Mektup
Sevgili Kardeşler
31.5.1981 pazar günü Şişli İbadet Salonumuzda olan olay, şüphesiz hepimizi çok üzmüş ve meraklandırmıştı. Beş kardeşimiz gözaltına alınmış ve “yasaklanmış toplantı yaptıklarından dolayı Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 2, 5 ve Milli Güvenlik Konseyi’nin 7. No’lu bildilerine aykırı hareket etmekle” suçlanmışlardı. Bu hepimizin zihninde sorular uyandırdı: Yaptığımız toplantılar ibadet değil miydi? İbadetlerin izne tabi olmadığı Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 2 No.lu bildirisiyle duyurulmamış mıydı? Memleketimizde din ve tapınma özgürlüğü yok muydu? Laik devlet anlayışıyle kardeşlerimizin bu şekilde suçlanması nasıl bağdaştırılabilirdi?
Yehova’ya şükürler olsun ki, 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No.lu Askeri Mahkemesi 2.12.1981 tarih ve 1981/1131 sayılı kararıyla bu soruların cevabını net bir şekilde vermiş oldu. Bahis konusu beş kardeşimizi yargılayan bu mahkemenin askeri savcısı bizzat beraat talebinde bulunarak şöyle dedi: “Sanıkların Yehova’nın Şahitleri isimli dinin mensubu oldukları, dinleri gereği ibadet maksadıyla mutat toplantı yapıp, ibadet ettikleri anlaşıldığından ve Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 2. No.lu bildirileri ile dini faaliyet ve ibadetler için izin alınmasının gerekli olmadığı ve (bu) tür toplantıların yasaklanmaması sebebiyle yasal unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılan müsnet suçtan dolayı sanıkların BERAATİNE karar verilmesi talep ve mütalaa” olunur.
Sayın Askeri Savcının bu mütalâası suçsuzluğumuzu ortaya koyduğu gibi yaptığımız toplantının ibadet niteliğinde olması nedeniyle izne tabi olmadığını da vurguluyordu. Nitekim mahkeme bu mütalaa ile birlikte diğer delil ve şahitlerin ifadelerini göz önünde bulundurarak beş kardeşimizin beraatlerine karar verdi.
Bu kararla yukarıda değindiğimiz soruların net cevabını aldık. Türkiye Laik bir Cumhuriyettir. Din ve tapınma özgürlüğü vardır. Ve Yehova’nın Şahitlerinin yaptıkları toplantılar ibadettir ve Sıkıyönetim iznine tabi değildir. Bu sonuç bize çok sevinç verdi. Fakat sevineceğimiz başka bir nokta daha vardı.
Mahkeme, Yehova’nın Şahitleri hakkında derin bir inceleme yapmış ve bu konudaki birçok gerçeği açığa vuran ve meşruluğunu belgeleyen bir “Gerekçeli Hüküm” hazırlamıştır. Aşağıdaki iktibasları okurken bu kararın Tanrı’nın bir lütfu olduğuna ve bizim ve bu dava sebebiyle on altı gün gözaltında kalan beş kardeşimiz gibi çekilen sıkıntıların bu sonuca değdiğine kanaat getireceksiniz.
“28 Mayıs 1980 tarih’li METE SÜER, YILMAZ ERTUNCALI, VARTAN MUMCU imzasını taşıyan Yehova’nın Şahitleri Cemaatinin temsil heyeti sıfatıyla Beyoğlu Kaymakamlığı’na dilekçe verilmiş olduğu ve bunda Yehova’nın Şahitliği’nin tescil edilmiş bir din olduğu, nüfus sicillerine dahi işlendiği ve suç teşkil etmiyen hareketlerinin cezai müeyyide altına aldınmadığı hususuna dair birçok Mahkeme kararının suretlerinin eklendiği ve adreslerine bildirildiği görülmüştür. Dosya 99 dizideki Emniyet Müdürlüğünün 19 Ekim 1981 tarihli yazılarından . . . ibadet yapmaları için büro kurmak maksadiyle 17 Kasım 1980 tarihinde müracaat ettikleri resmen bildirilmiş ve sanıkların bu belgelerden de anlaşılacağı gibi samimi savunmaları teyit olunmuştur.”
“Dinlenen şahitlerin beyanlarından da anlaşılacağı üzere diğer tanınmış din mensuplarının normal yaptıkları ibadet gibi kendilerinin de tuttukları bir binada sırf dini tören yaptıkları, suç teşkil eden bir eyleme tevessül olunmadığı, başkalarına baskı, propaganda, telkin gibi yollarla zorla bu dinin öğretilmediği, arzu eden kişilerin toplantılara katıldığı, . . . . Yehova Şahitliğinin bir din olduğu mükerrer Yargıtay ve diğer Mahkeme kararları ile kabul edildiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 14.11.1958 gün, 1931 sayılı yazıları ile de Yehova Şahitliğinin müstakil din olarak kabul edildiği görülmüştür. Ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun . . . . No.lu kararları ile Yehova Şahitliğinin din olduğuna, Anayasa’nın din hürriyeti, ibadet ve propaganda hürriyeti hükümlerinden yararlanabileceği ve bu dine mensup olmanın ve tapınmanın hukuka aykırı sayılmayacağının karara bağlandığı dosayadaki belgelerden ve karar münderecatından anlaşılmış bulunmaktadır.”
Bu sonuç, bir şeyi bize bir kere daha açıkça göstermiştir: Bazı üzücü olaylar aslında Yehova’nın müsaadesiyle olmaktadır ve Tanrı’nın maksadı iyi bir sonuç elde edilmesini sağlamaktır. O yüzden sıkıntı ile karşılaştığımız zaman da Yehova’ya şükretmeğe devam etmek gerçekten hikmetliliktir. İleride daha neler olur bilemiyoruz, ama bildiğimiz bir şey var, o da, her şeyin nihai olarak Yehova’nın zaferiyle sonuçlanacağıdır. Ve biz şartlar ne olursa olsun Yehova’ya sadık kalacağız.—Rom. 8:38
Hepinize içten sevgi ve selâmlar gönderiyoruz.
Biraderleriniz
YEHOVA’NIN ŞAHİTLERİNİN CEMAATİNİN TEMSİL HEYETİ