Tanrı’nın İsmi Takdis Edilsin
1 Yehova’nın ismi evrendeki tüm isimlerden izzet, itibar ve şöhret bakımından üstündür. Kendisi sadece Yaratıcı, kadirîmutlak, sınırsız bilgiye sahip olduğundan ve kâmil bir adalet uyguladığından dolayı değil, fakat bunlardan çok, ismi, sevgi dolu inayeti ve merhameti sayesinde en büyük şerefe, hamde ve en büyük saygıya lâyıktır. Peygamber Musa Tanrı’nın izzetini göreği rica edince Yehova kendisine Sina dağına gitmesini söyledi ve: “RAB onun önünden geçti, ve: Yehova, Yehova, çok acıyan ve lûtfeden, geç öfkelenen ve inayeti ve hakikati çok olan, binlere inayetini saklıyan, haksızlığı ve günahı ve suçu bağışlayan, ve suçluyu asla suçsuz çıkarmıyan, babaların günahını oğullarda, ve oğulların oğullarında, üçüncü ve dördüncü nesilde arıyan Allah, dile ilân etti.”—Çık. 33:18-23; 34:4-7.
2 Belirtildiği gibi sevgi ve merhamet Yehova’nın belli başlı niteliklerindendir; fakat Kendisi bile bile suç işleyenlerin merhametini kötüye kullanıp ondan istifade etmelerine müsaade etmez. (Rom. 2:4) Çocuklar ve torunlar dahil ana-babanın putperestlik ve ahlâksızlığı yüzünden acı çekebilir. (Rom. 1:21-23, 28, 29) Fakat bu durumdaki çocuklar dahi, eğer yardım için Yehova’ya dönerlerse merhametine nail olabilirler.—Hez. 18:21, 22.
3 “İsmin takdis edilsin” diye dua eden bir insan, Yehova’nın ismine ve temsil ettiği her şeye yüreğinde en sütün yeri vermeli. (Yer. 9:23, 24) İsa Mesih kendini hoşnut etmeyip daima Tanrı’yı memnun eden şeyleri yaptı. Kendisinin neler çekeceği değil, fakat utanç verici ölümünün Babasının ismine getireceği utanç ona acı veriyordu. Resul Pavlus: “Çünkü Mesih kendini hoşnut etmedi, fakat . . . ‘seni rüsvay edenlerin rüsvaylığı üzerime düştü’” ifadesini kullanarak Hıristiyanları bu örneğe uyarak kendilerini hoşnut etmeğe çalışanlar değil, başkalarına yardım etmek için gayret edip fedakârlık yapanlar olmağa teşvik ediyor. (Rom. 15:1-3, 5, 6) O halde ‘hayatımın amacı nedir?’ ‘Taşıdığım isme uygun mudur?’ diye kendimize soralım.
4 Yehova’nın ismini ne zaman, nasıl, nerede takdis edebiliriz? Sen bunu yapmak için hangi imkânları görüyorsun? Bunu aslında daima yapmalıyız. Bunu a) kendi başımıza iken ismini yürek ve zihnimizde kutsal tutmakla; b) ailemizde, Tanrı’nın kendi ailesine karşı gösterdiği niteliklerini izhar edip herkese karşı sevgi dolu bir ilgi göstermek ve doğru şeyler hakkında konuşmakla; c) cemaatte, özellikle yardıma muhtaç olan kardeşlere, zayıflıklarını taşımalarına yardım etmekle (Gal. 6:10); ç) cemaatten olmayan insanların gözünde, hem şahadet etmekle hem yaşayışımız ve tutumumuzla; d) akrabaların önünde yapabiliriz.
5 Cemaatten olmayan insanların gözünde Yehova’nın ismini takdis etmenin daha neleri kapsadığını bir daha inceleyelim. İnsanları sevmekte Tanrı’yı örnek almalıyız. Kendisini bütün insanlığı değersiz, sırf kendini düşünen, mekruh günahkârlar olarak hor görebilirdi. Durumlarına ve akılsız davranışlarına bakıp üstünlük taslayarak insanları haklı olarak hor görebilirdi. Oysa Tanrı bunu yapmadı, hoşuna gitmeyen şeyleri gördü, fakat “Allah dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlunu verdi; ta ki, ona iman eden her adam helâk olmasın, ancak ebedî hayatı olsun.” (Yuh. 3:16; Rom. 5:6-10) Bu nedenle davranış ve konuşma tarzımız, bir kimseyi Tanrı hakkında daha çok dostça bir görüş açısı kazanmağa sevk edecek yönde olmalıdır. Kendisiyle sohbet ettiğimiz kimsenin meseleleri bizim gördüğümüz açıdan görmediğini hazırlamalıyız. O, söylediklerimizden çok, öncelikle nezaketimizi, lütufkâr oluşumuzu, yardım etmek istediğimizi ve samimiyetimizi görür. Eğer bir kimse bunları bizde görmezse söylediklerimizi dinlemeyecektir.
6 Bu nedenle evden eve giderken olumlu bir tutum ve yaklaşma tarzı önemlidir. Ev sahibinin inandığı şeyleri veya yaptıklarını mahkûm etmek ona bir yardım olmaz. Kendisine Yehova’nın ismiyle sunduğumuzun iyi olduğunu görmesine yardım etmeliyiz. Onu mahkûm etmemeliyiz ve daha iyi bir şey, yardımcı olacak bir şey olarak sunduğumuz onu ürkütmemeli, fakat cezbetmeli. Hakikat hakkında konuştuğumuz kimseye ve hatta dünyadaki bütün insanlara karşı resul Pavlus’un gösterdiği tutumu göstermeliyiz. O nakâmil bir insan olarak kendisini va’zettiği insanlardan daha iyi telakki etmemiştir. Romalılar 7:18’de: “Zira bilirim ki, bende, yani, nefsimde iyi şey durmaz” dedi. Ve I. Timoteos 1:12-16’da şunları yazdı: “Beni kuvvetlendirmiş olan Rabbimiz Mesih İsaya şükrederim; çünkü evvelâ küfür ve eza edici ve muzır olduğum halde, kendi hizmetine koyarak beni sadık saydı; İsa’da olan iman ve sevgi ile Rabbimizin inayeti ziyadesiyle çoğaldı. Mesih İsa günahkârları kurtarmak için dünyaya geldi, sözü sadıktır, ve her veçhile kabule lâyıktır; onlardan birincisi benim; ancak bundan dolayı merhamete nail oldum, ta ki ebedî hayat için kendisine iman edecek olanların nümunesi olmak üzere, Mesih İsa önce bende bütün tahammülünü göstersin.”
7 O halde tarla hizmetinde çalışırken üstünlük tavrı takınarak değil, resul Pavlus gibi alçak gönüllülük gösterip daima Yehova’yı şereflendirip ismini takdis etmeğe gayret edersek, bu yüzden Yehova’nın verdiği bereket sayesinde daha çok başarılı olacağız. Çünkü Resullerin İşleri 15:14’te belirtildiği gibi Tanrı “Milletlerden kendi ismine bir kavm” aldı; ismini takdis etsin, ona hamt ve şeref getirsin diye. Bunu her gün duamıza uygun olarak yapalım.