Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g04 Nisan s. 20-23
  • Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Kabul Ettim

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Kabul Ettim
  • Uyanış!—2004
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Patoloji Bölümünü Tercih Ediyorum
  • Hastalık ya da Ölüm Yok
  • Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Kabul Ediyorum
  • Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Savunuyorum
  • Kana Saygı Deneniyor
  • En Büyük Doktordan Öğrenmeye Devam Ediyorum
  • Hayatı Kan ile Kurtarmak—Nasıl?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Kan Naklinden Başka Kaliteli Seçenekler
    Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir?
  • Kan Nakli: Ne Kadar Güvenilir?
    Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir?
  • Hayatı Gerçekten Kurtaran Kan
    Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir?
Daha Fazla
Uyanış!—2004
g04 Nisan s. 20-23

Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Kabul Ettim

Bir Doktor Kendi Öyküsünü Anlatıyor

HASTANENİN toplantı salonunda bir grup doktora bir otopsinin sonuçlarını özetliyordum. Ölen hastanın kötü huylu bir tümörü vardı ve açıklama yaparken şöyle dedim: “Sonuç olarak, bu hastada asıl ölüm nedeninin büyük miktarda kan naklinden kaynaklanan hemoliz [alyuvar tahribatı] ve akut böbrek yetmezliği olduğunu söyleyebiliriz.”

Bir profesör ayağa kalkıp, sinirli bir şekilde bağırdı: “Siz yanlış kan nakli yaptığımızı mı söylüyorsunuz?” “Benim kastettiğim bu değil” diye yanıtladım. Hastanın böbreğinden alınan ince kesitlerle ilgili birkaç slayt göstererek sözlerime devam ettim: “Böbrekte çok sayıda alyuvarın tahribata uğrayıp parçalandığını görebiliyoruz ve bunun akut böbrek yetmezliğine yol açtığını söyleyebiliriz.”a Toplantı salonundaki ortam gerginleşti ve stresten ağzım kurumaya başladı. Karşımdaki kişi bir profesör ve ben genç bir doktor olsam da, sözümden dönemeyeceğimi anladım.

Bu olay meydana geldiğinde, Yehova’nın bir Şahidi değildim. Ben 1943 yılında, Japonya’nın kuzeyindeki Sendai şehrinde doğdum. Babam bir patolog ve psikiyatr olduğundan, tıp okumaya karar verdim. Tıp fakültesindeki ikinci yılımda, 1970’te Masuko adındaki genç bir kızla evlendim.

Patoloji Bölümünü Tercih Ediyorum

Ben fakülteyi bitirirken, Masuko çalışarak ailemizin geçimine destek oldu. Tıp dünyası çok ilgimi çekiyordu. İnsan vücudunun mükemmel şekilde yapılmış olması beni şaşırtıyordu. Yine de, bir Yaratıcının varlığı hakkında hiç düşünmüyordum. Tıbbi araştırmaların hayatıma anlam verebileceğine inanıyordum. Böylece, doktor olduktan sonra, hastalıkların özelliklerini, nedenlerini ve etkilerini inceleyen bir bölüm olan patolojiyi tercih edip tıbbi araştırmalarıma devam etmeye karar verdim.

Kanserden ölen hastalara otopsi yaparken, kan naklinin yararı konusunda kuşkular duymaya başlamıştım. İlerlemiş kanseri olan hastalar kanamadan ötürü kansız olabilirler. Kemoterapi kansızlığı daha da artırdığından, çoğu kez doktorlar kan nakline karar verirler. Ancak, kan nakillerinin kanserin yayılmasına yol açabileceğinden kuşkulanmaya başlamıştım. Günümüzde, durum ne olursa olsun, kan nakillerinin bağışıklık sistemini baskıladığı ve bunun sonucunda tümörlerin nüksetme olasılığını artırıp, kanserli hastaların sağ kalma oranını azaltabildiği biliniyor.b

Makalenin girişinde sözünü ettiğim vaka ile 1975 yılında karşılaştım. O profesör, söz konusu vakadan sorumluydu ve hematoloji dalında bir uzmandı. Bu nedenle, hastanın ölümüne kan naklinin yol açtığını söylediğimi duyduğunda çok kızmasına şaşmamak gerek! Ancak ben vakayı sunmaya devam etmiştim ve o da yavaş yavaş sakinleşmişti.

Hastalık ya da Ölüm Yok

O dönemlerde, Yehova’nın Şahidi yaşlı bir bayan karımı ziyaret etmişti. Bu kadın yayın sunarken “Yehova” sözcüğünü kullanmış ve karım da bunun ne anlama geldiğini sormuş. Şahit şöyle yanıt vermiş: “Yehova, gerçek Tanrı’nın adıdır.” Masuko çocukluğundan beri Mukaddes Kitabı okuyordu, fakat onun kullandığı Mukaddes Kitapta Tanrı’nın isminin geçtiği yerlerde “RAB” sözcüğü yer alıyordu. Artık Masuko, Tanrı’nın, ismi olan gerçek bir kişi olduğunu öğrenmişti.

Masuko, bu yaşlı bayanla Mukaddes Kitabı hemen incelemeye başladı. Gece saat bir sularında hastaneden eve geldiğimde, karım heyecanla “Mukaddes Kitapta, artık hastalık ve ölümün olmayacağı söyleniyor!” dedi. “Bu harika olurdu!” diye yanıtladım. Masuko, “Mademki yeni dünya çok yakında geliyor, zamanını boşa harcamanı istemiyorum” dedi. Karımın doktorluğu bırakmamı istediğini düşündüğümden çok sinirlendim ve sonuçta ilişkimiz iyice gerginleşti.

Ancak karım, hakikatin ilgimi çekmesi için uğraşmaktan vazgeçmedi. Mukaddes Kitaptan uygun ayetleri bulmak için Tanrı’ya dua ediyor ve bulduğu ayetleri bana gösteriyordu. Vaiz 2:22, 23’teki şu sözler beni yürekten etkiledi: “Bütün emeğinden, ve güneş altında emek çeken yüreğinin çabalamasından adama ne var? . . . . Geceleyin bile yüreği rahat etmez. Bu da boş.” Bu sözler benim durumuma çok uyuyordu; kendimi tıbba adamıştım ve gerçek bir doyum elde etmeksizin gece gündüz çalışıyordum.

Temmuz 1975’te bir pazar sabahı karım İbadet Salonuna gitmek için evden çıkınca, aniden arkasından oraya gitmeye karar verdim. Karım beni İbadet Salonunda görünce çok şaşırdı; orada Şahitler tarafından sıcak bir şekilde karşılandım. O tarihten itibaren, her Pazar ibadete katıldım. Yaklaşık bir ay sonra, bir Şahitle Mukaddes Kitabı incelemeye başladım. Karım ise, Yehova’nın Şahitlerinin ilk ziyaretinden üç ay sonra vaftiz edildi.

Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Kabul Ediyorum

Kısa süre sonra, Mukaddes Kitabın İsa’nın takipçilerine ‘kandan çekinmelerini’ söylediğini öğrendim. (Resullerin İşleri 15:28, 29; Tekvin 9:4) Kan naklinin etkileri konusunda zaten kuşkularım olduğundan, Tanrı’nın kanla ilgili görüşünü kabul etmekte zorlanmadım.c ‘Eğer bir Yaratıcı varsa ve O böyle söylüyorsa, doğru olmalı’ diye düşündüm.

Aynı zamanda, hastalık ve ölümün nedeninin Âdem’in günahı olduğunu da öğrendim. (Romalılar 5:12) O sırada, arteriyoskleroz (damar sertliği) konusunda bir araştırma yapıyordum. Yaşlandıkça atardamarlarımız sertleşir ve daralır ve bu durum kalp hastalığı, beyin damarlarında bozukluklar ve böbrek hastalığı gibi rahatsızlıklara yol açar. Miras aldığımız kusurluluğun buna neden olması mantıklıydı. Bundan sonra, tıp konusunda duyduğum coşku azalmaya başladı. Hastalık ve ölümü sadece Yehova Tanrı ortadan kaldırabilirdi!

Mukaddes Kitabı incelemeye başladıktan yedi ay sonra, Mart 1976’da üniversite hastanesinde yaptığım araştırmaları bıraktım. Bir daha asla doktor olarak çalışamayacağımdan korkuyordum, fakat başka bir hastanede iş buldum. Mayıs 1976’da vaftiz edildim. Hayatımı en iyi şekilde kullanma yolunun dolgun vakitli bir incil vaizi, yani öncü olarak hizmet etmek olduğuna karar verdim ve Temmuz 1977’de öncülüğe başladım.

Tanrı’nın Kanla İlgili Görüşünü Savunuyorum

Kasım 1979’da Masuko ve ben Çiba İlindeki bir cemaate taşındık; orada müjdecilere büyük bir ihtiyaç vardı. Yarım gün çalışabileceğim bir hastane buldum. İşe başladığım ilk gün bir grup cerrah etrafımı sardı. Israrla şunu soruyorlardı: “Hastaneye kan nakli gereken bir hasta getirilirse, Yehova’nın bir Şahidi olarak ne yapacaksınız?”

Tanrı’nın kanla ilgili söylediklerini yerine getireceğimi saygılı bir şekilde anlattım. Kan nakline alternatif tedaviler olduğunu ve hastalarıma yardım etmek üzere elimden geleni yapacağımı açıkladım. Yaklaşık bir saatlik bir görüşmeden sonra cerrahi şefi şöyle dedi: “Anlıyorum. Fakat hastaneye büyük miktarda kan kaybetmiş bir hasta gelirse, duruma biz müdahale edeceğiz.” Cerrahi şefi, geçinilmesi zor bir kişi olarak tanınıyordu; ancak bu görüşmeden sonra onunla aramızda iyi bir ilişki gelişti ve o her zaman inançlarıma saygı gösterdi.

Kana Saygı Deneniyor

Çiba’da hizmet ederken, Japonya’daki Yehova’nın Şahitleri için Ebina’da yeni bir merkez büro inşa ediliyordu. Karımla birlikte haftada bir kez oraya gidip, Beytel olarak adlandırılan bu binanın inşasında gönüllü çalışan Şahitlerin sağlık sorunlarına yardımcı oluyorduk. Birkaç ay sonra Ebina’daki Beytel’de dolgun vakitle hizmet etmek üzere davet edildik. Böylece Mart 1981’de, 500’ün üzerinde gönüllü işçinin ev olarak kullandığı geçici binalarda yaşamaya başladık. Sabahları inşaat alanındaki banyo ve tuvaletlerin temizlenmesine yardım ediyordum; öğleden sonraları ise sağlık kontrollerini yapıyordum.

Hastalarımdan biri Ilma Iszlaub’tu; o, bir incil vaizi olarak 1949 yılında Avustralya’dan Japonya’ya gelmişti. Bu kardeş lösemi hastasıydı ve doktorlar ona sadece birkaç aylık ömrünün kaldığını söylemişti. Ilma yaşamını uzatmak için kan naklini kabul etmemişti ve hayatının geri kalan günlerini Beytel’de geçirmeye karar vermişti. O dönemlerde, alyuvar yapımını artırmak için kullanılan, eritropoietin gibi ilaçlar henüz yoktu. Bu nedenle, hemşirenin hemoglobin düzeyi bazen 3 veya 4 grama kadar düşüyordu! (Hemoglobinin normal düzeyi 12 ila 15 gramdır) Ancak onu tedavi edebilmek için elimden geleni yaptım. Ilma, Ocak 1988’de ölene kadar –hastalığının üzerinden yaklaşık yedi yıl geçmişti!– Tanrı’nın Sözüne olan sarsılmaz imanını göstermeye devam etti.

Geçen yıllar içinde, Japonya’daki Beytel’de gönüllü olarak çalışan birçok kişinin ameliyata ihtiyacı oldu. Yakınımızdaki hastanelerde görevli doktorların kansız ameliyat konusunda işbirliği yapmış olmaları övgüye değer. Doktorlar yapılan işlemleri görmem için çoğu kez beni ameliyathaneye davet ettiler; bazen ameliyatlara yardım da ettim. Yehova’nın Şahitlerinin kan konusundaki tutumlarına saygı gösteren doktorlara minnettarım. Onlarla birlikte çalışmam, inançlarımı anlatmam için bana birçok fırsat yarattı. Yakın zamanlarda bu doktorlardan biri vaftiz edilmiş bir Şahit oldu.

Yehova’nın Şahitlerini kansız tedavi etmek için uğraşan doktorların çabalarının tıp dünyasına göze çarpar katkılarının olması ilginçtir. Kansız ameliyatlar, kan naklinden kaçınmanın yararlarını kanıtlamıştır. Araştırmalar, hastaların daha çabuk iyileştiğini ve ameliyattan sonra daha az sorun yaşandığını gösteriyor.

En Büyük Doktordan Öğrenmeye Devam Ediyorum

Tıptaki son gelişmeleri izlemeye çalışıyorum. Ancak, en büyük Doktor olan Yehova’dan öğrenmeye de devam ediyorum. O, sadece dış görünüşümüze bakmıyor; bizi her yönümüzle görüp değerlendiriyor. (I. Samuel 16:7) Ben de bir doktor olarak, dikkatimi sadece hastalık üzerinde yoğunlaştırmıyorum, hastayı her yönüyle tedavi etmeye çalışıyorum. Bu, hastaya daha iyi bir tıbbi bakım sunmamı sağlıyor.

Şu anda Beytel’de hizmet etmeye devam ediyorum. Başkalarının, Yehova’nın kanla ilgili görüşü de dahil, O’nun hakkında bilgi edinmesine yardım etmek hâlâ en çok zevk aldığım şeydir. Büyük Doktor Yehova Tanrı’nın çok yakında tüm hastalıkları ve ölümü sona erdirmesi için dua ediyorum.—Anlatan Yasuşi Aizawa.

[Dipnotlar]

a Dr. Denise M. Harmening’in kitabına göre, “kan nakli, gebelik veya organ nakli nedeniyle önceden duyarlı hale gelmiş bir hastada” kan nakli sonucunda alyuvarların tahribatıyla “gecikmiş hemolitik reaksiyon” gelişebilir. Bu vakalarda, hastanın kan nakline ters tepki göstermesine neden olan antikorlar, “kan nakli öncesinde standart yöntemlerle tespit edilemez.” (Modern Blood Banking and Transfusion Practices) Kanla ilgili başka bir kitaba göre, hemoliz “uyumlu olmayan, az miktarda . . . . kan verildiğinde bile başlayabilir. Böbrekler çalışmadığı zaman, kan zararlı maddelerden temizlenemediğinden hasta yavaş yavaş zehirlenir.”—Dailey’s Notes on Blood.

b Journal of Clinical Oncology adlı tıp dergisinin Ağustos 1988 tarihli sayısında şu belirtildi: “Ameliyat döneminde kan nakli yapılan hastaların akıbeti, kan nakli yapılmadan kanser cerrahisi uygulanan hastalardan göze çarpar şekilde daha kötüdür.”

c Mukaddes Kitabın kanla ilgili ilkeleri hakkında daha fazla bilgi almak için Yehova’nın Şahitlerinin inancını yansıtan bir yayın olan Kan Hayatınızı Nasıl Kurtarabilir? küçük kitabına bakın.

[Sayfa 22’deki pasaj]

“Kan nakline alternatif tedaviler olduğunu ve hastalarıma yardım etmek üzere elimden geleni yapacağımı açıkladım”

[Sayfa 23’teki pasaj]

“Kansız ameliyatlar kan naklinden kaçınmanın yararlarını kanıtlamıştır”

[Sayfa 23’teki resimler]

Üstte: Mukaddes Kitaba dayalı bir konuşma yaparken

Sağda: Bugün, karım Masuko ile

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş