Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w97 15/6 s. 26-29
  • Ülkemizde İhtiyacın Büyük Olduğu Sahalara Ziyaret

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Ülkemizde İhtiyacın Büyük Olduğu Sahalara Ziyaret
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
  • Altbaşlıklar
  • Dil Engelini Yenmek
  • Hizmetimizin Çeşitliliği
  • Farklı Kültürler
  • Umut Veren Beklentiler
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1997
w97 15/6 s. 26-29

Ülkemizde İhtiyacın Büyük Olduğu Sahalara Ziyaret

ZİYARET ettiğim cemaatler grubu beni Portekiz’den Çin’e kadar götürüyor—ya da öyle görünüyor. Ancak eşim Olive ve ben, Britanya’dan hiç ayrılmıyoruz.

Yehova’nın Şahitlerinin, ülke çapına yayılmış ve sayısı giderek artan yabancı dil konuşulan cemaatlerini ziyaret ediyoruz. Portekizlilerden oluşan bir grubun bulunduğu Jersey Adasından, (Fransa’nın Normandiya kıyısının yaklaşık 20 kilometre açığında) Çince konuşan ilgilileri ziyaret ettiğimiz İngiltere’nin kuzeyindeki Sunderland kasabasına kadar, büyüyen, ruhi açıdan zengin ve birçok dilin konuşulduğu bir sahada çalışıyoruz. Bu olağandışı görevi nasıl aldık? Ülkemizdeki ihtiyaç sahasında neler oluyor? Size bunları açıklayayım.

Olive’le birlikte her hafta değişik bir cemaati ziyaret ederek, yaklaşık 20 yıldır seyahat işinde çalışıyoruz. Seyahatlerimiz bizi, tüm Britanya’da, kuzeyden güneye, doğudan batıya ve geçenlerde Akdeniz’deki Malta Adasına götürdü; orada bize, İsa’nın takipçilerine özgü çok göze çarpar bir konukseverlik gösterildi. (Resullerin İşleri 28:1, 2 ile karşılaştırın.) Malta’da geçirdiğimiz üç yıldan sonra yeni görev yerimizin neresi olacağını merak etmeye başladık. Belki de, İngiltere’nin kırsal bir bölgesini ziyaret edeceğimizi düşündük ve kendimizi bu olasılığa hazırlamaya başladık. Görevimizin, 23 değişik dilin konuşulduğu grup ve cemaatlerden oluşan bu yeni çevrede hizmet etmek olduğunu öğrenmek bir sürpriz oldu!

Bu işi nasıl başaracağımızı merak ediyorduk. Malta’daki deneyimimiz dışında farklı geçmişleri ve kültürleri olan insanlarla hiçbir zaman uzun süre bir arada olmamıştık. İngilizceyi pek iyi bilmeyenleri gerçekten teşvik edebilecek miyiz? Başka dilleri bilmeden nasıl iletişim kurabiliriz? Yemekler ve farklı âdetler için ne söylenebilir? Yeterince uyum gösterebilecek miyiz? Aklımızdan bu tür sorular geçerken ‘Makedonya çağrısı’na vereceğimiz yanıtı dua ederek düşündük.—Resullerin İşleri 16:9, 10; I. Korintoslular 9:19-22.

Dil Engelini Yenmek

Olive şöyle açıklıyor: “Dil bilmediğim için önce kendimi yetersiz hissettim. Hemşirelere nasıl yardım edebileceğimi bilmiyordum. Sonra, Mukaddes Kitabı başta tetkik etmemize yardım eden çiftten, bir görevi asla reddetmemek konusunda ne kadar teşvik gördüğümüzü hatırladım. Bize, Yehova’nın yapamayacağımız bir şeyi hiçbir zaman istemeyeceğini öğretmişlerdi.” Bu nedenle ikimiz de görevi istekle kabul ettik.

Geriye bakıldığında, başka bir dili bilmemenin, herkese tam olarak aynı biçimde davranmamıza yardımcı olduğunu gördük. Örneğin, her hafta değişik bir dilde düzenlenen ibadetlere katılmak, İngilizce ibadetlere katılmak zorunda olan ve anlatılanların çok azını anlayan kardeşlerin neler hissettiğini daha iyi kavramamızı sağladı. İbadetlere gerçekten iyi hazırlanmak zorundayız; sunulan şeylerin anlamını ancak böyle kavrayabiliriz. Olive, ibadette sorulardan birine her zaman cevap veriyor. Yanıtı İngilizce hazırlıyor ve bir kardeş onu çevirerek okunduğu gibi yazıyor. Cevap vermek amacıyla el kaldırmak için biraz tereddüt ettiğini itiraf ediyor. Bazen çabaları gülüşmelere neden oluyor. Fakat bu onu engellemiyor. Şöyle söylüyor: “Kardeşlerin gayretimi takdir ettiğini biliyorum. Aslında benim cevabım bu dili daha iyi bilenleri ibadete aktif olarak katılmaya teşvik ediyor.”

Benim için de konuşma vermek çok farklı; çünkü her cümleden sonra çevirmene süre tanımak zorundayım. Böyle olunca da düşünce sırasını kaybetmek çok kolay oluyor. Daha fazla konsantre olmak ve malzememi büyük ölçüde azaltmak zorunda olduğumu görüyorum. Fakat yine de hoşuma gidiyor.

Hizmetimizin Çeşitliliği

Britanya’nın birçok kentsel bölgesinde yabancı dil konuşan insanlar her tarafa yayılmış; belki bir sokakta ancak iki kişi vardır ve başkalarını bulmak için biraz daha uzağa gitmek zorunda kalırsınız. Ancak, onları kendi dillerinde selamlayıp tepkilerini gördüğünüzde buna değdiğini hissedersiniz. Eğer yanımdaki kardeş Gökteki Krallık mesajını ev sahibinin kendi dilinde sunarsa bu, karşıdaki kişide genellikle büyük sevince yol açıyor.

Aslında, 40 yıllık hizmetimizin en heyecan verici yanı yabancı bir dil konuşulan sahada yerine getirdiğimiz hizmettir. Büyüme potansiyeli oldukça büyük boyutlarda. Pek çok kişinin ana dillerinde öğretim aldıkları zaman çok daha çabuk öğrendiğine ve daha derin bir takdir duyduğuna şüphe yoktur. (Resullerin İşleri 2:8, 14, 41) Kimi zaman, programın tümünü ilk kez dinleyip anlayabilen kardeşleri ibadet sonunda sevinç gözyaşları içinde görmek çok duygulandırıcı oluyor.

Kapı kapı vaaz ederken en azından ev sahibinin lisanında bir sunuş yapmaya çalışıyoruz, buna rağmen ara sıra biraz güçlük çekiyoruz. Örneğin Gucerat dilinde birini selamlamak üzere kısaca “Merhaba” anlamında Kemço denir. Bir keresinde hatayla, ünlü bir kahve markasının reklamını yapar gibi oldum. Yine de, bir evde Gucerat dilinde selamladığım karıkoca bana gülümsedi. Hemen, nezaketle bizi kahve içmeye davet ettiler, fakat bunu sadece yanlış bir telaffuz nedeniyle yapmadılar. Onların, ziyaret ettiğimiz gruptaki bazı Yehova’nın Şahitlerinin akrabası olduğu anlaşıldı ve hakikate gerçek bir ilgi gösterdiler.

İngilizce konuşan bir kardeş, Çince konuşan bir bayana yıllardır sürekli olarak dergi bıraktı. Ara sıra bayana evde bir Mukaddes Kitap tetkiki yapmayı önermişti, fakat bayan kabul etmedi. Bir gün Çince öğrenen bir kardeşle birlikte bu dilde hazırlanan You Can Live Forever in Paradise on Earth kitabını sundu; ilgi gösteren ev sahibi kitabı seve seve kabul etti.a Kendi dilinde bir kitabı olduktan sonra Mukaddes Kitap tetkikini de kabul etti. Bayana kendi dilinde birkaç sözcük söylemek her şeyi değiştirdi.

Farklı Kültürler

Bazı kültürlerde erkeklerin, kadınların gece tek başına sokağa çıkmasından hoşlanmadığını fark etmemiştik. Bu, birçok hemşirenin akşam düzenlenen ibadetlere katılmasını güçleştiriyor. Asya toplumlarının bazıları, evlenmeyip evde oturmayı seçen kadınların aileye leke getirdiğine inanıyorlar. Genç bir hemşirenin babası, kızı ailesinin seçtiği erkekle evlenmeyi reddedince kendini zehirlemek istedi. Bu tür hemşirelerin katlanmak zorunda oldukları güçlükler oldukça dikkate değer! Bununla birlikte hakikatin aile yaşamı üzerindeki etkisini ve hemşirelerin Yehova’ya gösterdikleri vefanın, ana-babaları nasıl etkilediğini görmek gerçekten harika.

Bu görevi yerine getirirken bazı değişiklikler yapmak zorundaydık. Seyahat işine başlamadan önce yiyeceklerim sade İngiliz yemeği olmalıydı, fakat şimdi baharatlı yiyecekler daha lezzetli geliyor. Çiğ balıktan acı baharatlara kadar değişen böyle bir mutfağa sahip olmadan geçirdiğimiz yıllara yanıyoruz.

Umut Veren Beklentiler

Birçok bölgedeki yabancı dil konuşulan sahalarda meydana gelen büyüme açıkça görülüyor. Şimdi başka dillerde giderek daha çok yayın çıkıyor. Yehova’nın bereketini, yeni cemaatler kuruldukça fark edebiliyoruz. Başka diller bilen kardeşler yardım için daha uzak sahalardan geliyorlar.

Çarpıcı bir örnek Gökteki Krallığın iyi haberinin Fransızca olarak vaaz edilmesine verilen olumlu karşılıkla ilgilidir. Son yıllarda Zaire ve diğer Afrika ülkelerinden Fransızca konuşan birçok sığınmacı Britanya’ya geldi. Londra’da, Fransızca konuşan cemaat ilk kurulduğunda Gökteki Krallık müjdecilerinden yaklaşık 65 kişi onu destekliyordu. Bir yıl sonra sayı 117’ye çıktı ve bunlardan 48’i dolgun vakitle daimi öncü olarak hizmet etti. Artan ilgiye cevap vermek amacıyla çok geçmeden ikinci bir cemaat kuruldu. İlgi duyanlara şimdi daha çok özen gösterilebilir; 1995 yılında onlardan 345 kişi Anma Yemeğine katıldı. Benin, Fildişi Kıyısı, Fas ve Zaire’de hizmet etmiş Gilead eski mezunları, büyüyen bu sahayla ilgilenmek üzere kendi deneyimlerinden yararlanıyor ve muazzam bir sonuç alınıyor.

Fransız cemaatine yaptığımız bir ziyarette Afrikalı genç bir kadınla yapılan Mukaddes Kitap tetkikine katıldım. Genç kadın kalkacağımız zaman, “Lütfen gitmeyin. Biraz daha kalın” diye yalvardı. Yalnızca biraz daha bilgi almak istiyordu. Bana birinci yüzyılda yaşayan Lidya’yı anımsattı—Resullerin İşleri 16:14, 15.

Öncelikli işimiz yabancı dil konuşan küçük grupların cemaat olmasına yardımcı olmaktı. Kardeşlerin haftalık Cemaat Kitap Tetkiki düzenledikleri bu gruplara Konuşma Yeteneğini Geliştirme İbadeti programını ayda bir olmak üzere kısaltılmış şekilde tanıttık. Bu, onların kendilerini tarla hizmetinde iyi bir şekilde ifade etmelerine yardım ediyor. Yavaş yavaş haftalık beş cemaat ibadeti düzenlemeye çalışıyorlar. Şimdiden Çince (Kanton dili), Fransızca, Gucerat dili, Japonca, Portekizce, Pencap dili, Tamil dili ve Galce konuşan yeni cemaatlerimiz var.

Ayrıca işitme engelli kardeşlerin ibadetlerine katılma imtiyazına da sahibiz. Kardeşleri elleriyle ilahi söylerken görmek çok duygulandırıcı. Hizmetlerinde el işaretleriyle nasıl konuştuklarını görünce, Gökteki Krallığı vaaz etme işini paylaşmakta gösterdikleri mükemmel çabalara çok değer veriyorum. İşitme ve görme engelliler için çevirmen olarak hizmet etmek amacıyla işaret dilini kullananlar bile var. Görüyoruz ki, Yehova, hiç kimsenin unutulmadığından emin olunmasını sağlıyor.

Eğer bize özel bir ricamız olup olmadığı sorulsaydı, İsa’yla aynı isteği dile getirecektik: “Hasadın Rabbine yalvarın, kendi hasadına işçiler çıkarsın.” (Matta 9:38) Kardeşlerimizin birçoğu cemaat sahalarındaki etnik grupların dillerini öğrenmek gibi zor bir görevi kabul ediyor. Bize, farklı dillerde mucizevi şekilde konuşma yeteneği verilmediyse de Yehova, hasat için olgun durumda olan ülkemizde ihtiyacın büyük olduğu bu sahaları kesinlikle hizmete açıyor. (Yuhanna 4:35, 36)—Colin Seymour tarafından anlatılmıştır.

[Dipnot]

a Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanmıştır.

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş