Çağdaş “Bekçi Sınıfı” İle Birlikte Çalışmak
1 İşaya peygamber, İşaya 21:8’de okuduğumuz gibi, bir gözcünün kule üzerinde bekçilik yaptığını ve şöyle bağırdığını yazdı: “Ve aslan gibi bağırdı: Ya Rab, daima gündüzün kule üzerinde durmaktayım, ve bütün geceler nöbetimde beklemekteyim.” “Kule” sözcüğünün İbranice karşılığı mitspeh’dir, bu, nöbette olan birinin düşmanı kolayca uzaktan görebileceği ve yaklaşan tehlikeyi haber vereceği bir “gözetleme” veya “izleme noktası” anlamını taşır.
2 Peygamber Hezekiel eski İsrail kavmi için, Yehova tarafından ruhi yönde bir bekçi olarak tayin edilmişti. Onun görevi, irtidat etmiş olan kavmi, Yehova’nın yaklaşan hükmü hakkında uyarmaktı. (Hez. 3:17) Eğer bekçi insanları sakındırmazsa, onlar hayatlarını kaybedecek, fakat Tanrı, bu yüzden bekçiyi sorumlu tutacaktı. (Hez. 3:18, 19) Bu nedenle bir bekçi, görevi boyunca uyanık ve ayık olmalıydı.
3 İsa’nın aynı nedenle birçok kez “uyanık” durmak üzere şakirtlerini teşvik etmesine şaşamamak gerek. (Mat. 24:42; 25:13, 14; Luka 12:39; 21:36) Ayrıca İsa’nın resulleri de, “uyanık” veya “ayık” olmak üzere imandaşlarını uyardılar. (Res. İşl. 20:31; I. Kor. 16:13; Efes. 6:18; I. Sel. 5:6; I. Pet. 5:8) Bu nedenle günlerimizde de, Tanrı’nın getireceği son hüküm ve aynı zamanda Şeytan ile teşkilatı tarafından gelecek herhangi bir tehlikeye karşı insanları uyaran bir bekçi sınıfı olarak İsa’nın hakiki takipçileri gerçekten hizmet ediyorlar. Bunu acaba nasıl başarıyorlar?
4 İsa’nın yaptığı gibi, daima, Tanrı’nın ilham edilmiş Sözü olan mukaddes Yazılar kullanarak. İsa, öğrettiklerini desteklemek için sık sık İbranice Mukaddes Yazılardan iktibas etti. (Luka 5:18, 19; İşaya 61:1, 2; Luka 24:46; Mezmur 31:5’e bak.) Kendi hakkında Musa ve peygamberler tarafından yazılmış olanları da onları açtı. (Luka 24:25-27) İlk takipçileri de, İbranice Mukaddes Yazılardan iktibasta bulundular. (Res. İşl. 2:2, 14, 16, 25, 36) Aynı şekilde birinci yüzyıldaki Yönetim Kurulu, iman ve davranış hakkında kararlar verirken, Mukaddes Yazılara başvurdu. (Res. İşl. 15:13-17) Böylece ilk Hıristiyan cemaati “hakikatin direği ve esası” oldu.—I. Tim. 3:15.
5 Günlerimizdeki Tanrı’nın kavmi de acaba bu durumda olacak mıydı? İsa, yeryüzünden ayrılmak üzere önce, dönüşünde ruhi gıdayı vaktinde dağıtmak üzere sadık ve basiretli bir köleyi tayin edeceğini vaat etti. (Mat. 24:45-47) Bu gün bu sadık ve basiretli köle sınıfı, Yehova’nın Şahitlerinin Yönetim Kurulunun rehberliği altındadır ve birinci yüzyıldaki cemaatin örneğine uygun olarak “bekçi” gibi “bütün kardeşler okusun diye” öğreti ve ahlak konularındaki bilgileri basılı şekilde kavme sunmaktadır.
6 Birader Russell ta başlangıçtan beri, söylediği ve yazdığı her şeyi kanıtlamak için sadece Mukaddes Kitabı kullandı. Ayrıca Yehova’nın Şahitlerinin yayınlarında hiçbir zaman insan fikrini değil, Tanrı’nın, o zaman sahip oldukları anlayışa göre olan, düşüncelerinin dile getirilmesini sağlamak üzere koruyucu tedbirler aldı. Bu tedbirleden biri, çıkan tüm makalelerin beş kişiden oluşan bir heyetin en az üç üyesi tarafından onaylanmasını gerektiriyordu. Şayet belirli bir sorun hakkında heyetteki bir veya iki kişinin farklı görüşü olursa, yayımlanmasından öncçe onu düşünmek, dua etemek ve müzareke etmek için üç aylık bir süre boyunca bu makale geri bırakılırdı. Birader Russell aynı zamanda şöyle demişti: ‘Hiçbir surette makalenin kimin tarafından yazıldığı belirtilmemeli, şöyle ki hakikat, kendi değeri nedeniyle takdir edilsin ve Rab, cemaatin Başı olarak tanınsın.’ Bu heyetteki biraderler ‘Mukaddes Yazıların öğretilerine tamamen bağlı, temiz bir yaşam sürdüren, hakikati net olarak anlayan, Tanrı için gayretleri olan ve kardeşlere karşı sevgi ve Kurtarıcıya da sadakat gösteren’ kişiler olmalıydı.
7 Yehova’nın Şahitlerinin Yönetim Kurulu, ta bugüne kadar buna benzer uygulamalar yapmaktadır. Resimler de içinde olmak üzere yayımlanan her şey, basılmadan önce, Yönetim Kurulunun arasından seçilen kişiler tarafından dikkatle incelenir. Yönetim Kuruluna yardım eden herkes görevlerini ciddiye alan yetenekli ihtiyarlardır. (II. Tar. 19:7) Bu nedenle okuduğumuz ve inandığımız şeylerin hakikat oduğundan ve Tanrı’nın ilham edilmiş Sözüne dayandığından emin olabiliriz. Evet, eski zamanlarda olduğu gibi günlerimizde de, “bekçi sınıfı”, ‘sabah gelene kadar’, sadakatle uyanık durmaya ve “Armagedon”da koyu karanlığa dönüşecek olan “gece”nin, gelişi hakkında cesaretle bizleri uyarmaya devam edecektir. (İş. 21:11, 12; Vah. 16:14-16) O halde Tanrı’nın tayin ettiği “bekçi sınıfı”yla birlikte çalışmaya devam edelim.