“İnsanoğlu Geldiği Vakit Yeryüzünde İman Bulacak Mı?”
1 İsa Mesih bu soruyu, daima dua etmenin önemi hakkında konuşup bunu bir meselle vurguladıktan sonra ortaya koydu. (Luka 18:1-8) Bundan, imanın derecesinin büyük ölçüde bir kimsenin duaya ne kadar değer verdiğine, onu ihmal edip etmediğine ve duasına uygun şekilde davranmasına bağlı olduğunu görüyoruz. Yehova’nın isminin takdis edilmesini, krallığını ve iradesini duasında ön plana koyan kimse, Yehova, krallığı ve iradesi hakkında gayretle ve devamlı tetkik etmeği de ihmal etmeyecek. Çünkü resul Pavlus’un da belirttiği gibi iman için Tanrı’nın Sözünü işitmek ve incelemek gerekir. (Rom. 10:17) Yani ya kulak yoluyla işiterek veya göz yoluyla okuyarak onu zihnimize koyup yüreğimize indirmeliyiz.
2 Sathî değil tam bilgi ister. Romalılar 12:1, 2’de bize: “İmdi, ey kardeşler, bedenlerinizi diri, mukaddes, Allaha makbul kurban olarak takdim etmenizi Allahın rahmetleri için size yalvarırım; ruhanî ibadetiniz budur. Ve bu âleme uymayın; fakat Allahın iyi, ve makbul ve kâmil iradesi ne olduğunu farketmeniz için fikrinizin yenilenmesi ile değişilmiş olun” diye tembih ediliyor. Bu nedenle, ister toplantılarda ister evimizde olsun, Tanrı’nın Sözünü dinlerken çok dikkat etmemiz gereklidir. Resul Pavlus İbranîler 2:1’de ruhî şeylere karşı takdirleri ve sonuç olarak imanları azalmış olanları veya bu duruma düşmek istemeyenleri şöyle uyarıyor: “Bunun için işitilmiş olan şeyleri bir suretle kaçırmıyalım diye, onlara daha ziyade dikkat etmeniz lâzımdır.—İbr. 2:1.
3 İbraniler 2:2’de İsa Mesih vasıtasıyle sağlanan kurtuluşu ihmal etmenin ne kadar ciddi bir mesele olduğunu belirtiyor. Bir konuşmacı bu mektupla ilgili bir konuda bir zaman imanda zayıflamasıyle ilgili ilginç bir misal verdi. Belki bazılarınız onu hatırlayacak. Bir kayıkla ilgiliydi. Eğer kıyıda bağlı değilse, jet gibi hızla kıyıdan uzaklaşmaz, fakat akıntı onu hemen hemen fark edilmeyecek şekilde yavaş yavaş götürür ve eğer bir kimse bir zamana kadar ona dikkat etmezse sanki birden bire çok uzaklara gitmiş gibi görür. Evet, imanda zayıflamak ve hakikatten uzaklaşmak da böyle olur. Hiç bir zaman kendi kendimizi aldatmayalım! Nasılsa biraz vazife yapıyorum ve toplantılarda da az çok muntazaman hazır bulunuyorum, eğer bazen onu kaçırsam da, deyip kendimizi avutmayalım. Kuvvetli bir imana sahip değilsek onu artırmağa ve varsa kuvvetli tutmağa çalışalım. Akrabalar ve arkadaşlar bize misafirliğe gelmek istediklerinde böyle ziyaretleri toplantılara, şahsî tetkikimize ve hazırlığımıza engel olmayacak şekilde ayarlıyor muyuz? Gerekirse televizyonu kapatıyor muyuz?
4 Büyük sıkıntıda ve onunla beraber gelen denemelerde muhakkak kuvvetli bir imana ihtiyacımız olacak. Ve o denemelerde iman sayesinde galip gelebileceğiz. (I. Yuh. 5:4) Fakat bu dünya, zulüm olmayan bütün ülkelerde de imanı zayıflatan etkilerde devamlı olarak bulunur ve bu tıpkı denizdeki hafif akıntının bir sandalı yavaş yavaş uzaklara götürebileceği halde “imanımızı artır” diye dua edelim, fakat duamıza uygun şekilde iman artıracak olan “Muzaffer İman” kongresinde hazır bulunup dikkatle dinlemeği ihmal etmeyelim.—Luka 17:5.