Watchtower ONLINE KÜTÜPHANE
Watchtower
ONLINE KÜTÜPHANE
Türkçe
  • KUTSAL KİTAP
  • YAYINLAR
  • İBADETLER
  • w85 1/7 s. 31-32
  • Okuyucuların Sordukları Sorular

Bu kısım için bir video yok.

Üzgünüz, video yüklenirken bir hata oluştu.

  • Okuyucuların Sordukları Sorular
  • Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
  • Benzer Malzeme
  • Alkolizm—Gerçekler ve Efsaneler
    Uyanış!—1983 (Bilimsel Seri 5-8)
  • Alkollü İçkiler Hakkında Dengeli Tutum
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • Alkollü İçkiler Hakkında Tanrı’nın Görüşü
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2010
  • İçki İçmek Konusunda Dengeli Bir Görüşü Koruyun
    Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—2004
Daha Fazla
Gözcü Kulesi Yehova’nın Gökteki Krallığını Duyurur—1985 (Dinsel Seri 48-60)
w85 1/7 s. 31-32

Okuyucuların Sordukları Sorular

Yehova’nın Şahitleri acaba alkolizmi bir hastalık olarak görüyorlar mı?

Birçok insan, alkolizmin geniş anlamına göre, alkole bağımlılıktan hastalık olarak söz eder. Bunların arasında araştırıcılar, doktorlar ve alkolik kişilere yardım edenler de vardır, çünkü birçoğu alkolizmi tarif ederken veya tanımlarken “hastalık” veya “illet” gibi terimler kullanır. Örneğin, Mayıs 1984 tarihli Science Digest dergisi şöyle demektedir:

“Alkolizm, hâlâ açıklanması araştırılara konu olan bir hastalıktır. Bir zamanlar sadece zihinsel bir illet olarak görülürken, şimdi onun genetik ve biyokimyasal yönleri olduğu da düşünülmektedir . . . . Yakın tarihlerde elde edilen bazı bulgular, İsveç’ten gelen eski delilleri destekleyerek, alkol suiistimalinin çok defa bir ailede ‘nesilden nesile’ geçtiğini göstermektedir.”—Sayfa 16.

Bununla beraber, alkolizmi bir hastalık olarak görmekte ihtiyatla davranmak için bazı nedenler vardır. Bazı alkolikler ve başka kişiler, içmeye veya fazla içmeye bağımlılıklarını bir hastalık diye niteleyerek içmenin ellerinde olmadığını ileri sürmüş ve böylece bu durumu mazur göstermeye eğilimli olmuşlardır. Diğer bazı kişilerin ise alkolik birisinin bu soruna biyolojik bir yatkınlık veya vücudunun alkole karşı arızalanmış biyokimyasal bir tepki gösterdiği takdirde onun bu durumdan ahlaksal yönden sorumlu tutulmayacağının düşündükleri anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan Tanrı’nın hizmetçileri her şeyden önce Tanrı’nın bu sorunla ilgili görüşünü göz önünde tutarlar. O’nun görüşü ise bir süre için moda olan, fakat daha sonra değiştirilen veya tamamen terk edilen tıbbi veya psikolojik fikirler gibi olmayarak adil, dengeli ve süreklidir. Yehova’nın kâmil Sözü sarhoşluğu açıkça mahkûm ederek onu, kişinin Tanrı’nın Krallığına girmesini engelleyen şeyler arasında sayar. (Galatyalılar 5:19-21) Romalılar 13:12, 13 şu öğüdü verir: “Gece ilerledi, ve gündüz yaklaştı; imdi karanlık işlerini üzerimizden atalım, ve nur silâhlarını kuşanalım. Maskaralık ve sarhoşlukla değil, fuhşiyat ve yolsuzlukla değil, niza ve hasetle değil, gündüzdeki gibi iyi hal ile hareket edelim.” Bazı olaylarda biyolojik yatkınlıklar söz konusu olup, bazılarını, alkolizmi tıbbi bir sorun veya hastalık olarak görmeye sevk etse bile, Tanrı’nın hizmetçileri bu sorunu ahlaksal yönlerinin farkındadırlar.

Resul Petrus İsa’nın takipçilerine şöyle yazdı: “Çünkü fücurda, şehvetlerde, sarhoşluklarda, maskaralıklarda, içki âlemlerinde ve caiz olmıyan putperestliklerde yürümüş olarak, Milletlerin muradını işlemek için geçmiş olan vakit yeter; fıskın aynı ifratına onlarla beraber koşmamanızı size söverek garip görürler.” (I. Petrus 4:3, 4) Petrus nakâmil olduğundan dolayı insanın durumunu anlıyordu. Böyle olmakla birlikte o, alkolle ilgili sorunlara karşı genetik veya biyolojik yatkınlık gösterenlerin dışında tüm Mesih’in takipçilerinin aşırı şarap içmekten döndüklerini söylemedi. Aslında resul Pavlus, İsa’nın bazı takipçilerinin eskiden fuhuş işleyen, çalan, sarhoş olan ve gasp edenler olduklarını söyledi. Kendilerini böyle ahlaksal sorunlara kaptıranların nedenleri ne olursa olsun, değişmeleri mümkündü, ve onlar gerçekten değiştiler. Pavlus şöyle dedi: “Fakat yıkandınız, fakat takdis olundunuz, fakat Rab İsa Mesih isminde ve Allahımızın ruhunda adil kılındınız.”—I. Korintoslular 6:9-11.

Böylece, alkolizmden hastalık diye söz edilsin veya edilmesin, Tanrı’nın Sözündeki yüksek ve iyi standartları tutmalıyız. Herhalde biri, zaptınefs eksikliği, ırki veya ailevi etki, hatta bir biyolojik bozukluk yüzünden alkole karşı bağımlılık geliştirmişse, bunu bertaraf etmeye çalışmalı ve bunun için kendisine duygudaşlık gösteren bazılarından yardım isteyebilir.a Böylece bir kişi, ‘bedende baki kalan vaktini artık insanların arzularına değil, fakat Allahın iradesine göre yaşasın.’—I. Petrus 4:2.

Musa gerçekten alçakgönüllü ve haddini bilmiş idiyse Sayılar 12:3’te nasıl ‘Musa’nın bütün adamlardan ziyade alçakgönüllü veya yumuşak huylu olduğunu yazabildi?

Bunu yazmak kolay olmuş değilse de Musa bu tanımı Tanrı’nın ilhamı altında yapabilmiştir.

Mukaddes Kitabın Tanrı tarafından ilham edilmiş olduğunun bir delili yazarlarının açıksözlülüğüdür. Mukaddes Yazıları kaleme almak üzere Tanrı’nın kullandığı Musa ve başka erkekler olağanüstü biçimde açıksözlü şeyleri yazdılar. Örneğin, kendi ağabeyi ve ablası dahil olmak üzere kendi kavminin kusur ve günahlarının kayda geçirdi. (Çıkış 16:2, 3; 17:2, 3; 32:1-6; Levililer 10:1, 2) Musa kendisini de esirgemedi; kendi hatalarını açıkça anlattı, hatta Tanrı tarafından tedip edilmesine yol açan kabahatlardan bile söz etti. (Sayılar 20:9-12; Tesniye 1:37) Böylece Musa’nın, kendisinin olağanüstü şekilde yumuşak huylu olduğunu yazması ancak tutarlı bir harekettir. Bu da herhalde Yehova’nın onun kayda geçirilmesini istediği bir gerçekti. Musa’nın bunu yazarken bulunduğu ortam bu noktanın bir örneğidir. Kendi yetkisine meydan okuyan Miryam ve Harun’a kızmaktansa Musa Yehova’nın durumu düzeltmesine müsaade etti.

Musa Mesih’in bir tipiydi. (Tesniye 18:15-19) Böylece Tanrı Musa’nın huy yumuşaklığına dikkati çektiği zaman bu arzu edilir niteliğin Mesih’te de bulunacağına dair garanti verdi. İncildeki İsa’nın gösterdiği huy yumuşaklığı çekici değil mi, bizi ona yaklaştırmaz mı ve ona dayanmamız için bize sebep vermez mi?—II. Korintoslular 10:1; İbraniler 4:15, 16.

Bir kişi Yehova’nın Şahitlerinden biri olduktan sonra hep öyle mi sayılır?

Hayır, Yehova’nın Şahitleri ‘Birisi üyemiz oldu mu, daima üyemizdir diye söyleyen dinler gibi değildir. Kişilerin küçük bir yüzdeliği Tanrı’nın cemaati ile olan ilişkilerini kesmeye karar verir veya suç işleyip tövbe etmeyenler cemaatten çıkarılır.

Bu olayda İsa’nın birçok şakirdi ondan ayrılıp “artık onunla gezmiyorlardı.” (Yuhanna 6:66) Mukaddes Kitap aynı zamanda İsa’nın bir takipçisinin tövbe etmeyerek cidden suç işlemeye devam ettiği takdirde cemaatin bu ‘kötü adamı kendi aralarından çıkarıp onunla karışıp görüşmemek’ zorunda olduğunu yazıyor.—I. Korintoslular 5:9-13.

Böylece günümüzde İsa’nın bir takipçisi günah işlemeyi alışkanlık haline getirirse, ruhi yeterlikleri olan ihtiyarlardan oluşan bir heyet onunla görüşecektir. Onlar onun tövbe gösterip göstermediğini ve eski durumuna dönmek için yardım kabul edip etmeyeceğini görmek isterler. (Galatyalılar 6:1) Kişi bunu reddederse, ihtiyarlar Mukaddes Kitabın talimatı üzerine ‘cemaatin mayasız kalması’ için suçlu kişiyi müşareketten keserler.—I. Korintoslular 5:7.

Veyahut, Yuhanna 6:66’da belirtilmiş olduğu gibi, bazen bir Şahit hakikat yolunu terk etmeye kendiliğinden karar verebilir. Heyet onun yaptığı suçu incelemeye başladıktan sonra kendisi bu yöndeki kararını bildirebilir. Yazılı olraak veya şahitler önünde cemaatle olıan ilişkilerin kesmek ve artık bir Şahit olarak tanınmak istemediğini belirtebilir. O zaman ihtiyarlar için incelemelerine devam etmeye gerek kalmayacaktır. Bununla birlikte, ihtiyarlar kişinin ilişkisini kestiğini kısa bir ilanla bildirecektir; böylece cemaat kişinin ‘onlardan çıktığını’ bilecektir. (I. Yuhanna 2:19) Ondan sonra onlar onun ‘kötü işlerine hissedar olmamamk için onu eve kabul etmeyerek ve selam vermeyerek’ ilham edilmiş emre uyacaklardır.—II. Yuhanna 10, 11.

Dolayısıyla hiç kimse cemaatin bir üyesi kalmaya zorlanmaz. Oysa Yehova’nın Şahitlerinin büyük çoğunluğu, gönüllü olarak İsa’nın yanında kalan, onun yardımını alan ve Tanrı’nın cemaatinin sıcak müşareketinden yararlanan resullerin tutumuna sahiptir.—Luka 22:28.

[Dipnot]

a Bilimsel Seri 8. kitap s. 4-11’e bakın.

    Türkçe Yayınlar (1974-2026)
    Oturumu Kapat
    Oturum Aç
    • Türkçe
    • Paylaş
    • Tercihler
    • Copyright © 2025 Watch Tower Bible and Tract Society of PA
    • Kullanım Şartları
    • Gizlilik İlkesi
    • Privacy Settings
    • JW.ORG
    • Oturum Aç
    Paylaş