Soru Köşesi

◼ Yayınlarımızda Hıristiyan sıfatını kullanmamız neden yerindedir?

Yehova’nın Şahitleri aslında gerçek Hıristiyanlardır. Bu, yıllar öncesinden beri bilinen bir gerçektir. İsa öğrencilerine iyi haberi bildirme görevini verdiğinde şöyle dedi: “Fakat kutsal ruh üzerinize dökülünce güç kazanacaksınız; Yeruşalim’de, bütün Yahudiye’de, Samiriye’de ve yeryüzünün uçlarına dek şahitlerim olacaksınız” (Elçi. 1:8). Bu nedenle, Yehova Tanrı ve amacı hakkında şahitlikte bulunmak İsa’yı takip etmek demektir. Türkçe Kitabı Mukaddes’te bu sıfat İsa Mesih’i takip edenler için üç kere kullanılmıştır. ([Resullerin İşleri 11:26: “Ve vaki oldu ki, bütün bir yıl kilise ile bir arada toplandılar ve çok kimselere öğrettiler; ve şakirtlerin Hıristiyan diye çağırılması önce Antakyada oldu.”] [Resullerin İşleri 26:28: “Agrippa da Pavlusa dedi: Az ile Hıristiyan olmağa beni kandırıyorsun.”] [I. Petrus 4:16: “Hıristiyan olarak elem çekerse, utanmasın, ancak bu isimle Allahı taziz etsin.”])

Fakat biz Yehova’nın Şahitleri olarak ülkemizde yaygın şekilde tanınmadığımızdan Hıristiyan Âlemiyle kolayca karıştırılıyorduk. Bunu istemediğimizden belirli bir süre [belki iyice tanınana kadar] Hıristiyan sıfatını kullanmadık.

Ancak Yehova’nın Şahitlerinin çocukları okullarda vicdanen din dersine katılmak istemeyince yeni bir sorun ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı ülkemizde İslam dışı din olarak bilinen Hıristiyan ve Musevi dinine mensup olanların din dersinden muaf tutulacağını bildirdi. “Milli Eğitim Bakanlığı”nın teklifi üzerine; azınlık okulları dışında kalan ilk ve orta öğretim okullarımızda öğrenim gören T.C. uyruklu Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin; bu dinlerden birine mensup olduklarını belgelendirmeleri kaydıyla, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmelerinin zorunlu olmadığı; ancak bu derse girmek istedikleri takdirde velilerinden yazılı dilekçe getirmelerinin gerekli olduğu hususunun kabulü kararlaştırıldı. (MEB Karar Numarası ve Tarihi: 1-9.7.1990)” Fakat Yehova’nın Şahitleri Hıristiyan sayılmadığından çocuklarımız din dersinden muaf tutulmadı.

Bu sorunun çözümü için Yehova’nın Şahitleri olarak Hıristiyan Âlemine mensup olmayan gerçek Hıristiyanlar olduğumuzu kanıtlamak gerekiyordu. Avukatlarımız bunun için uğraştılar. Yehova’nın Şahitlerinin Mukaddes Kitaba iman ettiklerini oysa kendilerine Hıristiyan diyen dinlerin temel inancı olan üçlüğün (üçleme veya teslis) Mukaddes Kitapta bulunmadığını, bunun yanı sıra cehennem, ölümsüz ruh ve ruhban sınıfı gibi öğretilerin Mukaddes Kitaba dayanmadığını, dolayısıyla Yehova’nın Şahitleri ile Hıristiyan Âlemi arasında kesin fark olduğunu dilekçelerinde belirttiler. Mukaddes Kitaba iman etme nedeniyle o kitapta geçen Hıristiyan sıfatının Yehova’nın Şahitleri için kullanılması uygun ise de, dünyada Hıristiyan diye tanınan dinlerden tamamen farklı olduğumuzu açıklamak hiç de kolay değildi.

Sonunda Yehova’nın Şahitlerinin Hıristiyan olduğunu saptayan eski bir Mahkeme Kararı kullanıldı (İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi E.973/1412 K.974/2875 T.20.11.1974). O kararla Milli Eğitim Bakanlığı Yehova’nın Şahitlerinin “Hıristiyanlık içinde bir oluşum olduğuna” hükmederek Yehova’nın Şahitlerinin çocuklarını Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tuttu.

Bütün bu gelişmelerin sonunda Yehova’nın Şahitlerinin gerçek Hıristiyanlar olup Hıristiyan Âleminden ayrı bir oluşum olduğuna kanaat getirildiğini ve Mukaddes Kitaba uygun olan bu sıfatı kullanmanın yerinde olduğunu gördük. Bunu uygun şekilde açıklayarak açık fikirli, hakikati arayan insanların Yehova’nın Şahitlerinin, Tanrı’nın Sözünde açıkça belirtildiği gibi, gerçek Hıristiyanlar olduğunu öğrenmelerine yardım edebiliriz.