Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/2 s. 2-4
  • İtaat Etmeyi Bir Zevk Haline Getirmek

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İtaat Etmeyi Bir Zevk Haline Getirmek
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Benzer Malzeme
  • Mutlu Bir Aileye Nasıl Sahip Olabiliriz?
    Kutsal Kitap Aslında Ne Öğretiyor?
  • İtaat—Çocuklukta Öğrenilmesi Gereken Önemli Bir Ders mi?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
  • Disiplini Kabul Ederek İtaati Öğren
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1993
  • İsa’yı Takip Eden Aileler Onu Örnek Alın!
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2009
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/2 s. 2-4

İtaat Etmeyi Bir Zevk Haline Getirmek

DÜŞÜNCELİ ve saygılı davranmak, insan ilişkileri mekanizmasının gerçek yağıdır. Bu nitelikler, görevleri başkalarının itaat etmelerini sağlamak olan kimseler tarafından gösterilirse, bu özellikle doğrudur. Bugün çocuklar kadar yetişkinler içinden de birçok kimse itaat etmeleri gerektiği düşüncesine sinirlenirler. Fakat yetki sahibi kimseler düşünceli ve saygılı olurlarsa, itaat etmek usandırıcı bir görev olmaktan çıkıp bir zevk halini alır.

Örneğin, ana-babalar, çocukları üzerinde Tanrı’nın verdiği bir otoriteye sahiptirler. Ama bunu nasıl kullanıyorlar? Bazı ana-babalar, ısrarla çocuklarının kendilerine itaatli olduklarını söylerler, fakat bunu isteyerek yapıp yapmadıklarını düşünmezler. Bu “son günlerde” çocukların bu derece “ana-babaya itaatsiz” olmalarının bir nedeni şüphesiz ana-babaların bu düşüncesizliğidir. (II. Tim. 3:1, 2) Ana-babalar çocuklarının itaat etmekten zevk duymalarını nasıl sağlayabilirler? Onlara duygudaş olmaları çok yararlıdır, çünkü duygudaşlık göstermek, kişiyi düşünceli olmağa ve saygılı davranmağa sevk eder. Duygudaşlık, ana-babaların kendilerini sanki çocuklarının yerine koymaları demektir. Çocuklara verilen emirler kolayca kavrayabilecekleri şekilde ve onların görüş açısına göre olmalıdır. Aynı zamanda emir de olsa, rica da olsa, bu nazik ve sevgi dolu bir ses tonuyla yapılmalı, ama gerekince de kesin olabilmelidir. Her şeyden önce, bir emir kontrol edilmeyen bir öfkeyle katiyen verilmemelidir.

Zaman ve ortam uygunsa, belirli bir şeyin neden yapılması gerektiğini açıklamak çok yararlıdır. Ve tabii ki, bunun daima bir nedeni vardır. Baba ile oğlun veya anne ile kızın birlikte çalışabilmesi ideal bir şeydir. Bunun mümkün olmadığı hallerde şöyle bir ricada bulunulabilir: “Sen şunu yaparken, ben de bunu yaparım.” İtaat etmenin zevkli bir şey olabilmesi için tutarlı olmak gerektir. Ana-babalar söylediklerini önce kendileri uygulamalıdırlar. Çocuklarının kendilerine saygı göstermelerini istiyorlarsa, onlar da otoriteye saygı göstermelidirler. Hatta, denilebilir ki, yetişkinlerin bahis konusu olduğu ortamlarda bu etkenler daha da hayati önem kazanmaktadır. İtaat etmek, birinin, diğerinin onun üzerinde uygun tarzda sürdürdüğü otoriteye boyun eğmesi demektir ve bu, bazılarının benliğine veya gururuna dokunabilir. Bundan ötürü Mukaddes Kitap bir Hıristiyana “hiçbir şeyi . . . . boş övünmekle [bencillikle, YD] yapmıyarak, fakat alçak gönülle, her biri diğerini kendinden üstün sayarak” davranmasını öğütler.—Fil. 2:3; Galatyalılar 5:26 ile karşılaştır.

Zevcelere ‘kendi kocalarına her şeyde tabi olmaları’ söyleniyor. Koca da Mukaddes Kitabın nasihatini takip eder ve ‘karısını kendi bedeni gibi severse’ ve duygudaşlık gösterip düşünceli davranırsa, o zaman karısı ona itaat etmeyi zevkli bulacaktır. (Efes. 5:22-28) Bir örnek verecek olursak: İyi yürekli, anlayışlı ve ayırt etme yeteneği olan bir koca, karısına bir ricada bulunduğunda bunu onun mantığına, vefasına, sevgisinine hitap ederek yapacaktır. Ve bu arada, eşinin küçük şeylerde dahi gösterdiği çalışkanlığı ve başarılı desteği için onu övmeyi de unutmayacaktır.—Sül. Mes. 31:10, 27-31.

Aynı zamanda, bir ricada bulunmadan önce bunun nedenini açıklamak makul ve düşünceli bir davranış olur. Örneğin bir koca eşine şöyle diyebilir: “Bu ay yaptığımız harcamalar gelirimizi bir hayli aştı, böyle devam edersek, bu yıl tatilde bir yere gidemeyeceğiz. Bunun için bu ay imkâlarımız dahilinde geçinelim olur mu sevgilim?” Burada ricada bulunurken bir kocanın görmezlikten gelmemesi gereken şey, resul Petrus’un şu sözlerinin de hatırımıza getirdiği gibi, makul olmaktır: “Ey kocalar, siz aynı suretle daha zayıf kaba, ve hayat inayetinin hemvarislerine hürmet eder gibi, kadına hürmet ederek karılarınızla beraber akıl dairesinde [bilgiye göre, YD] oturun.”—I. Pet. 3:7.

Benzeri prensipler bir patronun, işçisiyle ya da bir müfettişin memuruyla aralarındaki ilişkiye de uygulanabilir. Mukaddes Kitap dünyevi iş alanında başkaları üzerinde otoriteye sahip olan kimselere, patronların çoğu kez eğilimli oldukları gibi aşağılayıcı ve tehditkâr olmamalarını öğütler, çünkü bu, itaat etmeyi bir zevk haline kesinlikle getirmemektedir. Aynı zamanda, Tanrı’nın Sözü böylelerine, hizmetlerindekilere “hak ve müsavi olanı eda” etmelerini emretmektedir. Haksız ve ezici şartlar altında çalışmak kadar çalışma zevkini yok eden başka bir şey yoktur.—Efes. 6:9. Kol. 4:1.

Her alanda mantığa başvurmak ve kişinin istekli olup olmadığına bakmak yararlıdır. Örneğin, Hıristiyan cemaatinde bir ihtiyarın başkasına bir ricada bulunduğu veya tahsis verdiği zaman onun geçmişte yaptığı gönüllü hizmetlerini veya görevlerini takdir ettiğini söylemesi yerindedir. Bir ustabaşı, iş arkadaşlarına herhangi bir işte çalışıp çalışamayacaklarını veya hali hazırdaki bir işin yükünü paylaşıp paylaşamayacaklarını nezaketle sorarak onlarla işbirliği yapmak isteyebilir.

İtaat etmeyi bir zevk haline getirmeye özellikle yarayan bir davranış, yapılan iş için takdir ifade etmektir. Bu o kadar basit bir şeydir ki, bugün belki de modası geçmiş sayılabilir, fakat Today’s Health (Bugünün Sağlığı) dergisinin 1972 Ağustos sayısında yayımlanan bir raporda belirtildiği gibi, bu, halen geçerliliğini korumaktadır. Bir işçinin vazifesi iş yerinin koridorunu süpürmekti. Patronu onun yeri ne kadar iyi süpürdüğünü ilk defa gördüğünde ona şöyle seslenmişti: “Aferin! Çok iyi iş gördün.” Bunun üzerine görevli durumu şöyle yorumladı: “Sedece bu kadar, başka hiçbir şey söylemedi, fakat her gün veya yeri süpürdüğüm her sefer bu konuda birkaç güzel söz söylerdi. . . . Böyle basit sözler bir kimseye bir şeyler başardığını hissettirebilir. Yaptığınızla birisi ilgileniyor ve yaptığınız şey önemlidir. İşte o zaman bunu her yaptığınızda daha iyi yapmağa çalışırsınız.”

Anne-babaların çocukları ile bağları koparmaları veya kocaların karılarına karşı davranışlarında düşüncesiz olmaları çok kolaydır. İşçiler veya sanayi dünyasındaki memurlar ve denetçiler sorumlulukları ile o kadar meşgul olabilirler ki, otoriteleri altındaki kimselere karşı davranışlarında insancıl olmak etkenini görmezlikten gelirler. Öte yandan ricada bulunan veya emir veren kişilerin gösterdiği düşüncelilik ve saygılı olmağa yol açan duygudaşlık, onlara itaat etmeyi istemeyerek yapılan bir görev yerine zevk veren şey haline gelecektir.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş