Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w80 1/3 s. 17-24
  • Cemaatte Öğretmen Olarak Hizmet Etmeye Ehliyetli Olmak

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Cemaatte Öğretmen Olarak Hizmet Etmeye Ehliyetli Olmak
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • ‘DAHA BÜYÜK HÜKÜM’
  • “HİKMETLİ VE ANLAYIŞLI OLAN KİMDİR?”
  • EHLİYETSİZ KILAN ÖZELLİKLER
  • SEMAVİ HİKMETE BAĞLI ARZU EDİLEN NİTELİKLER
  • “Aranızda Kim Hikmetli ve Anlayışlı?”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2008
  • “Yukarıdan Olan Hikmet” Yaşamınızda Etkin mi?
    Yehova’ya Yaklaşın
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1995
  • Öğretmenimle Nasıl İyi Geçinebilirim?
    Gençler Soruyor . . . Sorular ve Pratik Cevaplar
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
w80 1/3 s. 17-24

Cemaatte Öğretmen Olarak Hizmet Etmeye Ehliyetli Olmak

“Aranızda hikmetli ve anlayışlı olan kimdir? İyi yaşayışla kendi işlerini hikmet hilminde göstersin.”—Yak. 3:12.

1. Hıristiyan cemaatinde öğretmen olarak hizmet edenlerin ehliyetli erkekler olması neden çok önemlidir?

BİR öğretmenin etkisi yararlı ya da zararlı olabilir. Bu, özellikle tapınma konusunda görülebilir. İsa Mesih, Ferisilere değinerek: “Onlar körlerin kör kılavuzlarıdır; eğer kör körü yederse, her ikisi de çukura düşer” demişti. (Mat. 15:14) Ferisilerin, Mukaddes Yazılara uygun olmayan öğretilerini körükörüne izleyenlerin başına ruhi harabiyet ve ölüm gelmiş, oysa Tanrı’nın Oğlunun sağlam öğretilerine kulak verenler hayat yolunda yürümüşlerdi. (Mat. 7:13-20, 24-27) Hayatların söz konusu olması, Hıristiyan cemaatinde öğretmen olarak hizmet edenlerin ehliyetli erkekler olmasını zorunlu kılar.

2. Resul Pavlus neden “bütün insanların kanından temizim” diyebilmişti?

2 Resul Pavlus’un, kendisi hakkında Efesos cemaatinin ihtiyarlarına söylediği sözler, Hıristiyan bir öğretmenin, sorumluluğunu ele alış şeklinin onu ya kan suçu altına sokabileceğini ya da kan suçundan uzak tutabileceğini gösterir. Pavlus: “Bugünkü günde size şahadet ediyorum ki, bütün insanların kanından temizim; çünkü Allahın bütün muradını size beyan etmekten çekinmedim” demişti. (Res. İşl. 20:26, 27) Efesos cemaatindeki ihtiyarlardan herhangi birisi sadakatsiz olup kendi ruhi helakine ve iman kardeşlerinin zararına yol açacak şekilde Mukaddes Yazılara ters anlamlar vermeğe başlayacak olsaydı, onun bu davranışından Pavlus sorumlu tutulamayacaktı. (Resullerin İşleri 20:29, 30 ile karşılaştır) Böyle yapanlar bizzat kendileri kan suçu altında olacaklardı. Resul Pavlus, onlara “Allahın bütün muradını” bildirmek üzere elinden geleni yapmıştı. Onlara kurtuluşları için gerekli hiçbir şeyi vermekten geri kalmamıştı. Onun arzusu, kulağa hoş gelen sözler söyleyip yanlış tutum, söz ve davranışlarını açıkça ortaya seren konuşmalardan kaçınarak onlara kendini sevdirmek değildi.—II. Timoteos 4:3, 4 ile karşılaştır.

3. Pavlus’un örneğine uygun olarak, cemaatte, öğretmen olan ehliyetli bir erkekten neler beklenir?

3 Resul Pavlus’un örneğine uygun olarak, Hıristiyan cemaatinde öğretmen olan ehliyetli bir erkek de verdiği öğretimin cidden kusurlu olmaması için kurtuluşla ilgili hayati olan her şeyi bilmeli ve anlamalıdır. Aynı zamanda, “Allahın bütün muradını” cemaatin tutumuna bakmaksızın bildirmeğe istekli olmaladır. Cemaatin, Tanrı’nın Sözünün sağladığı tedip ve düzeltmeğe olumlu karşılık verdiği zamanlar olabilir. Fakat birçok kimsenin yanlış tutum ve yollarını gerçekten değiştirmek istemediği zamanlar da olabilir. Bununla beraber, Hıristiyan bir öğretmen, ruhen yardım etmek üzere Tanrı’nın Sözüne sadakatle bağlı kalmağa devam etmelidir. Bazıları kötü eğilimler gösterdikleri takdirde, kendisini sabırsız davranmaktan alıkoyup hakikati bildirmeğe devam etmelidir. Bu hususta, resul Pavlus’un Timoteos’a yazdıklarını göz önünde tutalım: “Kelâmı vazet, vakitli vakitsiz sıkıştır, bütün tahammül ve öğretme sanatı ile tedip (YD) et; tekdir et, teşvik et.”—II. Tim. 4:2.

4. Yakub 3:1’de kayıtlı nasihat kimlere yöneltilmişti?

4 İnsanın kurtuluşu sağlam öğretilere bağlı olduğundan, öğretme, sadece ehliyetli erkeklere emanet edilmesi gereken bir sorumluluktur. Hıristiyan şakirt Yakub: “Ey kardeşlerim, . . . . çoğunuz öğretmen (YD) olmayın” diye yazmıştı. (Yak. 3:1) Bu ilham edilmiş uyarı, ehliyetli erkekleri öğretmen olmağa cesaret etmekten alıkoymak amacıyla yapılmamıştı, zira Mukaddes Yazılar: “Eğer bir adam nazırlık isterse, iyi bir iş arzu eder” de demektedir. (I. Tim. 3:1) Yakub, yukarda kayıtlı sözlerini, öğretmen olarak tayin edilmedikleri ya da ehliyetli olmadıkları halde, iman kardeşlerine kendilerini öğretmenmiş gibi gösteren erkeklere yöneltmişti. O ehliyetsiz erkekler, gereken niteliklere önem vermeksizin öğretmenlerin sahip olduğu nüfuz ve yetkiye sahip olmak istiyorlardı. Onlar, her halde, resul Pavlus’un tanımladığı şu kişilere benzemiş olmalıydılar: “Ne söyledikleri şeyleri, ne de neler hakkında iddia ettiklerini anlamadıkları halde, kanun öğretmenleri (YD) olmak” istiyorlar.—I. Tim. 1:76.

‘DAHA BÜYÜK HÜKÜM’

5. Öğretmenler nasıl ‘daha büyük hükme uğrayacaklardır?’

5 Sözde Öğretmenler, “Allahın bütün muradını” tam kavramadıkları ya da takdir etmedikleri için, bir öğretmenin bulunduğu ciddi durum zihinlerine iyice yerleştirilmeliydi. Yakub, kendisi de dahil olmak üzere tüm öğretmenlerin ‘daha büyük hükme uğrayacaklarını’ belirtmişti. (Yak. 3:1) Bir öğretmen diğerlerini eğiten ya da yöneten kimse olduğundan, ondan, cemaatin diğer üyelerinden beklenilenden çok daha fazla şeyler beklenir. Bu durum, Mukaddes Yazılardaki şu prensibe uygundur: “Bilmiyerek dayağa müstahak iş gören, az dayak yiyecektir.” (Luka 12:48) Bu yüzden, bir öğretmenin söz ve davranışları diğer Hıristiyanlarınkinden çok daha dikkatli şekilde incelenir. Ayrıca, eğer bir kimse verdiği öğretimde yanılırsa ve bu, cemaat üyeleri için problemlerin çıkmasına ya da onun davranışları başkalarının haklı olarak gücenmelerine neden olursa, o kimse, Rab İsa Mesih vasıtasıyla Yehova Tanrı’nın ciddi hükmüne uğrama yoluna girmiş demektir. Tanrı’nın Oğlu: Ben size derim: İnsanlar söyliyecekleri her boş söz için hüküm gününde hesap vereceklerdir. Zira kendi sözlerinle suçsuz, ve kendi sözlerinle suçlu çıkarılırsın” demişti.—Mat. 12:36, 37.

6. Yakub 3:2’ye göre, öğretirken hangi tehlikeye dikkat edilmelidir?

6 Şakirt Yakub, sözlerine devam edip: “Hepimiz çok şeylerde sürçeriz. Eğer bir kimse kelâmda sürçmezse, o adam kâmil”dir demektir. (Yak. 3:2) Örnek öğretmenler bile sözlerinde yanılmaya eğilimli olduklarına göre ehliyetsiz erkeklerin bunu yapma tehlikesi çok daha büyüktür. Bir öğretmen ne ölçüde yanılırsa, cemaate o ölçüde zarar ve kişiye de aynı ölçüde ağır hüküm gelir.

“HİKMETLİ VE ANLAYIŞLI OLAN KİMDİR?”

7. Yakub 3:13’de bulunan soru, bir kimsenin öğretmenliğe ehliyetli olması için hangi şeyin gerekli olduğunu açıklar?

7 Başkalarına öğretirken doğabilecek tehlikeler açısından yerinde olarak: “Gerçekten öğretmeğe kim ehliyetlidir?” diye sorulabilir. Şakirt Yakub da buna benzer şu soruyu sormuştu: “Aranızda hikmetli ve anlayışlı olan kimdir?” (Yak. 3:13) Onun: ‘Kimin mükemmel konuşma yeteneği var?’ diye sormamış olması dikkate değer. Bir kimse, iyi bir öğretmen olabilmek için, kendisini iyi ifade etme yeteneğinden çok daha fazla hususlara sahip olmalıdır. Hikmet ve anlayış elzemdir. Hikmetli bir kimse, Yehova Tanrı’ya karşı uygun bir korkuya sahip olup, bilgiyi iyi sonuçlar verecek şekilde nasıl kullanacağını bilir. (Sül. Mes. 9:10) Anlayışlı bir kimse ise, bir meselenin iç yüzünü görüp anlayabilir ve durum ya da koşulların değişik yönlerini ve aralarındaki ilişkileri fark edebilir. Ele aldığı meselelerin anlamını tamamıyla kavrayabilir. Bu onun, ‘kavrama yeteneği hem doğruyu hem yanlışı ayırt etmek için kullanışla eğitilmiş’ olgun bir Hıristiyan olduğu demektir.—İbr. 5:14, YD.

8. Bir kimsenin, iman kardeşlerine öğretmek için gereken hikmet ve anlayışa sahip olup olmadığını gösteren nedir?

8 Bir kimsede, iman kerdeşlerine öğretmek için gerekli hikmet ve anlayış olduğu nasıl anlaşılabilir? Onun hayatı, Yehova’ya çok derin, saygıdan doğan bir korkuyla birlikte hikmet ve anlayışa sahip olduğunu da göstermelidir. Şakirt Yakub devamen: “İyi yaşayışla kendi işlerini hikmet hilminde göstersin” demektedir. (Yak. 3:13) Bu nedenle, başkaları, onun, Tanrı’nın şahsiyetine, yollarına ve davranışlarına uygun şekilde hareket ettiğini görebilmelidirler.

9. Bir kimse işlerinde “hikmet hilmi”ni nasıl gösterebilir? Bir öğretmen olarak hizmet edecekse, bunu göstermesi neden önemlidir?

9 Bu doğru davranış , onun işlerinde “hikmet hilmi”ni göstermesini de kapsar. Öğretmenliğe ehliyetli olabilmesi için, sert, kavgacı, fikrinden dönmez, ya da mağrur değil, nazik, sakin, sulhsever olması gerekir. Ayrıca sağlam delil ya da ispatlar vermeksizin kuvvetli iddialarda bulunma eğiliminde olmamalıdır. Hilim ruhunu göstermeyen bir kimse, Pavlus’un Timoteos’a verdiği şu nasihate uygun davranmayı güç bulacaktır: “Rabbin kuluna kavga lâzım değildir; fakat herkese karşı mülâyim, öğretmeğe ehliyetli (YD), tahammül eden, karşı duranları hilimle ıslah edici olmalıdır.”—II. Tim. 2:24, 25.

EHLİYETSİZ KILAN ÖZELLİKLER

10. (a) Bir kimsenin “kıskançlık” duyması neleri kapsayabilir? (b) Kavgacılık nedir?

10 Şakirt Yakub, cemaatte kendilerinin öğretmenliğe ehliyetli olduklarını zanneden erkeklere dikkati çekip, onları ehliyetsiz kılan özelliklere işaret etmişti. Şunları okuyoruz: “Fakat yüreğinizde acı haset ve fırkacılık [kavgacılık, YD] varsa, övünmeyin ve hakikate karşı yalan söylemeyin.” (Yak. 3:14) Bu sözler insanın kendi kendini tahlil etmesini gerektirir. Bir kimse kendine: ‘Yüreğimde acı kıskançlık duyuyor muyum? Kavgacı mıyım?’ diye sorabilir. Acı kıskançlık, bir kimsenin kendisini ve fikirlerini haddinden fazla yüceltme isteği duymasını da kapsar. Bu istek, onun, kendisininkinden farklı fikirleri yüksek sesle yerip, başkalarının kendisi kadar ya da kendisinden üstün hikmet ve anlayışa sahip olduklarını kabul etmeyip, kendi görüşlerinde bağnazca ve ısrarla direnmesinden anlaşılabilir. Kavgacılığa gelince, bu, bir kimsenin çekişme ruhuna sahip olduğunu gösterir. Bir kimse, amacına ulaşmak için başkalarının zihnini bulandırıp karışıklık doğuran yöntemler kullanma eğiliminde olabilir. Bu, kavgacılık ruhu, gurur ve bencil ihtirasın bir ürünüdür.

11. Yakub, kıskanç ve kavgacı olan sözde öğretmenin, ‘övünüp hakikate karşı yalan söylediğini’ nasıl belirtebildi?

11 Kıskanç ve kavgacı bir adam, bir öğretmen olarak sahip olduğu niteliklere dikkati çekmekle gerçekten övünüp böbürlenir. Oysa, öğrettiğini iddia ettiği Hıristiyan hakikati, kendisinin bu kötü özelliklerini mahkûm etmektedir. Bundan dolayı, bölücü yarışma ruhuna sahip olduğu halde kendisini Hıristiyan bir öğretmen olmağa ehliyetli zanneden bir kimse, Mukaddes Yazılarda belirtilen hakikatlere karşı yalan söylüyor, ya da onları yanlış temsil ediyor demektir. Ayrıca, böyle istenilmeyen özelliklere sahip olduğuna göre, bir öğretmenin niteliklerine sahip olduğuyla övünmesi için hiçbir nedeni de yoktur. Bunu yapması aslında bir yalandır. Yüreğinde kendi çıkarına düşkün ve kavgacı olması, onu Hıristiyan bir öğretmen olmağa ehliyetsiz kılar.

12. Kıskanç ve kavgacı bir adam hangi hikmete sahiptir?

12 Böyle çıkarına düşkün ve kavgacı bir adamın kendisinin sahip olduğunu iddia ettiği hikmet, semavi bir hikmet olamaz. Şakirt Yakub: “Bu hikmet yukarıdan inen değil, fakat dünyevi, nefsani [hayvani, YD] şeytanî hikmettir” diye yazıyor. (Yak. 3:15) Tanrısal hikmet, kıskançlık ve kavgacılığın karşıtıdır.—Sül. Mes. 6:16-19.

13-15. Bu hikmet nasıl (a) “dünyevî” (b) nefsani veya hayvani” ve (c) “şeytanî”dir?

13 Bu sözde öğretmenin sahip olduğunu iddia ettiği hikmet, Tanrı’dan uzaklaşmış olan dünyevilerin karakteristik bir özelliğidir. Bu yüzden o da, hiçbir ruhi düşünüşü olmayan, vakit ve enerjilerini zevk ve arzularını tatmin etme ya da bu istikrarsız, değişen şeyler sisteminde prestij ve mal mülk kazanma yolunda harcayan kimselere benzer. (Fil. 3:19; Kol. 3:2) Onun öğretmen olma isteğinin saiki yanlıştır. Gururlu olduğundan, zihninde o mevkinin verdiği saygı ve onura sahip olmak ister.

14 Gururlu, kavgacı bir adamın hikmeti de nefsani ya da hayvani bir hikmettir. Başka sözlerle o hikmet, doğal olarak insanın hisseden bir yaratık, yani bir can olmasından ileri gelir. Mukaddes Yazılara göre, insanlar da hayvanlar da candır. (Tekv. 2:7; Say. 31:28; Vah. 16:3) İnsanların duygulara sahip yaratıklar (canlar) olarak ahlak duygusu ve zekâları vardır, oysa hayvanlar da duygulara sahip yaratıklar olmalarına rağmen, zekâları yoktur. (II. Pet. 2:12; Yah. 10) Bundan dolayı, söz konusu bu hikmetin ‘hayvani’ ya da ‘nefsani’ olduğunun belirtilmesi, onun bedeni hisler, iştahlar ve eğilimlerin ürünü olan, ruhi olmayan bir hikmet olduğunu gösterir.

15 Yakub, ona haklı olarak şeytani hikmet de demişti. Zira cinlerin (kötü ruhların) tutumu Tanrısal hikmete karşıdır. Etkiledikleri insanların acı durumlarından da görülebildiği gibi, yumuşak huylu değil, sert ve hırçındırlar. (Mar. 5:2-5) Mukaddes Kitap, cinlerin reisi olan İblis Şeytan’ın gurur ve ihtirasının kendisinin felâketine yol açtığını göstermektedir.—I. Tim. 3:6.

SEMAVİ HİKMETE BAĞLI ARZU EDİLEN NİTELİKLER

16. Semavi hikmetin özellikleri nelerdir?

16 İman kardeşlerine öğretmenlik yapmağa ehliyetli bir kimse, dünyevî, nefsani ve şeytani hikmete bağlı özelliklerden uzak olmalıdır. Hayatı, kendisinde semavî hikmetin var olduğunu göstermelidir. Şakirt Yakub şu sözlerle bu hikmeti tanımlamaktadır: “Yukarıdan olan hikmet evvelâ iffetlidir (YD), ondan sonra sulh edici, makul (YD), itaat etmeye hazır (YD), merhametle ve iyi semerelerle dolu, tarafgir olmayan (YD), riyasızdır.” (Yak. 3:17) Bunun ne anlama geldiğini bir düşünün.

17. “İffetli” ve “sulh edici” olmakla ne kastediliyor?

17 Öğretmen olarak hizmet etmeğe ehliyetli olanların, zihin ve yüreklerinin “iffetli”, saf ya da lekesiz oldukları söyleniyor. Onlar “sulh edici” olup, sulhu teşvik eden insanlardır. Sadece saldırgan ve kavgacı olmaktan kaçınmakla kalmazlar, aynı zamanda başkalarıyla ve başkaları arasında iyi ilişkiler kurmağa da uğraşırlar. (Rom. 14:19; I. Tim. 3:3) Sulhu bozucu hiçbir şeyle ilgilenmez ya da böyle bir şeyi tasvip etmezler.—Süleymanın Meselleri 16:28; 17:9 ile karşılaştır.

18. Bir kimse (a) “makul” (b) “itaat etmeye hazır” (c) “merhametle ve iyi semerelerle dolu” olduğunu nasıl gösterebilir?

18 “Makul” bir kimse, gayret gösterirken bağnaz değil, uysal, ölçülü ve sabırlıdır. Kendi yolunda ya da kanunun harfi harfine tutulması üzerinde direnmez, fakat bir meseleye gereken şekilde dikkatini verip o meseleye insani şekilde bakar. (I. Petrus 2:18 ile karşılaştır.) Semavi hikmete sahip bir kimse inatçı değil, “itaat etmeye hazır”dır. Onda, işbirliği ruhu, uygun isteklere olumlu karşılık verme arzusu vardır. Böyle bir kimse, bir şeyin doğru ya da yanlış olması ‘benim için fark etmez’ tarzında bir tutum takınmayacak, daha ziyade kendisi Mukaddes Yazıların söylediklerine uyacaktır. Yanlış bir yolda bulunduğu ya da hatalı bir sonuca vardığı açıkça belli olduğunda tutumunda derhal değişiklik yapacaktır. Semavi hikmete sahip bir kimse “merhametle ve iyi semerelerle dolu”dur. Başkalarına şefkatle davranır. acı ve elem çeken insanlara acır, onlara yardım etmek üzere elinden geleni yapmağa hevesli ve isteklidir. “İyi semereler”, iyilik, adalet ve hakikate uygun tüm hareketleri kapsar.—Efes. 5:9.

19. Bir kimsenin ‘tarafgir olmaması’ ne anlama gelir?

19 Semavi hikmetin rehberlik ettiği bir kimse ‘tarafgir değildir’. İnsanlara dış görünüşlerine, sosyal durumlarına, zenginliklerine, mevkilerine ya da cemaatteki nüfuzlarına göre ayrıcalı davranmaz. (Yakub 2:1-4 ile karşılaştır) Hemcinslerine karşı davranışlarında tarafsız olmağa çalışır.

20. (a) İkiyüzlülük nedir? (b) Semavi hikmete sahip bir kimse ikiyüzlü olmadığını nasıl gösterebilir?

20 Semavi hikmet bir kimseyi asla “iki yüzlü” yapmaz. İkiyüzlü kimse olmadığı şekilde görünür. Semavi hikmete sahip bir kimse tabiri caizse bir maske takmaz. Tüm ilişkilerinde doğru ve güvenilirdir.—Efes. 4:25.

21. Mukaddes Kitabın cemaatte öğretmen olarak hizmet edenlerden talep ettiği nitelikleri hayatımızda nasıl uygulayabiliriz?

21 Hıristiyan öğretmenlerden talep edilen nitelikler, kendimizi dikkatle tahlil etmemize neden olmalıdır. Semavi hikmete uygun yaşamak istediğimizi gösteriyor muyuz? Cemaatte öğretmen olmasak bile, hepimiz, Mesih’in şakirtleri olarak hakikati başkalarına öğretme sorumluluğu altındayız. Bundan dolayı, tutumumuzun, söz ve davranışlarımızın, olduğumuzu iddia ettiğimize uygun olması hayatidir. (Rom. 2:21, 22) Semavi Babamızın daha iyi hizmetçileri olmağa ve O’nun bize ihsan ettiği nimetlerden sevinç duymağa çalışmağa devam edelim.—I. Timoteos 4:15, 16 ile karşılaştır.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş