İnanılmaz Hücre
HÜCRENİN İÇİNE BAKIŞ
VÜCUDUNUZDAKİ 100.000.000.000.000 HÜCRE RASTLANTI SONUCU MU OLMUŞTU?
Charles Darwin’in günlerinde evrim kuramı ortaya atıldığı zaman, bilim adamları, hücrede bulunacak olan şaşırtıcı karmaşıklıklar hakkında bir fikir sahibi değildiler. Bir hücrenin kısımlarının çoğunluğu, ancak güçlü bir elektron mikroskobu ile net bir şekilde görülebilir. Burada tipik bir hayvan hücresinin bazı kısımlarını, sadece 0,0025 cm çapındaki bir kaba konulmuş durumda görüyorsunuz:
[Şema]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın)
HÜCRE ZARI
GOLGİ BİLEŞİĞİ
MİTOKONDRİYALAR
ENDOPLAZMİK RETİKULUM
SANTRİYOLLAR
RİBOZOMLAR
LİZOZOMLAR
MİTOKONDRİYALAR—Bu sosise benzeyen şekiller, ATP diye adlandırılan özel bir molekülün üretilme merkezleridir. Hücre, ATP moleküllerini enerji için kullanır. Mitokondriyaların karmaşık zarlarının içinde ATP üretimi hızlı bir oranda çoğalabilir. Her bir ATP molekülünü oluşturmak için, bir düzineyi aşkın değişik kimyasal reaksiyon gereklidir; ve hücrelerinizin tümü her saniye trilyonlarca ATP üretir.
RİBOZOMLAR—Bunlar son derece küçük cisimciklerdir ve en kuvvetli elektron mikroskoplarıyla bile zor görürler; ancak hücrelerinizin çoğunluğunda binlerce ribozom vardır. Ribozomlar, diğer moleküllerden talimat alırlar ve vücudunuzun ihtiyacı olan proteinleri en ince ayrıntılara kadar yaparlar. Bir ribozom çok karmaşıktır; 55 ayrı protein molekülünden yapılmıştır.
MİKROTUBULLAR—Hücreler bu yapı elemanlarını kurmak veya çözmek suretiyle şekillerini değiştirebilirler. Bunlar hücrelere esnek bir «iskelet» sağlarlar. Mikrotubullar, çok uzun sinir hücrelerinde dahili bir «hızlı geçiş» sistemi kurarlar.
LİZOZOMLAR—Bunlar hücresel yapıyı tahrip edebilecek enzimleri bulunduran küçük keseciklerdir. Lizozomlar, maddeleri hücrenin kullanabilmesi için parçalar, yani mide görevini yaparlar. Kandaki akyuvarlar Lizozomlarda bulunan enzimler vasıtasıyla zararlı bakterilere hücum ederler.
ENDOPLAZMİK RETİKULUM—Bu, proteinler ve diğer moleküller için bir tür hücresel depo hizmetini görür. Onları ve hücredeki kullanım ya da dışarıya yollamak için ayrı olarak depolar.
GOLGİ BİLEŞİĞİ—Sentezle yeni birleştirilmiş proteini, endoplazmik retikulum ile adeta paketler ve hücrenin kullanabileceği bir duruma getirir.
ÇEKİRDEK ZARI—Hücrenin DNA’sını korumak için çekirdek iki zar ile sarılmıştır. Bu zarın üzerinde bazen açık, bazen kapalı gözenekler vardır, fakat bunlar, basit delikler değil, karmaşık kapılardır.
KROMOZOMLAR—Çekirdeğin içinde hücrenin jenetik ana planını, yani DNA’yı bulundururlar. DNA kendi kontrolüne yardımcı olan histon adı verilen özel proteinlerin etrafında sarılıdır.
SANTRİYOLAR—Bu silindirlerin her biri, dokuzar adet üçlü mikrotubul grubundan yapılmıştır. Hücreler bölündüğü zaman, santriyollar, herhalde kromozomları birbirinden ayıran ince lifleri kontrol ederler ve her yeni hücrenin gerekli genetik bilgileri almasını sağlarlar.
HÜCRE ZARI—Bir duvar olmaktan öte, zarın görevi hücreye girip çıkan her şeyi kontrol etmektir. Çok sıvı hücreyi çatlatabilirken, yetersiz sıvı da hücrenin kimyasal reaksiyonlarını kesebilir. Besinlerin içindeki tehlikeli maddeler elenir ve besinler zarın bir kısmı ile emin bir şekilde sarıldıktan sonra, hücre onları bekleyen bir lizozoma sevk etmek üzere kabul eder.
Tabii ki, yukarıdaki liste ancak bir yüzeysel açıklamadır. Tek bir hücre insanın yaptığı herhangi bir şeyden çok daha karmaşıktır. Gerçekten bu bir rastlantı eseri olabilir mi?