Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 1/8 s. 31-32
  • İlginç Sorulara Cevaplar

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İlginç Sorulara Cevaplar
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Benzer Malzeme
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1999
  • Okuyucuların Soruları
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur (İnceleme)—2024
  • Tanrı’nın Tedip Ettiği Kişilere Ne Mutlu
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1981 (Dinsel Seri 1-12)
  • Kutsal Kitaptaki Sırası 53—2. Selanikliler
    ‘Kutsal Yazıların Tümü Tanrı İlhamıdır ve Yararlıdır’
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 1/8 s. 31-32

İlginç Sorulara Cevaplar

İsa’nın bir takipçisi, davranışı veya tutumu yüzünden, cemaatteki birinin iyi bir arkadaş sayılmayacağını düşünürse, II. Selânikliler 3:14, 15’e göre, o kişiye şahsen “nişan” koyabilir mi?

Kişiler, Yehova’yı sevip, samimiyetle onun prensiplerine uygun olarak yaşamak istediklerinden dolayı, Tanrı’nın cemaatine katılırlar. Dünyevi insanlar yerine onlarla arkadaşlık etmek daha iyidir. Bazı kardeşlerle beraber olduğumuz zaman, kendimizi daha iyi hissedebiliriz; İsa da özellikle resul Yuhanna’yı sevmiş ve oniki resulden üçüne daha yakın olmuştu. Bununla beraber onları bizzat seçmiş, sevmiş ve onlarla ilgilenmişti. (Yuhanna 13:1, 23; 19:26; Markos 5:37; 9:2; 14:33) Her ne kadar kardeşlerimizin hataları varsa ve onlara anlayış gösterip bağışlayıcı olmamız gerekiyorsa da, genellikle iman kardeşlerimizin sağlıklı arkadaşlar olduklarını biliyoruz. (I. Petrus 4:8; Matta 7:1-5) Aranızdaki sevgi, İsa’nın takipçilerini tanıtıcı bir özelliktir.—Yuhanna 13:34, 35; Koloseliler 3:14.

Bazen birinin, şahsen uygun görmediğimiz bir tutuma veya yaşayışa sahip olması mümkündür. Resul Pavlus Korintos’takilere yazarken, bazılarının dirilme konusundaki görüşlerinin doğru olmadığına ve belki ‘içelim yiyelim ve neşeli olalım’ tutumuna sahip olduklarına değindi. Cemaatteki olgun kardeşler, böyle davrananlara karşı dikkatli olmalıydılar, çünkü Pavlus şu öğüdü vermişti: “Aldanmayın; fena arkadaşlıklar yararlı alışkanlıkları bozar.”—I. Korintoslular 15:12, 32, 33.

Bu öğüt bugün de geçerlidir. Örneğin, cemaatte bir çift, hakikati henüz ciddiye almayan ve dünyevi düşünüşlü başka gençlerle vakit geçirdikleri zaman çocuklarının olumsuz yönden etkileneceklerinin farkında olabilirler. Bu gençler, daha sonra Tanrısal eğitimden yararlanabilirler. Fakat yararlandıklarını gösteren deliller belli olana kadar, söz konusu çift kendi çocuklarının bu gençlerle oynamalarını veya onları ziyaret etmelerini kısıtlayabilir. Bu iş, II. Selânikliler 3. babında sözü geçen bir ‘nişan koyma’ eğilimi değildir. Bu ana-baba, sadece Pavlus’un “fena arkadaşlıklar”dan kaçınmakla ilgili öğüdünü uygulamış olur.

“Nişan” konulmasını gerektiren durumlar, yukarıdaki çocuklarla ilgili örnekten daha ciddidir. Cemaatteki bir kimse, arasıra Mukaddes Yazılara aykırı çok rahatsız edici davranış içinde bulunabilir; davranışı yüzünden bu kişinin I. Korintoslular 5:11-13’te öngörülen müşareketten kesme eylemine tabi tutulmasına henüz gerek görülmeyebilir. Eski Selânik’teki cemaatte, böyle davranışlar vardı. Bu nedenle, Pavlus şöyle yazdı: “Aranızda bazı nizamsız yürüyenler, bir şey işlemiyenler, fakat başkasının işine karışanlar hakkında işitiyoruz.”—II. Selânikliler 3:11.

Selânik’teki İsa’nın diğer takipçileri acaba ne yapacaklardı? Pavlus şöyle yazdı: “Ey kardeşler, bizden kabul ettiğiniz talime göre değil, nizamsızca yürüyen her kardeşten çekinmenizi Rab İsa Mesihin ismile size tembih ederiz. Fakat, ey kardeşler, siz iyilik etmekten yorulmayın. Fakat eğer bir kimse bu mektup vasıtası ile olan sözümüze itaat etmezse, utansın diye, onunla arkadaşlık etmemek üzere ona nişan koyun. Ve düşman gibi saymayın, fakat kardeş gibi nasihat edin.”—II. Selânikliler 3:6, 13-15.

Böylece Pavlus, başkalarının işine karışan tembel kişilerin isimlerini vermeden, cemaat önünde onların hareketlerini ortaya koydu. Düzensizlerin farkında olan bütün kardeşler, onlara karşı, ‘nişan konulmuş’ muamelesi yapacaklardı. “Ona nişan koyun” öğüdünde, “sen işaret koymakta ol” yani, ‘birine özel olarak dikkat etmekte ol’ anlamına gelen Yunanca bir kelime kullanılıyordu. Pavlus, “utansın diye” nişan konulmuş kişiyle arkadaşlık etme dedi. Kardeşler ondan tamamıyla uzak durmayacaklardı, çünkü Pavlus, onlara “kardeş gibi nasihat edin” öğüdünü de verdi. Fakat onunla toplumsal arkadaşlıklarını sınırlandırmakla, belki utanıp, Mukaddes Kitap prensiplerine uymanın gereğinin farkına varmasına yol açacaklardı. Bu arada da kardeşler, onun sağlıksız etkilerinden korunmuş olacaklardı.—II. Timoteos 2:20, 21.

Tanrı’nın hakiki cemaati, bugün de bu öğüdü uygular. Geçenlerdi bir yayınımızdaa nişan koymanın, sadece şahsi fikirler yüzünden veya bir kardeş bir başkasıyla şahsen yakın bir arkadaşlıktan kaçınmak istediği zaman uygulanmaması gerektiği vurgulandı. Selânik’teki olayda belirtilmiş olduğu gibi, Mukaddes Kitabın prensibi ciddi şekilde çiğnendiği takdirde nişan konulur. İlk olarak ihtiyarlar prensibi çiğneyeni uyarmakla ona yardım etmeye çalışırlar. Sorun devam ederse, bu kişinin ismini vermeden, söz konusu düzensiz davranış hakkında cemaatte uyarıcı bir konuşma verebilirler, tıpkı Pavlus’un Selâniklileri uyardığı gibi, ondan sonra kardeşler, yanlış yolda yürüyen bu kişiyi “nişan konulmuş” sayacaklardır.

Nişan koyma işinin her yönü için, önceden saptanan kurallar yerine, iyi bir yargı gereklidir. Pavlus, Selânik’teki sorun hakkında ayrıntılı kurallar vermedi; örneğin, birisine nişan konulmadan önce, onun ne kadar zaman çalışmamak istemesinin gerektiğini söylemedi. Benzer şekilde ihtiyarlar da, konuyu görüşürler ve birlikte bu durumun, cemaate uyarıcı bir konuşmanın verilmesini gerektirecek kadar ciddi ve huzur bozucu olup olmadığını makul bir düşünceyle ayırt edebilirler.b

Nişan koymanın amaçlarından biri, düzensiz yürüyen kardeşin utanıp, Mukaddes Yazılara aykırı davranışlardan vazgeçmesini sağlamaktır. Ona nişan koymuş olanlar ve özellikle ihtiyarlar, onu teşvik etmeye devam edecekler ve ibadette ve tarla hizmetinde onunla temas halindeyken tutumuna dikkat edeceklerdir. Nişan konulmasını gerektiren sorunun veya tutumun iyiye doğru değiştiğini gördükleri zaman, konulmuş olan toplumsal sınırlamaya son verebileceklerdir.

Dolayısıyla nişan koymak, bir ferdin veya ailesinin, Tanrı’nın kötü arkadaşlıktan kaçınmak yolunda verdiği öğüdü uygulamasıyla karıştırılmamalıdır. Her ne kadar nişan koymak uygulaması gereken bir şey değilse de, gerekli olduğu zaman, Mukaddes Yazılara göre onun, atılması gereken uygun bir adım olduğu iyice anlaşılmalıdır. Selânikli kardeşlerimiz bu adımı atmışlardı.

[Dipnotlar]

a “Dinsel Seri”nin 19. Kitabı, s. 31, 32b.

b Örneğin, ihtiyarlar “Rabde” olmayan biriyle randevuya çıkan bir kardeşe karşı davranmakta ayırt etme yeteneğini kullanmalıdırlar.—Dinsel Seri’nin 27. kitabı, sayfa 31, 32’ye bak.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş