Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • gt böl. 84
  • Öğrencinin Sorumluluğu

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Öğrencinin Sorumluluğu
  • Dünyada Yaşamış En Büyük Adam
  • Benzer Malzeme
  • İsa’nın Öğrencisi Olmak Ciddi Bir Sorumluluktur
    İsa Mesih: Yol, Hakikat, Yaşam
  • “Dünyanın Tuzu Sizsiniz”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Tuz Kadar Değerli
    Uyanış!—2003
  • İsa’nın Öğrencileri Kimlerdi?
    Büyük Öğretmenini İyi Dinle
Daha Fazla
Dünyada Yaşamış En Büyük Adam
gt böl. 84

Bölüm 84

Öğrencinin Sorumluluğu

İSA, Sanhedrin üyesi olduğu anlaşılan tanınmış Ferisinin evinden ayrıldıktan sonra, Yeruşalim’e doğru yola devam etti. Kendisini büyük insan kitleleri izliyordu. Bunu yapmalarındaki asıl neden neydi? Onun hakiki bir takipçisi olmak aslında neyi içeriyordu?

Yolculuk sırasında, İsa’nın dönüp şunları söylemesi onlarda şok etkisi yaratmış olabilir: ‘Eğer bir kimse bana gelir ve kendi babasından, anasından, karısından, çocuklarından, kardeşlerinden, kızkardeşlerinden, evet kendi canından bile nefret etmezse, benim öğrencim olamaz.’

İsa ne demek istemişti? İsa burada takipçilerinin akrabalarından gerçek anlamda nefret etmeleri gerektiğini söylemiyordu. Ancak, akrabalarını kendisinden daha az sevmeli, onlardan bu anlamda nefret etmeliydiler. İsa’nın atası Yakub’un Rahel’i sevip Lea’dan ‘nefret ettiği’ söylenmişti; bu, Lea’nın, kızkardeşi Rahel’den daha az sevildiği anlamına geliyordu.

İsa’nın, öğrencisi olan kişinin yaşamından, yani ‘kendi canından bile’ nefret etmesi gerektiğini söylediğini de göz önünde tutun. İsa bununla yine hakiki bir öğrencisinin onu kendi yaşamından bile daha çok sevmesi gerektiğini kastediyordu. İsa, böylece öğrencisi olmanın ciddi bir sorumluluk olduğunu vurguluyordu. Bu dikkatle düşünülmeden üstlenilecek bir şey değildi.

İsa’nın devamen belirttiği gibi, onun öğrencisi olmak, beraberinde zorluklar ve zulüm getirecekti: ‘Her kim işkence direğini taşıyıp arkamdan gelmezse, benim öğrencim olamaz.’ Bu nedenle, hakiki bir öğrencisi İsa’nın katlandığı aynı sitemi yüklenmeye hazır olmalıydı, bu, kısa süre sonra İsa’nın başına geleceği gibi gerekirse Tanrı’nın düşmanları tarafından öldürülmeyi bile içeriyordu.

Bu nedenle, Mesih’in öğrencisi olmak, peşinden giden insan kitlelerince çok dikkatle incelenip tartılması gereken bir meseleydi. İsa bu gerçeği vurgulayan bir örnekleme kullandı: “Çünkü sizden kim bir kule yapmak ister de, onu tamamlıyacak şeyi var mı diye, oturup önce masrafı hesap etmez? Ta ki, temel koyup bitiremediği zaman onu görenlerin hepsi: Bu adam yapmağa başladı, bitiremedi, diye onunla eğlenmeğe başlamasınlar.”

Böylece İsa, ardından gelen insan kitlelerine, tıpkı kule inşa etmek isteyen adamın işe başlamadan önce onu tamamlama olanağı olup olmadığını araştırdığı gibi, onların da kendi öğrencisi olmadan önce, bunun gereklerini yerine getirebileceklerine kesinlikle emin olmaları gerektiğini örnekledi. Sözlerine başka bir örneklemeyle devam etti:

“Yahut hangi kıral başka bir kıralla cenkte karşılaşmağa gittiği zaman, yirmi bin ile üzerine gelene on bin ile karşı çıkabilir miyim diye, önce oturup öğütleşmez? Yoksa öteki kıral daha çok uzakta iken, elçiler gönderir, nasıl barış olur diye sorar.”

İsa sonra örneklemelerinin belirtmek istediği noktayı şöyle vurguladı: “Bunun için sizden her kim bütün varından böylece vazgeçmezse, benim şakirdim olamaz.” Kendisini izleyen insan kitlelerinin, evet, Mesih hakkında bilgi almakta olan herkesin buna hazır olması gerekiyordu. Onun öğrencisi olacaklarsa, sahip oldukları her şeyi—yaşamları da dahil tüm varlıklarını—feda etmeye hazır olmalıydılar. Siz buna hazır mısınız?

İsa sözlerini “tuz iyidir” diyerek sürdürdü. Dağdaki Vaazında öğrencilerinin “dünyanın tuzu” olduğunu söylemişti; bununla, koruyucu bir madde olan gerçek tuz gibi onların da insanlar üzerinde koruyucu etkisi olduğunu anlatmak istemişti. Sözlerini şöyle bağladı: “Fakat tuz da tatsız olmuşsa, ne ile ona tat verilir? O, ne toprağa ne de gübreye yarar; onu dışarı atarlar. İşitecek kulakları olan işitsin.”

Böylece İsa, bir süreden beri öğrencisi olanların da yola devam etme yönündeki kararlılıklarının gevşememesi gerektiğini gösterdi. Gevşerlerse, yararsız hale gelecek, bu dünyaya alay konusu olup Tanrı’nın önünde de uygun olmayan, hatta O’na leke getiren bir duruma düşeceklerdi. Bu yüzden de etkisini yitirmiş, yabancı maddelerle karışıp bozulmuş tuz gibi sokağa atılacak, evet yok edileceklerdi. Luka 14:25-35; Tekvin 29:30-33; Matta 5:13.

▪ Bir kimsenin akrabalarından ve kendisinden “nefret” etmesi ne anlama geliyordu?

▪ İsa hangi iki örneklemeyi yaptı; bunların anlamı neydi?

▪ İsa’nın tuz hakkındaki son sözlerinde yatan belirgin düşünce neydi?

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş