Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w88 1/4 s. 4-7
  • Hakiki Din Korkuyu Yok Eder—Nasıl?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Hakiki Din Korkuyu Yok Eder—Nasıl?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Batıl İnançların Kökü Ve Dalları
  • Ölülerden Korkmak—Neye Dayanır?
  • Mukaddes Kitaba Göre Can
  • Hileye Dayanan Korku
  • Kendinizi Tanrı’ya Tabi Kılın—Bunu Yapıyor musunuz?
  • Din ve Batıl İnançlar—Dost mu Yoksa Düşman mı?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
  • Hakiki Dinde Batıl İnançlar Olabilir mi?
    Uyanış!—2008
  • Hiç Merak Ettiniz Mi?
    Uyanış!—1982 (Bilimsel Seri 1-4)
  • Batıl İnançlar Yaşamınızı Etkiliyor mu?
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2002
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1988 (Dinsel Seri 85-96)
w88 1/4 s. 4-7

Hakiki Din Korkuyu Yok Eder—Nasıl?

İNGİLİZ yazarlar Edwin ve Mona Radford şaşırmışlardı. Onlar iki binden fazla batıl inancı topladıktan sonra, İskoçya, Hindistan ve Uganda’da olduğu kadar, Orta Amerika’da da aynı batıl inançlardan kaynaklanan korku türünü buldular. “Buna hangi şeyin neden olabileceğini” merak ettiler. Robertson Davies isimli yazar, yerinde olarak şunu söyledi: “Batıl inançların, bildiğimiz dinlerden çok eski inançlarla bağlantısı olduğu anlaşılıyor.” O halde batıl inançların kökenini oluşturan Hıristiyanlık öncesi “inançlar” nelerdir?

Batıl İnançların Kökü Ve Dalları

Mukaddes Kitap, batıl inançlar da içinde olmak üzere, sahte dinsel kavramların beşiği olarak (daha sonra Babil diye adlandırılan Dicle ve Fırat ırmakları arasındaki alanı) Şinar diyarını gösterir. Orada Nimrod isimli ‘kudretli bir avcı’ kötü bir girişim olan ünlü Babil kulesini inşa etmeye başladı. Bu kule sahte tapınma için kullanılacaktı. Bundan dolayı Yehova Tanrı, onların dillerini karıştırarak, inşa edenlerin planlarını bozdu. Kısa zamanda inşa etme işi durdu ve onlar dağıldılar. (Tekvin 10:8-10; 11:2-9) Fakat yerleştikleri her yere beraberlerinde aynı inanç, fikir ve efsaneleri götürdüler. Böylece Babil sahte dinin bir merkezi olarak kaldı ve zamanla sihirbazlık, büyücülük ve astroloji gibi batıl inançların annesi ve besleyicisi olarak rolünü genişletti. (İşaya 47:12, 13 ile Daniel 2:27; 4:7 ayetlerini karşılaştır.) Bu konuda Great Cities of the Ancient World (Eski Dünyanın Büyük Şehirleri) kitabı şöyle der: “Astroloji, iki Babili düşünce temeline dayanmaktadır: Burç kuşağı ve gök cisimlerinin tanrılığı . . . . Babilliler gezegenlere, onlara ait olduğu sanılan tanrılardan beklenen etkiler diye baktılar.”

Bu eski olaylar bizi nasıl etkiledi? Mukaddes Yazıların Vahiy kitabı, eski Babil’in fikirlerinden, dünya çapında sahte dinsel bir sistemin gelişmiş olduğunu belirtir. Bu sistem günlerimizde de vardır ve “Büyük Babil” diye adlandırılmaktadır. (Vahiy 17:5) Tabii ki, zaman akışı ve yerel gelişmeler, bu asıl Babili fikirleri etkiledi. Bugün görülen büyük din farklılıkları bunun sonucudur. Fakat farklı ağaçların çoğu kez aynı toprakta gelişebildiği gibi, bütün dünyadaki din ve batıl inançların kökü de ortak temelleri olan Babil’e dayanır. Buna bir örnek olarak, Babil’in batıl inançlarından birinin, günümüzdeki dünyanın yaklaşık tüm dinlerine nasıl sızdığını görelim.

Ölülerden Korkmak—Neye Dayanır?

Babilliler, fiziksel beden öldüğünde insanın ruhi bir kısmının hayatta kaldığına ve geri dönüp yaşayanları iyi ya da kötü yönde etkileyebileceğine inanırlardı. Bu şekilde onlar, ölüleri yatıştırmak ve onların öcünden kaçınmak üzere dinsel törenler düzenlerlerdi. Bu inanç bugün birçok ülkede hâlâ etkin olup, örneğin Afrika’nın “hemen hemen her toplumunda . . . . ve günlük yaşamda hayati bir rol oynar.”—African Religions—Symbol, Ritual, and Community (Afrika’nın Dinleri—Sembol, Ayin ve Topluluk).

Bu gibi ülkelerde sözde Hıristiyan kişiler bile bundan etkilenmiştir. Örneğin, 63 yaşında Afrika asıllı bir kadın şöyle itiraf etti: “Her ne kadar yerel Protestan Kilisesinin faal bir üyesi idiysem de, ölülerin ‘ruhlarından’ korkardım. Mezarlığa yakın otururduk ve evimize doğru bir cenaze alayı yaklaştığında, çocuğumu uyandırır ve onlar geçinceye kadar onu sıkıca bağrıma basardım. Yoksa ölünün ‘ruhu’ evime girecek ve uyuyan çocuğuma sahip olacaktı.”

Bu batıl inanç, etkinliğini sürdürmektedir ve Hıristiyan âleminde canın ölmezliği öğretisi hâlâ hâkimdir. İnsanlık tarihi, Yunan filozoflarının ve özellikle de Eflatun’un Babil’in canın ölmezliği fikrini özenle geliştirdiğini gösterir. Bir İngiliz teoloji okutmanı olan John Dunnett şöyle yazmaktadır: “Onların, [Yunan filozoflarının] etkisi altında, canın ölmezliği fikri, geniş çapta Hıristiyan Kilisesine girdi.” Bu Babili öğreti, milyonlarca kişiyi batıl inançlara dayanan korkunun köleliğinde tuttu.

Fakat hakiki din bu gibi korkuları giderir. Neden? Çünkü hakiki din Babil kökenli inançlara değil, Mukaddes Kitapta bulunan öğretilere dayanır.

Mukaddes Kitaba Göre Can

Mukaddes Yazıların birinci kitabı bize adamın bir can, yaşayan bir kişi olduğunu söyler. (Tekvin 2:7) Bundan dolayı bir kişi ölünce can da ölür. Peygamber Hezekiel bu gerçeği şöyle doğrular: “Suç işleyen can, ölecek olan odur.” (Hezekiel 18:4; Romalılar 3:23) Can ölümlüdür ve ölümden sonra yaşamaz. Bunun yerine, Mezmur 146:4 şöyle der: “Onun ruhu çıkar, kendisi toprağa döner; hemen o günde kuruntuları yok olur.” Bu nedenle okutman John Dunnett, canın ölmezliğinin “Mukaddes Kitaba ters düşen bir inanç olarak kaldığı”nı kabul eder.

Eğer canlar ölüyorsa, yeryüzünde insanları dehşete düşüren ölülerin ‘ruhları’ da olamaz. Böylece bu batıl inanca dayanan ölülerden korkma tutumu asılsız kalır.

Hileye Dayanan Korku

Ölülerden korkma, batıl bir inanç olarak devam etmektedir. Neden? Çünkü doğaüstü şeyler oluyor; örneğin Surinam’da orta yaşlı bir kadın, geceleyin birinin ismini çağırdığını duydu. Kadın duymazlıktan geldi, fakat daha sonra görünmez “eller” ona dokunmaya başladı, kadın buna itiraz edince de görünmez bir kuvvet tarafından neredeyse boğulacaktı. Eğer ölülerin ‘ruhları’ yaşamıyorsa, bundan kim sorumluydu diye merak edebilirsiniz. Mukaddes Kitap bilgisi, batıl inançlara dayanan korkuyu yine yok eder.

Mukaddes Kitap, cinler diye adlandırılan kötü ruh olan kuvvetlerin varlığını açıklar. Fakat bu cinler ölmüş kişilerin canları değildir. Onlar, Tanrı’ya isyan etmiş ve “bütün dünyayı saptıran” Şeytan’ın tarafına geçmiş asi meleklerdir. (Vahiy 12:9; Yakub 2:19; Efesoslular 6:12; II. Petrus 2:4) Mukaddes Kitap cinlerin, insanları aldatmak, korkutmak ve rahatsız etmekten zevk aldıklarını gösterir. Luka’nın 9:37-49 ayetlerindeki kayıt, bir cinin bir erkek çocuğu “köpürünciye kadar çekiştir”diğini ve ‘şiddetle ezdiğini’ anlatır. Mukaddes Kitap, çocuk, İsa’ya götürülürken bile “cin onu çarptı, çok sarstı” der; şöyle devam eder: “İsa murdar ruhu azarladı, çocuğu iyi etti, ve onu babasına geri verdi.”

İlginç olarak Cyclopedia of Biblical, Theological and Ecclesiastical Literature adlı eser batıl inançları “sahte tanrılara tapınma” olarak tarif eder. Böylece, şayet bu gibi batıl inançlara dayanan adetleri tutuyorsanız, belki de farkında olmadan, “sahte tanrılar”ı veya cinleri yatıştırıyorsunuz! Böyle sahte tapınmalar Yehova Tanrı’ya karşı ciddi birer suçtur.—I. Korintoslular 10:20 ve Tesniye 18:10-12 ile karşılaştır.

Kendinizi Tanrı’ya Tabi Kılın—Bunu Yapıyor musunuz?

Batıl inançları reddetmek için, bu cinlere sırt çevirmeye cesaretimiz var mı? Gerçi cinler kudretlidir, fakat resul Pavlus, ya Yehova Tanrı’ya, ya da cinlere hizmet etmeyi seçmemiz gerektiğini gösterdikten sonra şöyle sorar: “Acaba ondan [Yehova’dan] kuvvetli miyiz?” (I. Korintoslular 10:21, 22) Hayır, değiliz, fakat ne Şeytan’ın ne de cinlerinin Yehova’dan kuvvetli olmadıklarını unutmayalım! Tam aksine, Şeytan ve cinler Yehova’dan korkarak “titrerler.” Fakat Kadirimutlak Tanrı, Kendi korumasını aradığınız takdirde sizi korur. Bir Mukaddes Kitap yazarı olan Yakub devamen şöyle der: “İmdi, Allaha tabi olun; fakat İblise karşı durun, ve sizden kaçacaktır.” (Yakub 4:7) Sizin batıl inançlara dayanan korkunuz da böylece yok olacaktır.

Bir zamanlar batıl inançların korkusunda yaşamış ve onun köleliğinde bulunmuş küre çapındaki binlerce kişi, şimdi buna tanık olabilir. İblis onlardan uzaklaşmıştır! Acaba nasıl? Batıl inançlara dayanan korkunun düşmanının Tanrısal bilgi olduğunu unutmayalım. Batıl inançların kökeniyle ilgili bir uzman olan profesör Rudolph Brasch şöyle demektedir: “Sorun bir eğitim işidir, insanlar bilgide arttıkça, batıl inançlar azalır.”

Böylece daha önce sözü edilen kadın ücretsiz olarak Mukaddes Kitabı Yehova’nın Şahitleriyle tetkik etmeye başladığı zaman, şeytani hileyi hemen anladı. Batıl inançların etkisi hemen kayboldu. O ve onun gibi binlerce kişi, İbraniler 2:15 ayetindeki sözlerin doğruluğunu gördü. Resul Pavlus orada, İsa’nın, “yaşadıkları bütün müddetçe, ölüm korkusu ile köleliğe tâbi olanların hepsini azat” edeceğini söyler. Tıpkı bir tropikal sabah güneşi, ormanın yoğun çiğini buharlaştırdığı gibi, Mukaddes Kitabın hakikat ışığı da batıl inançlara dayanan tüm korkuları kaldırır.

Eskiden ‘korkunun kölesi’ olan pek çok kişi bugün boyunlarından muskalarını ve çocuklarından koruyucu gerdanlıkları kaldırıp attılar. Şimdi onlar tıpkı Güney Afrika’da yaşayan 68 yaşındaki eski bir büyücü gibi hissediyorlar. O, Yehova’nın Şahitleriyle Mukaddes Kitabı tetkik ettikten sonra şöyle dedi: “Kendimi çok mutlu ve özgür hissediyorum, çünkü artık ruhların korkusunun etkisinde değilim.” İsa’nın şu sözleri ne kadar doğrudur: “Siz hakikati bileceksiniz; ve hakikat sizi azat edecektir.”—Yuhanna 8:32.

Evet, hakiki din, korkuyu yok eder.

[Sayfa 5’teki resim]

Batıl inançlar eski Babil’den başlayarak bütün dünyaya yayıldı

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş