Arkadaş Çevrenizi Geniş Tutun

Sorun

Haklarında olumsuz düşündüğümüz insanlardan uzak durursak önyargılarımız güçlenebilir. Ayrıca sadece bize benzeyen insanlarla arkadaş olursak bizden farklı olan herkesin duygularının, düşünce ve davranış tarzlarının yanlış olduğunu düşünmeye başlayabiliriz.

Kutsal Kitaptaki İlke

“Yüreğinizde yer açın” (2. KORİNTOSLULAR 6:13).

Bu ne anlama gelir? Buradaki yürek kelimesi duygularımıza atfeder. Sadece bizim gibi olan insanları seversek yüreğimizde başkalarına yer açmış olmayız. Bunu engellemek için bizden farklı insanlarla da arkadaş olmalıyız.

Arkadaş Çevremizi Geniş Tutmanın Yararları

İnsanları tanıdıkça onların bazı şeyleri neden farklı yaptığını anlarız. Aramızda yakınlık geliştikçe onları bizden biri gibi görmeye başlarız. Onlara daha çok değer veririz ve sevindiklerinde sevinir, üzüldüklerinde biz de üzülürüz.

Afrika’da yaşayan Nazaré adlı kadının anlattıklarına bakalım. O eskiden göçmenlere karşı önyargılıydı. Nazaré ona neyin yardım ettiğini şöyle açıklıyor: “Çalıştığım işyerinde göçmenler vardı. Ayrıca iş dışında da onlarla vakit geçirdim. Bazılarının hiç de anlatıldığı gibi olmadığını gördüm. Farklı bir kültürden insanlarla arkadaş olmaya başladığınızda onları kalıplara sokmamayı öğreniyorsunuz. Onları birey olarak seviyor ve değer veriyorsunuz.”

Nasıl Uygulayabilirsiniz?

Farklı bir ülkeden ve ırktan olan ya da farklı bir dil konuşan insanlarla sohbet etmek için fırsatları değerlendirin. Şunları yapabilirsiniz:

Kendilerinden bahsetmelerini isteyebilirsiniz.
Yemeğe davet edebilirsiniz.
Onların hayat hikâyelerini dinleyebilir ve nelere önem verdiklerini anlamaya çalışabilirsiniz.

Yaşadıklarının, kişiliklerini nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışırsanız o insanlara karşı olumlu bir bakış açısı geliştirebilirsiniz.

Gerçek Hayattan Bir Örnek: Kandasamy ve Sookammah (Kanada)

“Güney Afrika’da ırkçı politikaların uygulandığı dönemde büyüdük. Farklı ırklardan insanlar ayrı ayrı yaşamak zorundaydı ve bu, aralarındaki önyargıyı körükledi. Biz beyaz değildik ve bize ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptıkları için beyazlardan nefret ediyorduk. O zamanlar önyargılı olduğumuzu düşünmüyorduk, tersine biz kendimizi önyargı kurbanı olarak görüyorduk.

Bakış açımızı değiştirmek için bir karar aldık; çevremizi genişletip farklı ırklardan arkadaşlar edinmeye başladık. Beyaz insanları yakından tanıdıkça onlarla bizi ayıran pek bir şey olmadığını fark ettik. Hepimizin hayatları ve sorunları benziyor.

Hatta bir keresinde beyaz bir çifti evimizde uzun süre kalmaya davet ettik. Onları daha yakından tanıdık, çok geçmeden eşit olduğumuzu anladık ve arkadaş olduk. Artık tüm beyaz insanlara karşı daha olumlu bir bakış açımız var.”