Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Eylül s. 16-19
  • Onların İmanına Bir Tanıklık

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Onların İmanına Bir Tanıklık
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Fransız Sergisi
  • Kişisel Tecrübeler
  • Serginin Açılışı
  • Tepkiler
  • Nazizmin Kötülükleri Ortaya Serildi
    Uyanış!—1995
  • Bütünlüklerini Cesaretle Koruyanlar Nazi Zulmüne Karşı Zafer Kazanıyor
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2001
  • Sevinçten Yoksun Bir Dünyada Sevinçli Olmak
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1996
  • Yehova’nın Şahitleri Yahudi Soykırımı Sırasında Neler Yaşadı?
    Yehova’nın Şahitleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Eylül s. 16-19

Onların İmanına Bir Tanıklık

BİN dokuz yüz doksan beş yılı, Nazi toplama kamplarından kurtuluşun 50. yıldönümüydü. Bütün Avrupa’da Nazi kurbanları, devlet başkanlarının da katılımıyla, Auschwitz, Bergen-Belsen, Buchenwald, Dachau, Ravensbrück, Sachsenhausen ve diğer kamplarda bir araya gelerek bu olayı andı. Anmada tekrar tekrar ön plana çıkan bir düşünce ise şuydu; “Asla unutmayalım!”

Bu nedenle, bu olayların yıldönümünde Avrupa’da düzenlenen sergilere Yehova’nın Şahitleri de katıldı. Pek çok şahit savaş çabalarını desteklemeyi ve Hitler selamını vermeyi reddettiği için Hitler hükümeti tarafından tutuklanmıştı. 1933 yılından başlayarak, onların binlercesi hapsedildi ve gördükleri muamele nedeniyle birçokları öldü.

Ancak, onların yaşadıkları genellikle halk tarafından bilinmez. Bu, “tarihin unutulmuş kurbanları” deyiminin ortaya çıkmasına neden oldu. Sağ kalan bir grup Şahit, eza gören, hapsedilen, işkence gören ya da öldürülen arkadaşlarının ve ailelerinin anılarını koruma ve toplama kamplarında Bibelforscher olarak adlandırılan Yehova’nın Şahitlerinin bıraktığı iman ve cesarete tanıklığın bilinmesini sağlama arzularını dile getirdiler.

Washington, D.C.’deki United States Holocaust Memorial Museum, 29 Eylül 1994’te toplama kamplarındaki Yehova’nın Şahitleriyle ilgili bir seminer düzenledi. Fransa’da, kamplarda hayatta kalan Şahitler, 28 Mart 1995’te Strasbourg’da ve 30 Mart 1995’te de Paris’te düzenledikleri iki büyük anma toplantısında yeniden bir araya geldiler. Şimdi yaşları epey ilerlemiş ve 50 yıl sonra Tanrı’ya hâlâ sadık olan bu erkek ve kadınların anlattıkları tecrübeleri işitmek çok duygulandırıcıydı. 27 Nisan’da, birçok Şahidin başları kesilerek idam edildiği, Berlin yakınlarındaki Brandenburg’da (Almanya) benzer bir toplantı düzenlendi. Ertesi gün, kamplarda sağ kalanlardan bazıları Brandenburg Eyaletinin düzenlediği törenlere katıldı ve çeşitli kampları ziyaret etti.

Fransız Sergisi

Bu buluşmalarda, “Mémoire de Témoins” (Şahitlerin Tanıklığı) temalı bir sergi düzenlendi. Bu sergi Mayıs 1995’ten Nisan 1996’ya kadar, İsviçre’nin Fransızca konuşulan bölgelerinde, Belçika’nın çeşitli şehirlerinde ve Fransa’nın 42 şehrinde gezdirildi. Her şeyden önce, sergideki tüm erkek ve kadınlar Yehova Tanrı’nın Şahitleridir. Oysa onlar, kendilerinin ve başkalarının toplama kamplarında çektikleri acıların da şahitleridir. Onlar, ırkları veya dinleri nedeniyle milyonlarca insanın acı çekmesine ve öldürülmesine neden olan bir hoşgörüsüzlük ideolojisinin canlı tanıklarıdır. Bundan başka Şahitlerin tanıklığı, sözde Hıristiyanların barış yerine şiddeti, komşularını sevmek yerine nefreti, İsa Mesih yerine sahte bir mesih olan Hitler’i nasıl tercih ettiklerini ortaya serer.

Yetmiş panodan oluşan sergi, olayları zaman sırasına göre gösteren bir çizelgeyle başlıyor: Mart 1933’te, Dachau ve Oranienburg’daki kampların açılışı; Eylül 1935’te “Alman kanını koruyan” Nürnberg Yasaları, Mart 1938’de Anschluss, yani Almanya’nın Avusturya’yı ilhakı; aynı yılın Kasım ayında Yahudilere ait binlerce mağazanın yağmalandığı ve 30.000’den fazla kişinin tutuklanıp göçe zorlandığı Kristallnacht (Kristal Gece) ve Yehova’nın Şahitleri üzerine adım adım konulan yasaklar; 1941 Haziranında, Sovyetler Birliği’nin istilası ve 1939’dan 1941’e kadar, ruh hastalarının ötanazisi.

Birkaç pano, Hitler Gençliğindeki gençlere Nazi doktrinlerinin aşılanmasına ve Nazilerin Nürnberg’te yaptığı muazzam mitinglerin halk kitlelerini büyülemesine dikkati çekti. Fotoğraflar insanlara Yehova’nın Şahitlerinin Hitler selamını vermeyi ve führere bağlılık andı içmeyi reddettiklerini hatırlattı. Diğer panolar, Yehova’nın Şahitlerinin nasıl kasten yayılan yanlış bilgilerin kurbanı olduğunu ve 1935’ten beri Nazi aşırılıklarını açığa vuran dergi ve broşürleri nasıl dağıttıklarını gösterdi.

Kişisel Tecrübeler

Yaklaşık 40 panoda, tüm Avrupa’dan gelip, imanları nedeniyle zulmedilen ve hatta öldürülen sıradan erkek ve kadınların tecrübeleri anlatıldı. Hayatta kalanlar bizzat hazır bulunarak sergiyi desteklediler ve ziyaretçiler onları dikkatle dinlediler. Louis Arzt başından geçenleri anlattığında çocuklar çok etkilendiler. Aslen Fransa’nın Mulhouse şehrinden olan Arzt, okulda “Heil Hitler!” demeyi reddettiğinden, ana-babasından alınıp Almanya’ya gönderildi. Şöyle diyor: “Bir SS askeri Hitler selamını söylemeyi reddettiğim için beni dövdü. Bana 30 kez vurdu. İki gün sonra, elini omzuma koyup duygularımla oynamaya çalıştı. ‘Anneni düşün. Seni görmekten çok mutlu olur. Tek yapacağın şey “Heil Hitler!” demek; sonra trene binip evine dönersin.’ 12 yaşındaki bir çocuk için bu çok zordu,” diye ekledi. Protestan hücre arkadaşının Mukaddes Kitabıyla bir haftalık ekmek payını takas eden Joseph Hisiger’in tecrübesi birçoklarını derinden etkiledi.

Serginin başka bir yönü de, toplama kamplarına götürülmüş Şahitlerle yapılan videolu söyleşilerdi. Bazı söyleşiler kampların bizzat bulundukları yerlerde örneğin, Avusturya’daki Ebensee’de, Almanya’daki Buchenwald ve Sachsenhausen’da yapıldı. Diğer söyleşilerde, kamp yaşamının çeşitli yönlerini ya da çocukken kamplara gönderilmiş Şahitlerin anılarını kaydedildi.

Serginin Açılışı

Her sergide, açılıştaki kısa törende eski tutukluların bir sözcüsü Yehova’nın Şahitlerinin Nazizm’e karşı gösterdiği ruhi direnci açıkladı. Şahit olmayan tutukluların yanı sıra, Fransa devlet eski bakanlarından biri de dahil, birkaç tarihçi ve yetkili konuşma davetini nezaketle kabul etti.

Yehova’nın Şahitlerini Buchenwald’den tanıyan eski bir tutuklu, onlarla ilgili şöyle dedi: “Yahudiler dışında, öylesine kötü muamele gören, dövülen, aşağılanan, hakaret edilen ve iğrenç görevler verilen, başka bir tutuklu grubunu tanımıyorum. İmanları olmasaydı dayanamazlardı. Onlara çok büyük saygı ve takdir duyuyorum.”

Tepkiler

Sergiyi 100.000’den fazla insan ziyaret etti. Bazı yerlerde sergi salonuna girmek için, aralarında birçok gencin de olduğu, yüzlerce insan kuyruğa girdi. Birçok ziyaretçi duygularını birkaç kelimeyle ziyaretçi defterine aktardı. Örneğin, bir genç şöyle yazdı: “Benim adım Sabrina. On yaşındayım ve Yehova’yı memnun etmek için Rut kadar cesur olmak istiyorum.”a

Medyada da sergiden söz edildi. Genel olarak, her şehirde yerel gazetelerde bir veya iki makale çıktı. Ayrıca, yerel radyo istasyonları sık sık serginin tanıtımını yaptı ve eski tutuklularla yapılan söyleşi programları yayınladı. Bölgesel televizyonlar kısa haberler sundu. Televizyondaki bir haber programı sergiden, “sözlerle ifade edilemez olanın en derinlerine bakan basit ama korkunç bir öykü. Bu sergi asla sökülüp atılamayacak kadar saygıya değer bir ‘Şahit Tanıklığı’” diye söz etti.

Kurtuluşun 50. yıldönümü, hayatta kalanların zihinlerinde uzun süre yer edecek. Acı anıları akla getirmek her zaman kolay olmamakla birlikte, onları ortaya çıkarıp başkalarıyla paylaşmakla Şahitler, başkalarının da imanlarını güçlendirdiler. Onlar bu sergiye katılmayı ve 50 yıl sonra hâlâ önyargıyı ve bilgisizliği ortadan kaldırmayı bir ayrıcalık olarak gördüler. Her şeyden önce, tanıklıklarının Tanrı’ları Yehova’ya şeref getireceğini ve O’nun Şahitleri olarak nelere katlandıklarını başkalarının da asla unutmamalarını sağlayacağını bilmekten doyum duydular.

[Dipnot]

a Ruth Danner dokuz yaşındayken ana-babasıyla birlikte alınıp götürülerek altı ayrı kampta tutuklu kalmıştı. Yehova’nın Şahitleri tarafından yayımlanan 1980 Yearbook of Jehovah’s Witnesses, sayfa 105’e bakın.

[Sayfa 16’daki resim]

“Golden Age”deki makaleler Nazizm’in aşırılıklarını kınadı

[Sayfa 16’daki resim]

Yetmiş kadar panoda, Nazi zulmünde imanlarını inkâr etmeyi reddeden erkek, kadın ve çocukların yaşadıkları anlatıldı

[Sayfa 16, 17’deki resim]

Hitler hükümeti tarafından tutuklanıp kampa gönderilen Yehova’nın Şahitlerinden bazıları yaşadıklarını anlattı

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş