Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 9/92 s. 22-24
  • Zarif Kimono Varlığını Sürdürecek Mi?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Zarif Kimono Varlığını Sürdürecek Mi?
  • Uyanış!—1992
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Ulusal Giysi
  • Kimono Giymek
  • Kumaş ve Dokuma
  • Değişen Zaman
  • Yehova Alçakgönüllüleri Hakikate Çeker
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2003
  • İpek “İpliklerin Kraliçesi”
    Uyanış!—2006
  • ‘Giyecek Bir Şeyim Yok!’
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
  • İncir Yaprakları Modalar ve Vücut Biçimleri—Bir Kadının Gardırobundan
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 9/92 s. 22-24

Zarif Kimono Varlığını Sürdürecek Mi?

BUGÜN genç Kyoko için özel bir gün. Yeni ipek kimonosunu ilk kez giyiyor. Parlak kırmızı çiçek desenli, pembe bir kimono.

Furisode denen sarkık yenleri, neredeyse etek ucuna dek uzanıyor. Saçını topuz halinde tepesinde toplayıp, kimonosuna uyan kırmızı bir kurdeleyle bağlamış. Zori denilen kırmızı sırması ve işli sandallarıyla zarif adımlarla yürüyerek zarafetin somut bir örneğini veriyor.

Kyoko, “Kimono içinde kendimi bir hanımefendi gibi hissediyorum” diyor. Gerçekten de, kimono onu çok zarif gösteriyor.

Ulusal Giysi

Kimono, hem Japon kadınlarının hem de erkeklerinin ulusal giysisidir. Bu sözcük, “giyilecek parçalar” anlamına gelir.

Ne var ki, kimono, Japonlar için sadece güzel bir giysi olmakla kalmaz. Bir yaşam tarzını, kültürlerinin bir parçasını simgeler. Japonların çiçek düzenleme ve çay töreni gibi geleneksel sanatlarının yanı sıra, kimono giymenin, güzellik, sevgi, kibarlık niteliklerinin ve günlük yaşamdaki uyumun somutlaşması olduğu söylenir.

Kimono, insana çok yakışan bir giysidir. Obi denilen geniş, sert bir kuşakla belden sımsıkı bağlanır. Yenler, sarkık ve boldur, kollar iki yana açıldığı zaman, bir çift kanadı andırır. Giysi dar ve uzundur, ayak bileklerine kadar uzanır ve yırtmaçsızdır. Kızların, kimono giydiklerinde zarif adımlarla yürümelerine şaşmamak gerek!

Geleneksel olarak kimonoların rengi ve deseni, onu giyen kadınların yaşına göre seçilir. Parlak renkler, hayali desenler ve sarkık uzun yenler, coşkun, hayat dolu genç kızlara uyar. Büyüdükçe, yaşlarına uygun olarak kumaşı ağartıp yeniden boyatabilirler. Yirmilerinde ve otuzlarında olan kadınlar genelde pastel renklerde, kibar desenli kimonolar giyer. Yaşlı evli kadınlar, etekleri renkli desenlerle süslü siyah kimonolar giyip, üstüne zıt renkte obi takarlar.

Artık pek az kişi kimonoyu gündelik kıyafet olarak giyiyorsa da, insanın onu giyip etrafındakilere göstermesi için her yıl birçok fırsat vardır. Bunlardan biri, 15 Ocakta, o yıl içinde 20 yaşına basanlar için kutlanan Seijin no Hi veya Erginler Günüdür. Diploma törenleri ve Shogatsu denilen Yılbaşı da kimono giyilen başka fırsatlardır. Evet, dünyanın her yerinde olduğu gibi hanımlar, giyinmek için bir fırsat bulduklarında sevinir!

Düğün ve cenaze gibi resmi törenlerde de uygun bir kimono giyilebilir. Başka fırsatlarda, bazen erkekler de kimono ve üzerine de onun dörtte üçü uzunluğunda, haori denilen bir üstlük giyer. Erkek kimonoları genelde, gri, mavi ya da kahverengi gibi, koyu ve az renklidir. Erkekler resmi giysi olarak, hakama denilen, pantalon gibi ortasından bölünmüş bir etek ve üzerine de haori giyer.

Çocuklar, kasım’da kutlanan shichi-go-san (yedi-beş-üç) bayramında kimono ile tanışır. O gün, yedi, beş ve üç yaşlarındaki oğlan ve kızların ilk kimonolarını giydiklerini görürsünüz. Bu kimonolarda baskın renk kırmızıdır, fakat arka fonda mavi veya eflatun da olabilir ve üzerinde Japonların tipik çiçek, kuş, katlı yelpaze veya trampet motifleri bulunur. Zori’si ile ayaklarını sürüyerek yürüyen erkek çocuğu, lacivert-beyaz çizgili hakama ve ona uyan haori ile kendini çok şık hisseder. Kuşkusuz dün blucin, tişört ve spor ayakkabılarıyla kendini çok daha rahat hissediyordu! Fakat ilerde shichi-go-san fotoğraflarına baktığında, herhalde kendini çok mutlu hissedecek.

Gerçi bazıları, özel gördükleri fırsatlarda kimono giymeyi tercih ediyorsa da, bu asla bir zorunluluk değildir. Başkaları, inançları veya vicdanları yüzünden, böyle ‛özel fırsatlara’ değer vermeyebilir ve kendi görüşlerine göre uygun buldukları giysileri giyebilir.

Kimono Giymek

Bir kimono denemek ister misiniz? Onu giymek düşünüldüğü kadar kolay değildir. Nagajuban denilen uzun kombinezon ile başlayalım. Bu çok iyi ayarlanmalıdır, yoksa kimono insanın üstüne iyi oturmaz. Onun çaprazlama birbiri üstüne gelen yakası serttir ve kimononun üst kısmının vücuda oturmasını sağlar. Yakanın arkada boyna değmemesine dikkat edilmelidir.

Batılı bir kadınsanız, herhalde bu giysinin de önünü bluzunuz ve paltonuz gibi sağdan sola kapayacaktınız. Oysa, Japon dostumuz, “Hayır! Hayır!” diye haykırıyor. “Burada sadece cesetlerin önü sağdan sola kapanır!” Şu halde, nagajuban’ınızın önünü soldan sağa kapayın ve sonra bir kuşakla onu yerine tutturun.

Şimdi kimonoyu giymeye hazırsınız. Onun çok uzun olduğunu mu düşünüyorsunuz? Dostumuz, “Sorun değil, daha işin başındayız” diyor. Kimonoyu üzerinize sarın—unutmayın, soldan sağa—ve onu bir kuşakla bağlayın. Eteğin kenarı yere değmeyecek şekilde, uzun gelen kısmı kuşağın üzerine çekerek boyunu ayarlayın. Yakasını doğrultup önünü düzeltin. Uzun gelen kumaşı zarif şekilde sarkıtın ve onu başka bir kuşakla bağlayın.

Şimdi sıra en karmaşık kısma, obi’ye geldi. Eni 30 cm ve boyu 4 m olan ve sert bir maddeden yapılan obi, arkada gerçekten yüzlerce şekilde fiyonk yapılabilir. Onu, birinin yardımı olmaksızın takabilmeniz çok zordur, fakat Japon dostumuz size memnuniyetle yardım edecek. Obi’yi ayarlarken, atılan her adımda, onu yerine oturtabilmek için bir şerit ya da kuşak gerekir. Fiyongu yerinde tutabilmek için kullanılan sonuncu kuşak, önde zarif biçimde bağlanır.

İnsan, ilk kez bir kimono giydiğinde kendini nasıl hissediyor? Şüphesiz, ‛Çok zarif, fakat hareket etmek çok zor’ diyeceksiniz.

Kumaş ve Dokuma

Kimono için her zaman en arzu edilen kumaş saf ipektir. Saf ipek, yumuşaklığı, parlaklığı ve dayanıklılığı bakımından eşsizdir. Özellikle ipek dokumacılığı ve boyacılığıyla tanınan bölgeler vardır.

Örneğin, Kyushu’nun güneyindeki Amami-Ō-Shima adasında, malzemesi techi ağacının kabuğundan ve adanın zengin demir içeren çamurundan yararlanılarak yapılan eşsiz boyacılık, hükümet tarafından “Dokunulmazlığı Olan Ulusal Kültürel Değer” ilan edildi.

Bingata diye adlandırılan başka bir örnek, Okinawa adasından gelir. Bin kırmızı anlamına gelir, fakat zarif çiçek, kuş, nehir ve ağaç desenlerinin çiziminde başka parlak renkler de karıştırılır. Japonya’nın eski başkenti Kyoto da kimono kumaşıyla ünlüdür.

Bugün genelde makinayla dokunuyorsa da, üzerindeki desenler hâlâ elle yapılır. Kumaşın üzerine motifler şablon yardımıyla çizildikten sonra, enfes bir tablo meydana getirebilmek üzere, boyalar büyük bir titizlikle elle sürülür. Üzerine altın ve gümüş süsler de eklenebilir ve örneğin bazı kısımlarına elle nakış işlemek de gerekebilir. Sonunda, gerçekten bir sanat eseri ortaya çıkar.

Değişen Zaman

Bununla beraber, son yıllarda kimono rağbet görmemeye başladı. Yomiuri gazetesinin yaptığı bir anket, kendileriyle görüşülenlerin yüzde 64’ünün Yılbaşında kimono giydiğini, fakat bunların sadece yüzde 3’ünün kimonoyu günlük kıyafet olarak kullandığını gösterdi. Aynı zamanda, “kimonoya talebin kaygı verici şekilde azalması yüzünden, zarif ipek kumaş dokumakta kullanılan makinaları kırıp parçalayan” işçilerle ilgili bir gazetede çıkan resim de bu gerçeği gösteriyor.

Kimonoya neden rağbet edilmiyor? Kısmen, Batılı giysilerin popüler oluşu ve rahatlığı yüzünden, kısmen de, iyi kalite ipek kimonoların çok pahalı oluşu yüzünden. Genelde bir kimono, yarım milyon Yen (yaklaşık 2.000 Dolar) ve ona uyan bir obi de bunun yarısı kadardır. Buna, zori’nin, tabi’nin (zori ile giyilen tek parmaklı çorap), para kesesinin ve saç süslerinin tutarını da ekleyecek olursanız, ipek kimono giymenin neden gerçekten lüks olduğunu anlayabilirsiniz.

Bazı aileler, ergenlik çağına geldiğinde kızlarına gerçekten güzel bir kimono alabilmek için, o, doğar doğmaz para biriktirmeye başlarlar. Ve böyle bir kimono çoğu kez nesilden nesle el değiştirir.

Fakat başka bir neden daha var. Sodo Kimono Akademisinin başkanı olan Norio Yamanaka şu açıklamada bulundu: “Günlük yaşamımız fazlasıyla doludur . . . . Japonlar, özellikle erkekler, savaştan sonra ekmek parası kazanmakla uğraştılar. Kimonoyla ilgilenemeyecek kadar meşguldüler.” Hızla hareket eden modern toplum, uzak atalarından geçen bu gibi geleneklere pek yer vermiyor.

Zarif kimononun, çağdaş toplumda varlığını sürdürüp sürdüremeyeceğini ancak zaman gösterecek. Fakat Japonların bu renkli ulusal giysisi, dünya çapındaki giysilerin hayranlık uyandıran çeşitliliğine şüphesiz büyük katkıda bulunmuştur.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş