünyadan farklı olarak, Uluslararası Mukaddes Kitap Tetkikçileri (Yehova’nın Şahitleri o zaman öyle tanınıyordu) 1914 yılının gelmesinden çok önce, onun önemli bir yıl olmasını beklediler. Ve o zamandan beri geçen yıllar boyunca, dünyanın bugün içinde bulunduğu umutsuz bataklığa düşene dek yozlaştığını görmek Yehova’nın Şahitlerini şaşırtmadı. Mukaddes Kitap peygamberlikleri, onların bu gelişmeleri beklemesine ve bunun ötesinde parlak bir ümit zamanını da görmesine yardımcı oldu. Bu, nasıl mümkündür? Yehova’nın Şahitleri, sizi bir daha ziyaret ettiği zaman, bunu onlardan öğrenmek isteyebilirsiniz. Ya da bu konuda bilgi almak için bu derginin yayımlayıcısına yazabilirsiniz.