Mukaddes Kitaptaki Canlı Mecazî İfadeler
SÖZLER olmaksızın hayatı düşünebilir misin? Sözler, sadece olayları anlatmakla kalmayıp dikkatimizi de çekerler; bizi duygulandırırlar ve hayal gücümüzü canlandırırlar. Sözler tarihin seyrini de değiştirmişlerdir.
Bu, tarihte yazılı sözlerin en etkin örneği olan Mukaddes Kitap konusunda da doğrudur, çünkü hiçbir yerde onun gibisi yoktur. Acaba neden o kadar etkilidir? Tanrı’nın Sözü olduğu ve Tanrı’nın düşüncelerini canlı bir şekilde sunduğu için. Ve bu canlı sunuş tarzı, kısmen onun birçok defa mecazî ifadeler kullandığından dolayı meydana gelir.
“AĞAÇ GİBİ”
Mecazî ifadelerin en basit turu, teşbih veya benzetmedir? Bu tür, basit olmakla beraber çok etkilidir. Örneğin, bir adamın, “öküz kadar güçlü” veya “katır gibi inatçı” olduğunu söylediğimiz zaman, benzetmeler yapar, yani teşbihler kullanırız. “Kadar” ve “gibi” sözcükleriyle göze çarpan kuvvet veya inatçılık gibi nitelikleri paylaşan, fakat gerçekte tamamen farklı olan iki şeyi karşılaştırıyoruz.
Mukaddes Kitap, Tanrı’nın kanununu seven bir adamı ağaca benzetir. Acaba nasıl? Örneğin: “Akar sular kenarına dikilmiş ağaç gibidir, meyvasını mevsiminde verir, ve yaprağı solmaz; yaptığı her iş de iyi gider.” (Mezmur 1:3) Gerçekte bir adamla bir ağaç çok farklı şeylerdir. Fakat bol sular kenarına dikilmiş bir ağacın bereketi, Mezmur yazarına “zevki RABBİN şeriatinde” arayan adamın ruhi bereketini hatırlatmıştır.—Mezmur 1:2.
“DÜNYANIN TUZU”
Mecaz da teşbihten pek farklı değildir; zira o da ayrı iki şey arasında benzerliği göstermeye çalışır. Teşbihte, “gibi” veya “kadar” sözcükleri kullanılır, oysa mecazda herhangi bir şey diğerinin yerine konur.
İsa Mesih şakirtlerine, “siz dünyanın tuzusunuz” dediği zaman, burada mecaz kullandı. (Matta 5:13) Aslında şakirtler harfi anlamda tuz değillerdi. Ancak tuzun koruyucu bir niteliği olduğu gibi, şakirtler de birçok insanların hayatını koruyacak bir mesaja sahiptirler. İsa, teşbih yoluyla “siz tuz gibisiniz” demek yerine, mecaz yoluyla “siz tuzsunuz” demekle çok daha etkili konuşmuş oldu.
Mukaddes Kitapta pek çok mecazlar bulunur. İsa’nın şu sözlerinde de birçok başka örnekler bulunur: “Ben kapıyım”, “dünyanın ışığı sizsiniz . . . . sizin ışığınız parlasın” gibi . . . .—Yuhanna 10:7-9, 11; Matta 5:14-16.
“BAŞINIZDAN BİR KIL”
Başka bir mecazî ifade abartma yapmaktır. Bu, unutulmayan bir tasvir oluşturmak amacıyla yapılan bir abartmadır. Bir anne çocuğuna “sana milyonlarca kez bunu yapmamanı söyledim” dediğinde abartmalı bir ifade kullanılır.
İsa, “niçin kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de, kendi gözündeki merteği seçmezsin” diye uyarırken yine abartmayla şaşırtıcı bir ifade kullandı. (Matta 7:3) Bunu okuduğumuz zaman elinizde olmadan gözünüzü kırpmıyor musunuz? Bu, pek çok kişisel hatalar yaparken, başkalarının küçük hatalarını eleştirmemenin önemini ne kadar etkili bir şekilde gösteren bir yoldur! Ya Ferisilere söylenen: “Küçük sineği süzerek ayırırsınız, fakat deveyi yutarsınız” ifadesine ne diyelim?—Matta 23:24.
Yehova’nın Kendi hizmetçilerini gözeteceğini unutulmaz bir tarzda tarif eden İsa’nın şu sözünü de hatırlayalım: “Başınızdan bir kıl zayolmayacaktır.” (Luka 21:18) Yehova’nın bir Şahidinin saçı herhangi bir nedenle kutsal değilse de, İsa, bu abartmalı ifadeyle, kendi takipçilerinden “herkes . . . . nefret et”mesine rağmen, onların korunacakları konusunda şüphe bırakmadı.—Luka 21:17.
“ÖLÜM KRAL OLARAK SALTANAT SÜRDÜ”
Kişileştirme ise, mecazî ifadelerin başka bir türüdür. Bu, cansız bir şeyi, sanki canlıymış gibi göstermek demektir. Örneğin, Mukaddes Kitap “Âdemden Musaya kadar ölüm saltanat sürdü”, “kederle inilti kaçıp gidecek”, “hikmet dışarda yüksek sesle bağırıyor” der. (Romalılar 5:14; İşaya 35:10; Süleymanın Meselleri 1:20) Gerçekte ölüm hüküm sürmez; keder ve inilti de kaçı gidemez veya hikmet bağıramaz. Fakat Mukaddes Kitap bunların sanki öyle yaptıklarını söylemekle, zihinde kolayca hatırlanabilen canlı tasvirler çizer.
YANLIŞ ANLAŞILAN MECAZİ İFADELER
Bu ve başka benzer birçok mecazî ifade, Mukaddes Kitabı canlı kılar. Bunlar, onun düşüncelerini sanki sayfalarından fırlayacakmış gibi gösterir. Bununla beraber anlamı bilinmediği zaman, kullanılan bir mecaz, yanlış düşüncelere yol açabilir.
Örneğin, İsa’nın “gök ve yer geçecek benim sözlerim geçmeyecektir” sözlerindeki mecazî ifadeyi fark edebiliyor musunuz? (Matta 24:35) Pek çok kişi bunu fark etmez. Onlar İsa’nın, bu sözlerinin harfi anlamda, küremizin bir gün yok olacağını işaretlemiş olduğunu sanırlar. Fakat onun dinleyicileri acaba böyle mi anladılar?
Buna pek az ihtimal verilebilir. Onlar, İbranice Mukaddes Yazılardan yer küremizin ebediyen kalacağını zaten bilmiş olmalıydılar. (Mezmur 104:5; Vaiz 1:4; İşaya 45:18) Bunun niçin onlar, İsa’nın sözlerinin sürekliliğini ve kesinlikle gerçekleşeceğini anlamış olmalıdırlar. Şayet İsa’nın sözleri, gök ve yerden daha da kalıcıysa, gök ve yer ebedi olduğundan İsa’nın sözleri de gerçekten ebedidir. Hatta imkânsız bir şey, gök ve yer geçmiş olsaydı bile, İsa’nın sözleri kalacaktı. Bu ne kadar göze çarpan abartmalı bir ifadedir!—Matta 5:18 ile karşılaştır.
Şu sözlerden gene bir mecazi ifade görebiliyor musunuz? “Fakat benim ismimle Babanın göndereceği Tesellici, Ruhülkudüs, [mukaddes ruh] o size her şeyi öğretecek ve size söylediğim her şeyi hatırınıza getirecektir.” (Yuhanna 14:26) Bazıları bunu ele alıp, bundan mukaddes ruhun gelecek bir kişi olduğu anlamını çıkarırlar. Fakat mukaddes ruh, kişiliği olmayan diğer kuvvet veya şeylerle beraber sık sık kullanılmıştır; bu nedenle bir kişi olmaz. (Matta 3:11; Efesoslular 5:18; II. Korintoslular 6:4-8) İsa, burada kişileştirme dediğimiz mecazi ifade türünü kullandı.
Evet, Mukaddes Kitabın kullandığı canlı mecazi ifadeler, öğretmek ve kişiyi harekete geçirmek için güçlü ve hünerli ifadelerdir. Tanrı’nın Sözünü daima canlı kılarlar ve etkili bir öğretimin nasıl başarılabileceğine dair iyi örnekler verirler.