Sulh Milenyumu Sadece Bir Hayal midir?
“Hitler’in övündüğü gibi, 30 Ocak 1933 tarihinde başlayan Üçüncü Reich [Alman İmparatorluğu] bin yıl sürecekti ve Naziler de kendi aralarında bundan sık sık ‘Bin Yıllık Reich’ olarak söz ettiler.”—The Rise and Fall of the Third Reich, (Üçüncü Reich’in Doğuşu ve Düşüşü), W. Shirer tarafından.
GERÇEKTEN ne olduğunu siz de biliyorsunuz. Hitler’in bin yıllık (veya milenyum) rüyası hiçbir zaman gerçekleşmedi. Fakat birçok insanın gerçek 1000 yıl sürecek bir sulh hükümdarlığının gerçekleşmesini beklediklerini biliyor muydunuz? Dublin Üniversitesinden Dr. W. Lee şunları söyledi: “Dünyevi ve aynı zamanda dini görüşlerde Milenyuma dair hayaller vardır.”
Çok defa bu “hayal” geçmişte yaşandığı düşünülen bir Altın Çağın gelecekte yenileneceğine dair imanı kapsar. Örneğin, İran’ı ziyaret ederseniz, orada eskiden “hastalığın ve ölümün olmadığı, suçsuzluğun var olduğu bir Altın Çağdan” bahsedildiğini duyabilirsiniz. Güney Afrika’da ormanda yaşayan yerliler, hayvanların ve insanların birbirleriyle sulh içinde yaşadıkları bir geçmişten bahsederler. Bu inanç hakkında yazan The Encyclopedia of Religion and Ethics “geçmişte insan hatası nedeniyle kaybedilmiş olan bir Altın Çağ” fikrinin çok defa müstakbel bir sulh milenyumu gibi, “gelecekte her şeyin daha iyi olacağı inancı”na bağlı olduğunu söyler.
Bu gibi ümitler sadece safça beslenen düşünceler midir? Sizi her gün rahatsız eden şeylere bir bakın. Cinayet, enflasyon, hava kirliliği, sosyal huzursuzluk ve savaş raporları. Herhalde az insan, gelecek bir sulh ve refah devrine inanmak için bu şeylerin temel olduğunu kabul eder. Avustralya’da, Baden şehrinde yapılan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü toplantısından alınan 1976 Eylül raporu şunları belirtti: “Savaşa neden olan çetin gerçekleri incelemekle meşgul olan insanlar sulh nesli olarak bir zamanlar vaat edilen sulhu başarmak üzere artık teorik çözümlere bile sahip değillerdir.”
Fakat Mukaddes Kitapta sulh milenyumunun sadece hayal olarak bertaraf edilemeyeceğine dair ciddi nedenler bulabilmekle beraber onda daha da fazla şeyler bulacaksınız. Milenyumun gerçekleşmesi halinde, hayatlarımızı çok daha zengin ve zevkli hale getirecek şeylerin varlığına dair Mukaddes Kitap bize vaatte bulunmaktadır. Mukaddes Kitabın sonlarına doğru şunu okuyacaksınız:
“Ve [bir melek] İblis ve Şeytan olan ejder, eski yılanı tuttu; ve onu bin yıl müddetle bağladı, ve bin yıl tamam oluncıya kadar artık milletleri saptırmasın diye, . . . . ve [Tanrı insanların] gözlerinden bütün gözyaşlarını silecek; ve artık ölüm olmıyacak; ve artık matem ve ağlayış ve acı da olmıyacak; çünkü evvelki şeyler geçtiler.”—Vah. 20:1-3; 21:4.
Böyle bir tanımlama çok hoş olmakla beraber, insanların beslediği Nazi Bin Yıllık Reich’i dahil, diğer milenyumluk ümitlere nazaran bunun gerçekleşmesini beklemek için, neden daha fazla nedenlere sahibiz? Zorlayıcı bir neden mevcuttur. Konu edilen bu sulh milenyumu Yehova Tanrı tarafından vaat edilmiştir. Bir keresinde bir adam, İsa’ya belirli bir şeyin kendisi için imkânsız gibi gözüktüğünü söylediği zaman, Tanrı’nın Oğlu şöyle cevap verdi: “insanlar indinde mümkün olmıyan şeyler Allah indinde mümkündür.”—Luka 18:27.
Fakat Mukaddes Kitap, Tanrı’nın gerçekten gelecekte yeryüzüne harfi olarak bin yıllık bir sulh getireceğini söyler mi? Acaba Mukaddes Kitabı bu şekilde mi anlamalıyız? Kendimiz ve ailemiz için büyük bereketler sağlamak imkânıyle ilgilendiğimize göre, böyle bir milenyumdaki sulhun, sadece, bir hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu araştırmalıyız.