Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • g96 Aralık s. 21-23
  • ‘Pelteklerin Dili Açıkça Söylemekte Tez Olacak’

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • ‘Pelteklerin Dili Açıkça Söylemekte Tez Olacak’
  • Uyanış!—1996
  • Altbaşlıklar
  • Benzer Malzeme
  • Konuşma Sorunum
  • Yardım Arayışı
  • Yehova’nın Şahitleriyle Karşılaşmam
  • Güven Duymaya Doğru
  • Özel Zorlukları Göğüslemek
  • Kekemelikle Mücadelem
    Uyanış!—1998
  • Komünist Bir Ülkede Tanrı’ya İmanın Yönlendirmesi Altında
    Uyanış!—1996
  • ‘Geyik Gibi Sıçrayacağım’
    Uyanış!—2006
  • Artık Başkalarına Yardım Edebiliyorum
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2015
Daha Fazla
Uyanış!—1996
g96 Aralık s. 21-23

‘Pelteklerin Dili Açıkça Söylemekte Tez Olacak’

ÇEKOSLOVAKYA’DA (Şimdiki Çek Cumhuriyeti) Yehova’nın Şahitlerince düzenlenen bir özel toplantı gününün öğle sonrasıydı. Burada Mukaddes Kitap öğrenimi almak üzere yüzlerce kişi toplanmıştı. Sahne arkasında ayakta durmuş programın bana ait olan bölümünü gözden geçiriyordum. Önemli bir rol değildi. İki genç şahit tecrübeler anlatacak ve ben sadece, o bölümü idare edecektim. O sabah içimde bir gerilim hissetmiştim ve şimdi bu giderek artıyordu. Tam anlamıyla felce uğramış, aşırı derecede kaygılı ve konuşamayacak durumdaydım.

Hemen herkes böyle bir durumda heyecanlı olur diye düşünmüş olabilirsiniz. Ancak bu heyecanlı olmaktan tamamen öte bir şeydi. Nedenini açıklayayım.

Konuşma Sorunum

On iki yaşındayken, düşme sonucu başım, boynum, omurga kemiğim zarar görmüştü. Ondan sonra zaman zaman kekelemeye veya sözcükleri şekillendirip söylemekte zorlanmaya başladım; özellikle p, k, t, d ve m ile başlayan sözcüklerde. Hatta bazen hiç konuşamazdım.

O sıralarda bu sorun beni rahatsız etmiyordu; sadece bir güçlük, bir sıkıntı gibi geliyordu. Fakat yıllar geçtikçe toplum önünde konuşmanın her türüne karşı gerçek bir korku geliştirdim. Bir seferinde sınıf önünde bir araştırma konusu hakkında bilgi verirken bayıldım. Bazen de alışveriş yaparken tezgâhtarlar ne istediğimi sorduklarında onlara cevap veremiyordum. Orada konuşmak için çabalayıp dururken, tezgâhtarların tepesi atardı: “Çabuk ol. Bütün gün seni bekleyemem. Diğer müşteriler bekliyor.” Sonuç olarak ihtiyacım olan şeyleri alamazdım.

Okul yıllarında çok zorluk çektim. Sözlüye kalktığımda, kekelediğim için sınıf arkadaşlarım alay ederdi. Yine de liseden mezun oldum ve 1979’da Prag’taki (Çekoslovakya) bir üniversiteye devam ettim. Sporu sevdiğimden beden eğitimi öğretmenliği dersleri aldım. Ancak amacıma nasıl ulaşacaktım? Kuşku ve kaygılara rağmen amaçlı bir biçimde ilerledim.

Yardım Arayışı

Konuşma engelinden kurtulmak için bir yol olmalıydı. Bu nedenle üniversiteden mezun olduktan sonra bu konunun uzmanından yardım almaya karar verdim. Prag’da konuşma sorunları tedavisinde uzmanlaşmış bir klinik araştırdım. İlk konsültasyon sırasında bir hemşire şunları söyleyiverdi: “Sizdeki sinir bozukluğu olağan değil!” Doktorların kekemeliğin sinir bozukluğuyla ilgisi olmadığını kabul etmesine rağmen, onun sinir bozukluğu olan biri olduğumu düşünmesi beni kırdı. Özel bir zorlukla yüz yüze olduğumu fark etmem uzun sürmedi: Ben 24 yaşında genç bir adamdım ve diğer hastaların tümü çocuktu.

Çok geçmeden, psikolog da dahil tüm personel bana yardım etme uğraşına katıldı. Her şeyi denediler. Bir seferinde, beş hafta süreyle herhangi bir kimseyle konuşmamı yasakladılar. Bir başka sefer, yalnız tekdüze ve ç-o-o-k yavaş konuşmama izin verdiler. Bu yaklaşımın yardımı olduysa da, konuşmalarım sırasında çoğu uyuyakaldığından bana yılan terbiyecisi lakabı taktılar.

Yehova’nın Şahitleriyle Karşılaşmam

1984’te bir yaz günü kent merkezinde gezinirken iki genç adam yanıma yaklaştı. Beni şaşırtan dış görünüşleri değil söyledikleriydi. Onlar, Tanrı’nın bir hükümeti, bir krallığı olduğunu, bunun insanlığın tüm sorunlarını çözeceğini söylediler. Bana telefon numaralarını verdiler ve sonra onları aradım.

O sırada, Çekoslovakya’da Yehova’nın Şahitleri kanunen dinsel bir teşkilat olarak tanınmıyordu. Böyle olmakla birlikte çok geçmeden ilgim o derece arttı ki onların ibadetlerine katılmaya başladım. Şahitlerin birbirlerine karşı ilgi ve sevgisini hissedebiliyordum.

Güven Duymaya Doğru

Konuşma sorunuma yardım, Yehova’nın Şahitlerinin cemaatlerinde her hafta yönetilen bir program olan, Konuşma Yeteneğini Geliştirme İbadeti ile geldi. Bu programa kaydolmaya ısrarla teşvik edildim ve kaydoldum. Programda kullanılan Konuşma Yeteneğini Geliştirme Rehberi’nde sunulan önerilere dayanarak akıcılık, telaffuz, anlama göre vurgu ve ses değişimi gibi konuşma nitelikleri üzerinde çalıştım.a

Mukaddes Kitap okuması şeklindeki ilk konuşmam tam bir fiyaskoydu. Son derece heyecanlıydım ve kendimi eve zor attım. Sıcak bir duş ilaç gibi gelmişti!

O ilk öğrenci konuşmamdan sonra ibadetin nazırı, benimle kişisel yönde sevgiyle ilgilenmeye başladı. Yapıcı öğütler vermekle kalmayıp beni övdü de. Bu bana tekrar tekrar deneme cesaretini verdi. Kısa süre sonra 1987’de vaftiz edilmiş bir Şahit oldum. Birkaç ay sonra Prag’dan küçük, sessiz Žďár nad Sázavou kasabasına taşındım. Yöredeki şahitlerden oluşan küçük grup beni sıcak bir şekilde karşıladı. Onlar, halen oldukça tutuk olan konuşmamı da kabullendiler ve bu kabul özsaygımı güçlendirdi.

Zamanla küçük bir Mukaddes Kitap tetkik grubunu idare etmeye başladım ve sonra ilk umumi konuşmamı verdim. Sonunda, Çekoslovakya’daki hükümet değişikliğinden sonra komşu cemaatlerde bu tür konuşmalar vermeye başladım. Tanımadığım çevrelerde konuşma sorunum yeniden ortaya çıktı. Ancak pes etmedim.

Özel Zorlukları Göğüslemek

Bir gün ihtiyarlardan biri beni işyerine davet etti. Şöyle dedi: “Petr, sana iyi bir haberim var! Önümüzdeki çevre toplantısında programda yer almanı istiyoruz.” Bayılacağımı sanıp oturma ihtiyacı duydum. Arkadaşımı hayal kırıklığına uğratarak teklifi kibarca geri çevirdim.

Verdiğim bu ret cevabı yakamı bırakmadı. Aklımdan bir türlü çıkaramıyordum. İbadetlerde ne zaman Tanrı’ya güvenmekten söz edilse, o ret cevabını acıyla hatırlardım. Bazen ibadetlerde Gideon’un Tanrı’nın yönlendirmesi altında nasıl sadece 300 adamla tüm Midyan ordusu ile karşı karşıya geldiği anlatılırdı. (Hâkimler 7:1-25) İşte o, Tanrısı Yehova’ya gerçekten güvenen bir adamdı! Bu görevi geri çevirirken Gideon’un örneğini izledim mi? Bunu yaptığımı söylersem pek dürüst davranmış olmayacaktım. Utanıyordum.

Buna rağmen iman kardeşlerim bana yardım etmekten vazgeçmediler. Bana başka bir fırsat tanıdılar. Bir özel toplantı günü programında yer alma daveti aldım. Bu kez kabul ettim. Bu imtiyazdan dolayı minnettarsam da doğrusunu söylemek gerekirse insanlarla dolu bir toplantı yerinde topluluğa konuşma verme fikri aklımı başımdan aldı. Gerçekten Yehova’ya olan güvenimi artırmak üzere çalışmalıydım. Ama nasıl?

Diğer Şahitlerin O’na olan imanını ve güvenini adamakıllı ve dikkatlice inceleyerek. Bunu yapmak beni güçlendirdi. Hatta arkadaşımın altı yaşındaki kızı Verunka tarafından yazılan bir mektup bile bana iyi bir örnek oldu. Şöyle yazıyordu: “Eylülde okula gidiyorum. Tarafsızlık konusunda neler olacak bilmiyorum. Yehova’nın İsrail için savaştığı gibi benim için de savaşacağına inanıyorum.”

Evet, bunlar başlangıçta sözünü ettiğim özel toplantı günü programının öğleden sonraki kısmına götüren olaylardan bazılarıydı. Hararetle dua etmiştim. Artık bu büyük dinleyici topluluğu önündeki kaygım, konuşmamın akıcılığından çok Tanrı’nın yüce ismine hamt etmekti.

İşte, önümde bir mikrofon, yüzlerce insanın karşısındaydım. O zaman haberciden çok haberin önemli olduğunu kavrarken derin bir nefes alarak konuşmama başladım. Sonradan, durum değerlendirmesi yapacak zamanım oldu. Heyecanlı mıydım? Kuşkusuz, hatta birkaç kez kekeledim bile. Yine de Tanrı’nın desteği olmasaydı biliyorum ki hiç mi hiç konuşamazdım.

Sonra bir iman kardeşimin bir zamanlar söyledikleri üzerinde derin derin düşündüm: “Kekemelik sorunun olduğu için mutlu ol.” Bunu söylediği zaman gerçekten şaşırmıştım. Nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Geriye baktığımda şimdi ne demek istediğini anlıyorum. Konuşma sorunum kendimden çok Tanrı’ya güvenmeme yardımcı olmuştu.

O özel toplantı günü öğleden sonrasından bu yana birkaç yıl geçti. Bu yıllar boyunca büyük dinleyici toplulukları önünde başka konuşma imtiyazlarına sahip oldum. Žďád nad Sázavou’daki cemaate bir ihtiyar ve aynı zamanda bir öncü (Yehova’nın Şahitlerinin dolgun vakitli hizmetçisi) olarak atandım. Düşünebiliyor musunuz! Sonra, ibadetlerde haftalık öğretim için harcadığım zamanın dışında her ay Tanrı’nın Gökteki krallığı hakkında başkalarıyla konuşmak üzere yüzün üzerinde saat harcadım. Ve şimdi her hafta farklı bir cemaatte konuşmalar veren bir çevre nazırı olarak hizmet ediyorum.

Kutsal Yazıların İşaya kitabında “pelteklerin dili açıkça söylemekte tez olacak,” diyen bu özel peygamberliği ne zaman okusam yüreğim takdir duygularıyla dolar. (İşaya 32:4; Çıkış 4:12) Kendisine şeref, hamt ve izzet verilmesi için ‘açıkça söylemek’ üzere bana yardım ederek Yehova gerçekten benimle oldu. Çok merhametli Tanrımıza hamt etmekten memnun ve mutluyum.—Petr Kunc tarafından anlatılmıştır.

[Dipnot]

a Kule Kitapları tarafından yayımlanmıştır.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş