Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 15/11 s. 30-32
  • Piskoposlar—Efendiler mi Yoksa Köleler mi?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Piskoposlar—Efendiler mi Yoksa Köleler mi?
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • HIRİSTİYAN NAZIRLAR İÇİN ÖRNEK
  • HIRİSTİYAN ÂLEMİNİN PİSKOPOSLARI—MUKADDES YAZILARA GÖRE EHLİYETLİ MİDİRLER?
  • Sürüye Çobanlık Eden Gözetmenler
    Yehova’nın İsteğini Yerine Getiren Teşkilat
  • İhtiyarların Ziyaretleri Tanrı’nın Kavmi İçin Bir Nimet
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1980 (İnceleme Serisi 52-59)
  • “Tanrı’dan Korkar Yetenekli Adamları Seç”
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1984 (Dinsel Seri 37-47)
  • İngiltere’deki Reform Hareketi Bir Değişim Dönemi
    Uyanış!—1998
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 15/11 s. 30-32

Piskoposlar—Efendiler mi Yoksa Köleler mi?

THOMAS WOLSEY MS 1475’te İngiltere’nin İpswich şehrinde doğdu. 1498’de papaz oldu. Kral VIII. Henry de ona iltimas etti. Hızla yükseldi. 1514’te Lincoln şehrinin piskoposu, birkaç ay sonra da York kentinin başpiskoposu oldu. 1515’te kardinal ve sadece üç yıl sonra da Papa’nın elçisi olarak tayin edildi. Bundan başka Kral, onu Lordlar Kamarası Başkanı ve Adalet Bakanı yaptı. Bu şekilde bu kişi 1515’ten 1529’a kadar İngiltere’yi fiilen yönetti. Kardinal Wolsey, hem dünyevi, hem de ruhani efendi olarak hüküm sürmüş olan birçok din adamının tipik bir örneğidir.

M.S. birinci yüzyılda başka türden bir “piskopos” hizmet ediyordu. Timoteos adlı bu adamın babası Yunanlı, annesi Evniki ve büyükannesi Lois ise, Yahudi idiler. Onlar, Timoteos’u İsa’nın bir takipçisi olmak üzere sevgi dolu bir şekilde yetiştirdiler. MS 55. yıllarında Timoteos henüz gençken, resul Pavlus’un gezilerine misyoner olarak katılma fırsatını buldu. Yıllarca eğitim gördükten sonra, Hıristiyan bir nazır, yani episkopos (“piskopos” kelimesi ondan türetildi) oldu. Timoteos, kendisini düşünmeyerek gösterdiği vefakârlık sebebiyle çok sevildi. Pavlus şöyle yazdı: “Benimle beraber incilin terakkisi için hizmet (kölelik) etti.”—Filipililer 2:22.

Efendi olan Thomas mı, yoksa köle olan Timoteos mu—acaba bunlardan hangisi hakiki Hıristiyan “piskoposları” veya nazırları için doğru bir örnek bıraktı?

HIRİSTİYAN NAZIRLAR İÇİN ÖRNEK

Hakiki Hıristiyanlığın Kurucusu ve tek başı olan İsa Mesih şu sözlerle nazırlar için temel bir örnek koydu: “Bilirsiniz ki, Milletlerin reisleri onlara saltanat ederler, ve büyükleri üzerlerine hâkimiyet sürerler. Sizin aranızda böyle olmıyacaktır; . . . . aranızda kim birinci olmak isterse, kulunuz (köleniz) olsun. Nitekim İnsanoğlu kendisine hizmet edilmeğe değil, ancak hizmet etmeğe ve bir çokları için canını fidye vermeğe geldi.”—Matta 20:25-28.

İlk Hıristiyan nazırlarından biri olan Petrus, Hıristiyan ihtiyarlara şunları emrederek yukardaki örneği destekledi: “Aranızda olan Allahın sürüsünü mecburiyetle değil, fakat rıza ile, yakışıksız kazanç için değil, fakat istekle, size emanet olunanlara musallat (hüküm sürmek) olur gibi değil, fakat sürüye örnek olarak Allaha göre güdün.” (I. Petrus 5:2, 3) Petrus, vaaz ettiği şeyleri de uyguladı. Milletlerden ilk Hıristiyan olanı, yani Kornelius’u ziyaret ederken, “Kornelius onu karşılayıp ayaklarına kapandı, ve secde etti. Fakat Petrus: Kalk, ben de bir insanım diyerek onu kaldırdı.”—Resullerin İşleri 10:25, 26.

İlginç olarak Petrus, I. Petrus 5:1’deki sözlerini “ihtiyarlar”a yazdı. Petrus’un “ihtiyar” sözcüğü için kullandığı Yunanca kelime presbüterus’tur; bu kelimeden de “papaz” kelimesi gelir. Hıristiyan âleminde şimdi “piskoposlar”, “papazlar”dan daha üstün sayılırlar. Fakat resul Pavlus “Efesosa gönderip kilisenin ihtiyarlarını [presbüterus] yanına çağırt”tığı zaman, onlara başka şeylerle beraber şöyle dedi: “Kendinize ve . . . . mukaddes ruhun sizi içinde nazır [episkopos] ettiği bütün sürüye dikkat edin.” (Resullerin İşleri 20:17, 28) Dolayısıyla Mukaddes Kitabın yazıldığı zamanlarda ihtiyarlar (presbüterus) ve nazırlar (episkopos) aynı aşamada bulunuyorlardı. “İhtiyar” terimi, bu sorumluluğu kabul edenlerin sahip olması gereken tecrübe ve ruhi olgunluğa dikkati çekiyordu; oysa “nazır” terimi ise, bu kişinin cemaati yönetmek ve üyelerine bakmak için yaptığı işleri tanımlıyordu.

Mukaddes Kitabın yazıldığı zamanlarda acaba cemaatte bir tek kişi “nazır” veya “ihtiyar” olarak mı hizmet ediyordu? Mukaddes Kitabın Titus 1:5, 7’deki kaydına göre öyle değildi. Orada Titus’a “her şehirde ihtiyarlar [presbüterus] tayin” etmesi söylendi. The Jerusalem Bible bu ayetle ilgili dipnotunda şöyle der: “İlk günlerde her Hıristiyan topluluğu bir ihtiyarlar kurulu tarafından yönetiliyordu.” (İtalik harfler tarafımızdan)

Timoteos da birçok cemaatte nazırlar tayin etmekle görevlendirildi. Pavlus şunu yazdı: “Eğer bir adam nazırlık [veya başka bir tercümeye göre piskoposluk, Yunanca episkoposluk] isterse, iyi bir iş arzu eder.” (I. Timoteos 3:1) The Jerusalem Bible bunu şöyle çevirir: “Riyaset eden bir nazır olmak istemek, iyi bir iş yapmak istemek demektir” ve dipnotuna şunu ekler: “Burada” Pavlus tarafından kullanılan “‘episkopos’ kelimesi henüz ‘piskopos’un sahip olduğu anlamı kazanmamıştı.” (İtalik harfler tarafımızdan) Dolayısıyla Katolik bilginleri Hıristiyan âleminin efendilik eden piskoposları ile ilk Hıristiyanların alçakgönüllü nazırlarının aynı olmadığını kabul ediyorlar. The New Bible Dictionary’nın dediği gibi: “Yeni Ahitte bir tek piskopos tarafından yönetilmek fikrinin izi bulunmuyor.” Elmer T. Merrill, M.A. LL.D., Essays in Early Christian History adlı kitabında buna benzer şekilde şöyle der: “İlk yüz yıl boyunca . . . . bir piskopos, olsa olsa presbüter [ihtiyar] arkadaşlarından oluşan bir kolejin [kurulun] sadece mütevazı başkanı idi.”

HIRİSTİYAN ÂLEMİNİN PİSKOPOSLARI—MUKADDES YAZILARA GÖRE EHLİYETLİ MİDİRLER?

Titus’a yazarken resul Pavlus, bir nazırın “suçsuz (ithamdan uzak)” olması gerektiğini söyledi. (Titus 1:6) Kardinal Wolsey “ithamdan uzak” mıydı? Encyclopedia Britannica’ya göre, onun hayatı “iffetli değildi—gayri meşru bir oğlu ve kızı vardı.” O, yalnız başına bu durumda bulunmuyor. Yüzyıllar boyunca sayısız papaz ve piskopos benzer suçları işledi. Age of Faith (İman Çağı) adlı kitabın söylediği gibi: “Dokuzuncu yüzyıla doğru, ruhanilerin iffetli ve hatta bekâr oluşu maskaralık olmağa başlamıştı.” 11. yüzyılın papalarından olan VII. Gregory şunu itiraf etti: “Tayinler ve hayatları Kilisenin kanunlarına uygun olan veya dünyevi yükselme hırsı değil, sevgi ile Tanrı’nın kavmini yöneten çok az piskopos bulurum.”

Pavlus, devamen Hıristiyan bir ihtiyarın “para sevmiyen” bir kişi olması gerektiğini yazdı. (I. Timoteos 3:3) Fakat Wolsey hakkında Encyclopedia Britannica şöyle diyor: “O, dünyevi ve zenginliğe haris idi” ve “geniş ve ruhani kudretini sadece kralınkinden sonra gelen bir serveti toplamak için kullandı.” Onun iki sarayı vardı ve York Place adlı bir tanesinin öylesine tantanalı bir görünümü vardı ki, VIII. Henry, bunu teftiş ettikten sonra “bulduğu zenginliğe çok öfkelendi” ve onu devraldı.

Benzer şekilde bugün de ruhaniler, kiliseye verilen harçları, ianeleri, ondalıkları ve arsa ile mülklerden gelen gelirleri kendilerini zengin etmek için kullanmışlardır. (Vahiy 18:7) Örneğin, Güney Afrika’daki binlerce Afrikalı mezhepten birinin başı olan piskopos geçenlerde fiyatı R. 37.000 (17 milyon liradan) fazla olan yeni bir Buick marka araba satın aldı. Oysa, elinde zaten dört lüks araba vardı. Bunların nesinin uygun olmadığı sorulduğunda bir kilise memuru şöyle dedi: “Güzel arabalardır. Fakat piskoposun sadece Buick arabasında bulunan geniş koltuğa ihtiyacı vardır.”

Böyle maddi kazançlar ne kadar geçicidir! VIII. Henry evliliğini iptal etmek istediği zaman, Thomas Wolsey bunu yapmadığı için 1529’da onun gözünden düştü. Tarihe göre, 15 yıldır “hiç ziyaret etmediği York piskoposluğuna gözden düşmüş olarak çekildi.” (İtalik tarafımızdan) Fakat Wolsey, sadece politika oyununu kaybetmedi. Onun asıl başarısızlığı, ‘koyunları uğruna canını veren iyi çoban’ İsa’yı takip etmemesiydi.—Yuhanna 10:11.

Buna karşıt olarak Timoteos siyasete karışmadı. Böylece o, bu dünyadan da değildi. (Yuhanna 15:19) Başkaları üzerinde efendilik etmektense iman kardeşlerinin vefakâr kölesi oldu; o kadar ki Pavlus onun hakkında şunu yazabildi: Hulus ile ahvalinize (hallerinize) bakacak ona benzer kimsem yoktur.”—Filipililer 2:20.

Bugün benzer şekilde Yehova’nın, Sürüsüyle “yakından ilgilenecek” binlerce imanlı nazır çıkarttığına ne kadar şükretmeliyiz. Yehova’nın Şahitlerinin cemaatlerindeki nazırların hemen hemen tümü mütevazı imkânlara sahip olan erkeklerdir. Çoğu, dünyevi bir iş yapmakla ailelerine bakıyorlar ve işten sonraki vakitlerinde ruhi hizmetlerini yerine getiriyorlar. Onlar, bu zamanın büyük kısmını, her hafta yapılan mutat ibadetlere hazırlanıp katılmakla, evden eve vaaz etme işinde önderlik etmekle, ilgi gösteren kişilerle Mukaddes Kitabı tetkik etmekle, hasta, yaşlı ve ruhen zayıf olanları ziyaret etmekle ve kendi ailelerine bakmakla geçiriyorlar. Onlar, çok meşgul adamlardır; bu hizmetler için para almayan vakfolmuş “köle”lerdir. Bundan başka, yerli İbadet Salonunun bakım işlerine kendi ceplerinden vererek katılırlar. Özel elbiseler giymezler, özel unvanları yoktur, sırf Mukaddes Kitap bilgisi, Hıristiyan olgunluğu ve Yehova’nın hizmetindeki gayretleriyle tanınırlar. Böyle adamlar sürüyü güdüp alçakgönüllü ve sadık hizmetleriyle efendi değil, köle olduklarını ispat ettikçe derin saygıya ve yürekten yapılan işbirliğine layıktırlar.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş