Haç Gerçekten Hıristiyanlığın Simgesi Mi?
ROMALI bir imparator, savaşa hazırlanırken tanrıların yardımına muhtaç olduğunu hissetti. Anlatılan öyküye göre gökte haç şeklinde parlayan bir ışık ve yanında şu kelimeleri gördü: “Bununla fethet.” Gördüğü işareti ordu sancağına işleyerek, MS 324’te Roma İmparatorluğunun tek hükümdarı olmasına yol açan ardı ardına pek çok kesin zaferler kazandı.
Bu ünlü öykünün kahramanı Büyük Konstantin idi. O zamandan beri, Roma Kilisesinin dini, imparatorluğun resmi dini olmağa başladı ve onun vasıtasıyla kudreti hızla yayıldı. Aynı zamanda haç da kilisenin resmi simgesi oldu ve yavaş yavaş tüm dinsel binaları süsledi ve tepelere, dağlara, dört yol ağızlarına ve meydanlara dikildi. Evlerin duvarlarına ve milyonlarca insanın boynuna asıldı.
ÇEŞİTLİLİK VE KAYNAĞI
Aslında, burada birkaçının gösterildiği gibi, çok değişik haç şekilleri vardır. İsa Mesih’in ıstıraplı bir ölümle üzerinde öldüğü idam sehpasının şekli olduğuna inanıldığı için, günlerimizde genellikle kilise tarafından kullanılan haç, Latin haçıdır. Birçok dinsel tören ve ayinde sık sık harfi bir haç kulanılıyorsa da, başka zamanlarda sadece parmak veya elle bir haç şekli yapılmakla yetinilir.
Bununla beraber, bir dinsel simge olarak haçın kullanılışı Miladi Tarih’in çok öncesine dayanır; böylece Hıristiyan olmayan bir kaynaktan gelir. Örneğin, eski zamanlarda Hindistan’da haç kulanılırdı. Orada Fil Mağarası’nda, çocukları katletme işiyle uğraşan bir kişinin başı üzerinde bir haç görülmektedir. Başka eski bir resimde, Hindistan’da Krişna tanrısı, üç kolu birer haç tutan altı kolla temsil edilmiştir.
Amerika’yı fetheden İspanyollar, birçok yerde dinsel haçlar bulunca şaşırdılar. Curious Myths of the Middle Ages (Orta Çağların Garip Efsaneleri) adlı kitabında Baring-Gould şunları yazıyor: “Oaxaca (Meksika) eyaletinde İspanyollar, tahta haçların kutsal simgeler olarak dikildiğini gördüler . . . . Güney Amerika’da da aynı işaret kutsal sayılıyordu. Paraguay’da saygı görüyordu. Peru’daki İnkalar, yeşim taşından yapılmış yekpare bir haça şeref veriyorlardı. Cumana’daki Muscalar arasında haçın . . . . kötü ruhları savmak kudretine sahip olduğuna inanılıyordu; bu nedenle yeni doğmuş bebekler bu işaret altına konulurdu.”
Benzer şekilde dünyanın başka yerlerinde de eski zamanlardan beri haça saygı gösterilmekte ve onun efsanevi gücü olduğuna inanılmaktadır. Cyclopedia of Biblical, Theological, and Ecclesiastical Literature adlı kitap şöyle diyor: “Haç işareti kutsal bir simge olarak bir takım eski milletlerde bulunuyor ve böylece onlar . . . . haça tapanlar olarak adlandırılabilirler. . . . . Haç simgesinin çok değişik anlamları olduğu anlaşılıyor. O bazen [seks tapınmasında kullanılan] Fallus, bazen Venüs gezegenidir.”
Oysa ilk Hıristiyan cemaati hakkında ne denilebilir? Onlar da haçı kullandılar mı?
İLK YÜZYILIN HIRİSTİYANLARI HAÇI KULLANIYORLAR MIYDI?
Haçın, ilk Hıristiyanlar tarafından kullanılan bir simge olmadığını gösteren Records of Christianity adlı kitap şöyle demektedir: “Haç bile kilise süslemelerinde kullanılamıyordu . . . . Mesih’in ilk simgesi bir balıktı (ikinci yüzyıl); O, ilk yüzyılda oyulmuş kabirlerde İyi Çoban olarak temsil ediliyor (üçüncü yüzyıl).” J. Hall da, Dictionary of Subjects and Symbols in Art adlı kitabında şöyle yazıyor: “Büyük Konstantin tarafından Hıristiyanlık kabul edildikten sonra ve özellikle 5. yüzyıldan beri haç, lahit, lamba, tabut ve başka eşyalar üzerinde görülmeğe başlandı.” (İtalik harfler tarafımızdan) Amulets and Talismans adlı kitabında Sir E. A. Walis Budge şunları ekliyor: “Haç IV. yüzyıla kadar Hıristiyanlığın yüce simgesi ve arması değildi.” Birinci yüzyılın Hıristiyanlarının haç kullandıklarına dair hiçbir kayıt yoktur.
İlginç olarak Konstantin’in gökte gördüğü söylenen ve sonra askeri sancağında kullandığı haç Latin haçı değildir; bazılarının güneş tapınmasına (Konstantin bizzat güneşe tapınıyordu) ve başkalarının Yunanca “Mesih” kelimesinin ilk iki harfi olan Chi-Rho monogramına bağladıkları işaretti. O zamandan beri haç işareti Hıristiyan olmayan askeri harekâtlara adil bir görünüş kazandırmak maksadıyla sık sık kullanılmıştır. Bunun bir örneği, “Haçın askerleri”nin birçok iğrenç gaddarlıklar yaptığı Haçlı Seferleridir.
MUKADDES KİTAP NE GÖSTERİYOR?
‘Fakat Mukaddes Kitabımda, İsa’nın bir haç üzerinde öldüğü yazılı,’ diyebilirsiniz. Gerçekten de birçok Mukaddes Kitap tercümesinde “haç” kelimesi kullanılmıştır. Fakat Mukaddes Kitabın asıl yazarları acaba hangi kelimeyi kullandılar? Üzerinde Mesih’in öldüğü idam aleti için kullanılan iki Yunanca kelime vardır.—Stauros ve Ksülon. Strongs Exhaustive Concordance of the Bible adlı çok önem verilen bir kitap, stauros’un esas anlamının “bir kazık veya bir direk”, ksülon’unkinin ise, “kereste”, “ağaç” veya “tahta” olduğunu kaydeder. The New Bible Dictionary adlı sözlük de şöyle diyor: “Haç için kullanılan Yunanca kelime (stauros, fiili: stauroo) ilk olarak dikili bir kazık veya direk ve ikinci olarak ceza ve idam için kullanılan bir direk anlamına gelir.”
Üzerinde Mesih’in öldüğü alet için kullanılan Latince kelime Crux [kruks] idi ve MS ilk yüzyılın ünlü Romalı tarihçi Livy’ye göre, bu, yalnız ‘direk’ anlamına gelen bir kelimedir. Cyclopedia of Biblical, Theological, and Ecclesiastical Literature adlı kitaba göre, crux simplex “‘Çapraz kirişi olmayan yekpare olan’ sade bir direk” idi. (s. 20’deki resme bakın)
Bunu doğrulayarak The Companion Bible’in 162 no’lu eki, stauros hakkında şöyle der: “[O], suçluların idam için üzerine çivilendikleri düz bir direk veya kazık demektir. . . . . Bu, hiçbir zaman herhangi bir şekilde iki çapraz ağaç parçası anlamına gelmez; her zaman bir tek parça anlamına gelir.” Kitabın eki de şu sözlerle bitiyor: “Böylece Rabbin, herhangi bir yerinden birbiriyle çaprazlama kesişen iki odun parçası değil, düz bir direk üzerinde idam edildiği ispatlanmış oluyor.”
Kökü eski zamanlardaki putperestlikte olduğuna, Mesih’in geleneksel haç üzerinde asılmadığına ve ilk Hıristiyanların da böyle bir simgeyi kullanmadıklarına göre, bir kişi şu sonuca varır: “Haç gerçekten Hıristiyanlığın simgesi değildir.”
SİZ NE YAPACAKSINIZ?
Eski putperestlik çağının karanlığından kaynaklanarak yerleşmiş olan bir dinsel gelenekten ayrılmak için cesaret gereklidir. Bu gelenekten kurtulan modern bir Mukaddes Kitap tercümesi, Stauros kelimesini “işkence direği” ve fiili stauroo ise, “haça germek” değil, “direğe çivilemek” olarak tercüme ediyor. Bunu yapmakla, Rabbimizin ve Kurtarıcımızın verdiği değerli kurban bütün putperest lekelerden arındırılıyor.
Ona saygı göstermek veya boyuna takmak, ya da haç çıkarmak gibi bir haça tapmakla ilgili bilgiler sizi nasıl etkileyecektir? Resul Pavlus, gerçek Hıristiyanları önemle “putperestlikten kaç”mağa teşvik etti. (I. Korintoslular 10:14) Resul Yuhanna da buna değindi: “Kendinizi putlardan koruyun.” (I. Yuhanna 5:21) Böylece Tanrı’ya tapınmak isteyen bir kişi, “gümüş ve altın . . . . insan ellerinin işi” olan putlara tapınmak veya boş inançla onlara güven göstermekten sakınmakta çok dikkatli olacaktır.—Mezmur 115:4, 8, 11.
Bu konuda, kullandıkları değerli şeylerin gerçek Hıristiyanlığa yakışmadığını resul Pavlus’un vaazından öğrendikten sonra, hepsini bir araya toplayıp “herkesin önünde yak”an eski zamandaki Efesosluların çok güzel bir örneği vardır. (Resullerin İşleri 19:18, 19) Evet, neden Rab İsa Mesih’i öldürmek için kullanıldığı ileri sürülen bir araca saygı duyup ona tapınasın?
[Sayfa 20’deki resimler]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın.)
Papalık Haçı
Latin Haçı
Crux simplex veya direk
Yunan Haçı
Aziz Andrew Haçı
Keltik Haçı
Ankh veya Mısır Haçı
Maltese Haçı
Tau
[Sayfa 21’deki resim]
Roma Katolik bilgini Justus Lipsius tarafından “De Cruce Libri Tres” isimli kitabında gösterilen CRUX SİMPLEX