Bir Yaratıcının Varlığını İlan Etmek
1 Dünyanın hemen her ülkesinde evrim kuramı kabul kabul edildi ve öğretilmektedir. Biyoloji ve tarihle ilgili ders kitapları evrimi kanıtlanmış bir gerçek olarak sunuyorlar. Bugün evrimsel öğretiler fen, felsefe, tarih hatta din konusunda bile önemli bir yer almaktadır. Hayatın ve insanın kökeni konusu ne zaman ele alınırsa, daima evrimsel terimlerle sunulmaya çalışılır. Bu görüş ve uygulamalardan dolayı bazı önemli sorular ve sorunlar ortaya çıkmaktadır.
2 Her şeyden önce, eğer evrim gerçek ise, bir Yaratıcı’nın varlığına gerek yoktur; çünkü evrim tüm hayatın cansız maddeden geliştiğini öğretir. Eğer Tanrı yoksa, herhangi bir dinin varlığına da gerek yoktur. O halde her tür imanın da değeri kalmamıştır; Mukaddes Kitap da yararsızdır; çünkü sadece efsane niteliğini taşıyacaktır. Başka sözlerle evrim doğrudan doğruya tanrıtanımazlığı destekliyor. Tanrıtanımazlığın dünyadaki olumsuz sonucu ise büyük ahlak çöküntüsünden görülebilir. Zira Tanrı yoksa, insanüstü, bizden daha yüksek bir Hâkim de yoktur ve herkes sadece kendisine karşı sorumludur. O halde herkes istediğini yapabilir. Bu ne kadar tehlikeli bir durumdur.
3 Gerçekte, evrim şüpheciliğin ve tanrıtanımazlığın gelişmesine yol açmıştır. Bu büyük tehlikeyi gören bazı kimseler, Tanrı’nın hayatı tek hücreli bir organizma şeklinde yarattığını ve bu hücrenin insan oluncaya kadar gelişmesini yönettiğini iddia ederek evrimin kabulünü Tanrı’ya inançla bağdaştırmaya çalışmışlardır. Birçok din adamları bile böyle bir görüşü kabul etti. Oysa bu görüşü benimsemek, Mukaddes Kitabın yaratılış kaydını reddetmek demektir; çünkü Mukaddes Kitap Tanrı’nın insanı doğrudan doğruya yarattığını söyler. Bu nedenle evrimsel öğretiler Mukaddes Kitabı geçersiz kılar. Eğer Mukaddes Kitabın dediği gibi, Âdem ile Havva kâmil ilk insan çifti olmayıp, günah işlememiş olsalardı, biz de günah işlememiş olurduk. Buna göre İsa Mesih’in yeryüzüne gelmesi de gereksiz olurdu. Böylece her şey de boşuna olurdu. O halde çıkan sonuç şudur: Bir kişinin hem evrimi kabul etmesi, hem de Mukaddes Kitaba inanması mümkün değildir.
4 Evet, evrim gerçek ise Mukaddes Kitabın Tanrı hakkında söylediklerinin tümü de yanlış olmalıdır. Dirilme de yoktur; çünkü dirilme Mukaddes Kitabın bir öğretisi olduğuna göre, bu da yanlış olacaktır. Böylece eğer evrim gerçek ise, kişinin yaşadığı hayat ancak şu an içindir, devamı yoktur; çünkü öldükten sonra dirilme imkânı yoktur; hiç kimsenin geleceği de yok demektir. Öyle ise şimdiki hayattan ‘mümkün olan her şeyi elde etmek’ en hikmetli yoldur. Bunu yapmakla, insanlar kanun ve düzene karşı tüm saygıyı yitireceklerdir. Buna göre, evrim, dolaylı olarak, dünyada görülen tüm anarşinin ve terörizmin de sorumlusudur.
5 Bütün bu gerçekler, evrim kuramının kabul edilişinin ve öğretilişinin önemsiz bir şey olmadığını açıkça gösteriyor. Bu bir ölüm kalım meselesidir. Evrimi kabul etmek, Tanrı’yı reddetmek demektir ve Tanrı’yı reddetmek ise ebedi ölümü seçmek anlamına gelir.
6 Bilginlerin iddia ettikleri gibi acaba evrim aslında gerçek midir? Bu önemli soru Bilimsel Serinin 3. kitabında cevaplandırılmaktadır. Bu kitabın birçok makalesini okurken, evrim taraftarlarının iddialarının doğru olduğunu kanıtlayamayacaklarını kolayca göreceğiz. Sundukları deliller ve “şahitler” beklenilen sonucu verememişlerdir. Ne mutasyonlar, ne de fosiller, evrimin gerçek olduğuna dair aklın kabul edebileceği deliller verebilir. Oysa bunun tam aksine deliller vardır. Gerçek bilimin elindeki tüm deliller bir Yaratıcı’nın varlığını kanıtlamaktadır. Evet, Mukaddes Kitap doğrudur; ve daha çok delil ortaya çıkarıldıkça, bunların hepsi de Tanrı’nın varlığına ek deliller olacaktır. Öyle ise insanlık için sevgi dolu bir maksadı olan bir Yaratıcı’nın varlığını ilan etmeye devam edelim.