Bahşiş Vermek Ya Da Vermemek
IŞIKLAR loş, müzik güzel ve yiyecekler nefisti. Fakat iyi bir restorandaki yemeğin rahat havası, hesap gelir gelmez şaşırtıcı bir ortama dönüşebilir. ‘Garsona bahşiş verecek miyim?’ ‘Ne kadar?’ Gözünü ayırmadan bekleyen garsonun önünde birçok kişinin kendisine güveni sarsılmıştır.
Restorana giden bazıları, bahşiş vermeye kesinlikle karşıdırlar, bir kuruş bile bırakmazlar. Onların tam karşıtı olanlar ise, esas olarak bahşiş vermenin gerekli ve uygun olduğuna inanırlar. Bunlar cömert olanlardır. Fakat birçoklarının dikkate almadıkları nokta, bazı ülkelerde bahşiş ve buna benzer şeylerin beklenmesidir. Bahşiş, hesabın bir kısmı olarak düşünülür.
NİÇİN BAHŞİŞ
“Bahşiş olmasaydı, açlıktan ölürdüm!” Garsonların ve taksi şoförlerinin her zamanki iddiası budur. Belirli ülkelerde, örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde, ekstra bir servis sunulduğunda verilen bahşiş sadece teşekkür etmenin bir şekli değildir. Bu, bir kişinin gelirinin başlıca kısmını oluşturabilir.
New York’ta ünlü bir restoranda garsonluk yapan Oscar’ın yedirmek, giydirmek ve barındırmak zorunda olduğu karısı ve üç çocuğu vardı. Onun için bahşiş acaba neden önemliydi? O, şöyle cevap veriyor: “Eğer yeterince bahşiş almasaydım, ek bir işte çalışmam gerekecekti.” Amerika Birleşik Devletlerinde pek çok erkek ve kadına bu garson gibi beş kişiyi değil, bir kişiyi bile güçlükle geçindirecek asgari bir ücret ödenmektedir. Ayrıca, bir garson, “tüm bahşişleri tek başımıza alamayız, restoranda hizmet eden herkesle, barda çalışanla ve şef garsonla bahşişi bölüşmek zorundayız” diye açıklıyor. Oscar, restorandaki yemek fiyatlarının yükselmesinin, müşterilerin bahşiş olarak bıraktıkları parayı azalttığını, fakat diğer tarafta kendi faturalarının gittikçe yükseldiğini söylüyor.
Garsonların yanı sıra diğerleri—teşrifatçı, kapıcı, otel hizmetçileri, vestiyer ve banyo hizmetçileri, kuaförler, taksi şoförleri—de geçimleri için bahşişe muhtaçtırlar.
Küçük bir Alman kasabasında yaşayan genç bir kadının durumunu ele alalım. Tanrısal hizmet işinde çaba harcarken, geçimini sağlamak amacıyla bir güzellik uzmanının yanında yarım gün çalışmaktadır. O şöyle diyor: “Ücretlerimiz gerçekten düşüktür, çünkü işverenlerimiz, müşterilerin bize bahşiş vermelerini bekler.” Fakat geçim masraflarının artışından ötürü, kişilerin çok az bahşiş bıraktığı görülmektedir ve çoğu ise, hiç vermez. “Birçok kişi, bahşişi, onlara karşı dostça davrandığım için verir, aslında onlar geçimimizin bahşişe dayandığının farkında değiller” diye devam etti.
İlginç olarak A.B.D. hükümeti, restoran ve diğer belirli yerlerde müşterilerin, hesabın belirli bir yüzdesini bahşiş olarak bırakacaklarını tahmin eder. Dolayısıyla garsonlar ve kişisel hizmetleri yerine getirenler, almış olsunlar veya olmasınlar, aldıkları tahmin edilen bahşişe göre hükümete vergi öderler.
SEYAHATLERDE NE YAPILMALI?
Eğer yabancı bir ülkeyi ziyaret ediyorsanız, enflasyon oranının yanı sıra, döviz kuru değerlerini de aklınızda tutmanız hikmetliliktir. Eskiden Brezilya’da yaşamış olan bir yabancı, yıllar sonra yine oraya döndü. Yokluğu sırasında her yıl yaklaşık yüzde 200 devalüe edilen para biriminin çok düşük bir alım gücüne sahip olduğu gerçeğini bilmiyordu. Brezilya’dan ayrılırken, iyi bir bahşiş sayılan 500 cruzeiroyu düşünmeden verdi. Adam öfkeyle baktı. Bu kez daha cömert davranmak isteyerek adama 1.000 cruzeiro verdi. Adam hayıflanarak “unut onları” dedi. Sonradan, verdiği bahşişin 70.-TL dolayında değer taşıdığını anlayan kadının mahcubiyetini tahmin edebilirsiniz.
BAHŞİŞİNİZ SİZİN İÇİN NE ANLAM TAŞIR?
Bahşiş, şüphesiz zihni karıştıran bir şey olabilir. Ama ne kadar bahşiş vereceğiniz konusunda şüpheye düşmektense, bir Nijeryalı adamın yaptığını yapın. O, “sorun” diyor. “Ben bu konu hakkında fikirlerini almak için havalimanına veya otellere sorarım.”
Bu öneriyi izlemekte iyi bir neden var. Nedir? Şunu düşünün: Eğer bir gezi grubundaysanız, veya bir kongrede hazır bulunuyorsanız, sizin kişisel davranışınız tüm grup için geçerli olacak. Onlar sizin davranışınızla grubunuz hakkında hüküm verecekler. Böylece bir grupla birlikte olduğunuzda kişisel görüşünüzün önemi olmaksızın çok az bahşiş vermeniz veya hiç vermemeniz, gruptakilerin cimri veya toplumsal saygıdan yoksun olduğunu düşündürecektir.
Aynı zamanda Mukaddes Kitabın şu kuralını hatırlamanız, belki bahşiş geleneklerinin labirentinden çıkmanıza yardımcı olacaktır: “İnsanların size her ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın.” Kendinizi başkasının yerine koyun. Yaşadığınız yerdeki gelenekler uygun ise, bahşiş almayı takdir etmeyecek miydiniz?—Matta 7:12.
Sonuç olarak şunu bilmekte yarar var: Nasıl, ne zaman ve ne kadar bahşiş vermek sizi rahatlatır? Bundan başka bu, şüphesiz alıcının yüzünde de bir gülümseme oluşturacaktır. İyi ve nazik servisiyle gururlanan bir kadın garson “o benim için çok anlamlıdır” dedi. Bir yemek, böylesine memnuniyet verici bir şeyle sonuçlandığında, herkese ne kadar zevk verici olacaktır!