Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w81 1/10 s. 16-20
  • Başkalarına Karşı Tanrısal Davranış

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Başkalarına Karşı Tanrısal Davranış
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • GÜNAHKÂRLARA KARŞI DAVRANIŞ
  • İSA’NIN SUÇ İŞLEYENLERLE İLGİLİ VERDİĞİ ÖĞÜT
  • BAŞKALARINA KARŞI İNSANLIK DIŞI DAVRANMAMAK
  • “VERGİ MÜLTEZİMİ GİBİ OLSUN”
  • PUTPERESTLER NASIL TELAKKİ EDİLİR, ONLARA KARŞI NASIL DAVRANILIRDI?
  • Matta’nın Aldığı Davet
    İsa Mesih: Yol, Hakikat, Yaşam
  • Kardeşinizi Kazanabilirsiniz
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Bugün Tanrı’nın Merhametini Örnek Almak
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1991
  • Matta’nın Çağrılışı
    Dünyada Yaşamış En Büyük Adam
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
w81 1/10 s. 16-20

Başkalarına Karşı Tanrısal Davranış

“Bu şeyleri sana . . . . cemaat olan Tanrı’nın evinde nasıl davranman gerektiğini (YD) bilesin diye, yazıyorum.”—I. Tim. 3:14, 15.

1, 2. Mukaddes Kitap, başkalarına karşı davranışlarımızda bize nasıl yardım edebilir?

HIRİSTİYANLARIN Mukaddes Kitabı tetkik ederek elde ettikleri yararlar arasında başka insanlara karşı Tanrısal şekilde nasıl davranılacağı öğrenilmelidir. Hıristiyanlığı bilmeyen kişiler dahi, Mukaddes Kitaptaki şu öğüdün hikmetini ve elverişliliğini kabul ederler: “İnsanların size ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın.”—Luka 6:31.

2 Mukaddes Kitap, başkalarına karşı davranışlarımızın ana hatlarından daha fazlasını temin eder. Bize, belirli durumlarda veya bizimle özel ilişkileri olan kişilere karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğütler. Örneğin, Hıristiyan bir kadının iman etmeyen kocasına karşı olan davranışı ve bizim düşkünlere, sakatlara ve karşı cinsten olanlara karşı davranışımız hakkında öğütler verir. (I. Pet. 3:1-6; Mezm. 41:1; Lev. 19:14; I. Tim. 5:1, 2) Mukaddes Yazılar aynı zamanda ‘cemaat olan Tanrı’nın evinde nasıl davranmamız gerektiği’ hususunda da sağlam nasihatlar sağlar.—I. Tim. 3:15.

3. Davranışımız konusunda Tanrı’nın rehberliğine neden ihtiyacımız var?

3 Bu Tanrısal öğütleri uygulamak hayatidir, çünkü Kendi Sözü bize, bir derece başkalarına karşı nasıl davrandığımıza dayanarak hükmedeceğini belirtir. (Mat. 18:35; 25:40; Vah. 2:23) Dolayısıyla, ne yapmamız gerektiğini söyleyen insanların veya duygularımızın ve uygun ‘zannettiklerimizin’ bize rehberlik etmesine engel olmalı ve Davud’un şu tutumuna sahip olmalıyız: “Ya Yehova (YD), yollarını bana bildir; tariklerini bana öğret. Bana hakikatinde yol göster ve bana öğret, çünkü sen kurtuluşumun Allahısın.”—Mezm. 25:4, 5; 139:17-21.

GÜNAHKÂRLARA KARŞI DAVRANIŞ

4. Günahkârlara karşı nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili neden bilgi sahibi olmalıyız?

4 Âdem’in soyu olarak insanların “hepsi günah işlediler, ve Allahın izzetinden mahrum kaldılar.” (Rom. 3:23; 5:12) Böyle olmakla birlikte durumumuz ümitsiz değildir, çünkü “Mesih İsa günahkâları kurtarmak için dünyaya geldi.” Bu gerçeği kabul eden ve Mesih’e iman eden herkes, geçmişte günahkâr bir hayat sürdürmüş olsa bile, bağışlamaya nail olabilir.—I. Tim. 1:12-16; I. Kor. 6:9-11; Res. İşl. 10:43; Rom. 6:12-14.

5. Bir Hıristiyan ciddi bir günah işlerse ne yapılmalıdır?

5 Fakat bir kişi Mesih’e iman edip tövbe ederek vaftiz edilmiş bir Hıristiyan olduktan sonra, zayıflığa yenilirse veya ciddi bir günah işlerse, durum ne olur? Hâlâ bağışlanabilir; tıpkı resul Petrus’un İsa’yı inkâr etmesinden sonra bağışlandığı gibi. Eğer sen, Hıristiyan bir kardeşinin ciddi günah işlediğini öğrenirsen, ne yaparsın? Gerçek sevginin bir belirtisi olarak o kişinin gerçek ruhi yardımı elde etmesini sağlamak istersin. Cemaatteki vefakâr ihtiyarlar çok defa bu yardımı sağlayabilen kişilerdir. Onlar ne amaçla yardım ederler? Suç işleyen Hıristiyan’ın ruhi sağlığa kavuşmasına yardım etmek amacıyla.—Gal. 6:1; I. Yuh. 5:16; II. Tim. 2:23-26; Yah. 23.

6. Ciddi bir günah işlemiş olan bir Hıristiyan tövbe etmezse, hangi adım atılmalıdır?

6 Bununla beraber, birkaç yıl hakiki Hıristiyanlık yolunda yürüyen bir kişi, bundan sapabilir ve kendini Tanrısal olmayan davranışlara teslim edebilir ve ihtiyarların kendisine yardım etmek amacıyla harcadıkları samimi çabalara rağmen tövbe de etmeyebilir. Mukaddes Kitap ilk yüzyılda bu gibi olayların cereyan ettiğini gösterir; böyle durumlar bugün de vardır. (II. Pet. 2:10-20) O zaman ne yapılmalıdır? Tanrı, kâmil hikmet ve adaletine dayanarak cemaatin ahlaki ve ruhi temizliğini korumak için, kuvvetli bir adımın atılmasını emreder. Atılan bu adım, suç işleyenin de aklını başına getirebilir. Tanrı’nın Sözü şöyle emreder: “Kötü adamı kendi aranızdan çıkarın.” Bu, onu Hıristiyan cemaatinden atmak demektir.—I. Kor. 5:13; I. Tim. 1:20; Tesniye 17:7 ile karşılaştır.

7. Cemaatten atılan bir kişiyle ilgili ne tür sorular doğuyor?

7 Bir kişinin davranışının ve tutumunun böyle bir adımın atılmasını gerektirmesi üzücüdür. Fakat o kişi cemaatten atıldıktan sonra, cemaatin diğer vefakâr üyeleri onu nasıl görmeli ve ona karşı nasıl davranmalıdırlar? Herhangi bir komşuya, bir iş arkadaşına veya sokakta rasladıkları bir kişiye karşı davranacakları gibi mi davranmalıdırlar? Ona “merhaba” demeli midirler? Cemaatten çıkartılmış kişiye rasladıkları [rastladıkları] zaman, onunla biraz sohbet mi etmelidirler? Ona ait iş yerinde çalışmak veya onu bir işte çalıştırmak için ne denilebilir? O kişinin Hıristiyan ana-babaları veya başka akrabaları kendisiyle ne derece konuşabilir ve müşarekette bulunabilirler? Bu konuda birçok soru ortaya çıkmaktadır. Cemaatten çıkartılmış olan suçluya nasıl davranacağımıza dair bize rehberlik ettiğinden Yehova Tanrı’ya çok teşekkür edebiliriz!

İSA’NIN SUÇ İŞLEYENLERLE İLGİLİ VERDİĞİ ÖĞÜT

8, 9. (a) İsa, günah işlemiş olan biriyle ilgili hangi öğütte bulundu? (b) İsa burada ne tür günaha değindi?

8 Tanrı’nın Yahudileri hâlâ Kendi kavmi olarak tanıdığı sıralarda İsa, günah işlemiş olan biri hakkında bazı öğütler verdi. Bizzat Yahudi olan Mesih’in şakirtleri, bu öğütleri Yahudi toplumlarında mevcut olan şartların ışığı altında anladılar. Biz de bundan yararlanabiliriz, çünkü İsa’nın verdiği öğüt, Hıristiyan cemaatinin Tanrı tarafından kurulmasından sonra geçerli olacaktı. (Mat. 21:43) Mesih şöyle dedi: “Eğer kardeşin sana karşı günah işlerse, git, yalnız onunla senin aranda kabahatini kendisine göster; seni dinlerse, kardeşini kazandın.”—Mat. 18:15.

9 İsa, burada her halde Filipililer 4:2, 3’te okuduğumuz küçük kişisel bir kabahat anlamına gelen “günah”tan söz etmedi. (Süleymanın Meselleri 12:18 ile karşılaştır.) İsa’nın daha çok, burada dolandırıcılık veya iftira gibi günahları kastettiği anlaşılır. Zira bu tür günahlar, birinin cemaatten atılmasını gerektirecek kadar ciddiydi.a Eğer, kendisine karşı suç işleyen kişi, suçu işleyene hususi olarak yaklaşarak meseleyi halledebilirse, ‘kardeşini kazanmış’ olur. Günahkâr yürekten tövbe ederek yanlışını doğrultmaya çalışırsa, meseleyi daha ileri götürmeye gerek yoktur.

10, 11. Atılan bu ilk adım başarısız kalırsa, atılması gereken ikinci adım nedir?

10 Ama eğer atılan bu adım başarısız kalırsa, o zaman ne olacak? İsa şöyle devam etti: “Fakat [günahkâr] seni dinlemezse, yanına bir ya iki kişi daha al da, iki veya üç şahidin ağzı ile her söz sabit olsun.”—Mat. 18:16.

11 Kişinin yanına aldığı fertler, sadece ikisinin barışmasını sağlamaya çalışan tarafsız kimseler değil, gerçek “şahit” olmalıydılar. Görünüyor ki, bu kimseler işlenen suça ‘şahit’ olan kişilerdi. Örneğin, onlar yapılan ticari bir anlaşma hakkında bilgileri olduğundan, dolandırıcılığın yapılıp yapılmadığına dair şahadette bulunabilirlerdi. Veya suçun işlendiğine dair mevcut delil yazılı bir sözleşme veya bu gibi bir şey idiyse, o kişi böyle durumlarda ruhen ehliyetli ve tecrübe sahibi biraderleri yanına alabilirdi. Onlar, gerçeklere ve son bir adımın atılması gerektiği takdirde, bu buluşma sırasında itham edilen kişi tarafından söylenenlere şahit olabilirlerdi.

12. İsa’nın açıkladığı gibi, atılması gereken son adım nedir?

12 İsa, günahkârla ilgili olarak atılması gereken son adımı şöyle anlattı: “Ve eğer onları dinlemek istemezse, cemaate (YD) söyle, Ve eğer cemaati (YD) de dinlemek istemezse, o sana putperest ve vergi mültezimi gibi olsun.” (Mat. 18:17) Evet, günahkârı yolundan döndürmek amacıyla harcanan son bir çaba olarak mesele cemaatin ruhi ihtiyarlarına götürülecekti. Onlar, gerçekleri dinleyip şahitlerin şahadetini değerlendirirlerdi. Tanrı’nın Sözünü kullanarak suç işleyeni tedip edebilirlerdi. Bununla beraber, eğer suçu işleyen tövbe etmek istemezse, onlar cemaat uğruna onu disiplin edecek ve ondan çıkartarak cemaati bu tehlikeli etkenden koruyacaklardı.

BAŞKALARINA KARŞI İNSANLIK DIŞI DAVRANMAMAK

13, 14. İsa’nın, başkalarına karşı insanlık dışı hareket etmeyi savunmadığından nasıl emin olabiliriz?

13 Böyle bir kişiye karşı nasıl davranmamız gerektiğini tespit etmek üzere yardım görmek için İsa’nın şu sözlerini iyi anlamalıyız: “O sana putperest ve vergi mültezimi gibi olsun.” Daha sonraki yüzyıllarda bazı Yahudi hahamlar, aşırı görüşlere sahip olarak bir Yahudi’nin, ölüm tehlikesinde bulunan bir putpereste bile yardım etmemesi gerektiğini savundular. Böyle sert bir davranış sadece milletlere karşı gösterilmedi, daha ziyade İsa’nın gerçek bir komşu hakkında verdiği meselde, hem bir Levili, hem de bir kâhin, yaralı bir Yahudi kardeşine bile yardım etmek istemedi, oysa bir Samiriyeli bunu yaptı.—Luka 10:28-37.

14 Fakat İsa Matta 18:17’de, şakirtlerinin, bir kaza veya ani ve acil bir ihtiyaç olayında bir insanlık hareketinde bulunmamalarını kastetmiş olamazdı. İsa, milletlerden gelen bazı kişilere böyle iyilikler yapmıştı. Örneğin, Fenike şehrinden Suriyeli bir kadına karşı böyle davrandı. Kadın milletlerden geldiği ve İsa da sadece Yahudilere gönderildiği için, kadının durumunun olağanüstü olduğunu hem İsa hem şahitleri hem de bizzat kadın kabul ettiler; buna rağmen Mesih, kadının kızını tedavi etti. (Mat. 15:21-28; Mar. 7:24-30) Romalı bir subay, acı çeken felçli kölesini tedavi etmesi için rica ettiği zaman İsa, yine buna benzer bir insan sevgisi gösterdi. Bu subay, Yahudi bir öğretmen olan İsa’nın evine girmesini beklemediğini itiraf etti. Fakat “Yahudilerin ihtiyarları” İsa’ya milletlerden gelen bu layık kişiye merhamet göstermesini rica ettiler; İsa bunu yaptı. (Luka 7:1-10; Mat. 8:5-13) Buna göre, İsa biri hakkında “putperest ve vergi miltezimi gibi” olsun demekle ona merhamet gösterilmesini ve iyilik yapılmasını yasaklamadı. Öyle ise İsa ne demek istedi?

“VERGİ MÜLTEZİMİ GİBİ OLSUN”

15. İsa, vergi mültezimlerine ne gözle bakıyordu? Onlara karşı nasıl davranıyordu?

15 İlk olarak, İsa, vergi mültezimlerine hangi gözle baktı ve onlara karşı nasıl davrandı?

“Yeni ahdin vergi mültezimlerine, putperestlerle sürdürdükleri devamlı ilişkileri yüzünden murdar ve zulmedenlerin istekli aletleri olarak hain ve irtidat edenler gözüyle bakılırdı. Onlar, günahkârlarla. . . .fahişelerle. . . .putperestlerle aynı sınıfa konuldular. . . .Onlar kendi başlarına bırakıldılar; namuslu bir hayat sürenler, onlardan uzak yaşadılar; onların dostları veya arkadaşları ancak kendileri gibi toplumdan kovulanlar arasında bulunuyordu.”—“Cyclopoedia” M’ Clintock and Strong tarafından, Cilt VIII, s. 769.

Evet, İsa’nın dinleyicileri, Yahudilerin genel olarak vergi mültezimlerinden çekindiklerini iyi biliyorlardı. Yahudiler kanunun talep ettiği vergiyi ödemek için onlarla ancak çekine çekine asgari bir şekilde ticari temaslarda bulundular.

16, 17. İsa bazı vergi mültezimlerine karşı nasıl davrandı?

16 Öte yandan bir kimse şöyle sorabilir: “Acaba İsa vergi mültezimlerinin yanında bulunmadı mı?” Bu konudaki gerçekleri inceleyelim.

17 İsa, “dünyanın günahını kaldıran Allah kuzusu” olarak tüm insanlar için ışıktı; ama yeryüzündeki vaizliği boyunca özel olarak dikkatini Yahudilere verdi. (Yuh. 1:29; 8:12; İş. 42:1, 6, 7; Mat. 10:5, 6; 15:24) Kendisine en çok muhtaç olan tüm Yahudilere yardım etmek üzere bir hekim gibiydi. Bunların arasında fahişeler, ayyaşlar ve sık sık dürüst hareket etmeyen vergi mültezimleri de bulunuyordu. Hor görülen bir vergi mültezimi olan Matta Levi, İsa’nın getirdiği yeni kurtuluş mesajına karşılık verenlerin arasındaydı. Bir ziyafet için İsa’yı evine davet eden Matta, diğer vergi mültezimlerinin de harikulade hakikatleri dinlemelerini temin etti. (Luka 5:27-32; 19:1-10) ‘Bilmiyerek günah işleyen’ bu erkekler, günahlarının silinmesi” için atılması gereken adımları atmaya hazır idiler.—Res. İşl. 3:19; İbr. 9:7.

18. İsa’nın bazı vergi mültezimlerine karşı davranışları neden Matta 18:17’de söyledikleri için örnek teşkil edemez?

18 Bununla beraber, ‘ona yaklaşan’ ve ‘onun ardınca giden’ vergi mültezimlerine şahadet etmek için İsa’nın harcadığı çabalar, tövbe etmeyen günahkârlara nasıl davranılması gerektiği hususunda bir örnek değildir. (Mar. 2:15; Luka 15:1) Bundan nasıl emin olabiliriz? Mesih, böyle vergi mültezimleriyle beraber yemek yediği halde, resul Pavlus, Hıristiyanların cemaatten çıkartılan günahkârlarla ‘yemek yememeleri’ gerektiğini söyledi. (I. Kor. 5:11) Ayrıca, İsa şakirtlerine, tövbe etmeyen bir suçluyu o zamandaki vergi mültezimleri gibi telakki etmelerini söyledi. R. F. Weymounth’un tercümesi şöyle der: “Onları bir putperest veya vergi mültezimini telakki ettiğin gibi telakki et.”

PUTPERESTLER NASIL TELAKKİ EDİLİR, ONLARA KARŞI NASIL DAVRANILIRDI?

19. Mukaddes Kitap Yahudilerle Yahudi olmayanlar arasındaki ilişkiler konusunda ne gösterir?

19 İsa’nın Matta 18:17’de kayıtlı bulunan sözlerini işiten resuller, Yahudi vatandaşlarının putperestlerle toplumsal temaslarda bulunmadıklarını biliyordu. Kanun, Yahudileri putperestlerden ayırt ederek, İsraillileri etraftaki milletlerden uzak tutmak üzere hizmet ediyordu. (Tesn. 7:1-4; Say. 15:37-41; Efes. 2:11-14) M. S. 33 yılının Fıshında Yahudiler, ‘murdar olmamak için’ Romalı valinin sarayına bile girmediler. (Yuh. 18:28) Ayrıca Yahudilerle Pentatök’u kabul eden Samiriyeliler arasında da öylesine büyük bir ayırım vardı ki, Samiriyede kuyu başında bulunan Samiriyeli bir kadın, İsa’nın ‘Yahudi olmasına rağmen’ kendisinden su istemesine hayret etmişti.—Yuh. 4:9.

20. Yahudilerin milletlerden olanlara karşı davranışları hususunda, Kornelius ile konuşan Petrus’un edindiği tecrübeden ne öğrenilebilir?

20 Bundan başka, M. S. 36’da, Tanrı, sünnetsiz putperestlerin o tarihden sonra Krallık varisleri olarak kabul edilebileceklerini göstermeyi amaçladığından, resul Petrus’un Romalı yüzbaşı Kornelius’a gitmesini temin etti. Yine de Petrus Kornelius’a şöyle dedi: “Başka milletten birile birleşmek, yahut yanına gitmek, Yahudi olan bir adam için ne derece doğru olmadığını bilirsiniz.” (Res. İşl. 10:28) Petrus’un bu sözleri Yahudilerin, milletlerden olanlarla kardeş gibi görüşmemeleri gerektiğini ne kadar derin şekilde hissettiklerini belirtir. Ayrıca, Petrus’un Kornelius’a gittiğinin haberi işitildiği zaman, bazı Hıristiyan Yahudiler, Petrus’un ‘sünnetsiz adamların yanına girdiği ve onlarla beraber yediği’ için, kuvvetle ona itiraz ettiler. Evet Yahudiler, ‘milletlerden olanlarla’ beraber olmayı ve onlarla yemek yemeyi hayretle birlikte nefretle karşıladılar.—Res. İşl. 11:1-3; Galatyalılar 2:12 ile karşılaştır.

21. Öyle ise sen, İsa’nın tövbe etmeyen bir günahkârın bir “putperest ve vergi mültezimi gibi” olması konusunda söylediği sözleri nasıl anlıyorsun?

21 Mukaddes Yazılar böylelikle, bizim, İsa’nın cemaatini dinlemek istemeyen ve tövbe etmeyen bir suçluyu, “putperest ve vergi mültezimi gibi” telakki etmek yolundaki öğüdünü anlamamıza yardım eder. Mesih’in bu öğüdünü günümüzde uygulamak, suç işleyeni toplumdaki herhangi bir kişi olarak telakki etmek demek değildir, çünkü sakirtleri, İsa’nın söylediklerini böyle anlamadılar. Bu noktayı, Hıristiyan Yunanca Mukaddes Yazılarda verilen diğer öğütleri incelemekle daha iyi anlayabiliriz. Bu öğütler, bugün, Hıristiyan cemaatinden çıkartılan kişilerle ilgili hayatta baş gösterecek olan durumlarda nasıl davranmamız gerektiğine dair bize yardımcı olacaktır.

[Dipnotlar]

a Musa kanunu altında bazı ciddi günahlar, örneğin, zina, homoseksüellik, adam öldürme ve irtidat gibi suçları işleyenin bundan ötürü üzüntüsünü bildirmesi ve yanlışı doğrultma çabalarını kabul etmesi halinde bile bu durum sırf kişiler arasında karşılıklı olarak halledilemezdi. Bunun yerine böyle ciddi günahları ihtiyarlar, hâkimler ve kâhinler ele aldılar.—Lev. 20:10, 13; Say. 5:11-13; 35:12, 19-25; Tesn. 13:6-15; 17:2-9; 19:16-19; 22:22.

“PUTPEREST VE VERGİ MÜLTEZİMİ GİBİ” OLMAK NE DEMEKTİR?

Yahudiler, vergi mültezimlerini toplumdan kovulanlar olarak telakki edip onlardan çekindiler.

Yahudiler, putperest bir valinin sarayına bile girmediler.

Petrus, bir Yahudi’nin, bir putperestin yanına gitmesinin “doğru olmadığını” söyledi.

Hıristiyan Yahudiler, Petrus’un, Kornelius ile yemek yediğine hayret edip itiraz ettiler.

[Sayfa 20’deki resim]

Yahudiler günahkâr olarak telakki edilen vergi mültezimlerinden çekinirlerdi. Onlarla yaptıkları tek ticari temas, ancak kanun tarafından talep edilen vergiyi ödemekti.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş