Barışçı Semere Verebilecek Disiplin
“Vakına her tedip (disiplin) şimdiki zamanda sevinçli değil, fakat hüzünlü görünür; fakat sonra onunla terbiye edilmiş olanlara salahın selâmet (adaletin barış) semeresini hasıl eder.”—İbraniler 12:11.
1, 2. (a) İbraniler 12:9-11’e göre, Tanrı, sevgiyle neyi sağlamaktadır? (b) Disiplin edilmenin bir örneği nedir? Bundan hangi sonuç doğabilir?
LÜTFEN çocukluk günlerini hatırlamaya çalış. Ana-babanın seni nasıl disiplin ettiğini hatırlayabilir misin? Çoğumuz bunu hatırlayabiliriz. Resul Pavlus, Tanrı’dan gelen disiplinden söz ederken, İbraniler 12:9-11’de bunu bir örnek olarak kullandı.
2 Ruhi hayatımızı etkileyebilen Tanrı’nın disiplini, birçok şekilde verilebilir. Bunlardan biri, artık O’nun standartlarına göre yaşamak istemeyen ve onları reddedenleri cemaatten çıkarmaktır. Bu, kişiyi tövbeye veya dönmeye sevk edebilen güçlü bir cezalandırma veya disiplin şeklidir. Böylece vefakâr kişilerden oluşan cemaat de, Tanrı’nın yüksek standartlarına uymanın önemini öğrenerek, disiplin edilmiş olur.—I. Timoteos 1:20.
3. Bazıları müşareketten kesme olayına karşı nasıl bir tepki gösterirler?
3 Fakat bir kimse, ‘kişiyi cemaatten çıkarmak ve sonra, onunla konuşmayı reddetmek, sert bir önlem değil mi?’ diye sorabilir. Geçenlerde, Yehova’nın Şahidi olan ana-babası tarafından yetiştirilmiş bir kadınla ilgili [Amerika Birleşik Devletlerinde] bir davada bu görüş ortaya çıktı. O, ana-babası müşareketten kesildikten sonra cemaatten ayrıldığını bildiren bir mektup yazarak cemaatle ilişkisini kesti. Buna göre, onun, artık Yehova’nın bir Şahidi olmadığı cemaate ilan edildi. Kadın başka bir yere taşındı; fakat yıllar sonra eski yerine döndü, ancak o yöredeki Yehova’nın Şahitlerinin kendisiyle konuşmadıklarını fark etti. Böylece bu meseleyi mahkemeye getirdi. Acaba mahkemenin kararı ne oldu? Sonuç seni nasıl etkileyebilir? Bu durumu anlamak için müşareketten kesme konusunda Mukaddes Kitabın neler söylediğine bir bakalım.
Neden Bu Kesin Duruş?
4. Ara sıra cemaatteki bazılarının başına neler gelebilir? (Galatyalılar 6:1; Yahuda 23)
4 İsa’nın hakiki takipçilerinin çoğu, Tanrı’yı ve adil kanunlarını vefakâr şekilde desteklemektedirler. (I. Selânikliler 1:2-7; İbraniler 6:10) Yine de bazen bir kimse hakikat yolundan sapabilir. Örneğin, bir kimse, cemaatteki ihtiyarların sağladığı yardıma rağmen, tövbe etmeyerek Tanrı’nın kanununu bozabilir. Veya biri sahte öğretiler yayarak veya cemaatle ilişkisini keserek imanını reddedebilir. Bu durumda ne yapılmalıdır? Bu tür şeyler henüz resuller sağken bile olmuştu; bu nedenle onların bu konuda Mukaddes Kitapta neler kaydettiklerine bir göz atalım.
5, 6. (a) Ciddi bir günah işleyip tövbe etmeyenlerle ilgili davranışımız hakkında hangi hikmetli öğüt verilmiştir? (Matta 18:17) (b) Kendimize hangi soruları sormamız gerekir?
5 Korintos’taki cemaatte bir adam ahlaksızlık yapıp tövbe etmediği zaman Pavlus, cemaate: “Kardeş denilen biri zani yahut tamakâr, yahut putperest, yahut sövücü, yahut ayyaş, yahut gasıp olursa, ihtilât etmemeği (karışıp görüşmemeği), hattâ böyle biri ile yemek yememeği” tembih etti. (I. Korintoslular 5:11-13) Aynı şey, İmeneos gibi irtidat edenler için de yapılmalıydı. Çünkü Pavlus, “fırkacı adamdan, birinci ve ikinci nasihatten sonra, çekin; böyle bir adamın sapmış olduğunu ve kendi kendini mahkûm etmiş olarak günah işlediğini bilirsin” dedi. (Titus 3:10, 11; I. Timoteos 1:19, 20) Cemaati reddedenlerden de bu şekilde sakınmak yerinde olur; çünkü resul Yuhanna “bizden çıktılar, fakat bizden değildirler; çünkü bizden olsalardı, bizimle beraber kalırlardı; fakat hepsinin bizden olmadıkları izhar edilsin diye, çıktılar” dedi.—I. Yuhanna 2:19, 20.
6 Böyle kişilerin geri alınabilmeleri için tövbe etmeleri ümit edilir. (Resullerin İşleri 3:19) Fakat bu arada, İsa’nın takipçileri onlarla sınırlı şekilde müşareket edebilirler mi, yoksa onlardan kesinlikle uzak durmak mı gerekir? Uzak durmak gerekiyorsa, acaba neden?
Tamamen Kesmek mi?
7. İki tür günahkârlara karşı nasıl farklı davranışımız olabilir?
7 İsa’nın takipçileri, insanlardan uzak durmazlar. Komşular, iş ve okul arkadaşları veya başka insanlarla, hatta bazıları, ‘fuhuş işliyenler, tamakârlar, gasıplar veyahut putperestler’ olsalar bile, normal tarzda onlarla ilgilenip, şahadet ediyoruz. Pavlus, bu gibilerden tamamen uzak duramayacağımızı belirtti; ‘yoksa bu halde dünyadan çıkmaya mecbur olurduk’ dedi. Oysa, bu tür bir yaşam tarzı sürdüren “kardeş denilen biri” için durumun farklı olacağını belirterek [bu tür yollara dönmüş olan] “kardeş denilen biriyle ihtilat etmemeği, (karışıp görüşmemeği) hatta böyle birile yemek yememe” talimatını verdi.—I. Korintoslular 5:9-11; Markos 2:13-17.
8. Resul Yuhanna, birinden sakınmak için nasıl bir öğüt verdi?
8 Resul Yuhanna’nın yazılarında, bu tür insanlardan ne kadar uzak durmamız gerektiğini vurgulayan şu benzer öğütleri buluruz: “İleri gidip Mesihin taliminde kalmıyan her adamda Allah yoktur . . . . Eğer biri size gelir, bu talimi getirmezse, kendisini eve kabul etmeyin, ve ona selâm vermeyin. Çünkü ona selam [Yunanca: herin] veren onun kötü işlerine hissedar olur.”a—II. Yuhanna 9-11.
9, 10. (a) İsrail’de kanunsuzluk işleyip de tövbe etmeyenlerin başına ne gelirdi? (b) Günlerimizde tövbe etmeyenleri cemaatten çıkarma düzenlemsi hakkında neler hissetmeliyiz? (II. Petrus 2:20-22)
9 Bugün bile böyle kesin duruş acaba neden yerinde bir davranıştır? Bir an, Tanrı’nın İsrail’e verdiği Kanundaki, bir kimsenin kavimden atılmasıyla ilgili verilen ciddi emri düşünelim. Bazı ciddi suçlarda, Kanunu kasten bozanlar idam edilirdi. (Levililer 20:10; Sayılar 15:30, 31) Böyle bir durum olunca, başkaları, hatta akrabaları bile kanun bozucuyla artık konuşmazdı. (Levililer 19:1-4; Tesniye 13:1-5; 17:1-7) O zamanki vefakâr İsrailliler bizimkine benzer duygular taşıyan normal insanlar olmakla birlikte, onlar, Tanrı’nın adil ve sevgi dolu olduğunun ve Kanununun ahlaksal ve ruhsal temizliği koruduğunun bilincinde idiler. Bu nedenle, suç işleyenleri kavimden atma düzenlemesinin aslında iyi ve doğru bir tedbir olduğunu kabul edebildiler.—Eyub 34:10-12.
10 İsa’nın ardınca gidenlerin de günah işleyip, tövbe etmediği için cemaatten çıkarılan biriyle müşareket etmeği reddetmeleri yolundaki Tanrı’nın düzenlemesinin, bizim için hikmetli bir korunma olduğundan aynı derecede emin olabiliriz. Resul Pavlus şöyle dedi: Eski mayayı kaldırın, ta ki mayasız olduğunuz gibi, yeni hamur olasınız.” (I. Korintoslular 5:7) İsa’nın takipçileri, cemaatle ilişkilerini kasten kesen kişilerden sakınmakla da eleştirici, takdirsiz, veya irtidat edici görüşlerden de korunurlar.
Ya Akrabalar Söz Konusu İse?
11, 12. (a) Suç işleyen bir İsrailli idam edilince, akrabaları bundan nasıl etkilenirdi? (b) İtaat etmenin yararlarını açıkla.
11 Tanrı, suç işleyenleri müşareketten kesmekle ilgili adil kanunlarının uygulanışının çoğu kez akrabaları da içine alıp etkilendiğinin muhakkak farkındadır. Daha önce belirtildiği gibi, suç işleyen bir İsrailli idam edildikten sonra, ailesi onunla artık müşarekette bulunamazdı. Gerçekte, eğer bir oğul ayyaş ve obur idiyse, ana-babası, hüküm giymek üzere onu hâkimlerin önüne getirmeli ve tövbe etmediği takdirde bizzat onlar da onun cezalandırılmasına katılmalıydılar, şöyle ki, ‘İsrail arasından kötülük kaldırılsın.’ (Tesniye 21:18-21) Bunu yapmanın kolay olmadığını anlayabiliriz. Suç işleyenin, kardeşlerinin, büyükanne ve büyükbabasının da neler hissettiğini düşünelim. Fakat adil Tanrı’ya gösterdikleri vefalarını, aile üyelerine karşı gösterilen sevgiden üstün tutmaları hayatlarını kurtarabilirdi.
12 Musa vasıtasıyla yerine getirilen Tanrı’nın liderliğine karşı bir isyanda önderlik eden Korah’ı hatırlayalım. Yehova, kâmil adaletinin gereği olarak, Korah’ın ölmesine karar verdi. Fakat vefakâr olan herkese şu öğüdü verdi: “Rica ederim onların bütün suçları ile yok olmıyasınız diye bu kötü adamların çadırları yanından ayrılın, ve onlara ait olan hiçbir şeye dokunmayın.” Tanrı’nın bu uyarısını kabul etmeyen arabalar isyan edenlerle birlikte öldüler. Fakat Korah’ın bazı akrabaları, hikmetlilikle, Yehova’ya vefakâr kalmayı seçtiler; bu davranışları hayatlarını kurtardı ve ileride onlara başka nimetler de getirdi.—Sayılar 16:16-33; 26:9-11; II. Tarihler 20:19.
13. Ailenin bir üyesi müşareketten kesildiği veya ilişkisini kestiği zaman, İsa’nın vefakâr bir takipçisi buna nasıl karşılık verir?
13 Cemaatten atılmak hemen ölümle sonuçlanmaz; bu nedenle aile bağları sürer. Böylece müşareketten kesilen veya ilişkisini kesen biri, hâlâ İsa’nın bir şakirdi olan karısı ve sadık çocuklarıyla birlikte yaşayabilir. Tanrı’nın hükmüne ve cemaatin kararına gösterdikleri saygı, karısı ve çocuklarını, aralarındaki ruhi bağı, koca veya babalarının davranış tarzıyla kopardığını kabul etmeye sevk eder. Fakat onun müşareketten kesilmesi, kan bağını veya aile ilişkisini sona erdirmediğinden, normal aile yaşamı devam edebilir.
14. Hangi Tanrısal öğüt, aile çevremizin dışında yaşayan müşareketten kesilmiş veya ilişkisini kesmiş bir akrabayla ilişkimizi etkilemelidir?
14 Fakat ailenin yakın çevresi dışında oturan müşareketten kesilen veya ilişkisini kesen biri için durum farklıdır. Böyle bir akrabayla hemen hemen hiç görüşmemek mümkün olabilir. Arada sırada görüşülmesi gereken aile sorunları olsa bile, ‘zani, yahut tamakâr [veya başka ağır bir günahtan suçlu olan] herhangi birisiyle karışıp görüşmekten vazgeçmek, hatta böyle bir adamla yemek yememekle’ ilgili prensiple uyumlu olarak, görüşmeler muhakkak en alt düzeyde tutulacaktır.—I. Korintoslular 5:11.
15. Akrabalar böyle durumlarda duygularını nasıl kontrol edebilirler? (Mezmur 15:1-5; Markos 10:29,30)
15 Tabii büyükanne ve büyükbabanın torunlarına karşı beslediği sevgi, davranışlarını zorlaştırabilir. Fakat bu, sayfa 7’de sözleri aktarılan hemşirenin durumunda olduğu gibi, Tanrı’ya karşı gösterilmesi gereken vefanın bir denemesidir. Müşareketten kesilen akrabanın neden olduğu üzüntü ve acıyı duyan herhangi bir kimse, Korah’ın bazı akrabalarının olumlu örneğiyle teşvik edilmiş olabilir.—Mezmur 84:10-12.b
Mahkeme Kararı
16-18. Daha önce sözü geçen mahkeme nasıl sonuçlandı? Mahkeme nasıl bir görüş ileri sürdü?
16 Daha önceden tanışıklığı olan kişilerin, imanını inkâr edip cemaatiyle ilişkisini kesmeyi seçtikten sonra kendisiyle konuşmamalarına sinirlenen kadınla ilgili mahkemenin nasıl sonuçlandığını belki öğrenmek istersiniz.
17 Bir bölge mahkemesi duruşma yapmadan açılan davayı reddetti. Bu hüküm mahkemelerin kilisenin disiplin sorunlarına karışmaması gerektiği düşüncesine dayanılarak verildi. Kadın kararı temyiz etti; Federal Temyiz Mahkemesinin(c) oybirliği ile verdiği karar, (Amerika Birleşik Devletleri Anayasası’nın) birinci ekine dayanıyordu: “Birinden sakınma uygulaması, Yehova’nın Şahitlerinin inancının bir kısmı olduğundan, Amerika Birleşik Devletleri’nin Anayasasının din hürriyeti hükmü . . . [kadına] davayı kazanma yolunu kapatıyor. Sanıkların bir kişiden sakınma uygulaması, anayasaca korunan bir haktır. Buna göre [daha önce bölge mahkemesi tarafından verilen kararı] tasdik ederiz.”
18 Mahkemenin gerekçesi şöyle devam etmektedir: “Birinden sakınmak, kutsal metnin yorumlarına göre, Yehova’nın Şahitlerinin bir uygulamasıdır, ve biz bu metni yeniden yorumlama yetkisine sahip değiliz. Sanıklar, dinsel inançlarını serbestçe uygulayabilirler . . . . Mahkemeler, genel olarak, kilise üyeleri (veya bir zamanki üyeleri) arasındaki ilişkileri yakından izleyip incelemezler. Kiliseler, üyelerine (veya bir zamanki üyelere) disiplin uyguladıkları zaman, onlara büyük serbestlik tanınmaktadır. Biz, [eski ABD Anayasa Mahkemesi] Hâkim[i] Jackson’un, ‘sadece bir dinin, üyelerini ilgilendiren dinsel faaliyetler—hemen hemen herhangi bir şeyin olabildiği kadar mutlak şekilde—serbesttir ve serbest olmalıdır’ görüşüyle hemfikiriz. . . . . [kadının] ayrılmaya karar verdiği Kilisenin üyeleri, onunla artık arkadaşlık etmek istemedikleri sonucuna vardılar. Biz, onların böyle bir seçim yapmakta serbest oldukları görüşündeyiz.”
19, 20. Müşareketten kesilen biri neden mahkeme yoluyla tazminat edemez?
19 Temyiz Mahkemesi, eski tanıdıklarının artık kendisiyle konuşmak istemediklerinden dolayı, kadın sıkıntı duysa da onun ‘soyut ve duygusal yararlar için tazminat almasına izin vermenin, Yehova’nın Şahitlerinin, dinlerini serbestçe icra etmelerini anayasaya aykırı olarak sınırlandıracağını” kabul etti; “Dinin serbestçe uygulanması yönündeki anayasal teminat, bir toplumun [o kadının] bu nedenle göreceği zararlara tüm vatandaşların sahip olduğu dinsel farklılık hakkını koruma amacıyla ödenmesine değecek bir paha olarak müsamaha gösterilmesini talep ediyor.” Bu karar verildikten sonra, bir anlamda daha da önem kazandı. Nasıl? Söz konusu kadın, aleyhine verilen bu kararın bozulması için ülkenin en yüksek mahkemesine başvurdu. Fakat Kasım 1978’de ABD’nin Yargıtayı bu davayı ele almayı reddetti.
20 Böylece bu önemli mahkeme kararı, müşareketten kesilen veya ilişkisini kesen kişilerin kendilerinden sakınıldığı için bir mahkemede Yehova’nın Şahitlerinden tazminat alamayacaklarını belirledi. Cemaat, hepimizin Tanrı’nın Sözünde okuyabileceği kâmil talimatlara uyup onları uyguladığından, bu duruma maruz kalan kişi, söz konusu duruma bizzat kendisinin neden olduğunu hissetti.
Disiplinden Birçok Kişi Yararlanıyor
21. Müşareketten kesmeyle ilgili görüşümüzde neden dengeli olmalıyız?
21 Cemaatte olmayan bazıları, birinin müşareketten kesildiğini duyunca, cemaatin üyeleriyle konuşmayan o kişiye karşı sempati gösterme eğiliminde olabilirler. Fakat bu, yersiz bir davranış değil midir? Suç işlemiş olanın ve başka kişilerin görebileceği yararları düşünelim.
22, 23. Bu hususta Tanrı’ya itaat etmenin önem ve değerini açıkla.
22 Örneğin sayfa 7’de Lynette’in müşareketten kesilen kızkardeşi Margaret ile olan ‘her tür arkadaşlığından kendini tamamen uzak tutmakla’ ilgili sözlerini okuduk. O ve Tanrı’nın hizmetçileri olan akrabaları, ‘Yehova’nın yolunun en iyi yol olduğuna inandılar.’ Ve gerçekten de böyledir!
23 Lynette’in kızkardeşi ona şöyle dedi: ‘Eğer müşareketten kesilme olayını hafife alsaydım, sanırım şimdi yaptığım gibi, hemen iade edilmem için gerekli adımları atmayacaktım. Sevilen kişilerden ve cemaatle olan yakın ilişkiden tamamen kopmuş olmak, tövbe etmek için bende güçlü bir istek uyandırdı. Hareket tarzımın ne kadar yanlış ve Yehova’ya sırt çevirmenin ne kadar ciddi bir şey olduğunu fark ettim.’
24. Bir hemşirenin müşareketten kesilme olayına karşı gösterdiği tepki, kendisini ve başka kişilerin nasıl etkiledi?
24 Başka bir olayda bir hemşirenin ana-babası müşareketten kesildi. Fakat o şöyle dedi: ‘Onlarla yaptığım arkadaşlık hiçbir zaman kesilmedi, hatta arttı bile. Zamanla daha da faaliyetsiz duruma geldim. Hatta durumun ibadetlere bile gitmeme noktasına vardı.’ Ondan sonra I. Korintoslular 5:11-13 ve II. Yuhanna 9-11 ayetlerindeki öğüdü vurgulayan yayınıd okudu ve şöyle yazdı: “Bu, sanki içimde bir ampul yaktı. Bazı değişiklikler yapmamın gerektiğini biliyordum. Şimdi Matta 10:34-36’daki sözlerin anlamını daha iyi kavradım. Kararım, ailemin kolayca hazmedebileceği bir karar değildi, zira oğlum 5 yaşında tek çocuktu ve büyükbaba ve büyükanne onu çok severdi.” Belki böyle bir beraberlikten yoksun olmaları, Margaret’in yüreğini etkilediği gibi, ana-babasının yüreğini de etkileyecekti. Yine de söz konusu olan disiplin, bu hemşireye yardım etti: ‘Ben yine tarla hizmetinde çalışıyorum. Yaptığım değişiklikten dolayı, evliliğim, ailem ve ben daha da güçlendik.’
25. Cemaate iade edilen biri, Tanrı’nın verdiği disiplin hakkında neler söyledi?
25 Bir zamanlar müşareketten kesilen ve daha sonra iade edilen başka birinin duygularını da düşünelim. Kendisi şunları yazdı: ‘Tedip ve müşareketten kesmekle ilgili çok yararlı ve öğretici [yukarıda sözü edilen] makaleler için size teşekkür etmek istiyorum. Yehova’nın, teşkilatını temiz tutmak üzere kavmini bu kadar sevdiğinden mutluyum. Yapılanlar dışarıdakiler için sert görünen, fakat aslında hem gerekli, hem de gerçekten yapılması gereken sevgi dolu bir düzenlemedir. Semavi Babamız, sevgi dolu ve bağışlayıcı bir Tanrı’dır; bundan dolayı minnettarım.’
26. Disiplini kabul etmekten adaletin hangi meyvesi doğabilir? (Mezmur 94:10,12)
26 Böylece suç işleyip de tövbe etmeyen kişinin cemaatten çıkarılmasını talep eden Tanrımız, aynı zamanda tövbe edip dönen günahkârın cemaate iade edilebileceğini de sevgiyle göstermektedir. (İlişkisini kesmiş olan biri de cemaate geri alınmak için dilekte bulunabilir.) Kişi orada, kendisine karşı sevgilerini gösterecek olan İsa’nın takipçileri tarafından teselli edilebilir. (II. Korintoslular 2:5-11; 7:8-13) Gerçekten resul Pavlus’un yazdığı gibidir: “Vakıa her tedip (disiplin) şimdiki zamanda sevinçli değil, fakat hüzünlü görünür; fakat sonra onunla terbiye edilmiş olanlara salâhın selamet semeresini (adaletin barış meyvesini) hasıl eder.”—İbraniler 12:11.
[Dipnotlar]
a Yuhanna burada “günaydın” veya “merhaba”ya benzer bir selam olan herin sözcüğünü kullanıyor. (Resullerin İşleri 15:23; Matta 28:9) Candan bir selâm, hatta bir kucaklamayla verilen selâm anlamına gelebilen (13. ayetteki gibi) “sarılmak, böylece selâmlamak, hoş geldin demek” anlamına gelen aspazome sözcüğünü kullanmadı. (Luka 10:4; 11:43; Resullerin İşleri 20:1, 38; I. Selânikliler 5:26) Bu nedenle II. Yuhanna 11’de verdiği talimat, pekala bu tür kişilere “merhaba” bile dememek anlamına gelebilir.—D. S. 69. kitap, s. 31, 32.
b Bir akrabanın müşareketten kesilmiş olma durumuyla ilgili inceleme için Dinsel Seri’nin 10. kitabının 27-32. sayfalarına bakın.
c 819 F. 2d (9. bölge 1987)
d Dinsel Seri’nin 10. kitabı
HATIRLANMASI GEREKEN NOKTALAR
Müşareketten kesilmek hangi yönlerden bir tür disiplin olabilir?
İsa’nın bir takipçisinin müşareketten kesilenlerle ilgili davranışı dünyadaki günahkârlara karşı davranışından neden farklıdır?
Müşareketten kesilen, bir akraba bile olsa, Mukaddes Yazılar tarfından verilen hangi talimat zihinde bulundurulmalı?
İlişkisini kesen birinin açtığı davada, bir temyiz mahkemesi hangi sonuca vardı?
Müşareketten kesilmekle ilgili bazılarının sözlerinden ne öğrenebiliriz?
[Sayfa 7’deki pasaj]
“[Müşareketten kesilen kardeşim] Margaret ile her tür arkadaşlığı tamamen koparmak, Yehova’nın düzenlemesine karşı olan vefamızı denedi. Bu, ailemize, Yehova’nın yolunun en iyisi olduğuna gerçekten inandığımızı gösterme fırsatı verdi.”—Lynette.
[Sayfa 11’deki çerçeve]
İngiliz tarihçisi Edward Gibbon, resuller öldükten sonraki zamanlarda yapılan müşareket kesiminin uygunluğu ve etkisi hakkında şöyle yazdı:
“Her toplum, herkesin rızasıyla kabul edilen kuralları reddeden veya bozulanları kendi arasından çıkararak bazı haklardan yoksun bırakma hakkına şüphesiz sahiptir. . . . . Afaroz etmenin sonuçlarının fani [dünyevi] ve ruhi bir özelliği de vardır. Afaroz edilen bir Hıristiyan sadık olanların mevhibelerini hiçbir şekilde paylaşamazdı. Hem dinsel, hem de özel dostluk bağları koparılmış olurdu.”