Dünyaya Bakış
Daha Çok Felaketler Gelecek
Alman Schweinfurter Tagblatt gazetesi WHO’nun (Dünya Sağlık Teşkilatı) bir açıklamasına dayanarak “çevrenin tahrip edilmesi yüzünden 2.000 yılına doğru doğal felaketlerin sayısı epey artacaktır,” diyor. WHO’ya göre, “şimdi daha da çok meydana gelen ekolojik felaketlere bizzat insan neden olmaktadır.” Bhopal (Hindistan) ve Séveso’daki (İtalya) kimyasal felaketler, Çernobil (S.S.C.B.) atom reaktöründeki kaza, Alaska açıklarında petrolün neden olduğu facia ve Kuveyt’te yanan petrol sahaları örnek olarak gösteriliyor. Makale, “hava, su ve toprağın kirletilmesi olduğu kadar, ozon tabakasının incelmesi ve sera etkisi, endüstriyel gelişmenin tahrip edici nitelikte olduğunu gösteriyor,” diye ekliyor. “Bu yüzyılın başından beri 50 milyondan fazla insan doğal felaketler yüzünden evlerini kaybetmiştir.”
Okullarda Uyuşturucular
Gençler okulda nasıl uyuşturucuyla ilk kez temas ediyorlar? Brezilya’daki Rio Grande doSul’un polis şefi Abílio Pereira “uyuşturucular yabancılar eliyle değil, bizzat öğrenciler tarafından okula sokuluyor,” diyor. “Kimse, tanımadığı birinden uyuşturucu kabul etmez.” Şunları da söylüyor: “Eskiden 17 yaşındaki delikanlılarda marijuana bulurduk. Şimdi 12 hatta 10 yaşındaki erkek çocuklarla sorunlarımız var.” Başlangıçta uyuşturucular rahat bir ortamda bedava olarak verilebilir, fakat gençler bunun bağımlısı olur olmaz, satıcılar para istemeye başlar. São Paulo’da bir bölge polis şefi olan Alberto Corazza, “uyuşturucuların girmediği okul yoktur,” diyor. Veja dergisine göre: “Hiçbir zaman okulda uyuşturucu almak böylesine kolay olmamış, hiçbir zaman satıcı şebekesi öğrenciler arasında böylesine yayılmamış ve hiçbir zaman da bu tür satışları kontrol etmek böylesine zor olmamıştır.”
Savaş ve Oyuncak Sanayii
Japonya’da Körfez savaşıyla ilgili verilen televizyon haberlerinin teşvikiyle, savaş oyuncaklarının satışı üç hatta dört katına çıkmıştır. The Daily Yomiuri gazetesi şöyle dedi: “Medyanın Körfez savaşıyla ilgili olarak saat başında haber vermesi, çocukları ve gönlü genç olan yetişkinleri müttefik kuvvetlerin Irak’a karşı kullandıkları uçak ve tankların plastik modellerini almak için oyuncak dükkânlarına yönlendirdi.” En çok rağbet gören savaş oyuncakları, radardan kaçan Stealth bombardıman uçağı, F-15 Eagle avcı uçağı, M-1 Abrams tankı ve Apache helikopteri modelleridir. Oyuncak ticaretini yapan bazıları, artan satışların sanayiye “olumsuz bir savaş kışkırtıcısı imajını” kazandıracağından korkuyorlar.
Uzayda Çöpler
Bilim adamları yeryüzünün üstünde bir yörüngede bulunan insan yapısı artıkların miktarındaki artıştan kaygı duyuyorlar. Böyle artıkların bir uzay gemisiyle çarpışması astronotların ölümüne yol açabilir veya başka bir şekilde uzay yolculuklarını tehlikeye sokabilir. Araştırmacıların yaptıkları tahmine göre, tenis topundan büyük olan aşağı yukarı 7.000 nesne ve ondan küçük 3,5 milyon cisim uzayda uçuyor. Münih’te çıkan Süddeutche Zeitung gazetesinde yayınlanan bir makalenin çevirisinde The German Tribune şöyle diyor: “Uzayda saatte 60.000 kilometre hızla uçan ufacık boya parçacıkları bile zarar verebilir.” Yeryüzünün atmosferinin üstünde bir yörüngede hareket eden insan yapısı artıkların artan sayıdaki parçacıkları birbirleriyle çarpışmaları halinde “Yer’i Satürn halkaları gibi saran bir kozmik toz halkası”nın oluşmasına neden olabilir.
Mahcubiyet Verici Bir Tarihlendirme Hatası
On bir yıl önce, Güney Afrikalı yaşlı bir sanatçı hanım olan Joan Ahrens, geleneksel Bushman sanatını örnek alıp tuval olarak kayaları kullanarak birkaç güzel resim yaptı. Daha sonra, onun boyadığı kayalardan biri Pietermaritzburg şehrindeki eski evine yakın bir tarladan alındı. Zamanla bu kaya, şehir müzesinin müdürünün eline geçti. Bu kayanın kökeni hakkında bilgisi olmayan müdür, onu Oxford Üniversitesi radyo karbon hızlandırıcısı birimi tarafından tarihlendirilmesi için İngiltere’ye gönderdi. Uzmanlar resmin 1.200 yaşında olduğunu tahmin ettiler! Niçin böylesine mahcubiyet verici bir hata yapıldı? Güney Afrika’nın Sunday Times gazetesine göre, “daha sonra bayan Ahrens tarafından kullanılan yağlıboyada karbon içeren doğal yağların bulunduğu saptandı. Oxford’un tarihlendirdiği tek madde işte bu karbondu.”
Yaşayan Nesiller
Eğer Amerikalılar 1800’lerin ortalarından 1920’lere kadar üç nesle ayrılacak olursa, bugün Amerika Birleşik Devletlerinde her nesilden acaba kaç kişi yaşamaktadır? Atlanta’da çıkan Constitution dergisine göre toplam olarak 30 milyondan fazla. Dergi şunları yayınladı: 1860-1882 yılları arasında doğanlardan bugün 3.000 kişi hayatta. 1883-1900 yılları arasında doğanlardan bugün 1.100.000 kişi hayatta. 1901-1924 yılları araında doğanlardan ise bugün 29.000.000 kişi hayattadır.
Yo-yo Rejimleri Tehlikeli
The New England Journal of Medicine dergisinde çıkan bir incelemeye dair rapor, gıda rejimi uygulayan bazılarının yaptıkları gibi, görünürde sonsuz olarak kilo alıp verme devirleri, ki yo-yo rejimi diye adlandırılmaktadır, sağlık konusunda ciddi hatta öldürücü sonuçlar doğurabilir, diyor The New York Times gazetesine göre, Yale Üniversitesinde bir psikolog ve rejim uzmanı olan dr. Kelly D. Brownell bu araştırmayı yönettikten sonra şöyle dedi: “Bu toplumda, ne pahası olursa olsun ince olma baskısı ciddi sonuçlar doğurabilir.” Ayrıca, Federal Hastalık Kontrol Merkezleri tarafından yapılan başka bir incelemeye göre, yo-yo’da olduğu gibi, on birden fazla kiloyu alıp veren insanlar, vakitsiz ölümde sigara içenlerden daha büyük bir riske sahiptirler. Dr. Brownell şöyle uyardı: “İnsanlar, gerçekten yeniden almamak üzere kilo vermeye hazır olmadıkça bir gıda rejimine başlamamalıdırlar.”
Evrim Yargılanıyor
Amerika Birleşik Devletlerinde Kaliforniya’nın Berkeley Üniversitesinden ceza hukuku profesörü olan Phillip Johnson, uzun zamandır biyologların evrim kuramını savunma tarzına şaşmaktadır. Aslında tamamen savunmada kalıp dogmatik oldukları fark edildiğinden, Johnson, “korumaya çalıştıkları hassas noktaların neler olduğunu” öğrenmeye koyuldu. Yaptığı araştırmanın sonucu olan Darwin on Trial (Darwin Yargılanıyor) adlı kitap, The Sacramento Bee tarafından “bir avukat tarafından evrim kuramının arkasındaki delillerin ve mantığın adım adım incelenmesi” olarak tanımlanmaktadır. Gazete özetle şunu söylüyor: “Darwin başarısız kalmaktadır.” Johnson, biyologlar dahil, evrime karşı alenen konuşmaktan korkan birçok bilgine rastladığını öne sürmektedir. San Francisco Chronicle gazetesine şunları söyledi: “Bu tecrübeden öğrendiğim şeylerden biri, entelektüel ortodoksluğu kurmak ve bunu eleştirilmekten uzak tutmak için toplama kamplarına ve gizli polise ihtiyaç olmadığıdır. Yapılması gereken tek şey, insanların sana güleceklerini ve prestijini kaybedeceğini söylemektir. Bunun, akademik hayatta muazzam bir etkisi vardır.”
Mamutlardan Fildişi
Filler, tükenmekte olan türler listesine konulduğu zaman, dünya fildişi piyasası çöktü. Oysa fildişi tüccarları, yok olmayı göze almak yerine, söz konusu maddenin başka bir kaynağını buldular: kıvırcık tüylü mamutlar. Bu büyük, tüylü hayvan, kuzey iklim bölgelerinde, binlerce yıl önce varlıktan silinene kadar, çok sayıda yaşamaktaydı. Buna uygun olarak The Wall Street Journal gazetesine göre uzmanlar, on milyon kadar mamutun Sibirya’nın buz sürekli donmuş toprak tabakasında donmuş durumda kaldığını tahmin etmektedir; onların, aşınan nehir kıyılarından ve kayan Arktik buzullarından hiç zarar görmemiş vaziyette çıkmaları olağandışı bir şey değildir. Şimdi mamut dişlerini kapan fildişi işleyicileri yüzünden mamutların dişlerinin fiyatı çok yükselmiştir. Çevreciler ise fildişi piyasasını böylece canlı tutmanın sadece şu anda yaşayan filleri tehlikeye sokacağından kaygılanmaktadırlar.
Kandan Hepatit
Japonya’da yakın zamanda yapılan bir araştırmada, kan naklinden C tipi hepatiti kapma tehlikesinin varlığı doğrulandı. Japonya’da karaciğer kanseri ve siroz vakalarının yarısına bu virüs tipinin neden olduğu söylenmektedir. Yapılan araştırmaya göre, kan nakli uygulanan 962 kişiden yüzde 8,3’ü C tipi hepatit virüsünü taşımaktadır, oysa bu virüs hiç kan almamış 1.870 kişiden sadece yüzde 0,7’sinde bulunmaktadır. Şaşırtıcı bir gerçek de, Japonya Kızıl Haç Kurumunca kullanılan kanlar testten geçirildiklerinde virüs taşıyıcılarından yüzde kırkının temiz çıkmış olmasıdır.
Sigarayı Bırakmaya İsteklendirici
Science News, “akciğer kanseri, kalp krizi, felç. Riskli etkinlikler arayan bazı insanlar için sigaranın öldürücü tehlikeleri gerçekte onun çekiciliğini artırıyor. Yapılan araştırmalar bunu göstermektedir,” diyor. “Oysa sigara içmenin bazı öldürücü olmayan etkileri üzerinde odaklanan iki yeni rapor, bu gözü pekleri bile nikotin alışkanlığından vazgeçmek için oldukça isteklendirebilir.” İlk rapor, mahcubiyet verici idrar tutamama sorunu olan kadınların üçte birinin, bu sorununun şimdiki veya geçmişteki sigara içme alışkanlığına bağlanabildiğini belirtti. İkinci araştırma ise, sigara içen hem erkeklerin hem de kadınların yüzlerinde daha çok kırışıklıklar oluştuğunu ve vaktinden önce görülen bu kırışıklıkların sigara alışkanlığı süresi ve tüketilen sigara sayısıyla arttığını gösterdi. Çok sigara içenlerde görülen aşırı deri kırışıklığı içmeyenlere oranla hemen hemen beş kat daha fazlaydı. ABD’nin Minnesota eyaletindeki Rochester’de bulunan Mayo Clinic’ten Thomas E. Kottke, “Sigara içen birçok kişi, özellikle gençler için sigaranın kırışıklıklar ağız kokusu veya sararmış dişler gibi hoş olmayan durumlara yol açtığını gösteren deliller, sigaranın öldürücü olduğunu gösteren delillerden çok daha sigarayı bırakmaya zorlayan etkenlerdir,” diyor.