-
Çürüyüp Yok Olma TehlikesiGözcü Kulesi (Halka Yönelik)—2016 | No. 4
-
-
KAPAK KONUSU | YÜZYILLARA MEYDAN OKUYAN BİR KİTAP
Çürüyüp Yok Olma Tehlikesi
KUTSAL KİTABIN KARŞILAŞTIĞI ENGEL: Kutsal Kitabı yazanların ve çoğaltanların kullandığı başlıca yazı malzemeleri papirüs ve parşömendia (2. Timoteos 4:13). Bu malzemeler Kutsal Kitabın yüzyıllar boyu varlığını sürdürmesinde nasıl bir zorluk oluşturdu?
Papirüs kolayca yırtılan, solan ve yıpranan bir malzemedir. Mısırbilimci Richard Parkinson ve Stephen Quirke’nin dediği gibi, bir papirüs sayfası “er ya da geç çürüyüp liften bir iskelete ve bir avuç toza dönüşür.” Ayrıca, “Bir tomar depolandığı yerde nemden etkilenerek küflenebilir, gömülü durumdayken başta beyaz karıncalar olmak üzere böcekler ve kemirgenler tarafından yenilebilir.” Bulunan bazı papirüsler daha sonra aşırı derecede ışığa ya da neme maruz kalmış, bu da çürümelerini hızlandırmıştı.
Parşömen, papirüsten daha dayanıklı bir malzemedir, fakat o da kötü kullanıldığında, aşırı sıcağa, soğuğa, neme ya da ışığa maruz kaldığında çürür.b Parşömen de böceklerin hedefidir. Dolayısıyla, antik çağdaki yazışmalarla ilgili bir kaynakta belirtildiği gibi, eski kayıtların günümüze dek ulaşması istisnai bir durumdur (Everyday Writing in the Graeco-Roman East). Kutsal Kitap bu şekilde çürüyüp gitseydi içerdiği mesaj da onunla birlikte yok olacaktı.
KUTSAL KİTAP BUNU NASIL AŞTI? Musa Kanununa göre, Yahudi kralların her biri Kutsal Yazıların ilk beş kitabından oluşan ‘kanunu kitap halinde yazarak kendisine bir kopya hazırlamakla’ yükümlüydü (Tekrar 17:18). Dahası, profesyonel yazıcılar o kadar çok elyazması kopya ürettiler ki MS 1. yüzyıla gelindiğinde tüm İsrail ülkesindeki, hatta Makedonya gibi uzak ülkelerdeki sinagoglarda bile kutsal yazılar bulunuyordu (Luka 4:16, 17; Elçiler 17:11). Acaba bu çok eski elyazmalarından bazıları günümüze nasıl ulaştı?
Lût Gölü Ruloları olarak bilinen elyazmaları kurak bölgelerdeki mağaralarda, kilden yapılmış çömleklerin içinde yüzyıllar boyunca bozulmadan kalarak günümüze ulaştı
Yeni Ahit bilgini Philip W. Comfort şöyle açıklıyor: “Yahudiler Kutsal Yazıları içeren tomarları korumak için onları çömleklere ya da küplere koyarlardı.” Anlaşılan Hıristiyanlar da aynı geleneği sürdürdü. Gerçekten de, Kutsal Kitabın bazı eski elyazmaları kil çömlekler içinde, karanlık odalarda, mağaralarda ve aşırı kurak bölgelerde bulundu.
SONUÇ: Kutsal Kitabın çeşitli kısımlarını içeren binlerce elyazması günümüze dek varlığını sürdürmüştür ve bunlardan bazıları 2.000 yıldan daha eskiye dayanır. Bu kadar eski tarihlere ait bu kadar çok elyazması bulunan başka bir metin yoktur.
-
-
Muhalefet EdenlerGözcü Kulesi (Halka Yönelik)—2016 | No. 4
-
-
KAPAK KONUSU | YÜZYILLARA MEYDAN OKUYAN BİR KİTAP
Muhalefet Edenler
KUTSAL KİTABIN KARŞILAŞTIĞI ENGEL: Tarih boyunca birçok yönetici ve din adamı Kutsal Kitabı ve içerdiği mesajı ortadan kaldırma planları yaptı. Onlar yetkilerini kullanarak insanların Kutsal Kitaba sahip olmasını, kitabı çoğaltmasını ya da tercüme etmesini engellemeye kalktılar. İki örneğe bakalım:
MÖ yaklaşık 167: Yahudilere zorla Yunan dinini benimsetmek isteyen Selevkos kralı Antiokhos Epiphanes, İbranice Kutsal Yazıların tüm kopyalarının yok edilmesini emretti. Tarihçi Heinrich Graetz’in yazdığına göre, kralın adamları “Kanun tomarlarını buldukları her yerde yırtıp yaktılar, güç ve teselli bulmak için onları okuyan insanları da öldürdüler.”
Ortaçağ: Bazı Katolik din adamları, ruhban sınıfından olmayanların Katolik inançlarını değil Kutsal Kitabın öğretilerini yaymasına kızıyordu. Bu yüzden, Latince Mezmurlar kitabı dışında Kutsal Kitabın herhangi bir kısmını elinde bulunduranları kâfir olarak damgaladılar. Bir başvuru kitabına göre, bir kilise konsili, adamlarına “kâfirleri bulmak için şüpheli görülen tüm evleri ve yeraltındaki odaları gayretle, sadakatle ve tekrar tekrar aramaları” talimatını verdi. “Bir kâfirin bulunduğu her ev yok edilecekti.”
Kutsal Kitabın düşmanları onu yok etmeyi başarsaydı içerdiği mesaj da ortadan kalkacaktı.
William Tyndale’ın yaptığı İngilizce Kutsal Kitap çevirisi, yasaklanmasına, toplatılıp yakılmasına ve tercümanı Tyndale’ın 1536’da idam edilmesine rağmen günümüze ulaştı
KUTSAL KİTAP BUNU NASIL AŞTI? Kral Antiokhos tomarları yok etme faaliyetini İsrail topraklarında yoğunlaştırdı, ancak başka birçok ülkede de Yahudi toplulukları vardı. Bilginlerin tahminine göre MS 1. yüzyılda Yahudilerin yüzde 60’ından fazlası ülke dışında yaşıyordu. Bu Yahudiler Kutsal Yazıların kopyalarını sinagoglarında bulunduruyordu; aynı kayıtlar sonraki nesiller tarafından da kullanıldı. Tabii bunları kullananlar arasında Hıristiyanlar da vardı (Elçiler 15:21).
Ortaçağda Kutsal Kitabı seven insanlar zulme cesaretle göğüs gererek onu tercüme etmeye ve çoğaltmaya devam ettiler. 15. yüzyılın ortasında hareketli kalıpların kullanıldığı baskı makinesinin icadından önce bile, Kutsal Kitabın çeşitli kısımları muhtemelen 33 dilde mevcuttu. Daha sonra ise Kutsal Kitabın tercümesi ve üretimi görülmemiş bir hızla devam etti.
SONUÇ: Kutsal Kitap, güçlü kralların ve yanlış yönlendirilen kilise yetkililerinin engelleme çabalarına rağmen tarihte en çok dağıtılmış ve tercüme edilmiş kitaptır. Bazı ülkelerin kanunlarını ve dillerini şekillendirdiği gibi, milyonlarca insanın yaşamını da şekillendirmiştir.
-
-
Metni Değiştirme ÇabalarıGözcü Kulesi (Halka Yönelik)—2016 | No. 4
-
-
Masoretler Kutsal Yazıların kopyalarını büyük bir dikkatle çıkardılar
KAPAK KONUSU | YÜZYILLARA MEYDAN OKUYAN BİR KİTAP
Metni Değiştirme Çabaları
KUTSAL KİTABIN KARŞILAŞTIĞI ENGEL: Yazıldığı malzemelerin dayanıksızlığı ve muhalefet edenlerin çabaları gibi etkenler Kutsal Kitabı yok edemedi. Kutsal Kitabın karşılaştığı bir engel de, onu çoğaltan ya da tercüme eden bazı kişilerin metni değiştirmeye kalkışmasıydı. Bu kişiler kendi savundukları öğretileri Kutsal Kitapla uyumlu hale getirmek yerine, bazen Kutsal Kitabı kendi öğretilerine uydurmaya çalıştılar. Bazı örneklere bakalım.
Tapınma yeri: MÖ 4 ila 2. yüzyıllarda Samiriye Pentatökü’nüa hazırlayanlar Çıkış 20:17 ayetinden sonra şu sözleri ekledi: “Gerizim Dağı’nda. Orada bir sunak inşa edeceksin.” Samiriyeliler bu eklemeyle Gerizim Dağı’nda yaptıkları tapınak için Kutsal Yazılarda bir dayanak oluşturmayı umut ettiler.
Üçleme öğretisi: Kutsal Kitabın tamamlanmasından 300 yıla yakın bir süre sonra, Kutsal Üçleme Tarikatına mensup bir yazar 1. Yuhanna 5:7 ayetine şu sözleri ekledi: “Gökte Baba, Söz ve Kutsal Ruh vardır ve bu üçü birdir.” Bu sözler orijinal metinde bulunmuyordu. Kutsal Kitap bilgini Bruce Metzger’in belirttiğine göre, ayete eklenen bu sözler “Eski Latince’nin ve [Latince] Vulgata çevirisinin altıncı yüzyıl ve sonrasına ait elyazmalarında giderek daha sık görülmeye başlandı.”
Tanrı’nın ismi: Birçok Kutsal Kitap tercümanı, Yahudilerin batıl bir inanışını gerekçe göstererek, Tanrı’nın ismini Kutsal Yazılardan çıkarmaya karar verdi. Bu ismin yerine, çevirdikleri dilde “ilâh”, “tanrı”, “rab” ya da “efendi” gibi unvanların karşılığı olan sözcükler koydular. Ancak bu unvanlar Kutsal Kitapta sadece Yaratıcıya değil, tapınılan nesnelere, hatta İblis’e atfen bile kullanılır (Yuhanna 10:34, 35; 1. Korintoslular 8:5, 6; 2. Korintoslular 4:4).b
KUTSAL KİTAP BUNU NASIL AŞTI? Öncelikle, bazıları özensiz davransa hatta sahtekârlık yapsa da, Kutsal Kitabın kopyasını çıkaranlardan birçoğu işini son derece ustaca ve titizlikle yaptı. Masoretler diye bilinen bir grup MS 6 ila 10. yüzyıllarda İbranice Kutsal Yazıların kopyalarını çıkardı. Onların çoğalttığı kopyalar Masoretik metin olarak bilinir. Masoretlerin, çıkardıkları kopyada hiçbir hata olmaması için sözcükleri ve harfleri saydıkları söylenir. Ayrıca, temel aldıkları metinde hatalı olduğundan şüphelendikleri kısımlar varsa bunları sayfa kenarına not ederlerdi. Kutsal Kitap metnini tahrif etmek, yani değiştirmek Masoretlerin kabul edemeyeceği bir şeydi. Profesör Moshe Goshen-Gottstein’ın söylediği gibi, “Onlar, metne bilerek müdahalede bulunmayı işlenebilecek en ağır suç olarak görüyorlardı.”
İkinci olarak, bugün Kutsal Kitap bilginlerinin hataları saptamasına yardım eden çok sayıda elyazması var. Örneğin, din adamları yüzyıllar boyunca kendi Latince çevirilerinin Kutsal Kitabın özgün metnini yansıttığını söyledi. Oysa bu makalenin başlarında söz edildiği gibi onlar 1. Yuhanna 5:7 ayetine orijinal metinde olmayan sözcükler eklemişlerdi. Aynı hata geniş çapta kabul görmüş olan İngilizce King James çevirisine bile girmişti. Ancak başka elyazmaları bulunduğunda gerçek ortaya çıktı. Bruce Metzger şunları yazıyor: “[1. Yuhanna 5:7’deki] bu kısım Latince dışında, eski çevirilerin hiçbirinde [Süryanice, Kıptice, Ermenice, Etiyopya dili, Arapça, Slavca] bulunmuyor.” Bunun üzerine asıl metinde olmayan bu cümlecik, King James çevirisinin ve başka Kutsal Kitap çevirilerinin gözden geçirilmiş baskılarından çıkarıldı.
Chester Beatty P46, Kutsal Kitabın MS yaklaşık 200 yılına ait bir papirüs elyazması
Acaba daha eski elyazmaları da Kutsal Kitabın mesajının korunarak bugüne geldiğini kanıtlıyor mu? 1947 yılında Lût Gölü Ruloları (Ölü Deniz Tomarları) bulundu. Böylece bilginler İbranice Masoretik metni, ondan bin yıldan daha fazla bir zaman önce yazılmış Kutsal Kitap tomarlarındaki metinlerle karşılaştırabildi. Lût Gölü Rulolarının editörlerinden biri, inceledikleri bir tomar hakkında şöyle dedi: “[Bu tomar] Yahudi yazıcıların, Kutsal Kitap metnini en az bin yıl sonrasına, son derece sadık ve dikkatli şekilde aktardığına dair çürütülemez kanıtlar sağlıyor.”
İrlanda’nın Dublin şehrinde, Chester Beatty Kütüphanesindeki bir papirüs koleksiyonunda Yunanca Kutsal Yazıların neredeyse tüm kitaplarına ait metinler yer alıyor. Aralarında Kutsal Kitabın tamamlandığı tarihten sadece yaklaşık 100 yıl sonrasına, yani MS 2. yüzyıla ait elyazmaları da var. Bir başvuru kitabına göre, “Bu papirüsler metindeki detaylarla ilgili birçok yeni bilgi sağlıyorsa da, Kutsal Kitap metninin aktarım sürecinde en başından beri göze çarpan bir tutarlılık olduğunu da gösteriyor” (The Anchor Bible Dictionary).
“Günümüze bu kadar doğru şekilde ulaşabilmiş başka bir eski eser yoktur”
SONUÇ: Kutsal Kitap elyazmalarının çok eski ve çok miktarda olması elimizdeki metnin güvenilirliğini azaltmaz, tersine onun daha iyi duruma gelmesine katkıda bulunur. Sir Frederic Kenyon Yunanca Kutsal Yazılar hakkında şöyle söyledi: “Başka hiçbir eski kitap, içeriğini doğrulayan bu kadar eski ve bol kanıta sahip değildir. Önyargısız bir bilgin, metnin bize neredeyse hiç değişmeden ulaştığını inkâr etmeyecektir.” Bilgin William Henry Green de İbranice Kutsal Yazılarla ilgili, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, günümüze bu kadar doğru şekilde ulaşabilmiş başka bir eski eser yoktur” dedi.
a Samiriye Pentatökü Kutsal Kitabın ilk beş kitabını, Samiriyeliler tarafından kabul edilmiş haliyle içerir.
b Daha fazla bilgi için Kutsal Kitap İnceleme Rehberi, 1 ve 2. bölümlere bakın. Bu yayına www.pr2711.com adresinden ulaşabilirsiniz.
-