Yoldan Sapmış Olanlara Yardım Etmek
1 İsa’nın kaybolmuş koyun, yitirilmiş gümüş para ve müsrif oğul hakkında verdiği meselleri hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. (Luka 15:4-24) Bu mesellerde ortak bir nokta vardır: Kaybolan şeyin aranması, yitirilenin geri dönmesi ve bulunan şeyin verdiği sevinç. Herhalde hepimiz hayatımız boyunca değerli şeyler kaybettik ve yitirileni bulmak için de çaba harcadık. Eğer maddi şeyler için bunu yaptıysak, hayatlar söz konusu olduğu zaman bunu yapmamız ne kadar daha önemlidir.
2 Haber alındığına göre, geçen yıllarda her cemaatten bazı değerli hayatlar kayboldu. Bu sözlerle ne demek istiyoruz? Va’zetmekten vazgeçen ve sonunda toplantıları terk eden kardeşlerimiz hakkında konuşuyoruz. Geçen Anma Yemeğinde onlardan bazılarını herhalde gördün. Ama onlar neden ancak yılda bir defa toplantıya katılıyorlar? Bu, muhakkak üzerinde düşünmemiz gereken bir konudur.
3 Bu durumun nedeni ne olursa olsun, şu kesindir: Bu kardeşlerimizin bazı sorunları vardır. Böyle sorunlara bilmeyerek biz de yol açmış olabiliriz. Belki bazılarını sürçtürmüş olabiliriz. Fakat daha büyük ihtimalle de, Şeytan ve kötü dünyası onları yakalayıp yutmuş olabilir.—I. Pet. 5:8.
4 İsa’nın mesellerinde belirtmiş olduğu gibi, onların yerini araştırıp sürüye dönmelerini sağlamak üzere büyük bir sorumluluğumuz vardır. Bunu muhakkak yapmak istemeliyiz. Elimizde olan 26. Nolu Dinsel Seri kitabında çok güzel bir makale vardır: “Canlarınızın Çobanına Dönün.” Yoldan sapmış ve kaybolmuş olanları bulup ziyaret ederek, okumaları için bu makaleyi vermemiz veya onu birlikte okumamız sevgimizi yansıtan bir hareket olur. Böylece ihtiyarların, yoldan sapmış olanların nerede bulunduklarını araştırmasını ve ziyaret etmek için düzenlemeler yapmasını öneriyoruz. İhtiyarlar bu kişileri eğer düzenli şekilde ziyaret edemiyorlarsa, kaybolmuş olan bu koyunlarla ilgilenmek için başka olgun müjdeciler davet edilebilirler.
5 Önümüzdeki aylar boyunca onlardan bazılarını ve eğer mümkünse, hepsini geri getirebilmekten büyük sevinç duyacağız. Onları tekrar aramızda görmek istediğimizi, muhakkak bizzat kendilerine söylemek isteriz.