Nasıl Dinlediğimize Dikkat Edelim
1 Hayatımız tehlikedeyken, alarm verildiği zaman, hemen harekete geçmek gerekir. Bunu yapmayanlar, alarm ile uyarılmış oldukları halde, gecikmelerini hayatlarıyla ödeyebilirler. Böyle bir durum II. Dünya Savaşı sırasında da görüldü. Bir şehirde alarm verildi, herkes sığınaklara koştu; binlerce uçak şehrin üzerinden geçti, fakat tek bir bomba bile atılmadı. Başka bir gün yine alarm verildi ve bazıları rahatlarını bozmak istemediler, herhalde bomba atmazlar diyerek alarma kulak asmadılar ve sığınağa koşmadılar; fakat bu sefer bombalar yağmağa başladı ve birçokları hayatlarını kaybettiler. Bu örnek, Tanrı’nın iyiliğimiz için yaptığı uyarıları ve teşvikleri sadece işitmenin yeterli olmadığını, derhal harekete geçmenin gerektiğini vurgular.—Luka 8:16-18.
2 Evet, Tanrı’nın Sözü, hayat yolumuzu aydınlatan bir ışıktır. Bu ışığa dikkat etmeli, ondan yararlanıp, ona göre yürümeliyiz. Zira ilk insan Âdem de, Tanrı’nın uyarısını işitti, fakat dinlemedi; verilen emre itaat etmedi ve ölüme mahkum oldu. Musa vasıtasıyla İsrail kavmine de kanun ve emirler verildi; Tanrı’nın Sözünü iletmek için peygamberler gönderildi; fakat kavim onların sözlerini işittiği halde aldırmadı ve Tanrı’nın Sözünü bozdu; sonuç olarak da Yehova tarafından tamamen reddedildi. İsa Mesih de Tanrı’nın Sözünü iletti ve resullerin tümü onu dinledi; fakat onlardan biri Yahuda İskariyot hainlik etti. Daha önce gizlenen şey ışıkta meydana çıktı. Para sevgisi İskariyot’u bozdu. Bu örnekten, ikiyüzlü davranmayıp, temiz bir yürekle hizmet etmenin gerektiğini anlıyoruz.
3 Bir kimse yıllardan beri hakikatte olsa bile, Tanrı’nın Sözünü dinlemek ve onunla yürümek işinde gevşerse, birdenbire gelen bir deneme karşısında “kendisinde var sandığı” şeyin, yani imanın kaybolduğu gerçeğiyle karşılaşabilir, “çünkü belli olmıyacak gizli bir şey yoktur.” (Luka 8:17, 18) Bu, tıpkı bir köylünün durumuna benzer. O, şehre indi ve birçok kişinin ellerindeki yiyeceği büyük zevkle yalayarak yediğini gördü. Dondurma yiyorlardı. O da aldı, çok hoşuna gitti ve karısına da götürmek için büyük bir külahı sardırıp cebine koydu. İşlerini bitirmek için bir süre şehirde dolaştı; köyüne döndüğünde sevdiği karısına ‘bak sana ne getirdim’ dedi ve cebinden dondurmayı çıkarmak istedi, hayret, dondurmanın yerinde yeller esiyordu. İmanımız da, sürekli olarak güçlendirilmezse, örnekteki dondurma gibi bir süre sonra eriyip yok olabilir. Bu nedenle, Tanrı’nın Sözünü muntazam şekilde tetkik etmeli ve onu nasıl dinlediğimize dikkat etmeliyiz.—İbr. 1:1; 2:1-3; Yuh. 17:1-7.
4 Nasıl dinlediğimize dikkat edersek, güçlü olan Tanrı’nın Sözü iyiliğimiz açısından muhakkak bizi etkileyecektir. Bu gerçek, birçok deneyle doğrulanmıştır. Yehova, Sözüyle bizleri tedip ediyor ve doğrultuyor. O’nu dinliyor muyuz? (II. Tim. 3:16) Zihnimizi ve yolumuzu aydınlatıyor. (II. Pet. 1:19) Muntazam şekilde ibadet toplantılarımızda hazır bulunuyor ve Tanrı’nın Sözünü iyice dinliyor muyuz? Sicilya’da Randazzo şehrinin yakınındaki yanardağdan fışkıran lavlar aşağı şehre doğru inerken bile, kardeşlerimiz, İbadet Salonunda toplantılarını bitirip Tanrı’nın Sözünü iyice dinlemeyi ihmal etmediler.—İbr. 10:24, 25; Mezm. 122:1.
5 Tabii, daha sonra komşu cemaatten kamyonlarla ve arabalarla onları almağa ve evlerinde misafir etmeğe gelen kardeşler tarafından gösterilen derin sevgiyi çok takdir ettiler. Fakat ertesi gün yanardağın faaliyeti durdu. Bütün bunlar, muhakkak onları düşündürdü. Hemen ertesi ay, müjdecilerin yüzde 80’i öncü yardımcısı oldu. Fakat onlar ‘öncü yardımcılığı yapmamıza neden olan, bir deprem veya yanardağın faaliyeti değildir, biz bunu Tanrımız ve komşumuza karşı duyduğumuz sevgiden dolayı yapıyoruz’ dediler.—Mezm. 34:8.
6 Zaten Tanrı’nın Sözünü ilan etmek, Yehova Tanrı’nın emridir. Sadece rahat şartlar altında değil, güç şartlar altında da bunu yapmalıyız. (II. Tim. 3:12; I. Pet. 5:8) İmanda sağlam kalmak için, Tanrı’nın Sözünü uygulamalıyız. (İbr. 10:24, 25; Rom. 10:10-15) Tanrıtanımaz Kominist ülkeler ve Naziler, Yehova’nın kavmine büyük baskı yaptılar, zulmettiler, fakat durum ne oldu? Yapmak istedikleri tam tersiyle sonuçlandı; Tanrı’nın Sözüne dayanan iyi haber daha da yayıldı ve pek çok kişi iman etti. Zira hiç kimse, Tanrı’ya karşı mücadeleye girişip de başarılı olamaz.—Res. İşl. 5:38, 39.
7 Ailede de, iyi dinlediğimizi gösterip, Tanrı’nın Sözünü uygulamalıyız. Özellikle ailede herkes, yani koca, zevce ve çocuklar hakikatte iseler, bu gereklidir. (Efes. 5:22, 25; 6:1, 2) Her şeyden önce, bunu Yehova Tanrı ile kişisel ilişkimizi koruyup daha da geliştirmeğe çalışarak yapmalıyız. Tanrı ile kurduğumuz yakın ilişkinin önemi ve bunu korumak için neler yapmamızın gerekli olduğu 15. Mezmur’da çok güzel bir şekilde dile getirilmiştir. Onu birlikte okuyup müzakere edelim. Bir bakıma, Tanrı’nın çadırında misafir olabilmek ne büyük bir imtiyaz ve şereftir, değil mi? Eğer dua ederken, bazen kendimizi başka zamanlarda olduğu gibi Yehova’ya yakın hissetmiyorsak, acaba kabahat kimdedir dersiniz? Çadırdan uzaklaşmış kimdir? Herhalde biz! Böyle bir durumdaysak bir an önce dönmeğe çalışalım. Evet, sahip olabileceğimiz en değerli ve en büyük sevinç, Yehova Tanrı ile kuracağımız yakın ilişkidir; bu ilişkiyi daima koruyalım.—Rom. 8:35-39.