Günümüzün Dinleri Ne Kadar Pratiktir?

“MUKADDES KİTABIMI yatak odamın yanındaki sandık odasına attım. Onu artık hiçbir zaman elime almayacağımı veya bir kilisede hazır bulunmayacağımı düşünüyordum. Altı yıldır arayış içindeydim. Hâlâ da hiçbir yardım bulamadım.”

Bunu söyleyen 26 yaşında bir bilgisayar operatörüydü. Bazı sıkıntılarla karşılaşmış ve hayatının yıkılacağından korkmuştu. Dinin onun için hiçbir pratik değeri olmadığı görünüyordu. Şöyle dedi: “Ondan artık bıktım.”

Birçok kişi, din konusunda bu genç gibi düş kırıklığına uğramıştır. Sizin için ne denilebilir? Dinin, daha iyi iş arkadaşları, komşular, kocalar, zevceler, ana-babalar veya çocuklar olmaları için insanlara pratik bir yardım sağlamak üzere bir rehber olduğunu düşünür müsünüz? Din acaba insanlar arasında birlik ve barış için güçlü bir etken oldu mu? Hayatın amacını anlamak isteyenlere acaba yardım etti mi? Gelecek için onların zihin ve yüreklerine güvenilir bir ümit yerleştirdi mi?

Pratik Rehberlikte Eksiklik

Bu karmakarışık dünyada insanların, hikmetli ve açık bir rehberliğe ihtiyaçları vardır. İnsanlar bunu acaba dinsel liderlerden bekleyebilirler mi? Bir kadın, mektubunda bir dergi yazarına şöyle yakındı:

“Bir süreden beri kilisemizde hep işittiğimiz şey sadece sevgi, sevgi, sevgidir . . . . Acaba ‘yapmayacaksın, öldürmeyeceksin, çalmayacaksın’ ve geri kalanların hepsine ne oldu? Bazı şeylerin Hayır! olduğunun çoğu kez hatırlatılmasına ihtiyacımız var. . . . . Fakat artık ‘günah’ sözcüğünü bile hiç duymuyoruz. Beş harfli pis bir sözcükmüş gibi onu kullanmaktan sanki kaçınıyorlar.”

Bazı kişiler, açıkça dinsel öğütçülerin çok gevşek ve çok hoşgörülü olduklarını hissederler. Bu gibi ruhi rehberler etkisizdir. Onlar, tıpkı hastasının sorununu örten ve sulandırılmış ilaç veren doktorlar gibidir. Bu gibi başarısızlıkların bazı nedenleri acaba nelerdir?

Meslekleri Bunalımda

Sorunlarının ağırlığı altında ezilen bir kişi, başka kişilere yardım etmek için pek zaman ayıramaz ve çaba harcamaz. Gazete haberleri, sayısı artan din adamlarının kendi mesleki ve kişisel sorunlarıyla ağır bir biçimde yüklenmiş olduklarını göstermektedir. Şu birkaç örneğe bakın:

Hastane psikologu olan Dr. Leslie R. Freedman, üniversitede dört yıl Yahudi din adamları üzerinde bir inceleme yaptıktan sonra şöyle dedi: “Bu gün birçok meslekte stres ve güçsüzlük durumu olağan şeylerdir; böyle olmakla birlikte, hiçbir yerde Yahudi din adamları arasında olduğu kadar kritik bir durum yoktur.”

William Wells adlı bir papaz, din adamlarının sorunlarıyla ilgili bir raporda şöyle demektedir: “Eğer bir oğlum olsaydı, onun bir papaz olmasını isteyecek miydim? Ne yazık ki, cevabım hayırdır.” Neden acaba hayır? O, bir genci, “bugün Roma Katolik papazlığı gibi, çekişme, kargaşa ve tereddütlerle” kasıp kavrulan bir mesleği düşünmeyi teşvik edemeyeceğini söylemektedir.

İsveç Devleti desteğinde olan Luteryan Kilisesinin papazlarının da başı bugün derttedir. İsveç’teki bir gazete şöyle demektedir: “Ağır baskı altındaki papazların intihara sevk eden ruhsal problemleri var . . . . Papazlık kriz içindedir.”

Şaşırtıcı Uyumsuzluk

Bitmek bilmeyen bölücü savaşlara karışmış olan ülkelerde, dinsel liderler, insanların ruhi ihtiyaçlarına gerektiği kadar dikkat edemiyorlar. İnsanların maddi refahı için kullanılabilecek insan gücünün ve paranın kaybında da onların sorumluluk payı vardır.

Dünyada dine karşı güvenlerini yitiren ve dinsel yönden umursamaz tutumu olan birçok kişi var. İsveç, Finlandiya, Almanya, İngiltere, İtalya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde Kilise üyeliğinin azaldığı ve daha az kişinin kiliseye gittiği haber veriliyor.

Acaba siz de başta sözü edilen bilgisayar operatörü gibi dinden bıkmış olduğunu düşünenlerin arasında mısınız? Bununla beraber, acaba birçok kişi için pratik değeri olduğunu kanıtlayan bir din var mıdır? Gelecek makale bu konuyu ele alacaktır.