İmanda Sabit Durmağa Devam Edin
1 Eylül ayında yapılan “Muzaffer İman” kongresinde gerçekten imanımızı bina eden çok kuvvetli ruhî gıda aldık. Birçok konuşmalar arasında “iman beyanı” önemli bir yer aldı, bu sebepten o beyanın önemli noktalarını bir kere daha zihinlerimizde canlandıralım. Hatırladığımız gibi konuşmacı şunları söyledi:
2 “Tanrı’ya tedarik ettiği değerli hakikat sözü ve ‘mukaddeslere bir kere teslim edilmiş olan iman için’ şükrediyoruz. (Yah. 3) Fakat biz aynı zamanda resulün verdiği ‘imanda mısınız diye kendi kendinizi deneyin, kendinizi imtihan edin’ tembihini uygulamanın gerekliliğini de hissediyoruz. (II. Kor. 13:5) Tüm yüreğimizle kendimize soralım: ‘İmanda mıyız?’
3 ‘İman ümit edilen şeylerle ilgili teminatlandırılmış bir bekleyiş ve görülmemesine rağmen gerçeklerin sarih bir izharıdır.’ (İbr. 11:1, YD) Gerçek iman, hakikat bilgisine ve gerçeklere dayanmaktadır. O halde inanmağa, yaşamağa, çalışmağa ve tapınmağa sevk eden gerçekler nedir? Neden Yehova’nın Şahitleriyiz?”
4 Cevap olarak konuşmacı şunları söyledi: “Bu dünyanın iman noksanlığının sonuçlarını bizzat görüyoruz. (II. Sel. 3:2) Dünya Tanrı’dan bağımsız olarak kendi yoluna gitmiştir. Gerçek bir Kurtuluş ümidi artık yoktur. Bu yüzden içinden çıkılmaz güçlükler içindedir. Dünya uzay çağına erişti, ama problemlerini halledemedi. Bilim birçok alanda hayret uyandıran ilerleyişler kaydetti, ama yoksulluğa, hastalığa, açlığa, cürme, nefret ve şiddet problemlerine hal çaresi bulamadı. Evliliklerin bozulduğunu, ailelerin parçalandığını, gençlerin hayatlarının ahlaksızlık yüzünden yaralandığını, hatta mahvedildiğini, hayatın kalitesinin ve insanların hayattan duydukları zevkin gittikçe azaldığını görüyoruz. Dostane davranış ve diğerkâm ilgi yerine giderek daha çok itimatsızlık, korku ve güvensizlik görüyoruz.
5 Bunun karşıtı olarak, Tanrı’nın Sözünün sadakatle uygulanışının neleri başarabileceğini görüp şahsen tecrübe ettik; yani bizzat kendi hayatımızda ve ailelerimizde başardığı hayret verici değişiklikleri, kani olmanın, sulh dolu ilişkilerin ve diğerkâm sevginin sıcaklığını gördük. “İyi haberin” dünyanın her tarafında, geçmişleri ne olursa olsun, dürüst yürekli tüm insanları cezbetme gücünde olduğunu gördük. İmanın dünya çapında neler başarabileceğini gördük. Tanrı’nın ruhunun emsalsiz bir şeyi, dünya çapındaki bir “kardeşler topluluğu”nu nasıl meydana getirdiğini gördük. (I. Pet. 2:17) İsa Mesih “eğer birbirinize sevginiz olursa, benim şakirtlerim olduğunuzu bütün insanlar bununla bilecekler” demiştir. (Yuh. 13:35) Biz şimdi, ırkı, rengi, memleketi ne olursa olsun, birbirini seven kardeşler topluluğunun bir kısmı olduğumuzdan dolayı seviniyoruz.
6 Konuşmacı daha sonra şunları söyledi: “Bizzat hayatımızda gördüğümüz, duyduğumuz ve tecrübe ettiğimiz tüm şeylerden dolayı, biz, Yehova’nın Şahitleri, Oğlu İsa Mesih’in önderliğini takip ederek Yüce Tanrı Yehova’nın hizmetinde ilerlemekle ilgili kararlılığımızı bir kere daha ikrar ediyoruz. Tanrı’nın ve Oğlu Mesih’in bizi birleşmiş bir toplum olarak yönettiklerine tam bir imanımız var. Bugün Tanrı’nın Sözünün bizim için çizdiği yolda ilerlerken kararsız kalmağa ve olumlu şekilde yönetilmemiz konusunda bir eksiklik olduğuna dair her hangi bir duyguya yer olmadığı kanısındayız. Tanrı’nın maksadında hiç bir şey değişmemiştir. Maksadındaki her nokta sağlam ve değişmez olarak kalmaktadır. Hüküm gününün vaktinin değiştirilmediğini ve azıcık da olsa geriye atılmadığını biliyoruz. Ne zaman geleceğini bilmiyoruz, fakat Tanrı’nın Oğlu’nun söylediği gibi, şok etkisi yaratacak şekilde aniden geleceğini biliyoruz.”—Luka 21:34, 35.
7 Bu sebepten gördüğümüz, işittiğimiz ve tecrübe ettiğimiz şeyler hakkında konuşmaktan vazgeçemeyiz ve vazgeçmeyeceğiz de. (Res. İşl. 4:20) Yehova’nın muzaffer krallığı hakkında kuvvetli imanımızı dudaklarımızla ikrar etmek için içten arzu duyuyoruz ve bu “iyi haber”in nimetlerini herkesle samimiyetle paylaşmak istiyoruz. Sadık resulün yaptığı gibi ricamız şudur: “Tanrı ile barışın.” (II. Kor. 5:20) Bunda kararlıyız, yani Yehova Tanrı’nın krallığının iyi haberini şeyler sisteminin sonuna kadar alenen ikrar etmeğe devam edeceğiz. (Mat. 24:14; Mat. 28:19, 20) Bunu yaptığımız takdirde İsa’nın daima bizimle beraber olacağına inanıyoruz. Kendisinin dediği gibi: “Kim beni insanlar önünde ikrar ederse, ben de onu göklerde olan Babamın önünde ikrar ederim. Fakat kim beni insanlar önünde inkâr ederse, ben de onu göklerde olan Babamın önünde inkâr ederim.”—Mat. 10:32, 33.
8 İsa’nın resulü Yuhanna şunları demişti: “Dünyanyı yenmiş olan galebe budur, yani imanımızdır.” (I. Yuh. 5:4) İmanımız, insana ve onun planlarına bağlanan bir iman değildir, fakat Yehova Tanrı’ya, İsa Mesih ile ilgili fevkalade maksadına olan imandır. İmanımızın muzaffer olacağına tam bir güvenimiz var. İmanımız sağlam bir temele dayanır, bu yüzden başarısızlığa, hayal kırıklığına uğramayacak, fakat ümitlerimizi gerçekleştirecektir, “çünkü kitap diyor: Ona her iman eden utandırılmayacaktır.”—Rom. 10:11.
9 Bundan dolayı bu andan Tanrı’nın hükmünün infazının ani gelişine kadar kalan kısa zamanı, her günkü hayatımızdan faal olan canlı bir iman izhar ederek fevkalâde şekilde kullanma imtiyazımız var. Bu kalan kısa zamanın, Tanrı’nın, kendi ismini taşıyan kavmini desteklediğini gösteren delillerle dolu olacağını güvenle bekliyoruz. Bu sebepten günlük hayatımızda karşılaştığımız herkese bu “iyi haberi”, yani Tanrı’nın krallığının iyi haberini bildireceğiz.”
10 Herhalde sen de, “Muzaffer İman” kongresinde bulunduysan, buna “evet” dedin. Fakat bulunmadıysan, hayatını Yehova’ya vakfettiğin için, şimdi bunu okuduktan sonra yüreğinde “evet” diyeceksin. Acaba daha sonra devamlı olarak buna göre hareket edecek misin? Bunu yaparsan, ne mutlu sana!