Gerçeklerle Yüzleşelim: Günlerimizde Tütün
HARVARD Üniversitesi Tıp Fakültesi Health Letter (Sağlık Mektubu) adlı yayınının editörlerinden biri, sigara içme isteğinin oluşabileceğine şaşırarak şu soruyu soruyor: “Çok tutucu olan kraliçe Viktorya zamanında [1870’ler] ayıplanan ve ortadan kalkmaya yüz tutan bu kötü alışkanlık neden birdenbire tekrar canlanıp kök saldı?” Yakın zamanda yapılan bir ilan, sigara içen kadınları övmektedir. Tarihçiler, insanların tütüne alışmalarına reklam ve savaşların neden olduğunu söylüyor. Kısa bir süre önce yapılan bir araştırmada, “sigara içenlerin kalp ve zihinlerini kazanmak için bu sanayiin açtığı savaşta, alışkanlığın en güçlü müttefikinin reklamcılık olduğu” söyleniyor. Bu gerçektir, ancak bu konuda başka neler söylenebilir?
GERÇEĞİN ARDINDAKİ GERÇEK
Mukaddes Kitabı dikkatle tetkik edenler için sigara devrinin anlamı kolayca gözardı edilemez. Neden? Çünkü bu devir—özellikle 1914’ten bu yana—önemli bir peygamberliği gerçekleştirmiştir. Önce, 1914’te, I. Dünya Savaşında ‘millet millete karşı’ kalkmıştır. Daha sonra da İsa Mesih’in önceden bildirdiği gibi, insan toplumu ‘artan kanunsuzlukla’ karışıklık içine itilmiştir. Savaş, insanları hayal kırıklığına uğratıp, 19. yüzyıldaki değer yargılarını altüst edince, bu, sigaranın eşsiz şekilde zafer kazanmasına yol açtı.—Matta 24:7, 12.
Dünya, 1914’te bir kaygı devrine girdi ve sigara sanayi gelişti. Birçok kişi, Mukaddes Kitabın “çetin anlar” diye adlandırdığı zamanın zorluklarıyla başedebilmek için kendilerini bu alışkanlığa verdi. Reklamların çekiciliği ve nikotine karşı duyulan bağımlılık, toplumun yeni ruh durumu, kişilerin isteklerine düşkün olmasına yardımcı oldu. Mukaddes Kitap, gayet yerinde olarak son günlerde insanların “zevki Allahtan ziyade seven” olacaklarını söylemişti.—II. Timoteos 3:1-5.
Bütün bunlar, zamanımızın acilliğini anlamamıza yardımcı olmalıdır. İsa’nın ‘uyarıları dikkate almadıklarını’ söylediği bazı insanların aksine, bizler, tarihten ders alabiliriz. Mukaddes Kitap, ümidimizi, dünyayı düzeltmek için yapılan verimsiz kampanyalara veya milletlerin kötü alışkanlıklarını bir gün bırakacaklarına dair boş hayallere değil, Tanrı’nın gökteki Krallığına bağlamamızı teşvik ediyor.—Matta 24:14, 39.
DÜNYA BU ALIŞKANLIĞI BIRAKABİLİR Mİ?
Dünyanın tütün alışkanlığını bırakma ihtimali pek ümit verici değildir. British Royal College of Physicians (Britanya Kraliyet Doktorlar Birliği), sigaraya karşı ilk uyarısını 1962’de yapmıştır; oysa 1981 yılında İngilizler, 110 milyar sigara satın aldılar. A.B.D. Sağlık Dairesi, sağlık tehlikeleriyle ilgili ilk uyarısını 1964’te yaptı. Ancak hemen ertesi yıl satışlar rekor düzeye erişti. 1980 yılında, her paketin üzerinde Sağlık Bakanlığının sağlıkla ilgili uyarısı bulunmasına rağmen, Amerikalılar, 1964 yılındakinden 135 milyar sigara daha fazla sigara satın aldılar. Bugün dünyada her yıl 4 trilyon sigaranın satıldığı bir gerçektir.
Siz, sigara içseniz de içmeseniz de, tütün piyasasında dönen paradan, hükümetlerin ve politikacıların tütün ticaretine son vermeye pek niyetleri olmadığını anlayabilirsiniz. Örneğin, sadece A.B.D.’de her yıl sigaradan 350.000 kişinin ölmesine karşın, tütünden 21 milyar dolar vergi sağlanmaktadır. Doğrudan veya dolaylı olarak, iki milyon kişiye iş sağlanmaktadır. Tütün şirketleri ise, büyük paralar harcamaktadırlar. Dünya çapında 2 milyar dolarlık reklam harcaması yapılmaktadır ki, American Cancer Society ve American Lung Association’un sigara içmemeyi teşvik ve eğitim programlarına harcadığı 7 milyon dolar bunun yanında hiç gibidir.
Lütfen, Birleşmiş Milletlerin iki ayrı teşkilatının tütün politikasıyla ilgili hayrete düşüren zıt tutumuna bir göz atın. WHO (Dünya Sağlık Teşkilatı) kısa bir süre önce, Üçüncü Dünya ülkelerindeki “sigara içme salgını”nı önlemenin, “sağlığı düzeltip, hayatı uzatma konusunda yapılacak önleyici herhangi başka bir tıbbi faaliyetten çok daha yararlı” olacağını ilan etti. Oysa, FAO’ya (Gıda ve Tarım Örgütü) göre, Üçüncü Dünya ülkelerinde “tütün yetiştiriciliği kırsal alanda geniş iş alanları açmaktadır.” FAO, tütünü “vergi geliri için çok önemli ve kolay bir kaynak” olarak tarif ediyor ve çiftçilerin “tütün yetiştirmek”, hükümetlerin de “tütün üretimini teşvik için kuvvetli nedenleri” olduğunu söylüyor.
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK
Evet, özellikle 1914’ten bu yana, sigara ile ilgili durum bazı çetin gerçeklerle yüzleşmemizi gerektiriyor. Bazıları “çok hoş bir his veriyor, sen de iç” diyorlar. Ancak sigara içmekle akciğer ve kalp hastalıkları arasındaki bağı ortaya çıkaran gerçekler, bu kadar dar görüşlü olmamızı engeller. İngiltere’de, sigaranın, trafik kazalarının sekiz katı insanın ölümüne neden olduğu söylenmektedir. Manchester Guardian Weekly’deki bir habere göre, bu alışkanlık, “yüzyılımızdaki bütün savaşlarda ölenlerden daha çok kişinin ölümüne neden olmuştur.”
Müptela olma konusunda acaba ne denilebilir? Acı gerçek, nikotinin uyuşturucu alışkanlığı yaptığıdır. Düşünen birçok kişi, sigaranın, ahlaksal ve ruhsal tahribinin de göz ardı edilemeyeceği kanısındadır.
AHLAKSAL İTİRAZLAR
İsa’nın takipçileri, tütün kullanımıyla ilgili tıbbi ve sağlık yönündeki uyarılara oranla, ahlaksal değerlere ve Mukaddes Kitap uyarılarına daha çok önem verirler. Tütün kullanımı animizm, ispritizmacılık ve insan yapısı tanrılara tapınmakla başlamıştır ve bütün bunlar Mukaddes Kitap tarafından, kişiyi Yaratıcı’dan uzaklaştıran ve aşağılayan uygulamalar olarak mahkûm edilmektedir. (Sayfa 4’teki “Sevilen Kutsal Yaprak” başlıklı makaleye bakınız.) (Romalılar 1:23-25) Sigara içmek, kirli, tehlikeli ve Tanrı’nın standartlarına aykırıdır. (II. Korintoslular 7:1) Daha önemlisi, bu alışkanlık “farmakia”ya dahil edilmektedir ki, bu da, Mukaddes Kitapta, kullanıldığında ruhen zarar verici ve batıl uygulamaları içeren bir terimdir.—Vahiy 21:8; 22:15.
Dolayısıyla, bir kimsenin, sağlığı, komşusunun teneffüs ettiği havayı kirletme ve kolayca etkilenen gençlere aynı şeyi yapmayı teşvik etme pahasına, zevki için bu alışkanlığı devam ettirmesine karşı ciddi ahlaksal itirazlar olabilir. Sigara içen birçok kişi, biraz düşünüp durumunu belki acıyla gözden geçirirse, hem kendi hem de sevdiklerinin yararı için sigarayı bırakmak mecburiyetinde olduğuna karar verebilir.
SÜRECİ TERSİNE ÇEVİRMEK
Tütün alışkanlığından kurtulmak için gayret ederseniz, hem kendi vücudunuzdan hem de çevrenizden baskı görebilirsiniz. Sigara içiyorsanız, vücudunuz nikotine bağımlı haldedir. Sigara içen birçok kimsenin yüzyıldan beri duyduğu şiddetli arzuyu siz de hissedersiniz. Sokak ve dergi ilanları bu alışkanlığı hep zevk, hürriyet, macera, güzellik ve lüks ile bağdaştırıp, devamlı sergilemektedir. Sizinle beraber sigara içenler sigara içmeyi normal, güvenilir, masum, zevk verici, modern ve şık bir şey gibi görme eğilimindedirler. Böylece, sigara içmek zihninizde yer eder.
Kısacası, bu alışkanlıktan kurtulmak için dünyayı kendisine bağımlı kılan bu süreci tersine çevirmelisiniz. Bu sayfada bulunan çerçevedeki gibi bazı pratik öneriler, bundan kurtulmanıza yardımcı olabilir; ancak ilk adım çok önemlidir: Neden bırakmak istediğinizi bilin. Dr. C.F. Tate, American Medical News dergisinde şöyle diyor: “İnsan bu kararı bizzat vermelidir. Karar verildikten sonra, savaşın en büyük kısmı kazanılmış demektir.”
Ya sizin şahsen yapabildiğiniz değişiklikleri yapamayanlar veya yapmak istemeyenler için ne denilebilir? İnsan toplumu herhalde sigara aşkı gibi, sağlığı yok edici alışkanlıklardan salt kendi gayretiyle vazgeçmeyecektir. Fakat, Tanrı’nın, “yeri harap edenleri harap” edeceğini vaat ettiğinden emin olun. (Vahiy 11:18) Tanrı’nın bu harabiyeti yerine getirmek için kullanacağı vasıta ise, gökteki Krallık hükümetidir. Onun, bir gün, yeryüzünün her tarafında tamamen ruhsal, ahlaksal ve fiziksel sağlığı iade edeceğine güvenebilirsiniz.—İşaya 33:24.
[Sayfa 9’daki grafik/resim]
(Ayrıntılı bilgi için lütfen yayına bakın.)
Yılda iki milyar dolarlık reklam harcamasının yanında sigara içmemeyi teşvik eden eğitim programlarında harcadığı yedi milyon dolar hiç gibidir.
Sigara içmemeyi teşvik eden eğitim
7 milyon
Sigara reklamı
2 milyar
(her kare bir milyon dolara eşittir)