Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 1/92 s. 24-26
  • Vitray Ortaçağdan Günümüze

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Vitray Ortaçağdan Günümüze
  • Uyanış!—1992
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • “Yoksulların Mukaddes Kitabı”
  • Sanatın Çöküşü
  • Tekniklerin Karşılaştırılması
  • Artık Sadece Kiliselerde Kullanılmıyor
  • Binalara Çarpan Kuşlar
    Uyanış!—2009
  • Cam Adasına Ziyaret
    Uyanış!—2004
  • Cam İçinden Konuşmak Ve Görmek
    Uyanış!—1988 (Bilimsel Seri 25-28)
  • Patlamalardan Sonra . . .
    Uyanış!—2003
Daha Fazla
Uyanış!—1992
g 1/92 s. 24-26

Vitray Ortaçağdan Günümüze

UFUKTA güneşin ilk ışınları parlamaya başladığında, vitray pencereden dökülen mücevher gibi pırıl pırıl renkli ışınlar, henüz gözlerini açan adamı selamladılar. Göze sıcak gelen bu parlaklık insanı iç dünyasına döndüren ve derin düşüncelere yönelten barışçı bir hava yaratıyordu.

Acaba bu adam dua etmek için kiliseye gelip orada uyuya mı kalmıştı? Hayır, kendi evinde yatak odasındaydı ve o konuklarını, belki de kendi elleriyle yaptıkları vitray pencerelerle süslü giderek çoğalan evlerin sahiplerinden biriydi.

“Yoksulların Mukaddes Kitabı”

Renkli camlardan oluşturulan resimli pencerelerin tarihi 9. yüzyıla kadar geriye gidiyorsa da, 12. yüzyılda Gotik katedrallerin ortaya çıkışıyla bu sanat daha da gelişti. Piramitler devrinden bu yana inşa edilen en büyük müstakil binalar olarak bu kocaman taş yapılar, içine kentin nüfusunun tümünü rahatça sığdırabilecek tarzda yapılmışlardı. Onlardan bazıları tapınmak için gelen 10.000 kadar kişiyi içine alabiliyordu.

Gotik mimarinin karakteristik özelliği iskelet yapısı ve aşırı yüksekliğiydi. Mekânın yüksekliği 27 m. ile 46 m. arasında değişiyordu. Mücevher gibi parıldayan camlardan oluşan muazzam pencereler bu görkemli yapıları aydınlatıyorlarsa da, içeriye loş bir ışık veriyorlardı; böylece tapınanlar için mistik, huşu uyandıran bir atmosfer yaratılıyordu.

O zamanlar bu pencerelerin başka bir amaca hizmet etmiş olması da ilginçti. O günlerde halkın çoğu okuma bilmediğinden, resimli pencereler insanlara kilisenin öğretilerini olduğu kadar, Mukaddes Kitaptaki karakterler ve olayları da tanımlamaya yarıyordu. Bu pencereler Biblia pauperum ya da “Yoksulların Mukaddes Kitabı” diye adlandırılıyordu.

Paris’in 77 km. güneybatısında bulunan Chartres katedrali 1150 ila 1240 yıllarına özgü en büyük orijinal pencere koleksiyonuna sahiptir ve onların 170’den fazlası hâlâ sağlam durumdadır. İçlerinde en dikkati çekenlerden biri İsa’nın Davud’un babası Yesse’den başlayan soy hattını betimleyen “Yesse’nin Ağacı”dır. İsa’nın hizmetinden ve onun iyi Samiriyeli, zengin adam ve Lazar, kaybolan oğul mesellerinden sahneler hep cam üzerine resmedilmiştir. Madalyon adı verilen küçük pencereler dizisi üzerinde de bir öykü anlatılmaktadır. Roma Katolik Kilisesi, Meryem’e tapındığından, birçok pencereler üzerinde Meryem konusu işlenmiş ve çoğu kez o eski putperestlerden alınan “Gökler Kraliçesi” anlatımıyla gösterilmiştir.a

Sanatın Çöküşü

Başlangıcında bu sanatta yüz özellikleri, parmaklar ve elbise kıvrımları gibi ayrıntılarda grisaille isminde kahverengi emay kullanılıyordu. Zamanla sadece gerekli ayrıntılardan daha da fazlası boya ile eklenmeye başladı ve renkli emayların gelişmesiyle renksiz camlar cam ressamları için birer tuval haline geldi. Bununla birlikte cam üzerine yapılan resimler artık ortaçağ şaheserlerinde görülen parlaklık ve güzellikten yoksundu.

14. yüzyılda Avrupa’yı kırıp geçiren Kara (hıyarcıklı) Veba salgını tüm sanat dallarının ölüm çanını çaldı. Vitray sanatına özgü bilginin büyük bir kısmı yok oldu. Sert Cistercian rahiplerinin canlı resimli pencereleri yasaklaması bu sanatın çöküşünü daha da artırdı. Bu etkenler 17. yüzyılın sonlarına doğru vitraycılığı kaybolmuş bir sanat haline getirdi.

19. yüzyılda Gotik katedrallerin onarımıyla vitraya yeniden ilgi uyandı. Gotik Sanatın Dirilişi denilen bu akımın başlamasıyla dinsel olan veya olmayan yeni binalar bu stilde yapıldı. Vitray pencereler de sık sık kullanıldı.

Tekniklerin Karşılaştırılması

Bu bin yıllık sanatın içeriğini anlamak için, o devrin ustalarınınkiyle onların bugünkü meslekdaşlarının kullandığı teknikleri karşılaştıralım.

Camı kesip kenarlarını kurşunla kaplayıp lehimlemek tarzındaki temel yöntem esasen aynı kaldı. Önce cam kesimindeki ve kurşun katların dizimindeki kurallar göz önünde tutularak bir örnek ya da taslak çiziliyordu. Kurşun, pencere tamamlandığında oluşacak etkiyi azaltacağı yerde artıracak tarzda konuluyordu.

Art Nouveau (yeni) stili sanatında vitray ustası olan Louis C. Tiffany (ABD, 1848-1933), sonuçta daha ince bir lehim izi ve daha dayanıklı bir ürün meydana getirmek üzere cam parçacıklarının etrafına sarmak için bakır varakların kullanımını başlatmakla ün kazandı. Varaklar çok esnekti ve genellikle orijinal Tiffany abajurlarının yapımında kullanılıyordu.

Sadece küçücük pencere camları bulunduğu için o günkü yapıtlar kaleydoskopik (bir boru içine yerleştirilmiş aynalar aracılığıyla borunun içine konulmuş renkli küçük cisimlerin oluşturduğu çeşitli biçimleri gösteren araç) bir görünüm aldı. Sonraları daha büyük camların kullanılmasıyla bu eşsiz etki kayboldu. Camın kesilmesine gelince, ustalar onun üzerine ince bir sıvıyla istedikleri şekli çizdiler. Sonra camın çizdikleri şekle göre çatlamasını bekleyerek kızgın bir demiri çizgi üzerinde gezdirdiler. Daha sonra cam parçasının kenarlarını örneğe tam olarak uyuncaya kadar demir bir aletle minik minik kırdılar. İnsan bu ilkel aletleri düşünecek olursa, daha önce sözü geçen “Yesse’nin Ağacı” gibi 7.6 x 2.7 m. boyutlarındaki bir pencerenin nasıl yapıldığına şaşmadan duramaz. Bugün elmas cam kesicileri ve elektrikli zımpara makinaları, en çapraşık şekillerin bile kesimini mümkün kılmaktadır.

12. yüzyılın camlarında metal kırıntıları gibi pislikler bulunuyordu, camların kalınlığı muntazam değildi ve yüzey pürüzlüydü. Zaman ve havanın getirdiği değişikliklerle birleşince, camın kusurlu kısımlarından geçen ışığın kırılması o devrin pencerelerine eşsiz bir parlaklık kazandırıyordu.

Bugün ise, camın renk ve yapısını seçme olanağı, en çok kırmızı ve maviyle çalışabilen ortaçağ ustalarının elindekinden çok daha fazladır. Bugünün ustaları gerçekçi bir etki bırakmak istediklerinde, bir gölcük için dalgalı suya benzeyen bir cam, gök için mavi, beyaz damarlı ya da ağaç gövdesi için kahverengi pürüzlü bir cam seçebilirler.

Artık Sadece Kiliselerde Kullanılmıyor

Son yıllarda vitray yeniden doğdu ve de artık kilise pencerelerinde dinsel konuları işlemekle sınırlı kalmadı. Mimarlar, vitray pencere ve aydınlıkları yeni binalarında kullanıyorlar. Yehova’nın Şahitlerinin New Jersey’deki Kongre Salonunda da Şahitlerin yaptığı vitraylar kullanıldı. Restoranlar da sık sık yemek yenilecek hoş bir atmosfer yaratmak amacıyla dekorlarını bütünleyici olarak bu sanatı kullanıyorlar. Manzaraları, kuşları, çiçekleri ve dinsel olmayan başka konuları betimleyen birçok örnek bulunuyor.

Birçok kentlerde içinde pencereler, odayı ayıran panolar, lambalar, aynalar, mücevher kutuları ve başka birçok dekoratif ve yararlı malzemelerin yapıldığı stüdyolar ortaya çıkmaktadır. Çoğu kez bu stüdyolardan birinde verilen birkaç ders ya da öğretici kitaplar sayesinde insan bu yaratıcı el sanatını öğrenip evde zevkle uygulayabilir.

Öyleyse, bir daha vitraydan yapılan bir pencere ya da eşyaya hayran kaldığınızda, bu sanatın çok eskilere dayanan bir geçmişi bulunduğunu ve şimdi her zamankinden daha popüler olduğunu takdir edebilirsiniz.

[Dipnotlar]

a Dinsel Serinin 88. kitabının 23. sayfasına bakın.

[Sayfa 25’teki resim]

“Yesse’nin Ağacı,” Chartres Katedrali, Fransa

[Sayfa 26’daki resimler]

Tiffany’nin Sonbahar Manzarası Penceresinden ayrıntı (yukarıda); Yehova’nın Şahitlerinin Jersey City, New Jersey, ABD’deki Kongre Salonunun vitray pencereleri (solda)

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş