Mektup
Sevgili Kardeşler,
Bugün çok tehlikeli bir zamanda yaşadığımız kesinlikle bellidir. Mukaddes Kitabın çok önceden bildirdiği gibi, M. S. 1914’te bu dünyanın, yani bu kötü şeyler sisteminin son günleri başladı. Bunun doğru oluduğunu gösteren birçok delile sahibiz. Meselâ, savaşlar, art arda gelen depremler, salgın hastalıklar ve geniş çapta artan kötülükler. (Mat. 24:7, 8, 15; II. Tim. 3:1-4) Fakat sonun tam ne zaman geleceğini Yehova’dan başka kimse bilmediğine göre, İsa Mesih’in şakirtleri çok uyanık olmalıdırlar; çünkü son anîden, bir hırsız gibi gelecek. (Mat. 24:36, 42, 44; I. Sel. 5:2) Uyanık olmayanlar o zaman hayatlarını kaybedecekler. Bu nedenle bütün Hıristiyanlar uyanık olmalarını engelleyen etkenlerin iyice farkında olmalıdırlar. Gerçekten de birçok engel vardır. İsa, Luka 21:34’te üç engelden bahsediyor: “Aşırı yemek”, “çok içki” ve “hayatın kaygıları.” Başka sözlerle bir kimse ya hayattan zevk almak için ruhen uyumağa başlayabilir, ya da pahalılık, hastalık, yaşlılık ve işsizlik gibi şeyler tarafından uyanık olmaktan uzaklaştırılabilir.
Öte yandan uyanık olmamızı engelleyen başka bir sebep de, son beklediğimiz zamanda gelmediğinden hayal kırıklığına uğramış olmamızdır. Gerçekten, bazıları bu nedenle zamanımızın âcilliğini gözden kaybettiler ve sonun yakında değil, daha ilerdeki bir zamanda geleceğini düşünerek dikkatlerini başka işlere çevirmeğe başladılar. Onlar maddî şeyler elde etmek, eğlenmek ve rahat bir hayat yaşamakla ilgili uğraşları ilk plana koymağa başladılar. Mukaddes Kitabı tetkik etmeğe gereken önemi vermiyolar, toplantılarda muntazaman hazır bulunmuyorlar ve ancak ara sıra tarla hizmetine iştirak ediyorlar. Son, 1975’te gelmediğinden gelişinin artık uzakta olacağını düşünüyorlar. Önceden servetlerini o yıla göre ayarlayan ve şimdi büyük işlere başlayıp lüzumsuz borçlar altına girenler var. Onlar bu şekilde, resul Petrus’un bizi teşvik ettiği gibi, ‘Yehova’nın gününün huzurunu bekleyip iyice zihinde tut’maktansa tam tersini yapıyorlar. (II. Pet. 3:11, YD) Böyle hareket eden kardeşler gerçekten büyük bir tehlike içinde bulunuyorlar.
İsa, mesellerinin birinde buna benzer bir tehlikeden bahsediyor. Meselâ, Matta 25 bap 1-13 ayetlerinde kendisi beş akılsız kızdan söz ediyor. Bu beş kız, güvey gecikince yavaş yavaş uyumağa başladılar ve güvey geldiği anda onu karşılamak için hazır olmadılar ve sonuç olarak içeriye alınmadılar. Eğer bugün Armagedonun gecikeceğini düşünüyorsak beş akılsız kız gibi uykuya dalmağa başlayabiliriz ve o gün geldiğinde Tanrı’nın indinde makbul bir durumda bulunmayabileceğiz. Bu, büyük bir felâketle sonuçlanacaktır. Hiç bir zaman unutmayalım ki, Tanrı’nın günü geçikmez, o tam tayin edilen zamanda gelecek. Bununla ilgili Habakkuk’un 2. bap 3. ayetindeki ifadeyi hiç unutmayalım: “Çünkü daha rüyet muayyen vakit içindir, ve sona doğru acele ediyor, ve yalan çıkmıyacaktır; eğer gecikirse onu bekle; çünkü elbette gelecek, geç kalmayacaktır.” Kendimizi aldatmayalım; gecikme gibi görünen şey, sadece nakâmil insanın görüş açısına göre gecikmedir.—II. Pet. 3:9.
Fakat başka bir alanda da uyanık olmamız gerekir. İnsanlar, Yehova’nın Şahidi ve dolayısıyle tarafsız olduğumuzu gerçekten biliyorlar mı? Şu tecrübe bunun gerekliliğini göstermektedir: Siyasal bakımdan bölünmüş çatışmalar içindeki bir ülkede Yehova’nın bir Şahidi Mukaddes Kitabın müzakere edildiği bir toplantıya gitmekteydi. Kendisini durdurup tutuklayan askerler, çantasını açtırdıkları zaman, çantanın Mukaddes Kitap ve onunla ilgili yayınlarla dolu olduğunu gördüler. Askerlerden biri şöyle dedi: “Özür dileriz. Biz Yehova’nın Şahitlerini aramıyoruz, çünkü sizin siyasal meselelerde tarafsız olduğunuzu biliyoruz.” Kardeşimiz serbest bırakıldı.
Bütün bunlar, her alanda uyanık olmamızın ne kadar önemli olduğunu bize göstermektedir. Gerçi bir Hıristiyan’ın ailesine gereken maddî şeyleri temin etmesi zorunludur. Dinlenmeğe vakit ayırmak, bedeni tazelemek için gereklidir. Gerekli tamirat işleri de yapılmalı. Fakat bütün bu şeyler, bir Hıristiyan’ın hayatında en önemli yeri almamalıdır. Asıl işimiz, I. Petrus 2:9’da yazılmış olduğu gibi, ‘Tanrı’nın faziletlerini ilân etmektir.’
Böylece hepimiz uyanık olmağa, her şeyi dengeli bir şekilde düzenlemeğe, ilk olarak Tanrı’nın krallığını ve O’nun adaletini aramağa ve tarafsızlık konusunda da çok ihtiyatlı davranmağa devam edelim. Hiç birimiz bu hususlarda beş akılsız kız gibi gafil avlanmasın.
Sevgi ve selâmlarımızla
Biraderleriniz.
MUKADDES KİTAP KURSLARI DERNEĞİ