20. Asıl sığınak şehirde bulunanlar kan Öcü Alıcıdan korunmak için ne yapmalıdırlar?

²⁰ Kasıt olmadan adam öldüren, kan öcü alandan korunmak üzere sığınak şehrin içinde kalmalı ve otlak sınırlarının ötesine geçmemeliydi. Asıl sığınak şehirde bulunanlar için ne diyelim? Büyük kan Öcü Alıcıdan korunmak için onlar da şehirden ayrılmamalıdırlar. Aslında, deyim yerindeyse, otlakların sınırından öteye geçmelerine yönelik ayartmalardan sakınmalıdırlar. Şeytan’ın dünyasına karşı yüreklerinde sevgi gelişmesine izin vermemeye dikkat etmelidirler. Bu dua ve gayret gerektirebilir, fakat hayatları buna bağlıdır.—I. Yuhanna 2:15-17; 5:19.

Bereket ve Savaş Tanrıçaları

EBLA’da (Suriye) yapılan arkeolojik bir çalışma sırasında, Babil’in bereket ve savaş tanrıçası İştar’ı tasvir eden bir eser bulundu. Arkeolog Paolo Matthiae onu, “kafası uzun ince bir desteğe tutturulmuş . . . . tek bir tanrısal suretin önündeki yüzü örtülü bir rahibenin canlandırıldığı dinsel bir tören sahnesi olan silindir şeklinde bir mühür” diye tarif ediyor.

Suret MÖ 18. yüzyılın başlangıcından kalma olduğu için, bulunması önemlidir. Matthiae’ye göre bu, İştar tapınmasının yaklaşık 2.000 yıllık bir süreyi kapsadığına ilişkin “ikna edici delil” sunar.

İştar tapınması Babil’de başladı ve sonraki yüzyıllarda tüm Roma İmparatorluğunda yayıldı. Yehova, İsraillilere, vaat edilen diyardan sahte dinlere ait her izi ortadan kaldırmaları emrini verdi; fakat bunu yapmadıklarından Astarti (İştar’ın Kenanlı karşılığı) tapınması onlara bir tuzak oldu.—Tesniye 7:2, 5; Hâkimler 10:6.

İştar ve karşılığı olan Astarti artık yoksa da, ortaya koyduğu nitelikler, yani ahlaksızlık ve şiddet yaygındır. Çağdaş toplumun, bu bereket ve savaş tanrıçalarına tapınan eski uygarlıklardan gerçekten çok farklı olup olmadığını yerinde olarak kendimize sorabiliriz.