Mektup
Sevgili Kardeşler,
Peygamber Mika, bu kötü şeyler sisteminin son günleriyle ilgili çok önemli bir peygamberlikte bulundu. Kendisi 4. bap 1-3 ayetlerinde sembolik bir dilde, Yehova Tanrı’ya tapınmanın, bir “dağ” gibi, “tepeler”in temsil ettiği bütün diğer tapınma şekillerinden daha ‘yükseleceğini’ ve birçok kavimlerin ona geleceğini söyledi. Bu kavimlerin artık birbiriyle cenk etmeyeceğini, fakat sulh dolu bir durumunda olacaklarını ekledi ve 5. ayette bunun sebebini şu şekilde açıkladı: “Çünkü bütün kavmlar, her biri kendi ilâhının ismile yürüyor, biz de daima ve ebediyen Tanrımız Yehova’nın (YD) ismile yürürüz.” Evet, bu peygamberliğin yirminci yüzyılda yerine geldiğinin görgü şahitleriyiz.
Tabiî, birçok insan bütün kavimlerin nasıl kendi tanrılarının ismiyle yürüdüklerini merak ediyor; zira birçok kimsenin hiç bir tanrıya inanmadığını ileri sürüyorlar. Gerçi bugün herkes isimini taşıdığı bir tanrıya hizmet etmiyor; fakat herkes gerçekten bir üstün kuvveti veya benzer bir şeyi tanrılaştırıyor. Meselâ, bazıları ya spor, ya da siyasal alanda veyahut sanat alanında bir insanı putlaştırıyor ve böylece ona tapınıyor. Bazıları için kendi mideleri bile bir tanrı olabilir. (Fil. 3:19) Bazıları Şeytan’a doğrudan doğruya tapınıyorlar, başkaları ise ona dolaylı yoldan tapınıyorlar; zira bu şeyler sisteminin tanrısı Şeytan’dır ve bu sistem onun kudreti altındadır. (II. Kor. 4:4; I. Yuh. 5:19) Tanrıtanımazlar bile bir düşünceye, bir felsefeye tapınıyorlar ve gerekirse onlar için savaş edip insanları öldürüyorlar. Gerçekten insanların tapınma arzusu, bütün insanların tabiatının bir kısmıdır. Öyleyse, bir şahsın ismiyle yürümek ne demektir?
Bir isim, bir şahsı veya şeyi teşhis eden bir işarettir. Tanrı kelimesi, genel bir isim veya ifadedir, bir özel isim değildir; zira hem eski zamanlardaki hem de modern zamanlardaki dinler, tanrılarına farklı isimler (Meselâ, Zevs, Baal, Marduk ve bugün Vişnu, Şiva v.b.) verdikleri halde, tanrı kelimesini kullanmaktadırlar. Bundan başka, “isim” terimi, şöhret veya itibarı da içine alır. Böylece bir kimse kendi tanrısının ismiyle yürürse, hem onun şöhreti ve itibarını aksettirmek istiyor, hem de onun gibi olmağa gayret ediyor. Meselâ, bir sporcuyu putlaştıran bir kimse, hayatında onu ilk plana koyuyor, onu takip etmeğe gayret ediyor ve onu müdafaa etmek için kavga edip gekekirse hayatını tehlikeye sokuyor. Veyahut midesini putlaştıran bir kimse, sabahtan akşama kadar sadece kendi arzusunu tatmin etmek için uğraşıyor; yani içmek, yemek ve neşeli bir hayat yaşamak için gayret ediyor. Eğer dünyaya bu şekilde bakarsak, gerçekten bugün bütün kavimlerin kendi tanrılarının ismiyle yürümekte olduklarını görüyoruz; çünkü onlar hayatlarını kendi tanrılarına vakfettiler ve onlara hizmet etmektedirler.
Fakat, peygamber Mika’nın kullandığı “biz” kelimesine gelince, kimlerin Tanrı Yehova’nın ismiyle yürümekte olduklarını bir görelim. Mukaddes Kitabın gösterdiği gibi, hakikî Tanrı’nın özel ismi Yehova’dır. (Çık. 3:15; Mezm. 83:18) Hıristiyanlar bunu biliyorlar, zira İsa, Babasının ismiyle geldi ve onu ilân edip takdis etti. (Mat. 6:9; Yuh. 17:4, 6, 10) Böylece bugün Tanrı’nın ismini kabul eden ve onu ilân eden kişiler, Mika’nın “biz” diye hitap ettiği kişilerdir ve tarihin gösterdiği gibi, bugün sadece tek bir din, tek bir kavim bu isimle tanınmıştır. Onlar Yehova’nın Şahitleridirler.
Öyleyse Yehova’nın ismiyle yürümek ne demektir? Bu, sadece onun ismini kabul etmek, onun “bizim Tanrımız” olduğunu söylemek, onun Sözünü tetkik etmek, onun kavminin toplantılarına iştirak etmek ve va’zetme faaliyetine katılmaktan daha fazlası demektir. Bütün bunlar önemli olmasına rağmen bir kimsenin, Yehova’nın ismiyle yürüdüğünü ispat etmesi için yeterli değildir. En önemlisi, o kişinin ağzıyle söyledikleri değil, bütün yüreği, bütün canı bütün zihni ve bütün kuvvetiyle yaptığı şeylerdir. (Luka 10:27; Yak. 1:22-27) Hıristiyan resul Pavlus bununla ilgili şunu yazıyor: “Bilmez misiniz ki, itaat için kime kendinizi arzeder, kime itaat edersiniz, onun, ya ölüm için günahın, ya salâh için itaatin kullarısınız.” (Rom. 6:16) Evet, Tanrı’nın ismiyle yürüyen insanlar, hayatlarını ona vakfettiler ve bütün yürekle O’na “kulluk” veya hizmet etmektedirler. (Rom. 12:11) Bu, Yehova’nın şöhretini ve itibarını yükseltmek, hayatta, ilk olarak onun iradesini yapmak ve hem konuşma tarzıyle, hem hergünkü davranışlarıyle O’nun gibi olmak demektir.
Öyleyse, kendimize ciddî olarak daima şunu soralım: “Acaba ben Mukaddes Kitap açısından gerçekten Tanrımız Yehova’nın ismiyle yürüyor muyuz?” Hepimiz gerçekten böyle kimseler olalım ve böylece Tanrı’nın fevkalâde nimetlerine nail olalım.
Biraderleriniz
MUKADDES KİTAP KURSLARI DERNEĞİ