Kan Nakli Konusunda
İnsanların Söyleyebileceği Şeyler
‘Siz acil bir durumda çocuğunuza kan vermek yerine onu ölüme terk ediyorsunuz. Bu bence korkunç bir şey.’
Şöyle yanıtlayabilirsiniz: ‘Tam tersine kan naklinden daha iyi tedavi yöntemlerine başvururuz; bu sayede çocuklarımız AIDS, hepatit ve sıtma gibi hastalıklara yakalanma tehlikesiyle karşılaşmazlar. Biz de herkes gibi sevgi dolu ana babalar olarak çocuklarımızın var olan en iyi tedaviyi almasını istiyoruz.’ Belki şöyle devam edebilirsiniz: (1) ‘Yoğun kan kaybı yaşandığında en önemli şey kanın hacmini yüksek tutmaktır. Biliyorsunuz, kanın %50’sinden fazlası zaten sudur ve gerisi alyuvar, akyuvar gibi hücrelerden oluşmaktadır. Büyük bir kan kaybı yaşandığında, vücut hem depolamış olduğu kan hücrelerinden yararlanır hem de hücre üretimini artırır. Bu durumda en büyük ihtiyaç aslında kanın hacmini yüksek tutmaktır. Plazma hacmini artıran sıvılar, kana gerek kalmadan bu ihtiyacı karşılayabilir; biz böyle tedavileri kabul ediyoruz.’ (2) ‘Binlerce kişiye kan yerine plazma hacmini artıran sıvılar veriliyor ve bu yöntemle oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor.’ (3) ‘Bizim için en önemli şey, Tanrı’nın Kutsal Kitapta verdiği şu ilkedir: [Elçiler 15:28, 29’u okuyun].’
Bir başka yaklaşım: ‘Neden böyle düşündüğünüzü anlıyorum. Herhalde kendi çocuğunuz bu durumda olsaydı ne yapacağınızı düşünerek böyle söylüyorsunuz, öyle değil mi? Eminim ki çocuklarınızın iyiliği için elinizden gelen her şeyi yaparsınız, çünkü ben de öyle yaparım. O halde sizin bizim gibi biri çocuğu için belli bir tedaviyi reddederse mutlaka çok önemli bir neden söz konusu olmalı.’ Belki şöyle devam edebilirsiniz: (1) ‘Sizce bir anne ya da baba, Kutsal Kitaptaki şu sözleri okuyunca ne düşünebilir? [Elçiler 15:28, 29’u okuyun]’ (2) ‘Sonuçta asıl soru şu: “Biz, Tanrı’nın bizden istediğini yapacak kadar O’na güveniyor muyuz?”’
‘Sizlerin kan naklini kabul etmediğinizi duydum’
Şöyle yanıtlayabilirsiniz: ‘Ara sıra bir gazetede Yehova’nın Şahidi olan bir hastayla ilgili haber çıkar ve Şahidin kan naklini kabul etmezse öleceği yazılır; acaba aklınızdaki böyle bir şey miydi? . . . . Kan almayı neden reddettiğimizi size açıklamak istiyorum.’ Belki şöyle devam edebilirsiniz: (1) ‘Eşinizi sevdiğiniz için gerekseydi onun için ölmeye razı olur muydunuz? . . . . Bir asker de ülkesi için canını feda ettiğinde kahraman sayılır, öyle değil mi? Bununla birlikte dünyadaki her şeyden çok daha üstün biri var, o da Tanrı. O’na olan sevginiz, ve O’nun yönetimine olan saygınız ve vefanızdan dolayı canınızı tehlikeye atmayı göze almaz mıydınız?’ (2) ‘Söz konusu olan aslında Tanrı’ya olan vefamızdır. Kandan sakınmamızı emreden O’dur (Elçiler 15:28, 29).’
Bir başka yaklaşım: ‘Aslında Yehova’nın Şahitleri olarak yaygın çapta görülen birçok davranıştan uzak dururuz; örneğin yalan söylemeyiz, ahlaksızlık yapmayız, çalmayız, sigara içmeyiz ve dediğiniz gibi kan naklini kabul etmeyiz. Tüm bunlardan kaçınmamızın nedeni, Kutsal Kitapta açıklanan Tanrı’nın isteklerine göre yaşamak istememizdir.’ Belki şöyle devam edebilirsiniz: (1) ‘Kandan sakınmamızı söyleyenin aslında Kutsal Kitap olduğunu biliyor muydunuz? Size yerinden göstermek istiyorum (Elçi. 15:28, 29).’ (2) ‘Belki daha önce duymuşsunuzdur, Tanrı Âdem’le Havva’yı yarattığında onlara Aden bahçesindeki her ağaçtan meyve yiyebileceklerini söylemişti, fakat bir tanesinden meyve yemelerini yasaklamıştı. Onlar bu emre itaat etmeyip yasaklanan meyveyi yediler ve sonuçta her şeyi kaybettiler. Gerçekten çok akılsızca bir davranıştı. Tabii artık yasaklanmış ağaç ya da meyve yoktur, fakat Nuh Tufanından sonra Tanrı buna benzeyen başka bir yasak koydu ve bu sefer kanla ilgiliydi (Başl. 9:3, 4).’ (3) ‘Öyleyse cevap vermemiz gereken soru şu: “Tanrı’ya güveniyor muyum?” Eğer O’na itaat edersek O’nun yeryüzünde kuracağı cennette sonsuza dek yaşama ümidimiz var. Ölsek bile O bizi dirilteceğine söz veriyor.’
‘Peki doktor “Kan almazsanız öleceksiniz” derse ne olacak?’
Şöyle yanıtlayabilirsiniz: ‘Durum gerçekten o kadar kötüyse, doktor hastaya kan naklini kabul ederse kesinlikle yaşayacağını gerçekten söyleyebilir mi?’ Belki şöyle devam edebilirsiniz: ‘Öte yandan ölen bir insanı yaşama döndürebilecek biri var, o da Tanrı. Ne dersiniz, ölümle yüz yüze gelen birinin Tanrı’nın emrini çiğneyerek O’na vefasızlık yapması akılsızca bir karar olmaz mı? Benim Tanrı’nın vaatlerine çok güçlü bir imanım var. Siz de O’na iman ediyor musunuz? Kutsal Kitap gerçek imana sahip olanların diriltileceğini vaat ediyor. Buna inanıyor musunuz? (Yuhn. 11:25).’
Bir başka yaklaşım: ‘Bazen bir doktor kansız tedavi yöntemlerini bilmediği için öyle söyleyebilir. Böyle bir durumda ondan bu konularda deneyimli bir doktorla görüşmesini isteriz ya da kendimiz başka bir doktora başvururuz.’