Tanrı’nın Bir Hizmetçisinin Zenginlik Konusundaki Görüşü
RESUL Pavlus’un Timoteos’a yazdığı birinci mektubunun ve özellikle bap 6:6-19 ayetlerini son günlerde okudunuz mu? Bu malumat Tanrı’nın hizmetçilerinin yaşamlarında zenginliğin oynaması gereken rolüne dair denge kuruyor. Timoteos bu mektubu, zenginliğiyle ün yapmış olan Efesos şehrindeyken aldı. Bu büyük ticaret merkezinde yaşayan Hıristiyanlar, dünyanın zenginliğine büyük önem taşıyan bir şeymiş gibi bakmak eğilimine karşı mücadele etmeliydiler. Bu ayetler kısaca şu öğüdü verirler: Sende olanla yetin ve zengin olmayı arama; zaten zenginsen, ümidini maddi şeylere bağlama. Bunun yerine herkes iyi işlerde zengin olsun ve cömertlik ruhunu göstersin.
Zenginlik konusunda dengesiz bir görüş, insanı açgözlülüğe iter. Açgözlülük ise, Tanrı’nın bir hizmetçisinin yavaş yavaş, fakat kesin olarak Mesih’in sağlam öğretilerini sıkı tukmaktan uzaklaşabilen bir etken olur. Kişi hakikatin net düşünüşünden ayrılır, artık cemaatin içindekilerle ve dışındakilerle sürekli fırtınalı çekişmelere girer. “Haset, niza, iftiralar, suizanlar, fikirce bozulmuş ve hakikatten mahrum olmuş adamların takvaya kazanç yolu sanıp çekişmeleri bunlardan oluyor.”—I. Timoteos 6:3-5.
İman kardeşleriyle kurdukları ilişkileri kişisel, parasal “kazanç” için sömüren kişilerin başından bütün bunlar geçer. Onlar böylece Tanrısal bağlılığın getirebileceği zenginliği, yani ‘şimdiki ve gelecek hayatın vaadini’ kaçırırlar. Bundan dolayı, Pavlus’un herkese verdiği öğüt ‘yiyecek ve örtüneceğimiz oldukça, onlarla kanaat etmektir.’—I. Timoteos 4:8; 6:8.
ZENGİN OLMAK MI İSTİYORSUNUZ?
Zengin olanlar zenginlikleriyle övündükleri zaman diğerleri genellikle aşağılık duygusuna kapılabilirler. Bu duygu onlarda önce kıskançlık, sonra da zenginlik veya hiç değilse paranın alabileceği şeyler için kuvvetli, haris bir arzu uyandırabilir veya kıskançlıkları, zenginlerden rahatsız edercesine para isteyip de geri vermekten kaçınarak, onlardan yararlanmakta haklı oldukları sonucuna varmalarına neden olabilir. I. Timoteos 6:6-16 ayetlerinde Tanrı’nın hizmetçilerinin bu yıkıcı zengin olma arzusundan nasıl ve neden sakınmaları gerektiğine dair sağlam bir öğüt bulduğumuzdan dolayı müteşekkir olmalıyız.
□ 6:6-8—Kanaatkâr bir yaşam pek nadir olarak zenginlikle birlikte gelir, oysa daima Tanrısal bağlılıkla beraber yürür. Başkalarına ait olan şeyleri neden şiddetle arzulayasınız? Bunlar geçicidir, ‘çünkü dünyaya bir şey getirmedik ne de ondan bir şey götürebiliriz.’
□ 6:9—Mutlaka zengin olanlar değil, fakat “zengin olmak isteyenler”, akılsız bir hayvan gibi, çekici bir yemi hevesle kapmaya çalışırlar; böylece tuzağa tutulurlar ve insanı helâke “batıran” (harfiyen dibe sürükleyen) “muzur” veya zararlı “arzulara” köle olurlar.
□ 6:10—Her türlü kötülük “para sevgisi”nden kaynaklanır. İnsanlar para yüzünden adaleti bozdular, çaldılar, fahişelik yaptılar, cinayet işlediler, başkalarına ihanet ettiler ve gerçeği değiştirdiler. Bu tür sevgiden asla iyi bir şey çıkmaz. Neden mi? Çünkü kökünde kötülük var. Madem ki çoğu kökler gizlidir, İsa’nın uyanık olmayan takipçileri, “para sevgisi”nde yatan kötülük doğurucu muazzam gücü önemsemezler. Zengin olmak değil, bu tür bir sevgiyi “arzu” etmek yüzünden “bazıları” “imandan saptılar.” Bunun sonucu olarak da insanlar, zenginlik elde edip onu sıkı tutmağa uğraştıklarından “kendilerine” duygusal, fiziksel ve ruhsal açıdan “işkence ettiler.” Zenginlik tek başına asla mutluluk getirmez.
□ 6:11-16—İsa’nın hikmetli takipçileri zenginlik peşinde koşmak yerine açgözlülükten kaçarlar. Bununla güvenlikte olma arasındaki mesafe fazla büyük olamaz. Onlar enerjilerini, “ebedi hayatı tut”mak ve Yehova’nın, Mesih’in ve iman kardeşlerinin gözünde “lekesiz ve kusursuz” olabilmek için ‘adalet, Tanrısal bağlılık, iman, sevgi, tahammül, huy yumuşaklığı’ gibi erdemleri elde etmek için harcarlar.
ZENGİN MİSİN?
Birinci yüzyılda yaşamış olan bazı Hıristiyanlar zengin idiler. Servetlerini, ya miras yoluyla, ya da kınanmayacak bazı işlerle elde etmişlerdi. Örneğin Filipili Lidya, boya ya da boyanmış kumaşlar satıyordu. Erguvani boya ve böyle boyanmış giysiler pahalı olduğundan dolayı Lidya herhalde belirli bir derecede zengindi. Zenginliğini acaba nasıl kullandı? Lidya gösteriş yapmadı. Maddi olanaklarını alçakgönüllülükle gerçek Hıristiyan cömertliğini göstermek ve iyi haberin yayılmasını ilerletmek için kullandı. Ne mutluyuz ki, bugün de aramızda, bu aynı mükemmel ruhu gösteren kişiler var.—Resullerin İşleri 16:14, 15, 40.
Lidya’nın örneğini takip etmek isteyenlere I. Timoteos 6:17-19 ayetlerinde iyi nasihat vardır.
□ 6:17—Zenginlere, zenginlikleriyle övünmektense, alçakgönüllülük göstermeleri, kendilerini yoksullardan üstün görmemeleri tembih edilir. Onların yaşam tarzı, tüm gözlemciler için, gerçek ümitlerinin maddi zenginliğe değil, bir çapa gibi Tanrı’ya bağlanmış olduğunu kanıtlamalıdır. Bu şekilde davranmakla, zengin olmayanlara gerçekten tökez olmazlar. Kıskandırarak açgözlülüğü de teşvik etmezler. Aynı zamanda maddi şeylerin ve zenginliğin istikrarsız olduğu hatta onun, karın güneşte erimesinden daha da çabuk eriyip yok olabileceğini unutulmamalıdır.
□ 6:18, 19—Pavlus’un öğüdüne göre, bir kimse zenginliğini Yehova’ya hizmet etmek üzere hem kendinize hem de başkalarına yardım sağlayacak şekilde kullan ve bundan sevinç duy. Zenginler, her hususta ruhi yönden iyi olanı yapmağa, gerçekten maddi ihtiyacı olanlara yardım etmekte arzulu olmaya, cemaatteki yoksul ve mütevazı olanlar dahil tüm iman kardeşleriyle arkadaşlık etmeğe çalışmalıdırlar.
Acaba bu, zengin olmayanların, zengin olan iman kardeşlerinden sadaka isteyebilecekleri anlamına mı gelir? Hayır. II. Selânikliler 3:10-12 ve I. Timoteos 5:8 ayetlerinin belirttiği gibi, İsa’nın yetenekli bir takipçisi evi halkına bakmak için çalışmak yükümlülüğü altındadır. Böylece çalışmayı reddeden birine para vermek, ona gerçekten yardım etmek anlamına gelmeyecektir. Parasını çarçur edenler için de durum aynıdır. Ona daha fazla para vermek de gerçekten yardım sağlamayacaktır. Fakat gerçek ihtiyacı olan iman kardeşlerine düşünceli bir davranışla maddi veya ruhi yardım sağladığı zaman, bu, cemaat için büyük bir nimettir. Bu şekilde, tüm yürekler, gökte, Yehova’dan gelen ruhi mükâfat sağlayan hazineler biriktirmeye yöneltilmiş olur.
Bundan dolayı şimdi hepimiz, Tanrı’nın ve Mesih’in önündeki durumumuzu düşünmeliyiz. Süleymanın Meselleri 11:4 ayeti bize şunu hatırlatır: “Gazap gününde mal işe yaramaz; fakat salâh (adalet) ölümden kurtarır.” Bu nedenle, sahnesi geçmekte ve ölmekte olan bu dünyayı neden tamamiyle kullanmağa çalışalım? (I. Korintoslular 7:29-31) Açgözlülükten ve onun öldürücü etkisinden kaçın! Yaptığımız iyi işlerle tanınmak için gerekli vakit sonsuz değildir. Hazinesi gökte çoğalan kişiler olarak tanınalım.—Matta 6:20.