Bölüm 7

Çocuklar Bir Sorumluluk ve Bir Mükâfat

1-4. (a) Bir bebeğin ana rahmindeki gelişmesiyle ilgili hayranlık uyandıran özellikler nelerdir? (b) Bir kimsenin bunlar hakkında bilgi sahibi olması kendisinin Mezmur 127:3’ü daha iyi şekilde anlamasına nasıl yardım eder?

ÇOCUK sahibi olma beklentisi anne ve babayı hem heyecanlandırır hem de düşündürür. Gerçi hergün çocuklar dünyaya geliyor ama, her bir doğum şaşırtıcı ölçüdeki süreçlerin bir sonucudur. Bu konuda biraz bilgi sahibiysek, Mezmur yazarının neden: “İşte, çocuklar RABDEN (Yehova’dan) mirastır; rahmin semeresi mükâfattır” diye yazmış olduğunu daha iyi anlayabiliriz. (Mezmur 127:3) Öyleyse bu doğum olayını bir düşünün.

² Bir erkeğin spermi, kadının yumurtasıyla birleşir. İki hücre bir tek hücre haline geldikten sonra bölünmeye başlar. Bu tek hücre bölünerek iki, dört, sekiz olur ve sonunda tahminen 60.000.000.000.000 hücreden oluşan yetişkin bir insan meydana gelir. Bu yeni hücreler başlangıçta hep aynı olmakla birlikte sonradan farklılaşarak örneğin, kemik, kas, sinir, karaciğer, göz ve deri hücreleri olurlar.

³ Üremenin ve farklılaşmanın sırları kısmen çözülmüşse de, bunların birçoğu hâlâ sır olarak kalmaya devam ediyor. Acaba döllenmiş ilk hücrenin bölünmesine yol açan nedir? Hücreler bölünmeye devam ederken farklılaşmayı sağlayan nedir? Hangi şey bu farklı türlerin bir karaciğer, bir burun, küçük bir ayak parmağı haline gelmek üzere şekil, boy ve görev bakımından gruplaşmalarını sağlıyor? Bu değişiklikler önceden belirlenmiş zamanlarda başlar. Acaba bu takvimi yöneten nedir? Ayrıca annenin vücudunda gelişen embriyon kendisininkinden farklı bir genetik yapıya sahip “yabancı” bir organizmadır. Normal olarak vücut—başka bir kimseden alınan deriyi ve bir tür organ nakli gibi olan yabancı bir dokuyu reddeder. Öyle ise neden genetik açıdan yabancı olan bu embriyonu reddetmiyor ve onu yaklaşık 280 gün besliyor?

⁴ Bütün bu hayranlık verici olaylar Yehova Tanrı tarafından sperm ve yumurtacığın oluşturduğu tek hücrenin içinde programlanmış olduğu için uygun şekilde olur. Mezmur yazarı Yaratıcı’ya hitap eden şu sözlerinde bunu dile getirir: “Gözlerin beni cenin iken gördü; ve daha onlardan hiçbiri yokken, benim için tayin olunan günlerin hepsi senin kitabında yazılmıştılar.”—Mezmur 139:16.

GELİŞME VE DOĞUM

5-8. Ana rahminde gebeliğin dördüncü haftası ile bebeğin doğum zamanı arasında neler oluyor?

⁵ Embriyon hızla gelişir. Dördüncü haftanın başında, onun artık bir beyni, bir sinir sistemi ve kanı damarlara pompalayan bir kalbi ve bir dolaşım sistemi oluşmuştur. Altı hafta boyunca kanı yumurta kesesi tarafından meydana getirilir. Ondan sonra bu görevi karaciğer görür ve nihayet kemiklerin iliği bu görevi devralır. Beşinci haftada kollar ve bacaklar şekillenmeye ve daha sonraki üç hafta içinde el ve ayak parmakları görünmeye başlar. Yedinci haftada başlıca kaslar, göz, kulak, burun ve ağız meydana gelmiş olur.

⁶ Mezmur yazarı Yehova Tanrı’ya hitap eden sözlerinde devamen şunları söylüyor: “Gizli yerde yaratıldığım zaman, . . . . bedenim (kemiklerim) sana gizli değildi.” (Mezmur 139:15) Dokuzuncu haftada iskelet oluşurken kıkırdaklar kemik haline dönüşür ve gelişen bebeğe artık embriyon değil fetus denir. “Böbreklerimi sen teşkil ettin.” (Mezmur 139:13) Bunu yöneten Tanrısal süreç dördüncü ayda olur ve böbrekler kanı filtre etmeye başlar.

⁷ Dört aylık bebek, kımıldanıp döner ve avucundan ve tabanından gıdıklandığında parmaklarını kıvırır. Hatta parmaklarıyla bazı şeyleri tutar, baş parmağını emer ve böylece annenin karnındayken daha sonra emmesi için gerekli olacak kasları alıştırır. Hıçkırabilir ve annesi hareketlerini hisseder. Altıncı ayda birçok organı hemen hemen tamamıyla gelişmiş durumdadır. Burun delikleri açılmış, kaşları oluşmuştur, daha sonra gözleri açılacak ve kulakları duymaya başlayacaktır. Çocuğu daha annesinin karnında iken yüksek sesler ürkütebilir.

⁸ Kırkıncı haftada doğum sancıları başlar. Rahim adaleleri kasılır ve bebek dünyaya gelir. Doğum sırasında çoğu kez bebeğin başının şekli, kafatası kemikleri iyice kaynayıp sertleşmediğinden biraz bozulur fakat doğumdan sonra yine normal şeklini alır. O ana kadar anne bebek için her şeyi yapmıştır: Ona oksijen, gıda, korunma, ısı sağlamış ve artıklarını atmıştır. Şimdi ise bebek kendisi için çalışmalıdır ve bunu derhal yapmazsa ölecektir.

9. Bebeğin ana rahminin dışında yaşayabilmesi için aniden hangi değişiklikler olmalıdır?

⁹ Akciğerlerin kana oksijen verebilmesi için bebek nefes almaya başlamalıdır. Bunun yapılması için hemen esaslı bir değişiklik meydana gelmelidir. Çocuğun vücudundaki kanın dolaşım yönü değişmelidir! Fetus anne rahminde iken, kalbinin duvarında bir delik vardır, bu duvar kalbin sağ ve sol odalarını birbirinden ayırır ve bebeğin kanının büyük kısmının akciğere girmesini engeller. Büyük bir damar, kanın çoğunun akciğere uğramadan yanından geçmesini sağlar. Anne rahmindeyken bebeğin kanının sadece yaklaşık yüzde onu akciğerden geçer; fakat bebek doğar doğmaz, birden bire tüm kan akciğerden geçmelidir! Bunun sağlanması için doğumdan sonraki birkaç saniye içinde kanı akciğerin yanından geçiren büyük damar kapanır ve kan akciğere gider. Bu arada kalp duvarındaki delik kapanır ve kalbin sağ kısmındaki bütün kan şimdi oksijen almak üzere akciğere pompalanır. Bebek nefes alarak kanına oksijen göndermektedir. Muazzam değişiklikler olmuştur ve bebek yaşamaktadır! İlham altında yazan Mezmur yazarı bütün bunları özetleyip şöyle diyor: “Anam karnında beni ördün. Sana şükreylerim; çünkü heybetli ve şaşılacak surette yaratılmışım.”—Mezmur 139:13, 14.

10. Ana-babalar bir bebeğin ana rahmindeki şaşılacak gelişimini düşünerek, çocukları hakkında hangi duyguyu taşımalıdırlar?

¹⁰ Evli çiftler Yehova’nın bu mevhibesi için, yani her ikisinden bir şeyler almış fakat yine de ikisinden farklı olan bir bebek meydana getirebilme vergisi için ne kadar minnettar olmalıdırlar! Bu gerçekten “Yehova’dan mirastır!”

“MİRAS”A BAKMAK

11. Çocuk sahibi olmayı düşünen bir karı koca kendilerine neleri sormalıdırlar? Neden?

¹¹ Yehova Tanrı cinsel ilişkiyi sadece ahlaki yönden değil, başka nedenlerden dolayı da yalnız evli çiftler arasında olmakla sınırlandırdı. Kendisi çocukları da düşünüyordu. Bir çocuğun, hem birbirlerini, hem de çocuklarını seven ve onlara özen gösteren bir ana-babaya ihtiyacı vardır. Yeni doğmuş bir bebek, ailenin sağlayabileceği sıcak yuvaya ve güvene, çocuklarıyla sevinen ve onun büyüyüp kişiliğinin gelişmesini sağlayacak bir ortam yaratacak bir baba ve anneye muhtaçtır. Çocuk yapmayı düşünen bir karı koca kendilerine şunları sormalılar: Acaba bir çocuk istiyor muyuz? Sadece bedensel açıdan değil, duygusal ve ruhsal açıdan da ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyiz? Onu iyi yetiştirip kendisi için doğru bir örnek bırakacak mıyız? Ana-baba olmanın getireceği sorumlulukları taşımaya ve gerektirdiği özverilerde bulunmaya hazır mıyız? Çocukken, ana-babamızın bizi belki fazla kısıtladığını düşünmüş olabiliriz, fakat kendi çocuğumuz olunca onları yetiştirmenin ne kadar vakit alan güç bir görev olduğunu görürüz. Tabii ki ana-baba olmak sadece sorumluluk değil büyük sevinçler de getirir.

12-14. (a) Hamile bir kadın aldığı gıdalarla, sağlıklı bir bebeğin gelişmesine nasıl katkıda bulunabilir? (b) İçki içmek, tütün kullanmak ve ilaç ya da uyuşturucu maddeler almakla ilgili verilen nasihatlere uymak bebeğin gelişmesinde neden çok yararlıdır? (c) Anne duygularını kontrol altında tutmakla bunu nasıl yapabilir?

¹² Karar verdiniz—İstediğiniz için belki de biyolojik şartların sonucu hamilesiniz! Şimdi sizin için ‛Yehova’dan olan mirasa’ bakma görevi başlıyor. Belirli şeyleri muhakkak yemeli ve belirli şeylerden kaçınmalı veya az yemelisiniz. Özellikle demira bakımından zengin gıdalar almak önemlidir, çünkü anne karnındaki bebek, ancak doğumdan sonraki altıncı aya yetişecek kadar demir stokuna sahiptir. Aynı zamanda çocuğun kemik yapısına gerekli olan kalsiyumu sağlamak üzere daha çok süt içmelisiniz (veya daha çok peynir yemelisiniz). Fazla şişmanlamamak için karbonhidratlı gıdalarab karşı dikkatli olmalısınız. Gerçi iki kişi için yediğiniz doğrudur, fakat ikinizden biri küçücüktür.

¹³ Yaşam tarzınıza göre başka etkenleri de göz önünde bulundurmalısınız. Bebek bekleyen anne içki içerse karnındaki bebek de onunla birlikte içer. Bu nedenle dikkatli olmak gerekir, zira fazla içki içerse bebek bedensel ve zihinsel yönden zarar görebilir. Fazla içki içen kadınların “sarhoş” bebekler dünyaya getirdikleri görülmüştür. Eğer anne sigara içerse nikotin bebeğin kan dolaşımına karışır ve kanına oksijen yerine karbon monoksitin geçmesine neden olur. Böylece bebek doğmadan önce bile normal bir sağlığa sahip olma olanağından yoksun bırakılmış olabilir. Kendiliğinden meydana gelen düşükler veya ölü doğan çocuklar en çok sigara içen anneler arasında görülmektedir. Eğer anne uyuşturucu alırsa, bebek dünyaya geldiğinde uyuşturucuya bağımlı olabilir; aynı zamanda uyuşturucu olmayan bazı ilaçlar da bebek için tehlikeli olabilir, hatta onu sakat bırakabilir. Aşırı derecede kahve içmenin bile bebeğe zarar verebileceğinden kuşkulanılmaktadır.

¹⁴ Ayrıca annede duygusal stres yüzünden hormon salgısında değişiklikler olabilir ve sonuç olarak fetus fazlasıyla faal olur ve dünyaya geldiği zaman tedirgin ve sinirli olabilir. Gelişen bebek, ‛anne karnında örülmüş’ bulunuyor, fakat onun çevresindeki dünyadan tamamıyla ayrı olduğunu zannetmek hata olur. Annesi vasıtasıyla etkilenebilir; anne onu dış dünyaya bağlayan tek halkadır. Bu nedenle gelen etki iyi mi, kötü mü, başta anneye bağlıdır. Annenin kendisine nasıl baktığı, nasıl yaşadığı, çevresindeki olaylara nasıl tepki gösterdiği çocuğu etkileyecektir. Annenin gayet tabii çevresindekilerin desteğine, özellikle kocasının sevgisine ve özenine ihtiyacı vardır.—I. Samuel 4:19 ile karşılaştır.

VERMENİZ GEREKEN KARARLAR

15, 16. Doğumun yeri ve şekliyle ilgili hangi kararlar alınmalı?

¹⁵ Bir hastanede mi yoksa evinizde mi doğum yapmak istiyorsunuz? Çoğu zaman bu konuda seçim yapma imkânı yoktur. Hatta bazı yerlerde hastane bile bulunmayabilir. Başka bölgelerde evde doğum yapmak ender görülen bir şey olabilir ve ebe gibi deneyimli yardımcılar yoksa doğum tehlikeli bile olabilir. Eğer imkân varsa doğumun normal mi yoksa zor mu olacağını öğrenmek için hamilelik sırasında bir doktora görünmeniz daima iyi olur.

¹⁶ Çocuğunuzu bayıltılarak mı, yoksa doğal doğumla mı dünyaya getirmek istiyorsunuz? Bunun avantaj ve dezavantajlarını tarttıktan sonra kocanızla birlikte karar vermelisiniz. Doğal doğumda kocanın da görevi olabilir. Doğan bebek hemen annesine verilir. Bazıları, doktor muayeneleri sonucunda normal bir doğum olacağının bilinmesinin ve bunların göz önünde bulundurulmasının önemli yararları olduğunu düşünüyor. Bazı araştırmacılar daha huzurlu olan doğal doğumla dünyaya gelmiş olan bebeklerin başka çocuklara oranla duygusal sorunlarının ve psikosomatik hastalıklarının daha az olduğunu söylüyorlar.

17-19. Araştırmaların ortaya koyduğu gibi, bebeğin doğumdan hemen sonra annenin kucağına verilmesinin yararı nedir?

¹⁷ Aralık 1977 tarihli Psychology Today dergisinde şunlar kayıtlıdır:

“Psikologlar çocuğun hayatındaki ilk yılının daha sonraki ruhsal ve bedensel gelişmesi üzerine sürekli bir etkisi olabileceğini biliyorlar. Şimdi ise, bebeğin ömrünün ilk gününün hatta ilk altmış dakikasının aynı derecede hayati olduğu düşünülüyor. Annenin doğumdan sonra bebeğiyle kurduğu duygusal ilişki ve bebeğe göstermeye başladığı bakım özellikle önemlidir. Son zamanlarda yapılan incelemeler, annenin çocuğa karşı tutumunu biçimlendirmede ona bağlanmasının gücünde ve annelik etme yeteneğinde ilk saatlerin büyük rolü olduğunu göstermektedir.”

¹⁸ Eğer anne doğum sırasında bayıltılmazsa bebek uyanık olacak, gözleri açık etrafına bakacak, hareketleri izleyecek ve özellikle ince olan kadın sesini fark edecektir. Anne ile bebek arasında göz bağlantısı çabucak kurulabilir. Bu önemlidir. Yapılan bazı incelemelere göre anneler, bebekleri kendilerine bakar bakmaz kendilerini onlara daha yakın hissettiklerini söylediler. Doğumdan hemen sonra bebeğin annesinin kucağına verilmesi ikisi için de yararlıdır.

¹⁹ Araştırmacılar, bebeklerin hastanelerde tedavi gerektiren rahatsızlıklarının nedeninin bazen yaşamlarının ilk saatlerinde meydana geldiğini iddia ediyorlar. Alışılagelen klinik bakımla doğanlarla, doğar doğmaz annenin kucağına verilen bebekler arasında yapılan karşılaştırmalar, doğal doğum yöntemiyle dünyaya getirilmiş olan bebeklerin durumunun bir ay sonra diğerlerine oranla daha iyi olduğunu gösteriyor. Psychology Today dergisine göre, “daha da ilginç olan nokta, doğumdan sonra uzun süre annelerinin kucağında kalan bebeklerin, beş yaşına geldiklerinde alışılagelen klinik bakımı görmüş çocuklara oranla çok daha üstün zekâ belirtileri gösterip, lisan testlerinde daha fazla puan almalarıdır.”

20. Bu meselelerde hikmetli bir karar vermek için hangi etkenler de göz önünde bulundurulmalı?

²⁰ Bütün bunlarda içinde bulunulan koşullar hesaba katılmalı. İlk ana-babamızın bize miras olarak nakâmilliği bıraktıklarını unutmamalıyız. Bu gerçek, ister istemez bugün “doğum”ların doğallığını azaltıyor ve miras aldığımız noksanlıklar komplikasyonlara yol açıyor. (Tekvin 3:16; 35:16-19; 38:27-29) Kişisel koşullarınızı hesaba katarak durumunuzda en akla uygun görünen etkenlere göre karar verin. Bunun, bazılarının hedefi olan “ideal” doğuma uyup uymaması önemli değildir.

21, 22. Emzirmenin sağladığı bazı yararlar nelerdir?

²¹ Bebeğinizi emzirecek misiniz? Emzirmenin hem sizin hem de bebeğiniz için birçok faydası var. Anne sütü bebekler için en iyi gıdadır. Hazmı kolay ve enfeksiyona, bağırsak hastalıklarına ve solunum sistemi sorunlarına karşı koruyucudur. Göğüsler ilk birkaç gün boyunca kolostrum diye adlandırılan sarımtrak bir sıvı çıkarır. Bu sıvı yeni doğmuş bebek için üç yönden özellikle yararlıdır: (1) Yağı ve karbonhidratı az olduğundan hazmı çok kolaydır. (2) Bu sıvı birkaç gün sonra gelmeye başlayacak olan anne sütüne oranla daha çok bağışıklık kazandırır. (3) Hafif bir müshil etkisi olduğundan bebeğin bağırsaklarını, doğumundan önce orada biriken hücre, mukoza ve safralardan temizler.

²² Emzirme anne için de faydalıdır. Bebeğin emmesi anne rahminin sağlıklı bir şekilde küçülmesine neden olduğundan doğum sonrası görülen kanamaları azaltır. Emme aynı zamanda göğüsleri daha fazla süt üretmek üzere uyarır. Yeterince süt veremeyeceklerinden korkan anneler çoğu kez sütlerinin bol olduğunu görürler. Bebeğini düzenli olarak emziren bazı annelerde yumurtacığın yeniden oluşması ve âdet görme zamanı gecikir. Emzirme bu şekilde doğal bir doğum kontrol yöntemi olabilir. Amerikan Kanser Araştırma Derneği şunları yazdı: “Bebeklerini emziren annelerde göğüs kanseri daha az görülür.” Emzirmek aynı zamanda ailenin bütçesi için de yararlıdır.

ÇOCUĞUN GELİŞMESİ—OKU HANGİ HEDEFE YÖNELTECEKSİN?

23. Mezmur 127:4, 5’te çocuk yetiştirme konusundaki hangi prensipler kastediliyor?

²³ “Yiğidin elinde oklar ne ise, gençlik çocukları da öyledir. Ok kılıfı onlarla dolu olan adama ne mutlu?” (Mezmur 127:4, 5) Bir ok atıldıktan sonra hedefe doğru giderse yararlıdır. Hedefi vurmak üzere oku titizlikle ve ustalıkla yönlendirmek gerekir. Aynı şekilde, ana-babaların çocuğun hayatına verecekleri başlangıcı önceden sağgörü ve dua ile düşünmeleri şarttır. Büyüyüp ana-babasının bakımından çıkınca başkaları tarafından sayılan, Tanrı’ya şeref getiren, olgun, dengeli bir yetişkin olacak mı?

24. (a) Ana-babalar çocukları için nasıl bir ortam yaratmaya çalışmalılar? (b) Bu neden önemlidir?

²⁴ Bebeğin dünyaya gelmesinden önce bile bakımı ve yetişme tarzı hakkında kararlar alınmalıdır. Yeni doğan bebeğin tüm dünyası aslında ana-babasıdır. Acaba ‛bu dünya’ nasıl olacak? Ana-babanın, Tanrı’nın Sözündeki: “Her acılık, ve öfke, ve gazap, ve bağırış, ve küfür sizden kaldırılsın; ve birbirinize lûtufkâr ve şefkatli olun; ve Allah size Mesihte bağışladığı gibi, birbirinize bağışlayın” öğüdünü yüreklerine koyduğu görülecek mi? (Efesoslular 4:31, 32) Çocuk, ailedeki ortamı ister istemez yansıtacaktır. Bebeğinizin dünyasının, bir barış ve güvenlik, içtenlikle gösterilen sıcaklık ve sevgi ortamı olmasını sağlamaya çalışın. Candan sevilen bir bebek bu nitelikleri benimseyecek ve bunlar duygularını şekillendirecektir. Bebek, duygularınızı sezip örneğinizi takip edecektir. Yaratıcımızın koyduğu genetik kanunlar sayesinde bebeğin anne karnında gelişimi fevkalade şekilde sağlandı; acaba siz, bebek anne karnından çıktıktan sonra, ona nasıl şekil vereceksiniz? Çok şey ailenizde yarattığınız ortama bağlıdır. Bebeğin ne tür bir yetişkin olacağını genleri kadar bu çevre de etkiler. “Çocuğu gideceği yola göre yetiştir; yaşlı olunca da ondan ayrılmaz.”—Süleymanın Meselleri 22:6.

25, 26. Ana-babaların çocuklarına çok vakit ayırıp dikkat etmeleri gerektiği neden makuldür?

²⁵ Ne erkek ne de kadın, bir tek ot tanesi meydana getirebilir, fakat ikisi birlikte son derece karmaşık ve yeryüzündeki diğer tüm insanlardan farklı olan bir insan meydana getirebilir! Bu o kadar hayret verici ve öyle harika bir şeydir ki, bugün bu kadar çok kişinin bununla birlikte gelen kutsal sorumluluğu takdir etmemesini akıl almaz! İnsanlar, sırf güzel bir bahçeleri olsun diye topraklarına çiçekler eker, onları sular, gübre verir ve yabancı otlardan temizlerler. Çocuklarının fevkalade olmaları için her gün daha çok vakit ve çaba harcamaları gerekmez mi?

²⁶ Evli bir çiftin çocuk sahibi olma hakkı vardır. Çocukların da sadece ismen değil, gerçekten bir ana-babaya sahip olma hakları vardır. Tanrı’nın bir hizmetçisi başkalarını şakirt etme ümidiyle onlara Mukaddes Kitap bilgisi vermekte çok vakit ve enerji sarf edebilir, fakat bunda her zaman başarılı olmayabilir. O halde İsa’yı takip eden ana-babaların ‛çocuklarını Yehova’nın yetkili disipliniyle yetiştirmeleri için’ daha da çok vakit sarf etmeleri gerekmez mi? (Efesoslular 6:4) Bir çocuğun hayat Veren, Yehova Tanrı’nın sadık bir hizmetçisi olmak üzere yetiştirilmesi büyük sevinç vermez mi? Böyle bir erkek veya kız çocuk dünyaya getirmiş olanlar kendilerini bol bol mübareklenmiş hissedeceklerdir.—Süleymanın Meselleri 23:24, 25.

27. Ana-babalar çocuklarını yetiştirirken neden onun kişiliğini hesaba katmalıdırlar?

²⁷ Mezmur 128:3’te çocuklar zeytin ağacı fidanlarına benzetiliyorlar: “Evinin içinde karın meyvalı asma gibi olur; oğulların sofranın çevresinde zeytin fidanları gibi olur.” Ağaçlara, dallarını çekerek ve budayarak çeşitli şekiller verilebilir. Bir duvar üzerine yayılan ağaçlar vardır. Başkaları ise bir çalı halinde gelişebilecek şekilde budanır. Diğerleri, cüce Japon bonsai ağaçları gibi küçük kalmalarını sağlamak, gelişmesini yavaşlatmak için kökleri kesildikten sonra ufacık saksılara konur. “Ağaç yaşken eğilir” diyen atasözü bir çocuğa henüz bebekken şekil verildiğini belirtir. Bu konuda denge gereklidir. Bir çocuğun adil standartlara uyması için rehberliğe ihtiyacı vardır ama, ana-babanın çocukla ilgili öngördüğü ideal kişiliğe uygun olması beklenilmemelidir. Bir zeytin ağacının incir vermesini sağlayamazsınız. Çocuğunuzu doğru yolda yetiştirin, fakat onu kendisine özgü kişiliğinin ve miras alınan niteliklerinin doğal şekilde gelişmesini engelleyecek bir şekle sokmaya çalışmayın. Meydana getirdiğiniz çocuğu tanımak için vakit ayırın ve sonra ona taze bir fidanmış gibi yol gösterin. Onu, gerekli rehberlikle yetiştirin, şöyle ki, doğru yönde yeterli korunma ve destek görsün. Fakat aynı zamanda tüm iyi niteliklerini geliştirmekte engel görmesin.

YEHOVA’DAN BİR MÜKAFAT

28. Yakub’un çocuklarına nasıl özen gösterdiğini dile getiren Tekvin 33: 5, 13, 14’ten ne öğrenebiliriz?

²⁸ Eski zamanlarda yaşamış olan Yakub çocuklarına baba özeni gösterdi. Onlar için fazla yorucu bir yolculuk yapmak söz konusu olunca, Yakub, bu teklifte bulunan kişiye: “Efendim bilir ki, çocuklar naziktir, ve yanımda olan koyunlar ve sığırlar emziklidir; ve onları bir gün fazla sürerlerse, bütün sürüleri ölür. Rica ederim, efendim kulundan ileri geçsin, ve ben efendime, Seire varıncaya kadar önümde olan davarın ayağına göre, ve çocukların ayağına göre yavaş süreceğim” dedi. Yakub daha önce kardeşi Esav’la karşılaşınca onun: “Bunlar senin nendir?” sorusuna cevaben: “Senin kuluna Allahın lûtfettiği çocuklardır” dedi. (Tekvin 33:5, 13, 14) Bugün de ana-babalar Yakub’un yaptığı gibi, çocuklarına merhametli şekilde özen göstermekle kalmamalı, fakat çocuklarını, Yakub’un gördüğü gibi, Yehova’nın bir lütfu olarak görmelidirler. Gayet tabii bir erkek evlenmeden önce bir eşe ve çocuklara bakma sorumluluğunu ciddiyetle düşünmelidir. Mukaddes Kitap şu öğüdü verir: “Dışarıda işine düzen ver, ve onu tarlada kendine hazırla; ondan sonra evini yap.” (Süleymanın Meselleri 24:27) Bir erkek bu pratik öğütle uyumlu olarak evlilik ve aile yaşamı için önceden hazırlık yapmalı. O zaman karısı beklenmedik şekilde hamile kalırsa bunu korkunç bir mali yük olarak görmeden sevinçle karşılayacaktır.

29. Çocuk sahibi olma konusu neden önceden ciddiyetle düşünülmeli?

²⁹ Çocuk sahibi olma konusu sadece ilk doğanla değil, sonrakilerle ilgili olarak da ciddiyetle düşünülmelidir. Acaba ana-baba, zaten var olan çocukları beslemek,özen gösterip yetiştirmekte güçlük çekiyor mu? Böyle olduğu takdirde Yaratıcılarına olan saygı ve sevgi nitelikleri onları, ailenin daha çok artmasını önlemek üzere nasıl zaptınefs gösterebilecekleri konusunda ciddiyetle düşünmeye sevk etmelidir.

30. (a) Bir çocuğun aslında Tanrı’ya ait olduğunu neden söyleyebiliriz? (b) Bu gerçek ana-babanın tutumunu nasıl etkilemeli?

³⁰ Çocuk aslında kimin? Bir bakıma sizin. Fakat diğer bir anlamda çocuk Yaratıcı’ya aittir. Siz çocukken bakımınız ana-babanıza emanet edildiği gibi, şimdi de çocuğunuz bakımı için size emanet edildi. Fakat ana-babanızın size istedikleri gibi davranabilecekleri bir mal değildiniz, böylece çocuğunuz da o anlamda size ait bir mal değildir. Ana-babalar hamile kalma anını saptayamadıkları gibi bebeğin ana rahmindeki gelişmesine de yön veremezler. Burada söz konusu olan şaşılacak süreçleri bile görüp tam anlamıyla çözemezler. (Mezmur 139:13, 15; Vaiz 11:5) Eğer bedensel nakâmillik yüzünden bebek düşer veya ölü doğarsa ana-babası onu hayata döndüremezler. Böylece Tanrı hepimize hayat verdiğinden ona ait olduğumuzu alçakgönüllülükle kabul etmek zorundayız: “RABBİNDİR yeryüzü ve onun doluluğu, dünya ve onda oturanlar.”—Mezmur 24:1.

31, 32. (a) Ana-babalar Tanrı önünde hangi sorumluluk altındadırlar? (b) Bu sorumluluk gerektiği gibi yerine getirildiğinde, sonuç ne olur?

³¹ Dünyaya getirdiğiniz çocuklara karşı sorumlusunuz ve onları nasıl yetiştirdiğinize dair Yaratıcı’ya hesap vermek zorundasınız. Yaratıcımız, yeryüzünü üzerinde oturulsun diye yarattı ve ilk ana-babamıza bu amacı gerçekleştirebilmeleri için üreme yeteneği verdi. Onlar, Tanrı’dan uzaklaşmakla, O’nun, gök ve yerdeki yaratıklardan oluşan ailesi üzerindeki egemenliğini doğru şekilde yerine getirmediğini iddia eden düşmanın tarafına geçtiler. Çocuklarınızı, Yaratıcılarına sadık insanlar olarak yetiştirmekle, siz ailenizle birlikte bu düşmanın yalancı, fakat Yehova Tanrı’nın hak olduğunu ispatlayabilirsiniz. Süleymanın Meselleri 27:11 şöyle der: “Oğlum, hikmetli ol, ve yüreğimi sevindir, ta ki, beni ayıplıyana cevap vereyim.”

³² Çocuklarınıza karşı yükümlülük ve Tanrı’ya olan sorumluluklarınızı yerine getirirseniz yaşamınızda gerçek bir başarı duygusuna sahip olabilirsiniz. O zaman Mezmur 127:3’teki: “Rahmin semeresi mükâfattır” sözleriyle aynı fikirde olabilecek ve bu sözleri yürekten takdir edeceksiniz.

[Dipnotlar]

[Sayfa 91’deki resim]

Şimdi kurulan yakın ilişki sonradan nesiller arasındaki anlaşmazlığı önler.