Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g 10/84 s. 21-24
  • İnsan Böceklere Karşı Açtığı Savaşı Kazanıyor Mu?

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • İnsan Böceklere Karşı Açtığı Savaşı Kazanıyor Mu?
  • Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • İÇ SAVAŞ
  • YENİLGİSİNİ İNSAN BİZZAT HAZIRLIYOR
  • İNSANIN YENİ SAVAŞ STRATEJİSİ
  • ŞİMDİ SAVAŞ NASIL GİDİYOR?
  • Kimyasal Tarım İlaçları Böceklerden Daha Fazla Öldürüyor
    Uyanış!—1999
  • Böcekler—Düşman mı Yoksa Dost mu?
    Uyanış!—1985 (Bilimsel Seri 13-16)
  • Sevgi Tanrısını Tanıtan Özel Hediyeler
    Hayatın Bir Amacı Var
  • Yenilebilir Böcekler: Unutamayacağımız Bir Yemek
    Uyanış!—2012
Daha Fazla
Uyanış!—1984 (Bilimsel Seri 9-12)
g 10/84 s. 21-24

İnsan Böceklere Karşı Açtığı Savaşı Kazanıyor Mu?

SAVAŞ! İnsan, sadece bu kelimeyi duymakla bile heyecanlanır. Devam eden ve bitmeyen bir savaşı düşünmek, gerçekten çok üzücü bir şeydir. Bununla beraber, böyle bir savaşın sürdürülmekte olduğu söylenmektedir. Dava konusu: Her iki tarafın varlığının sürdürülmesidir, çünkü her iki taraf gerekli gıdalar için savaşıyor. Savaşanlar: İnsan ile böcekler.

Bazıları, ya “onlar” ya “biz” hayatta kalacağız diyerek, bu savaşı, bir yok etme savaşı olarak nitelediler. Fakat aslında durum böyle değildir. Böcekler olmasaydı, dünyamız perişan olacaktı, çünkü bitkilerin tozlaşması için bazı sinek türlerine, kelebeklere, karıncalara ve güvelere ihtiyaç vardır. Bazı ürünlerin oluşumu onlara bağlıdır. Böcekler olmasaydı, elma, üzüm ve yonca gibi bitkiler yetişemiyecekti, başka meyve ve sebzelerden de çok azı elde edilecekti. Böcekler, bal, mum, ipek, boya ve gomalak gibi bazı maddeleri sağlarlar. İnsana sevinç veren birçok ötücü kuş hemen hemen böceklerle beslenir. Bir sürü böcek de yabani otların yayılmasını sınırlamakta yararlı bir iş görür. Çöplerin yok edilmesinde, toprağın havalandırılmasında ve gübrelemesinde yararlı olan böcekler, leş yiyen hayvanlar gibi görev yaparlar. Birçok yerde insanların yiyeceği böceklere bağlıdır. Musa Kanununda bazı böcek türlerinin yenilmesi uygun görüldü; örneğin Vaftizci Yahya çöldeyken onlarla besleniyordu. (Levililer 11:22; Matta 3:4) Böyle olmakla birlikte, insan görüş açısından kendi gıdasına karşı da savaşan böcekler var.

Böcekler insanla karşılaştığı zaman, belki, çok küçüktürler, buna rağmen kuvvet yönünden hayret verici sonuçlar oluştururlar. Dünyada toplam olarak 1 insan başına 250 milyondan fazla böcek düşmektedir. Aynı zamanda bir böcek insana oranla 12 kat daha ağırdır. Bir tahmine göre, dünyada 800.000 değişik böcek türü vardır. Tüm böceklerin sayısı kavrayamayacağımız kadar çoktur. Çok şükür ki, insana zarar veren, yani ürünlere, ormanlara ve malzemelere karşı savaşan böcekler dünyanın böcek nüfusunun sadece çok küçük bir kısmı olan yüzde 1’den azdır.

Böceklerin savaş taktiği bir mareşali kıskandırabilir. Süpriz yapmakta ustadırlar; birdenbire ve büyük bir kuvvetle bir gece içinde saldırırlar. Savaş karargâhlarını insanın korumak istediği gıdaların tam ortasında kurup, birini korurken öbürünü yok etmemek yönünden insanı şaşkına çevirirler. Boyları küçük olduğundan, yeraltı faaliyeti ve kamuflaj taktiğiyle büyük zararlar verirler, böylece fark edilmeden saldırıya geçebilirler.

Büyük bir hızla üremektedirler. Bir hafta gibi kısa bir sürede hepsi tamamen eğitilmiş ve savaşa hazır yeni birer savaşçı durumuna getirilirler. Yavrular da büyükler kadar iyi savaşırlar; erkek ve dişi birlikte mücadeleye katılırlar. Bazı tümenler bizzat insanın evine sızıp yerleşirler, sakinleri rahatsız ederek ortalığı kirletmek üzere baskın yaparlar. Başkaları ise, sıtma, sarı humma, hıyarcıklı veba ve uyku hastalığı gibi ürkütücü hastalıkları yaymakla mikrobik savaşta ustadırlar. İnsan tarafından oluşturulan zehirli ortama rağmen, yine de uyum gösterip yaşayabilirler. Bu nedenle savaş, çağlar boyunca devam etmiştir.

Önceleri insan, böcek saldırılarının sona ermesini ve daha iyi bir ortamın gelmesini ümit etmekten başka bir şey yapamıyordu. Firavun ve eski Mısırlılar, Tanrı’nın üzerlerine getirdiği tatarcık, at sineği ve çekirge gibi belalara ancak katlanmak zorunda kaldılar. Bu böcekler herhalde çok büyük zararlar vermiş olmalı, çünkü olgun bir çöl çekirgesi bir günde rahatça ağırlığı kadar yeşillik yiyebilir! Bir çekirge ordusu 1000 kilometre karelik bir alanı kaplayabilir ve yaklaşık 40 milyar çekirgeyi kapsar. Böyle bir ordu, 400.000 kişiyi bir yıl boyunca besleyecek yiyeceği bir günde yiyebilir! Böylesine hızlı çoğaldıkları halde, böcekler acaba şimdiye kadar bu savaşı neden kazanamadılar?

İÇ SAVAŞ

Bizzat böcekler arasında da bitmeyen bir savaş vardır; bu, insan için yararlı bir durumdur. Böyle olmasaydı, insanın durumu çok ümitsiz olacaktı. Örneğin, bir yaprak biti türü, kısa ömründe 6.000.000.000 bit üretme yeteneğine sahiptir. Bütün yaprak bitleri böylece sınırsızca çoğalacak olsalardı, dünyada bütün yeşilliklerin yok olması herhalde uzun sürmezdi.

Fakat doğa kendi kendini dengelemektedir. Böcek yiyenler, parazitler ve hastalıklar yanında aynı zamanda başka doğal ve iklimsel sebeplerden dolayı böceklerin sayısı kontrol altında tutulmaktadır. Bazı bitkilerin doğal bir savunma sistemi vardır. Çingene güvesi yüzünden yaprakları yenen bodur meşe ağacı, sürdüğü yeni yapraklarda hazmedilmeyecek kimyasal bir değişiklik yaparak böceğe karşı korunur. Firavun’un günlerindeki çekirge belası olayında ise, Yehova, çekirgeleri kuvvetli bir rüzgârla Kızıl Deniz yönüne sevk etti.—Çıkış 10:12-19.

YENİLGİSİNİ İNSAN BİZZAT HAZIRLIYOR

İnsan doğadaki dengeyi bozarak savaşı körükledi. Zararlı böceklerin tamamen yerleşmemesini ve bitkilerin böcekle, hastalıklara karşı direnç kazanmasını sağlamak amacıyla her yıl değişik ürünler ekmek gibi sağlam bir tarımsal uygulama yöntemi yerine, geniş alanlarda tek ürün çiftçiliğine başlandı. Daha bol ve daha güzel görünüşlü ürünlerin peşinden koşarken, bitkilerin hastalıklara karşı doğal direncini büyük oranda yozlaştırdı. Bazı ülkelere hiçbir zaman görülmeyen yeni bir ürün ve böcekler getirildi. Fakat orada böcekleri kontrol eden tabii düşmanlar bulunmuyordu. Böylece eskiden kontrol altında tutulan böcekler, şimdi yeni ürünlerle birdenbire korku verici oranda çoğalma ortamı buldular. Böylece savaş kontrolden çıktı ve böcekler davayı kazanmaya başladılar!

İnsan, hemen yeni silahlar aramaya başladı. Sentetik böcek öldürücülerinin devreye girmesiyle bir ferahlama oldu. DDT ile başlayan bu tür kimyasal öldürücüler, böcekleri müthiş oranda yok etmeye başladı. İnsan, savaşı artık kazanacağını sandı. Ekinler göze çarpan bir şekilde çoğaldılar. Böceklerden meydana gelen hastalıklar kaybolmaya başladı. Zafer ufukta belirmişti ve artık kapıda olduğu kabul ediliyordu.

Ancak bu amansız yok etme savaşında insan, düşmanıyla birlikte dostunu da öldürdü. Bir bilim adamının söylediği gibi: “Zararlı bir böceğin tabii düşmanlarını öldürürsek, onun işlerini miras alırız.” Böcekler böylece tabii düşmanlarından birdenbire kurtuldular ve dehşet verici bir hızla çoğalmaya başladılar. Daha önceden önemsiz sayılan böcekler, büyük bir bela olarak öncekilere katıldılar. Daha kuvvetli zehirler kullanılmaya başlandı; ancak böcekler yeniden toplanıp karşı saldırıya geçtiler. Bazı çiftçiler, tek üreme mevsiminde 50 defa ilaç püskürttükleri halde, ürünlerinin yarısının kaybolduğunu gördüler.

Kimyasal maddeler artık böcekleri yok etmemeye, tam tersine böcekler bu zehirlere karşı bağışıklık kazanmaya, hatta bazıları onlarla kuvvetlenmeye bile başladı. Böceklerin zehirlere karşı dirençleri o kadar arttı ki, bilim adamları herhangi bir olumlu sonuç almadan, karasineklere büyük miktarda DDT yedirdiler. Bundan başka, böceklerin sayısının kontrolünde çok yararlı olan kuşlar, zehirlenen böcekleri, tohumları ve meyveleri yiyerek öldüler.

Ayrıca bu zehirler, beslenme zincirinde hızla tırmanarak balıkları da zehirledi; kuşların çoğalmasını önledi; böylece doğal çevrenin dengesi altüst oldu ve gitgide insanın yiyeceğine, içeceğine daha büyük oranlarda karışmaya başladı. İnsanın kimyasal silahları geri tepti. Zehire karşı direnç gösteren yaklaşık dörtyüz “süper böcek” türü yeniden saldırıya geçmek ve insanlara daha fazla hastalık yaymak üzere hücuma geçti. Böylece böcekler savaşı tekrar kazanmaya başladılar.

İNSANIN YENİ SAVAŞ STRATEJİSİ

İnsan hemen ikinci bir savunma hattı geliştirmeliydi. “Düşmanını bil” diyen savaş sloganının değerini anlamaya başladı. Böceklerin çeşitliliği, boyu ve alışkanlığı düşünülürse, bu çok zor bir iş olacaktı; ancak savaşın yönünü değiştirmek için, kesinlikle daha iyi bir istihbarata gerek vardı. İnsan, zararlı böceklerin jenetiğini, biyolojisini ekolojisini ve davranışlarını iyice öğrenmeliydi. Onların beslenme ve üreme alışkanlıklarını, üreme dönemlerinin nasıl ekinlerin olgunlaşmasıyla ve diğer böcek düşmanlarının hayat devirleriyle bağdaştığını ve bu evrelerin nasıl hava şartlarından ve ekme zamanlarından etkilendiğini de öğrenmeliydi. Önemli bir zarar görmeden, kaç böceğe tahammül edilebileceğini anlamak için, bir böceğin ne kadar ürün yediği bile öğrenilmeliydi. Böceklerin hangi şartlar içinde daha çok zarar verdiklerini ve onların nasıl savunmasız hale getirileceği bulunmalıydı. Kısaca insan, doğadaki dengeyi tekrar kurmalıydı. Hayatta kalabilmesinin yararlı böceklere bağlı olduğunu unutmamalı ve böcekleri rasgele öldüremeyeceğini fark etmeliydi.

İnsan, aynı zamanda ekin kaybının azaltılması için en iyi yolun, ekinlere zararlı böceklerin küçük bir miktarını hayatta bırakmakla, onların tabii düşmanları için yiyecek sağlayıp, böylece onların ölmelerini önleyebilme yolunu keşfetti. Böceksiz yapılan tarımın, hikmetli bir yol olmadığı gibi erişebilir bir hedef de olmadığını öğrendi; çünkü insan kazandığı savaşı kaybedebilecekti.

Böcekleri yok etmektense, onlarla beraber yaşamak ve onları kontrol altında tutmak görüşü insanın yeni stratejisi oldu. Böylece zararlı böcekleri kontrol altında tutmak için özel bir yöntem geliştirildi. Bir böceğin ekinlere zarar vermesinden çok önce, onun varlığını bildirmek veya öğrenmek için erken uyarma sistemleri kuruldu. Böylece düşman henüz saldırıya geçmeden önce, çiftçiye saldırıya geçme fırsatı tanındı. Çiftçi o zaman bazı biyolojik kontrol yöntemleri kullanabilecekti. Örneğin: Tabii düşmanları, parazitleri ve böcek hastalıkları yanında ayrıca üreme katsayısını azaltmak için kısırlaştırılmış erkek böcekler gibi.

Zararlı böceklerin gizlice gelmesini ve çoğalmasını yavaşlatmak için ayrıca çiftçiler, ekim alanlarına yeniden değişik türler ekmeğe başladılar; ekim vakitlerini değiştirdiler, böceklere karşı direnci kuvvetli olan ürünler ektiler, hatta zararlı böceğin saldırısını başka yöne çekmek için yalancı ekinler kullandılar. İnsanın böcek savaşında atom bombası gibi bir rol oynayan kimyasal zehirler, son çare olarak ancak gerekli vakitte dikkatlice ve ölçülü olarak kullandırıldı. Bu yöntemlere uyan çiftçiler, pahalı gübre ve ilaçlar kullanımını da epeyce düşünerek iyi sonuçlar aldılar.

ŞİMDİ SAVAŞ NASIL GİDİYOR?

Aslında bu savaş kazanılmamıştır. Zararlı böcekler hâlâ dünyanın yiyecek ürünlerinin yüzde 40’ını tüketmektedirler. Böcek bilgini olan David Pimentel şöyle demektedir: “Aslında bu savaşı hiçbir zaman kazanamayacağız, çünkü böcekler dünya çapında o kadar yaygın durumdadırlar ki, onları ekinlerden ve yiyecek maddelerinden bütünüyle arındırmak olanaksızdır.” Tarımda, çevrede ve evlerde bela olup insanı rahatsız eden böcekleri, örneğin tütün tomurcuk kurdu, Afrika ordu kurdu, pamuk kurdu, Japon böceği, beyazsinek, yeşil şeftali yaprak biti, çingene güvesi, kızıl ateşkarıncası, ladin tomurcuk kurdu, hamam böceği, beyaz karınca, karasinek ve sivrisinek gibi böcekleri kontrol altına almak için hâlâ yapılacak çok iş var.

Bilim adamları şu anda yeni silahlarla deneme yapıyorlar; normal gelişmeyi engelleyen hormonlar, çiftleşmeye engel olan feromonlar (böcek seks kokuları), hastalığa sebebiyet veren mikroplar ve böceğin iştahını kesen maddeler. Ancak bu şeylerin yararını ve insana zarar verip vermediğini anlamak için daha pek çok deney yapılmalı. Bu arada birçok kişi, biyolojik kontroller yerine çabuk öldürmeyi tercih ettiklerinden dolayı, hâlâ kimyasal zehirler yaygın çapta kullanılmaktadır. Böceklerin ilaca karşı dirençlerinin artması nedeniyle bilim adamları, yakında kimyasal maddelerin artık kullanılamayacağından korkuyorlar.

Kesin çare, insanın çabasıyla gerçekleşemeyecek; ancak Tanrı’nın ateşkes ilan edip bütün yaşayanların tekrar tam bir denge içine getirmesiyle gerçekleşecektir. Yakında Tanrı’nın adil Yeni Nizamında insan artık savaşmayacak, hatta savaş bile düşünmeyecektir.

[Sayfa 21’deki resim]

TARIM İLAÇLARI

    Türkçe Yayınlar (1974-2025)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş