Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • km 9/79 s. 5-7
  • Nurun Çocukları Olarak Yürümeğe Devam Edin

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Nurun Çocukları Olarak Yürümeğe Devam Edin
  • Krallık Hizmetimiz—1979
Krallık Hizmetimiz—1979
km 9/79 s. 5-7

Nurun Çocukları Olarak Yürümeğe Devam Edin

1 Bir adam şiddetli rüzgara karşı zorlukla adımlar atarak sebatla ileri doğru yürüdü. Acaba neden? Neden gayet basit olarak dönüp rüzgârın estiği yöne doğru yürümedi. Çünkü hemen arkasında derin karanlık bir uçurum vardı. Hayatta kalmak istediği takdirde seçeceği başka bir yol yoktu. Bugün Şeytan’ın sevki altında şiddetli bir rüzgâr, yani “dünyanın ruhu” bütün insanlığı helak “uçurum”una sürüklemek amacındadır. (I. Kor. 2:12; Efes. 5:6) Bir Hıristiyan bu nedenle Tanrı’nın gazabına uğramaması için bir bakıma ‘rüzgâra karşı yürümeli.’ ‘Milletlerin yürüdükleri gibi’ değil, ‘nurun çocuğu’ gibi yürümesi için mücadele etmelidir.—Efes. 4:17, 18; 5:10.

2 Tanrı’nın Sözünü zihnen iyice kavramak üzere onu şahsen tetkik etmek ve onun hakkında durup derin düşünmek önemlidir. Evet, “iman vasıtası ile Mesihin yürek”lerimizde oturmasını sağlamak için önce dünyanın ruhunu oradan kovmalıyız. (Efes. 3:16-18) Ahlaksızlık ve kötülükten nefret edip İsa Mesih’i örnek alıyor muyuz? (Mat. 5:27, 28; İbr. 1:9; I. Pet. 4:1) Mesih’in yüreğimizde oturması, sadece bilgi meselesi değil, davranışını, hayat tarzını, duygularını örnek almak ve ona göre yaşamak meselesidir.—Efes. 3:19; I. Pet. 2:21.

3 “Aldatıcı arzularına göre çürümekte olan ve önceki hareket tarzınıza uygun olan eski şahsiyeti bertaraf ed”in. (Efes. 4:22, YD) “Aldatıcı” yüreğimizdeki “aldatıcı arzular” çürütülebilir veya eski şahsiyeti kötüden daha kötüye gitmeğe sevk edebilir. Bazı Hıristiyanlar, bozuk eğlence türlerini sevdiklerinden: ‘Vicdanımı rahatsız etmediğine göre bunda ne yanlışlık var?’ diye kendilerini haklı çıkarmağa çalıştılar. Vicdanının bir kimseyi rahatsız etmemesi, yaptığının doğru olduğuna dair bir garanti değildir. (I. Kor. 4:4; I. Kor. 5:1, 2, 6; Tit. 1:15; I. Tim. 4:2) Bir vicdanın “aldatıcı arzular” tarafından yavaş yavaş kolayca bozulabileceğini bir Avrupa ülkesinden gelen şu rapor gösteriyor: “Kardeşlerimiz bundan takriben 10 yıl önce şimdi gösterilen filimlerin çoğunu seyretmediği kesindir, çünkü edep duyguları değişti. Bu dünyanın eğilimlerinin belirli ölçüde kardeşlerimizden bazılarını etkilediğine şüphe yoktur.” Evet, Şeytan bozuk standartlarını bize yavaş yavaş kabul ettirmeğe çalışıyor. Buna karşı uyanık olalım. (I. Pet. 5:8) Buna dair bir örnek, birinci yüzyılda Filistin halkına gladyatör oyunlarının kabul ettirilmesidir. Böyle şeyleri seyretmeğe alışık olmayan kişiler, bunları önce korkunç buldu, fakat iştirak edenlerin önce sadece yaralama derecesinde kalmaları ve bunu sık sık tekrarlamalarıyla, seyreciler bunları zamanla normal karşılayıp hatta onlardan hoşlandılar bile.

4 “Rabbe makbul olan şey nedir?” ondan emin olmağa çalışalım. (Efes. 5:10, 17) Başkaları bir filim için gayet iyi veya fena değil, diyebilir, fakat sen içindeki seks sahneleriyle ahlakını neden bozasın veya şiddet hareketleri yüzünden zarar göresin? (Efes. 5:12) Talmud’daki gibi kurallar altında değiliz, fakat bir Hıristiyan idrak etme yeteneğini kullanmalı. (İbr. 5:14) Bu, gayet eğlendirici kısımları olan filimleri veya televizyon programlarını seyretmekten tamamıyle kaçınmak anlamına gelebilir. Şeytan’ın bize, zehri, su ile hafifletilmiş veya tatlılaştırılmış şekilde içirmesine izin vermeyelim.

5 Bazı gençler bu hususta methe layık bir davranış gösteriyor, evet ruhen olgun gençler ahlâksız filimlerden uzak kalıp başkalarını da bu yönde teşvik ediyorlar. Fakat Pavlus başkalarını şöyle uyardı: “Hiç kimse sizi boş sözlerle aldatmasın, çünkü (fuhuş, pislik, ayıp şeyler konuşmak v.s. yüzünden Allahın gazabı itaatsizlik oğulları üzerine . . . gelir.” (Efes. 5:6) Boş şeyler konuşanların başkalarına zararlı bir etkileri olabilir. Kendimizi korumak için böyle kimseleri “düşman” olarak saymamakla beraber kendi koyduğumuz şartlara göre toplumsal açıdan onlarla arkadaşlığı kesmek yerinde olabilir.—II. Sel. 3:14, 15.

6 Herkes her günkü hareketlerden farklı olarak bir değişiklik ister. Birinci yüzyılda heyecan veya “ferahlık” duymak için alışagelen bir şey, sarhoş olmaktı. Toplumsal toplantıları bir içki alemi idi. Hıristiyanlar bundan ne kadar farklı idi! Onların ferahlık için mükemmel bir kaynakları vardı. Bunun için Efesoslular 5:18, 19’da şu teşviki buluyoruz: “Sarhoş olmayın, onda edepsizlik vardır, fakat Ruhla dolu olun; birbirinize mezmurlar, ilâhiler ve ruhanî nağmeler söyliyerek yüreğinizde Rabbe terennüm ve taganni ed”in. (I. Petrus 4:3’e de bak) Bu, bu dünyanın insanlarına ne kadar can sıkıcı geliyordu! Fakat o zamanki “nurun çocukları” bunlardan sevinç duyuyorlardı, çünkü gerçekten farklı bir ruh taşıyorlardı. Onlarda cemaat olarak sıcak bir aile ruhu vardı, herkes mevhibesini cemaatin bina edilmesi için kullandı. Gerçek sevgi, ister genç ister yaşlı, ister dul ve öksüz olsun herkesi içtenlikle ilgi göstermeğe sevk edip onları yalnız toplantılarda değil, başka zamanlarda da bir araya gelmeğe sevk eder.—Yak. 1:27.

7 Toplumsal bir faaliyetin düğün, nişan veya sadece oturmak için bir araya gelinen zamanın sonunun bozuk bir hal almasına müsaade edilmemeli. Bazı düğünlerde bazen buna benzer şeyler oldu. Birçok kardeşler bir arada, herkes sevinçli, Mukaddes Kitaptan bir konuşma veriliyor ve ondan sonra o günkü tüm güzel ve hoş program, dünyanın ruhu olan ya dünyevi eğlence ile veya bol içki ikramıyla bozuluyor. Eğlenmek yasak değil, yanlış da değildir, fakat eğlenmek için ne yaptığımız önemlidir. Yaptıklarımız “nurun çocukları” olduğumuzu ve “dünyanın ruhu”nu değil, Tanrı’nın ruhunun etkisi altında olduğumuzu göstermeli.—I. Kor. 2:12.

8 Dünyadan gelen baskı giderek artıyor. Bu nedenle cemaatte dünyanın ruhuna karşı durmalıyız. İhtiyarların etkisi, Tanrı’nın ruhunun serbestçe akışını kolaylaştırmalı. Bir ihtiyar dünyeviliğin cemaate sızması hakkında şunları yazdı: “İhtiyarlar olarak biz de payımıza düşen suçu kabul etmeliyiz, çünkü bizden bazıları ona ihtiyaç olduğu zamanlarda nasihat vermek için ve doğru olan üzerinde sabit durmak konusunda zayıfız.” Bununla beraber sadece ihtiyarlar değil, ruhen bunu yapmağa yetenekli olan herkes yanlış adım atmak üzere olanlara hilimle nasihat ederek yardım etmek için istekli olmalı. (Efes. 4:11-14; Gal. 6:1) Eğlence konusunda herkesin zevki başka olduğunu da unutmamalıyız, bunun için fazla tenkitçi ‘aşırı derecede adil’ de olmayalım. Arzu edilen ne ise onu teşvik edelim. Mukaddes Kitaptaki standartları kullanalım. Tanrı’nın Sözü yanlış bir adım atanların yüreklerine dokunsun. (Vaiz 7:16) Ana-babalar çocuklarına onları disiplinle yetiştirerek doğru olan için sabit durarak gerçek sevgi gösterebilirler. Çocuk, o anda bunu takdir etmeyip ağlayıp şikayetçi olabilir, fakat büyüdükten sonra eğer ana-babası onu disiplinle yetiştirdiyse bunun için minnet duyar. Fakat dıştan gelen etki veya disiplin yeterli değildir, resul Pavlus Yehova’dan gelen zihin ayarlamasından söz etmişti. Bu kelime kullanıldığı orijinal dildeki anlamına göre, Yehova’nın zihnini, ayar yapan veya kontrol eden bir kuvvet olarak içine koymak demektir. Çocuğunuzda edepsiz eğlence ve kötü davranıştan sakınması için Yehova ile bir ilişki geliştirmeğe çalışın. Evet, hepimiz için önemli olan şey başkasının Yehova ile arasının değil, bizim Yehova ile aramızın ne durumda olduğudur. “Nurun çocukları” olduğumuzu asla unutmayalım, ona göre yaşayalım. Bu bizim için şimdi bile mutlu tatmin edici bir hayat ve yakın gelecekte mutlulukla dolu bir ebediyet ifade edecektir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş