Mektup
Sevgili Kardeşler,
Kötü günlerde yaşadığımız açıkça bellidir. (II. Tim. 3:1-5) Bunu hiç kimse inkâr etmiyor artık. Ve her geçen gün kötülük gittikçe artıyor. İnsanlar her sahada kötüleştiler. Okulda, işte, toplumsal ilişkilerde .... Gerçekten kimsenin kimseye güveni kalmadığı bir devirde yaşıyoruz.
Bu kötülük dalgası, içine tüm insanları alıyor. Tanrı’ya inanmayanlar, genel değer yargılarını hiçe sayıp, bozuk davranışlarına bile kötü denilmesine karşıdırlar. Fakat bir tanrıya inandığını söyleyen, hatta bir dine sahip olmakla övünen kişiler bile kötülüğe iştirak ediyorlar. Neden? Onların çoğu, gerçekte Tanrı’nın her şeyi gördüğüne inanmıyorlar. Başka sözlerle onlar “Tanrı huzurunda yürümüyorlar.” Meselâ, bir polisin veya hiç kimsenin olmadığı yerde kolaylıkla hırsızlık yapabiliyorlar, trafik kaidelerini ise, gayet rahatlıkla çiğniyorlar. Belki yaşadığımız günlerde yapılan korkunç işler yanında, bu trafik kaidesini çiğnemek veya hatta hırsızlık yapmak bile çok küçük kalabilir. Fakat küçük veya büyük, kanunlara aykırı tüm işler kötülüktür ve bunu yapanlar kötüdür.
Yehova’nın Hıristiyan Şahitleri ise, bu devirde yaşayan insanlardan tamamen farklıdır. Onlar iyi hareketleri sadece insanların yanında değil, yalnız başlarına iken de yaparlar. Küçük veya büyük kötü bir hareketi hiç bir kimsenin görmeyeceği bir zaman da yapmazlar. Neden? Çünkü Tanrı’nın her şeyi gördüğüne inanırlar. Başka sözlerle tüm hayat boyunca “Tanrı huzurunda yürüyorlar.” Nerede ve hangi durumda olursa olsun önce Tanrı’yı memnun etmek isterler.
Aslında Tanrı’ya inanmak budur. Sadece mantıksal açıdan yaratıcı bir kuvvetin varlığına inanmak veya atalardan gelen bir alışkanlıkla imanlı olduğunu söylemek veyahut da Tanrı’yı inkâr etmekten çekindiğinden Tanrı’nın var olduğunu söylemek, Tanrı’ya iman etmek demek değildir. Böyle bir inancın ne Tanrı indinde ne de hayatta faydası vardır. Bu yetersiz ve faydasız bir inançtır. (Yak. 2:19) Gerçek iman çok daha derindir. Tanrı’yı tanımayı ve hayatın her yönünde onun varlığını hissetmeği gerektirir.
Her ne kadar günlerimizde insanların çoğu Tanrı’yı hesaba katmadan harkete ediyorlarsa da, Mukaddes Kitap, Yehova Tanrı’nın dünyada her olup bitenden haberdar olduğunu bildirmektedir. Tanrı insanlarla ilgileniyor. Yapılan hiç bir şey onun gözünden kaçmaz. Mukaddes Kitap bu konuda şöyle der: “Onun nazarında belli olmıyan bir mahlûk yoktur; fakat işimiz kendisile olan zatın gözlerine her şey çıplaktır ve açılmıştır.” (İbr. 4:13) Gökteki büyük bir melek teşkilâtıyle Yehova her şeyi görüyor ve her şeyden haberdardır.—Sül. Mes. 15:3.
Bu gerçek, herkesin Yehova önünde sorumlu olduğunu gösterir. Evet, Yehova herkesten hesap soracaktır. Bu bizim için de bir gerçektir. Bu sebepten Görünmeyen’i görür gibi yaşamağa devam etmeliyiz. (İbr. 11:27) Böyle davranırsak, hiç bir zaman kolayca kötülük veya günah işlemeyeceğiz.—Tekv. 39:9.
Hayatın her anında Yehova’yı görür gibi yaşayanlar, O’nun tasvibine nail olurlar. Bu korunma demektir. Şeytan, ne türlü iğvalarla saldırırsa saldırsın, bu korunmayı yenemez. Denemelerle karşı karşıya kalırsak, hemen dua ile Tanrı’ya sığınabiliriz. Muhakkak bizi kuvvetlendirecektir. (I. Yuh. 5:14, 15) Ancak duamıza göre hareket etmemiz gerektiğini de unutmamalıyız.—Fil. 4:6, 7.
“Tanrı huzurunda yürüdüğümüzü” her zaman hatırlarsak, her fırsatta başkalarına iyi haberi ilân etmeği de ihmal etmeyeceğiz. Özellikle yaz mevsiminde bu bakımdan çok fırsatlar doğabilir. Tatile giderken yanımızda yayınlar götürmek çok faydalı olur. Belki başka hiç bir zaman karşılaşamayacağımız, hakikati gerçekten arayan kimselerle karşılaşabiliriz.
“Tanrı huzurunda yürüdüğümüzü” hatırlamak, aynı zamanda toplantıları kaçırmamıza da engel olur. Unutmayalım, toplantılarımızı önemli ve önemsiz diye ikiye ayırmıyoruz. Yazın, havanın sıcak olduğu zamanlar dinlenmek veya denize gitmek bazıları için gerçekten bir ihtiyaç olabilir. Fakat dengeli olmalı, bütün yaz ayları boyunca sanki “Tanrı huzurunda yürüdüğümüzü” unuturcasına kendimizi tatile veya gezmelere kaptırmamalıyız. Daima Tanrı’yı memnun etmek için gerçekten her zaman uyanık olmalıyız.—Efes. 5:15, 16.
İçinde yaşadığımız devir ne kadar bozulursa bozulsun, diğer insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz Tanrı’nın var olduğundan ve O’nun iradesini yapanları mübarekleyeceğinden kesinlikle eminiz. (İbr. 6:6) Bu sebepten O’nun huzurunda yürüdüğümüzü daima fark ediyoruz. İçten sevgi ve selâmlarımızla
Biraderleriniz
Mukaddes Kitap Kursları Derneği
İstanbul