Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 5/78 s. 1-2
  • Mektup

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Mektup
  • Krallık Hizmetimiz—1978
Krallık Hizmetimiz—1978
km 5/78 s. 1-2

Mektup

Sevgili Kardeşler,

Nisan ayı birçok açıdan sevinçle dolu bir ay oldu. İzmir ve Ankara’da ilk defa yapılan kongreler hem oradaki kardeşlere hem de hepimize büyük sevinç verdi. Hatırlayacağınız gibi, o iki kongrenin konusu “Her Şeyi İyi Haber Uğruna Yapın” idi. Program, Tanrı’ya karşı yükümlülüğümüzü bize bir kere hatırlattı ve ruhen çok bina etti. Şimdi hepimiz eylülde yapılacak olan dört günlük “Muzaffer İman” kongresini bekliyoruz.

Nisan ayını sevinç dolu bir ay haline getiren başka bir şey daha vardı: İşittiğimiz konuşmalar. Vaktinde gelen ruhî gıda niteliğindeki konuşmalardan biri “İmanım Noksansa Bana Yardım Et” başlığını taşıyordu. Gerçekten iman, her Hıristiyan için çok önemli bir niteliktir. İbraniler 11:1 (YD) imanı şöyle tarif eder: “İman, ümit edilen şeylerle ilgili teminatlandırılmış bir bekleyiş ve görülmemesine rağmen gerçeklerin sarih bir izharıdır.” Bu tariften de görülebildiği gibi, iman ile ümit farklı şeylerdir. İman, ümitten daha fazla şeyler ihtiva eder. Teminatlandırılmış bir bekleyiş. Ümidin gerçekleşeceğine dair bir garanti, bir teminat bahis konusudur. Bu teminatın varlığına dair bilgiyi gerektirir. Bu da başka bir gerçeği ortaya kor: Hiç kimse imanla doğmaz, iman geliştirilebilir, artırılabilir. Bu sebepten Hıristiyanlar imanlarını artırmalıdırlar. (II. Sel. 3:2) Karşılaştığımız engelleri yenmek, tuzaklara düşmemek için kuvvetli bir imana, artırılmış bir imana ihtiyacımız vardır. Her gün birçok şeylerle mücadele ediyoruz. Bazıları materyalizme karşı, bazıları lâkayıtlığa karşı, bazıları zulme karşı v.b. herkesin mücadele etmesi gereken farklı bir konu oluyor. Ve bazıları için de 1975 yılıyle ilgili düşünceler. . .

Birçoklarının 1975 yılında çok şeyler bekledikleri bir gerçektir. Beklenen şeylerin olmaması, acaba o kişilerin imanını nasıl etkileyecek? Bu konuda Pavlus’un ilham altında yazdığı I. Selânikliler 5:3’teki peygamberliğini göz önünde bulundurmak çok faydalıdır: “Sulh ve güvenlik (YD) dedikleri zaman, gebe kadına ağrı geldiği gibi, onlara anî helâk gelecektir; ve asla kurtulmıyacaklardır.” Büyük sıkıntının arifesinde sulh ve güvenliğe ulaşıldığına inanılacak bir devir gelecek. Tam o sırada gebe kadına doğum sancısı nasıl aniden başlarsa, helâk de o şekilde aniden başlayacak. Fakat bu gebe kadın misali, aklımıza gebe kadının başka durumlarını getiriyor. Gebe kadın bir gün muhakkak doğum yapacağını bilir. Bu, kaçınılmaz bir gerçektir. Fakat doğum ne zaman olacak? Doktor bir tarih söylemiş olabilir. O zamana yakın ağrılar başlarsa, kadın ne yapacaktır? Doğum için doğru hastaneye gidecektir. Fakat daha zaman gelmemişse, eve dönecektir. Bir kere daha ağrı başlarsa, hemen gene hastaneye koşacaktır. Fakat gene zamanı değilse ve eve doğum yapmadan dönerse ne olacak? Bir gerçek ortadadır, doktor yanıldı. Fakat bundan dolayı kadın nasıl hareket edebilir? “İki defa doğum yapamadım, artık bu yanılgı beni fazla meşgul etti, bu konuyu kapatalım ve tatile gidelim veya yapacak başka işlerimizle meşgul olalım” diyebilir mi? Çok açık gerçek olan gebeliği ortadadır. Ergeç doğum yapacaktır. Belki beklemediği bir anda doğum sancıları aniden başlayacak ve çocuk doğacaktır.

Büyük sıkıntı ile ilgili de içinde bulunduğumuz durum aynıdır. Tam gün ve tarihi bilmiyoruz. Fakat bazıları 1975’i ümitle beklediler, fakat o tarihte büyük sıkıntı başlamadı. Bu, hangi gerçeği değiştirir? Büyük sıkıntının başlayacağına dair işaretler bir gebelik gibi, açık seçik ortada, değil mi? Mukaddes Kitabın son günlerle ilgili peygamberliklerinin gerçekleştiğini açıkça gösteren olaylar ortada, değil mi? (Mat. 24; Luka 21; Mar. 13) Bu şeyler sisteminin son günlerinde yaşıyoruz, bu gerçek ortadadır ve değişmez. Alâmetin her kısmı gerçekleşiyor, bir kadının gebeliği nasıl saklanamazsa, bu da aynı şekilde saklanamaz, açıkça ortadadır. Öyleyse ne yapmalıyız? Gebe kadının yapması gerektiği gibi, biz bu gerçeği görüp büyük sıkıntının artık her an, beklediğimiz bir sırada bile başlayabileceğinden emin olarak uyanık olmalıyız. Gebe kadın uzun bir seyahate çıkmayacağı veya gebeliğini unutup başka işlere dalmayacağı gibi, biz de her zamankinden daha uyanık olup, Tanrı’nın işine ve kavmine sıkıca bağlı kalarak büyük sıkıntıyı beklemeliyiz. Eğer böyle yaparsak, büyük sıkıntı aniden başladığında, biz hazır ve Tanrı’nın önünde tasvip edilmiş bir durumda olabileceğiz.—Luka 21:36; Rom. 8:32.

Şimdi yapılması gereken büyük iş hâlâ vardır. Yehova’nın bugüne kadar sabretmesinin bir maksadı vardır. O, hem kendimizin hem de birçok kişilerin kurtuluşlarını sabitleştirmesini istiyor. Bu sebepten önümüzde ne kadar zaman kaldıysa, o zaman boyunca da imanımızı artırmalıyız. (Luka 17:5) Her zamankinden daha kuvvetli imana sahip olma zamanı şimdidir.

Önümüzdeki zamanı imanımızı daha da artırmak için dikkatle kullanırken size içten sevgi ve selâmlarımızı gönderiyoruz.

Biraderleriniz

MUKADDES KİTAP KURSLARI DERNEĞİ

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş