Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 10/82 s. 12-13
  • Akupunkturun Nasıl Çalıştığını Anladım

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Akupunkturun Nasıl Çalıştığını Anladım
  • Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • AKUPUNKTURİST ÇALIŞMAYA BAŞLIYOR
  • İĞNELERİ UYGULAMAK
  • AKUPUNKTUR NEDİR?
  • Alternatif Tedavilere Bir Bakış
    Uyanış!—2000
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
  • Artık Duyulmayacak Olan Ağrı
    Uyanış!—1994
  • Dikiş Makinenizle Başınız Dertte Mi?
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
g 10/82 s. 12-13

Akupunkturun Nasıl Çalıştığını Anladım

“İĞNE TEDAVİSİ! Bir şey dikerken bir kimse bana kasten iğne batırmadığı zaman bile, iğne elime batarsa, canım acıyor.” Bana akupunkturu denemem tavsiye edildiği zaman ilk düşündüğüm şey bu olmuştu.

Bana akupunkturun buna benzemediği anlatıldı. Eski Çin’de başlayan ve MÖ 250 yıllarında Japonya’ya yayılan akupunktur, ince iğnelerin vücudun çeşitli noktalarını uyarmak veya ağrıyı dindirmek için kullanılan bir Uzakdoğu sanatıdır. Üç etkisi olduğu kabul edilir. Birincisi: Ameliyatlar için yatıştırma. Bu ameliyatlara diş çekimi, sezaryenli doğumlar ve beyin ameliyatları da dahildir. Akupunktur ile teskin etmenin tercih edilmesinin nedeni ise, ilaç ile teskin etmede kusma ve baş dönmesi gibi yan etkilerin olmaması olduğu söylenir. Akupunktur, “ilaç alma alışkanlığına sebep vermeyen iğne” olarak adlandırılmıştır. İkinci etkisi dinlendirmesidir. Üçüncü etkisi ise vücut organlarının hareketindeki değişikliktir. Ben daha çok bu son iki etkisi ile ilgilendim.

Akupunktur iğnelerini gördüğüm zaman şaşırdım. Ben dikiş iğnesi gibi bir şey beklerken, akupunktur iğnelerinin beş ile yedi santim uzunluklarına rağmen, çok ince olduklarını görünce, çok memnun oldum. Genellikle iğnelerin kalınlığı 0,1 mm, bazen 0,2 mm veya biraz daha kalın. Bu ince iğneleri, Japonlar, akupunkturu başlattıkları zaman icat ettiler. Eski zamanlarda iğneler taşlardan ve madenlerden yapılıyordu. Günlerimizde ise, hemen hemen bu iğnelerin hepsi gümüş veya paslanmaz çelikten yapılmaktadır. Japonlar ayrıca küçük bir ‘kılavuz tüp’ kullanıyorlar.

AKUPUNKTURİST ÇALIŞMAYA BAŞLIYOR

Teşhiste kolaylık olsun diye akupunktur yapan nabzımı ölçtü. Nabız ile ilgilenmesi, enerji kuramı ile ilgili Çin kuramına veya Batılıların “hayat kuvveti” dedikleri şeye dayalı idi. Ayrıca, akupunkturist kasların sertliğini anlamak için kaslarımı yokladı. Bana rahatsızlığımın belirtilerini sordu ve derimin renk tonu ile yüz ifademi inceledi. Akupunkturist, zihnimi kurcalayan bir şey var mı diye sordu. “Aslında evet”, diye cevap verdim. Şahsi bir meseleyi kendime dert edinmiştim. Ama bunu o nasıl bilebilmişti? Şöyle izah etti: “Bugün ağzınızla gülümsüyorsunuz, ama yüzünüz geri kalan kısımları ile değil.”

Evet, bir akupunkturist başarıyla hastasının sağlığını etkileyen her fiziksel veya zihinsel etkeni görmekte uzmandır. Bu, herhangi bir dalda çalışan bir doktor için gerçekten arzu edilir bir özelliktir.

İĞNELERİ UYGULAMAK

Karnın alt kısmını kontrol edip kalın barsağımda bir kan toplanması mevcut olduğunu saptadıktan sonra, akupunkturist, göğüs kafesimin ortasının iki üç santim kadar altına bir iğne batırdı. Kısa bir süre sonra, bu noktadaki sinirler bir an için elektrik çarpmış gibi titreşmeye başladı. Biraz sonra karın boşluğuna bakınca, dört iğnenin incecik yapraksız ağaçlar gibi sallandıklarını gördüm. Bir iğne yastığına benzememe rağmen, iğnenin batmasından doğan bir acı duymadım. İğneler batırıldıktan sonra, karın boşluğundan guruldamalar gelmeğe başladı.

Akupunkturu yapan şimdi ayaklarımda çalışıyordu. Tatami (hasır) zeminde Japon usulü oturmuştu ve çalıştığı yere göre kendini ayarlıyordu. Ayak bileğimin içinin üç parmak kadar üstündeki nokta bağırsağı etkilermiş; başka bir iğne de oraya batırıldı. Her ne kadar iğne sadece 10 saniye kaldıysa da, bacağım günlerce karıncalandı.

Başlangıçtan akupunkturistin doğru noktayı bulmak için uzun bir araştırma yapmamasından etkilenmiştim. Hangi noktanın bedenin hangi iç kısmını etkilediğini biliyordu ve ustaca iğneyi batırıyordu. Anatomide ayrıntılı bir eğitim görmüş ve vücudun organları ve işlemesi hakkında derin bir bilgisi vardı. Derinin ve kasların hangi kısmının hangi organa bağlı olduğunu biliyordu. Tecrübe sayesinde son derece geliştirilmiş dokunma duygusunu kullanıyordu. Evet, Japonya’da çalışan bir akupunktur uzmanı genellikle sanatını kendi üzerinde uygulayarak öğrenir.

İğneler değişik şekillerle batırılarak uygulanır. Örneğin, karın boşluğundaki iğneler belirli bir derinliğe kadar batırılıyor ve beş dakika sonra çıkarılıyor. Ense ve omuzların tedavisi için ise, iğneler batırıldıktan sonra, üzerinde çalışmalar yapılıyor. İğne, akupunkturistin sol elinde tuttuğu bir kılavuz tüpün içine konuyor. Kılavuz tüp iğneden biraz daha kısa. Sağ işaret parmağının hafif bir vuruşu ile iğne deriye saplanıyor ve kılavuz tüp çekiliyor. Her ne kadar hareket tam olarak tesbit edilemezse de akupunktur uzmanı iğneği sol eliyle tutuyor ve sağ eli ile de iğnenin derinliğini ayarlıyor. Aynı anda sol elinin parmaklarını iğnenin batırıldığı noktada tutuyor. Bu yöntemle, “iğneleri batırmış” olduğu noktadaki kasın sertliğini hissedebiliyor. Sağ eli ise, iğnenin derinin altında ne ile karşılaştığını hissediyor. Durumumda iki reaksiyon farkettim. Biri iğnenin batırıldığı noktadaki sinirlerde, diğeri ise, akupunktur noktasının etkilediği iç organda ve bölgede.

Tedavi bittikten sonra, 30 dakika kadar dinlendim ve sanki omuzlarımdan bir yükün kalkmasından doğan bir duyguyla doğruldum. Ensemdeki gerginlik kaybolmuştu. Sanki biri iyi bir masaj yapmıştı; iki üç gün boyunca memnunluk verici bu hissi duydum.

Akupunkturun etkinliğinin hastadan hastaya değiştiğini de belirtmeliyim. Ayrıca, genellikle istenen gelişmeyi sağlamak için, birden fazla tedavi seansı gerekiyor. Tedaviye çabuk cevap veren kimselerde bir ile altı seans yeterli olabiliyor. Eğer çok ağrı varsa, günlük bir tedavi tavsiye edilecektir. New York’taki Maimonides Medical Center’de çalışan bir narkozitörün dediği gibi: “Hiçbir zaman iki ayrı hasta aynı şekilde tedavi edilemez. Bu iş bir yemek kitabındaki tarifler gibi yapılamaz. Doktor, hastasının tepkilerini yakından izlemelidir.”

AKUPUNKTUR NEDİR?

Birçok kişi, akupunkturu, esrarengiz bir hokkabazlık, yararlı diye uygulanan etkisiz bir tedavi şekli veya sadece psikolojik bir etki yarattığı iddiasıyla bir kenara itmeğe eğilimlidir. Fakat bu konuyu sorduğum zaman, çok defa cahilliğin şüpheyi beslediğini bana hatırlattılar. Örneğin, William Röntgen, röntgen ışınlarını bulduğu zaman kendisine şarlatan denildi.

Akupunkturun ne batıl bir inanç, ne de sadece bir psikosomatik terapi olmadığı Japonya’nın Mito şehrindeki bir veterinerin akupunkturu dört elektriklendirilmiş iğne ile evcil hayvanlara uygulamasından anlaşılmaktadır. Veterinere göre, bu uygulama, ineklerde mide ameliyatlarından sonraki şiddetli ağrıları geçirip iyileşmeyi süratlendiriyor. Akupunktur, yeni doğmuş bebeklerde de başarılı bir şekilde kullanılıyor. Göze çarpan başka bir nokta da, klinik testlerinde akupunktur uygulandığı zaman, vücudun bazı kısımlarının ve hareketlerinin reaksiyon gösterdiğini kanıtlamış olmasıdır. Örneğin, Japonya ve Avrupa’daki bazı testler, belirli bir akupunktur noktasına yapılan uygulamanın, kandaki alyuvar üretimini 24 saat içinde normalin altındaki seviyeden normale getirebileceğini kanıtlamıştır.

Beni tedavi eden akupunktur uzmanı bu tedaviyi şöyle açıkladı: “Akupunktur, sadece hastalığı tedavi şeklimizdir. Hasta, Batı’daki tıp tedavisinde bazı zamanlarda maalesef gösterilmeyen şahsi ilgiden hoşlanır. Akupunktur ile ağrıyı dindirebilir ve sıhhatsiz bir durumu düzeltebiliriz, başka sözlerle hastanın makul ölçüde, iyi bir sağlığa kavuşmasına yardım edebiliriz.”

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş