Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g94 Haziran s. 3-5
  • Kadınların Göğüs Kanseri Hakkında Bilmesi Gereken Şeyler

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Kadınların Göğüs Kanseri Hakkında Bilmesi Gereken Şeyler
  • Uyanış!—1994
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Ailenin Geçmişi
  • Çevresel Etkenler
  • Kişisel Geçmiş ve Hormonlar
  • Kolay Yakalanılmasının Nedeni
  • Metastaz
  • Hayatta Kalmaya Yardım Eden Kilit Etkenler
    Uyanış!—1994
  • Meme Kanseri: Nelerle Karşılaşılır? Nasıl Başa Çıkılır?
    Uyanış!—2011
  • Değerli Bir Destek
    Uyanış!—1994
  • Cildinizi Koruyun!
    Uyanış!—2005
Uyanış!—1994
g94 Haziran s. 3-5

Kadınların Göğüs Kanseri Hakkında Bilmesi Gereken Şeyler

GÖĞÜS kanseri vakalarının sayısı her kıtada artıyor. Bazı tahminlere göre, 2000 yılına gelindiğinde tüm dünyada her yıl yaklaşık bir milyon yeni göğüs kanseri vakası teşhis edilecek.

Bu hastalığa yakalanmama güvencesi olan kadın var mıdır? Göğüs kanserini önlemek üzere herhangi bir şey yapılabilir mi? Ve bu düşmanla mücadele edenlerin ne tür teselli ve desteğe ihtiyaçları vardır?

Cilt kanseri çoğunlukla güneşten gelen ültraviyole ışınları nedeniyle oluşur. Çoğu akciğer kanserinin nedeni sigaradır. Fakat tek başına göğüs kanserine yol açan herhangi bir şey bulunamamıştır.

Bununla beraber, yakın tarihlerde yapılan araştırmalara göre, göğüs kanserinde kalıtsal, çevresel ve hormonal etkenler rol oynayabilir. Bu tür etkilere açık olan kadınlarda risk daha fazladır.

Ailenin Geçmişi

Anne, kızkardeş, hatta teyze ya da anneanne gibi aile üyelerinden birinde göğüs kanseri görülen bir kadında bu kanserin gelişme olasılığı daha yüksektir. Eğer ailede birden fazla kişide bu hastalık varsa, risk daha da artar.

Amerika Birleşik Devletlerinde genetik uzmanı olan Dr. Patricia Kelly’e göre, kalıtsal etkenler söz konusu olmakla birlikte, göğüs kanserinin asıl nedeni olarak gösterilebildiği durumlar tüm vakaların sadece yüzde 5’i ila 10’udur. Dr. Kelly şu açıklamada bulunuyor: “Göğüs kanseri vakalarından bir kısmının ise, pek de güçlü olmayan kalıtsal etkenlerin çevre ile birleşmesinden ortaya çıktığını düşünüyoruz.” Genel bir eğilim olarak, aynı genlere sahip aile üyeleri aynı çevreyi de paylaşırlar.

Çevresel Etkenler

Science dergisinde bu konuda bir yorum yapan uzman Devra Davis, hastalık için ilk kıvılcımın oluşmasında “çevresel etkenlerin açıkça oynadığı rol yaygın çapta kabul edilmiştir” dedi. Kadınlarda göğüs, vücudun radyasyona en duyarlı kısımlarından biri olduğundan, iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalan kadınlarda göğüs kanseri riski artar. Zehirli kimyasal maddelere maruz kalan kadınlar için de durum aynıdır.

Başka çevresel bir etken de beslenmedir. Bazıları, göğüs kanserinin vitamin yetersizliğinden kaynaklanan bir hastalık olabileceğini düşünüyor ve D vitamini eksikliğine dikkat çekiyor. Bu vitamin, denetim dışı hücre büyümesinin engellenmesine yardımcı olabilen kalsiyumun vücut tarafından absorbe edilmesini kolaylaştırır.

Başka çalışmalar da besinlerin içindeki yağın, bir neden olarak değil, kolaylaştırıcı bir etken olarak göğüs kanseriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor. FDA Consumer dergisi, göğüs kanserinden kaynaklanan ölümlerin Amerika Birleşik Devletleri gibi yağ ve hayvansal protein tüketiminin fazla olduğu ülkelerde en yüksek oranda olduğunu belirtti. Dergi, şu açıklamada bulundu: “Geçmişe bakıldığında Japon kadınlarında göğüs kanseri riski düşüktür, fakat bu risk, yemek yeme alışkanlıklarının ‘Batılılaşması’na paralel olarak, yani az yağlı yiyeceklerden çok yağlı yiyeceklere geçilmesiyle birlikte, hızla yükseliyor.”

Yakın geçmişte yapılan bir çalışma, yağlı yiyeceklerle alınan yüksek kalorinin gerçek riski oluşturabileceği fikrini verdi. Science News dergisi şunları belirtti: “Her fazla kalori göğüs kanseri riskini artırırken, yağlardan alınan her fazla kalori, diğer kaynaklardan alınan kalorilere göre yaklaşık yüzde 67 daha fazla risk oluşturur.” Fazla kalori fazla kiloya neden olabilir ve aşırı kilolu kadınların özellikle menopoz sonrası dönemde, göğüs kanserine yakalanma riskinin yaklaşık üç misli yüksek olduğu düşünülüyor. Vücut yağları, göğüs dokularında ters etki yapabilen ve kansere neden olabilen bir kadın hormonunu, östrojeni üretir.

Kişisel Geçmiş ve Hormonlar

Bir kadının göğsünün içinde, tüm hayatı boyunca değişiklikler oluşturan zengin bir hormonal ortam vardır. Bir operatör olan onkolog Dr. Paul Crea, Australian Dr Weekly dergisinde şunları yazıyor: “Ancak bazı kadınlarda, göğüs dokusunun uzun süreli hormon uyarısına maruz kalması, . . . . sonunda kötü huylu tümöre [kansere] dönüşen bir dizi hücresel değişimi başlatmaktadır.” Bu nedenle küçük yaşta, 12 yaşına doğru âdet görmeye başlayan kadınlarla, menopoza geç, 50’li yaşların ortalarında giren kadınlarda risk daha yüksektir.

Östrojen tedavisi yoluyla alınan ek östrojen ile göğüs kanseri arasındaki olası ilişki birçok tartışmaya konu olmuştur. Bazı araştırmalar östrojen tedavisinin hiçbir ek risk yaratmadığına işaret ederken, başka araştırmalar uzun süre östrojen alan kişilerde riskin önemli ölçüde arttığını gösteriyor. 1992 yılına ait British Medical Bulletin, söz edilen çalışmalara dayanarak, uzun süreli kullanımdan sonra, “doğum kontrolü amacıyla alınmayan östrojenin göğüs kanseri riskini % 30-50 arasında artırma” olasılığının bulunduğunu ifade etti.

Ağızdan alınan gebelik önleyici haplarla göğüs kanseri arasındaki ilişki konusundaki raporlar, bu hapların kullanımından kaynaklanan riskin düşük olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, kadınlar arasında yüksek risk taşıyan bir alt grup ortaya çıkıyor. Genç kadınlar, hiç çocuğu olmamış kadınlar ve uzun süre doğum kontrol hapı kullanmış olan kadınlar, yüzde 20 kadar daha fazla göğüs kanseri riski taşıyor olabilirler.

Buna rağmen, göğüs kanseri olan her 4 kadından 3’ünde, bu hastalığa yakalanmalarına katkısı olan herhangi bir şey kesin olarak gösterilemiyor. O halde soru şudur: Herhangi bir kadın kendini göğüs kanseri karşısında güvende hissetmeli mi? FDA Consumer şunu aktarıyor: “Uzmanların bakış açısına göre, tüm kadınlar, göğüs kanseri konusunda oldukça yüksek risk taşıyan kişiler olarak görülmelidir.”

Bu nedenle, kadınlar, özellikle de ileri yaştakiler, bu hastalığa açık durumdadırlar. Dr. Kelly, göğüs kanserinin çeşitli nedenleri olmakla birlikte, ‘bunların bir kısmının sadece yaşlanmaktan ve hücrelerin hatalı bölünmesinden dolayı ortaya çıktığından kuşkulanıyorum’ diyerek görüşünü belirtiyor.

Kolay Yakalanılmasının Nedeni

Kadınlarda göğsün yapısı üzerinde bir inceleme, kansere karşı neden bu kadar savunmasız olduğunu açıklar. Göğüs içinde, sütü, süt üreten keseciklerden meme başına taşıyan küçük kanalcıklar bulunur. Bu kanalları kaplayan hücreler, kadının âdet çevrimine uygun tepki vererek sürekli bölünür, çoğalır ve kadını hamileliğe, süt vermeye ve bebeğini beslemeye hazırlar. Çoğunlukla göğüs kanserinin geliştiği yer işte bu kanalların içidir.

Alternatives: New Developments in the War on Breast Cancer adlı kitabında araştırmacı Rose Kushner şöyle açıklıyor: “Şu ya da bu şekilde—tamamen doğal olsa bile . . . .—devamlı müdahalelerle aksatılan her süreç daha büyük hata riskine açık olacaktır.” Kushner devamen şunu belirtti: “Aşırı çalışan göğüs hücresi sürekli olarak ‘Onu yapmayı bırak. Bunu yapmaya başla’ diyen bir hormonla çevrilidir. Bölünme sonucu oluşan hücrelerden birçoğunun kontrolden çıkmasına şaşmamak gerekir.”

Göğüs kanseri, normal olmayan bir hücrenin, bölünmesi, büyüme mekanizmasının kontrolünü kaybetmesi ve çoğalmaya başlamasıyla gelişir. Bu tür hücreler bölünmeyi durdurmazlar ve zamanla etraflarındaki sağlıklı dokuları kuşatarak, sağlıklı bir organı hastalıklı bir organ haline dönüştürürler.

Metastaz

Kanser göğsün içinde sınırlıysa kötü huylu tümör çıkarılıp alınabilir. Göğüs kanseri vücudun daha uzak bölgelerine yayıldığında ise, buna metastatik göğüs kanseri denilir. Göğüs kanseri hastalığında olası ölüm nedenlerinin en başta geleni budur. Kanser hücreleri göğüste çoğalıp tümör çapı büyürken, sessizce ve gizlice çoğalmaya başladıkları ilk bölgeden ayrılıp kan damarlarının çeperlerinden ve lenf düğümlerinden içeri sızabilirler.

Bu noktada, tümör hücreleri vücudun uzak bölgelerine kadar gidebilir. Eğer kanda ve lenf sıvılarında dolaşan doğal fagosit hücrelerin de bulunduğu vücudun bağışıklık sisteminden kurtulabilirlerse, bu kanserli hücreler karaciğer, akciğer ve beyin gibi yaşamsal organlarda koloniler oluşturabilirler. Orada çoğalıp bu organları kanserli hale getirdikten sonra tekrar yayılabilirler. Metastaz bir kez başladıktan sonra, kadının hayatı tehlikededir.

Bu nedenle, hayatta kalmaya yardım eden bir etken, göğüs kanserini erken, henüz yayılma olanağı bulamadan, daha gelişiminin başlangıcında teşhis edebilmektir. Kadınlar erken teşhis olanağını artırmak için neler yapabilir? Her şeyden önce, göğüs kanserini önlemek üzere yapılabilecek bir şey var mı?

[Sayfa 4’teki pasaj]

Göğüs kanseri olan her 4 kadından 3’ünde, bu hastalığa yakalanmalarına katkısı olan herhangi bir şey kesin olarak gösterilemiyor

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş