Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g93 Eylül s. 16-19
  • Ne Kar, Ne Yağmur, Ne De Yığınla Mektup Postayı Durdurabilir

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ne Kar, Ne Yağmur, Ne De Yığınla Mektup Postayı Durdurabilir
  • Uyanış!—1993
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Tarihte Posta Hizmetleri
  • Pony Ekspres
  • Modern Yöntemler
  • Diğer Posta Hizmetleri
  • Mektup Yoluyla İletişim
    Vaizlik Eğitim İbadetinden Yararlanın
  • Soru Kutusu
    Krallık Hizmetimiz—2002
  • Biliyor muydunuz?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2012
  • Gerçek Bir Miras
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
Daha Fazla
Uyanış!—1993
g93 Eylül s. 16-19

Ne Kar, Ne Yağmur, Ne De Yığınla Mektup Postayı Durdurabilir

“Postacılar var olduğu sürece, yaşamın tadı tuzu olacaktır.”—William James, ABD’li Filozof (1842-1910)

HEMEN hemen herkesin aklında posta hizmetindeki aksaklıkları anlatan bir hikâye vardır. Gönderilen mektuplar haftalar ya da aylar sonra gelmiştir, posta ücretleri çok hızlı artar, posta gişelerinin önündeki kuyruklar birinin son nefesini alacak uzunluktadır ve saire. 1966 yılında, bir posta sistemi felaketin eşiğine gelmişti. Amerikan posta sistemlerinin basın sözcülerinden biri o zamanlar şunları söyledi: “Amerika’nın önemli yollarının kesişme noktası olan Şikago’daki posta işlem merkezi aşırı yük altında boğulunca neredeyse kapatılma durumuna geldi.”

Acaba posta akışının durmamasını ve mektuplarımızın yerine varmalarını sağlamak üzere neler yapılmıştı? Acaba sizin de yararlandığınız bu hizmetin daha iyi yürütülebilmesi için şahsen yapabileceğiniz şeyler var mı? Acaba geçen yüzyıllar boyunca postanın mektup dağıtma yöntemleri ve güvenilirliği konusunda önemli değişiklikler oldu mu?

Tarihte Posta Hizmetleri

İlk örgütlü posta hizmetleri yalnızca devletlerin resmi kullanımı için yapılmıştı. Eski Çin, Mısır, Asur, Pers ülkeleri ve Yunanistan’da böyle sistemler vardı. Roma’nın posta sistemine “kamu yolu” anlamına gelen cursus publicus adı verilmişti; buna rağmen bu hizmet hemen hemen yalnızca hükümete özeldi. İlginç olarak Mukaddes Kitap yazarı Pavlus’un Efesos ve Kolose cemaatlerine ve Filimon’a yazdığı mektuplar, Roma’nın devlet postası ile değil, özel şahıslar aracılığıyla gönderilmişti.—Efesoslular 6:21, 22; Koloseliler 4:7-9; Filimon 21, 22.

Posta taşıma ve dağıtım işlerinde 19. yüzyıla dek büyük bir ilerleme olmamakla birlikte, özel posta hizmetlerinin denetlenmesi, ya da ortadan kaldırılmasıyla ilgili görüşler çok daha önceden oluşmaya başlamıştı. Neden? Çünkü otoriteler özel postaları resmi olarak kontrol altına alma gereğini duydular. The Universal Postal Union (Evrensel Posta Birliği) adlı kitabında, George A. Codding Jr., postanın devlet tekeline alınması için iki ana neden sunuyor. Birincisi, postanın sağlayacağı gelir, “bu resmi hizmetin maddi giderinin karşılanması için çok güzel bir yol” idi. İkincisi ise, böylece sağlanan güvenlik devletin düşmanlarının aralarındaki haberleşmenin kontrolüne katkıda bulunuyordu.

Böylece 1464 yılında Fransız Kraliyet Postası bazı özel şahıslara ait mektupları taşımaya başladı. 1635 yılında İngiltere kralı I. Charles Kraliyet Posta Hizmetini halka açtı. Diğer hükümetler de aynı şekilde hareket ettiler ve postayı tekellerine alarak halk arasındaki yazışmaların kontrolünü de böylece ele geçirmiş oldular.

Roma İmparatorluğu, kendi posta sistemini İngiltere’yi içine alacak şekilde genişletmişti; benzer şekilde, İngiltere de Amerika’daki ilk posta sistemini düzenleyip denetledi. Roma sistemi MÖ  6. yüzyılda kurulan ve postanın ardı ardına sıralanmış belirli duraklar arasında atlılar tarafından taşınmasından oluşan Pers postacılığını geniş anlamda kopya etmişti. Böylece, birçok posta sisteminin karakteristik özellikleri Pers ülkesine dayanıyor.

Amerika’nın sömürge olduğu dönemlerde, resmi postacılık deniz aşırı taşımacılıkta 1639’da ve karada ilk kez New York ve Boston arasında olmak üzere 1673’de başladı. Çok kısa ömürlü olan bu posta güzergâhı sonraları Boston Posta Yolu adını aldı ve bugün ABD 1. Otoyolunun bir parçasıdır. 19. yüzyılın ortalarında mektuplar posta arabaları, buharlı gemiler ve demiryoluyla taşınmaktaydı. New York’tan gönderilen postanın Kaliforniya’nın San Francisco şehrine varması gemiyle bir ay ya da daha fazla, posta arabasıyla ise bundan çok daha uzun sürüyordu.

Pony Ekspres

Birleşik Devletler’deki kıtaaşırı mektup dağıtımını hızlandırabilmek için, buharlı gemilerden ve posta arabasından daha başka bir şeye gerek vardı. Bu sorun nasıl çözülebilirdi? Yüzyıllardır kullanılan binici ve at yöntemiyle. History of the MS Postal Service 1775-1984 isimli kitap 1860 yılı mart ayına ait şu gazete ilanını aktarıyor:

“18 yaşını geçmemiş, genç, sıska, sırım gibi delikanlılar aranıyor. Her gün hayatını tehlikeye atmaya hazır mükemmel sürücüler olmalıdırlar. Öksüzlere öncelik tanınır.”

İşe alınanlar “kötü dil kullanmayacaklarına, kavga etmeyeceklerine, hayvanlarına eziyet etmeyeceklerine, dürüst olacaklarına ellerini Mukaddes Kitap üzerine koyarak yemin etmeli”ydiler. İşte bu Missouri’nin St. Joseph kenti ile ABD’nin batı kıyısı arasındaki 3200 kilometrelik yolu 10 güne indiren meşhur Pony Ekspres’ti. Bu genç biniciler 15-25 kilometre yol boyunca son hızla at koşturduktan sonra hiç beklemeden at değiştirerek, her türlü hava şartlarında dağları, ovaları, nehirleri geçtiler. Pony Ekspres var olduğu sürece, en hızlı atlara sahip olduklarından bu cesur kuryeler Kızılderilileri ve pusuda bekleyen haydutları daima atlatmayı becerdiler; sadece tek bir binici yolda öldürüldü.

Anlatılan efsaneler yalnızca 3 Nisan 1860’la 26 Ekim 1861 tarihleri arasında çalışmış olan bu korkusuz posta örgütünü daha da büyüttü. Kıta-aşırı telgraf hizmetinin başlamasıyla Amerikan postacılık tarihinin en renkli bölümlerinden olan bu hizmet sona erdi.

Modern Yöntemler

Fakat gelin şimdi bu gün bir mektup attığımızda neler olduğunu görelim. Teslim süresi sizin bu hizmeti kullanırken izlediğiniz yola bağlı olarak değişebilir.

İşgününüzün bitiminde, yazımı tamamlanmış olan mektuplarınız postalanır. Bu hepimizin her gün aynını tekrarladığımız şeylerden olduğundan, günün geç saatlerinde postaya bir mektup tufanı gelmeye başlar. Bu nedenle mektuplarınızı günün erken saatlerinde atmak size hem birkaç saat kazandırır, hem de size ait olanları günlük yığının önüne geçirir. 1991’de postaya verilen evrak sayısı günlük ortalama olarak Birleşik Devletler’de, 13,3 milyonu New York’a ait olmak üzere 454 milyon; Fransa’da 5,5 milyonu Paris’e ait olmak üzere 71 milyon; Japonya’da 17 milyonu Tokyo’ya ait olmak üzere 62,5 milyon; ve İngiltere’de 60 milyondu.

Caddedeki posta kutularına atılan, ya da küçük postanelere verilen mektuplar, daha büyük postanelere getirilirler. Bu nedenle postanızı kutuların açılma saatlerinden hemen önce ve kolaysa büyük postanelere yakın yerlere atmak teslimatı çabuklaştırır.

Yerel postanede mektuplarınız bir torbaya doldurulup kamyonlarla, birçok ülkede otomatik mektup ayırma makineleri ile donatılmış olan bir bölge merkezine taşınır. Burada, mektuplar, toplama, adres kısmını yukarı çevirme, damgalama, sınıflandırma ve paketleme bantları üzerinde taşınırlarken, akıllıca tasarlanmış olan makineler tarafından döndürülür ve tersyüz edilirler. Saatte 27.000 mektubu hızla damgalayan böyle bir aygıta, mektup çevirme-damgalama makinesi denir.

Öğle sonrasından başlanarak geceye kadar, gelen mektuplar sınıflandırılır. Üzerlerindeki adresleri kolayca okunabilen mektuplar—daktilo ile yazılmış, basılmış, büyük harf elyazısı olanlar—makinelerce ayrılabilir. Yeni makineler, posta kodu, şehir, eyaleti veya ülke adıyla sokak adresini içeren iki satırı deşifre eder.

Böyle makineler ve benzer diğer aygıtlar bir saatin içinde binlerce mektubu “okuyabilir” ve bunlara varış yerlerini gösteren bir numara damgalayabilirler. Makinelerle ayrılamayan mektuplar, saatte ortalama 800 tane olmak üzere, el ile işlenmelidir. Birleşik Devletler’de ve başka birçok ülkede mektubunuzun posta kodu içerikli adresini okunaklı yazmakla onun çok daha hatasız ve hızlı yöntemlerle yerine ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Yola çıkan posta hava, deniz ve kara yolu ile taşınır. Birleşik Devletler’de birinci sınıf posta genellikle bazı büyük şehirlerde ve yerleşme merkezlerinde bir gecede, bazı eyaletlere iki gün içinde ve ülke içinde herhangi bir yere de üç gün içinde ulaştırılır. İngiltere’deki birinci sınıf mektupların yüzde 90’ı postaya atıldıklarından sonraki çalışma günü ve ikinci sınıf postanın yüzde 97,4’ü 3 gün içinde yerlerine varmalıdır. Mayıs 1992’de yayımlanan Fransız posta bültenine göre, yurtiçi mektupların yüzde 81’i ertesi gün, postaya verilen malların yüzde 96,3’ü de, Pazar ve tatil günlerini saymamak şartıyla, en geç iki gün içinde teslim edildiler. Böylece, gece yola çıkan bu mektuplar, posta işlem merkezlerine ve sonra gidecekleri yerdeki postanelere geliyorlar. Bu posta gece geç saatlerden başlayarak günün erken saatlerine kadar, dağıtım için yeniden düzenleniyor.

Büyük posta müşterileri, bazı ülkelerde Yehova’nın Şahitlerinin yaptığı gibi, göndereceklerini kendi binalarında posta kamyonunun taşıyabileceği şekilde treylerler içinde hazırlıyorlar. Postaneler bunları doğrudan bütün ülkede dağıtacak olan postacıların eline ulaştırıyor. Posta hizmetleri, elektronik mektup gibi, alternatif iletişim yollarından giderek daha fazla yararlanıyor. (E-mektup, bilginin kompüter yoluyla tele-komünikasyon sistemi üzerinden alıcıya gönderilmesi demektir.) Geçen yıl, örneğin, Fransız posta sistemi on milyondan fazla E-mektubu bu şekilde iletti.

Her ne kadar posta işlemleri ülkeden ülkeye değişebilirse de, dünyadaki postanın çoğunluğu, burada anlattığımız dünya postasının yüzde 40’ını ele alan ABD Posta Hizmetlerindeki gibi işlenir.

Diğer Posta Hizmetleri

Posta sistemleri mektup taşımanın ötesinde birçok hizmetler sunarlar. ABD postaneleri pasaport almanıza yardımcı olur. Japonya’da postaneye, ya da İngiltere’de Cirobank’a (daha önce İngiliz posta hizmetinin malı olduğundan) hesap açtırabilirsiniz. Yollanan mallar, bozulması ya da kaybolmasından doğacak zararların kapatılması için sigortalanabilir veya taahhütlü olarak gönderilebilirler. Mektuplar taahhütlü ya da iadeli-taahhütlü olarak gönderilebilir. Japon postasında hayat sigortası bile yaptırabilirsiniz.

İstek üzerine bazı posta sistemleri, örneğin ABD’de olduğu gibi adres düzeltme olanakları sağlar. Mektubun üstüne, geri gönderilme adresinin altına “Adres düzeltilmesi”, ya da “yeni adresle geri gönderilmesi” yazmanız yeterli. Hiçbir ek ücrete gerek olmadan mektubunuz (eğer taşınmasının üzerinden bir yıl geçmemişse) alıcının yeni adresi ya da teslim edilememe nedeninin açıklamasıyla size geri gelecektir.

Bu ve diğer hizmetler yüzünden bütün dünya postaya çok bağımlı durumdadır. Evaluation of the United States Postal Service adlı raporda şunlar anlatılıyor: “Posta Hizmetleri muazzam sayıda mektup taşıyarak işini iyi bir şekilde yapmaktadır, bununla birlikte önlenemeyen hataların olacağı her zaman kabul edilmelidir ki, herkes bu sistemden gerçekçi olarak nelerin beklenebileceğini bilsin.” Eğer Birleşik Devletler’de günlük sayısı 250.000.000 olan mektupların yalnız yüzde 5’i geç teslim edilirse, bu her gün 12.000.000’den fazla mektup demektir. Geç teslimle ilgili şikâyetlerin büyük bir kısmı bundandır.

Ekonomik koşulların güçlenmesi posta sistemlerini etkilemiştir. Yükselen fiyatlar, yolda zarar gören paketler, geç teslimat ve modern teknoloji, devlet kontrolündeki hizmetlere karşı rekabeti büyütmüştür. Yenilik getiren yöntemlerin postanın işlemlerini geliştirmesine karşın, bütün kurumlar üstündeki genel baskı, posta sistemlerinin de zor anlar yaşamasına neden oluyor. 1991 de ABD Posta Hizmeti 1.5 milyar dolar zarardaydı. Belki de bugün yapılan hizmeti sürdürebilmek için posta ücretlerinin belirgin şekilde yükseltilmesi ve çalışanların sayısının büyük oranda azaltılması gibi sert ve kesin önlemler gerekli olacaktır.

Bütün sorunlara rağmen, tarih öncesi dönemlerde damlalar halinde başlayıp bugün sele dönüşen posta akışı, insanların birbirleriyle görüşmeye olan kalıtsal gereksinimlerini karşılamaya devam ediyor.

[Sayfa 18’deki çerçeve/resim]

Pers-Usulü Postacılık

Olayın geçtiği yer eski Pers İmparatorluğu’dur. Belgeler büyük bir özenle yazıldı, mühürlendi ve hükümete ait posta hizmetince yerlerine ulaştırıldı. Eğer bu emirler hızla ulaştırılıp, derhal uygulanmasalardı, birçok kişi yaşamını yitirebilirdi. İyi ama, bu posta yerine nasıl ulaştırıldı? ‛Mektuplar kral hizmetinde kullanılan yürük atlara binmiş atlı ulakların eliyle gönderildi. Kral hizmetinde kullanılan yürük atlara binmiş olan atlı ulakları sıkıştırılıp acele ile yola çıktılar.’—Ester 8:10, 14

Takım halinde çalışıp, yaklaşık 23 kilometrede bir kurulan duraklarda at değiştirerek beklemeden yollarına devam eden bu güvenilir biniciler MÖ 5. yüzyılda kral Ahaşveroş’un Yahudileri soykırımından korumak için yazdığı karşıt buyruğu yerine ulaştırmak için tercih edilen araçtı. Tarihci Herodot, bu mektup taşıyanların “önlerindeki hedefe en büyük hızla dörtnala gitmelerine, ne karın ne yağmurun, ne sıcağın, ne de gecenin karanlığının bir engel teşkil et“tiğini yazıyor. Devletin her gün kullandığı, Pers İmparatorluğunun bir başından öteki başına ulaşan haberleşme sistemi buydu.

[Sayfa 17’deki resim]

Makineler saatte binlerce mektubun adreslerini otomatik olarak okuyup sınıflandırır.

[Tanıtım notu]

USPS Foto

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş